ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
25 şubat 2022 galatasaray barcelona eşleşmesi
-
(bkz: eski gücünde değil)
fatih terim şu an evdeki koltukları yumrukluyordur nou camp'taki etrafında dönen kamera pozunu kaçırdığı için.
suprematizm
-
evinizde feng shui etkisi yaratacak tabloların yaratıldığı, sanatı bir objeye bağlı kalmaktan kurtarmaya çalışan ve geometrik soyutlama temeline dayanan sanat anlayışıdır.
polonya asıllı rus ressam kazimir maleviç, adını kendi koyduğu suprematizm akımının kurucusudur. adı, maleviç'in suprematist sanatın gelmiş geçmiş tüm sanatlardan daha üstün olacağına ve “resim sanatında saf duygu veya algının üstünlüğüne” yol açacağına olan inancından gelmektedir. yani tüm mesele hissetmek ve önceki sanat akımlarından uzaklaşmaktır.
maleviç'in, sanatın dünyayı yeniden şekillendirmeye hizmet edebileceği ve dünyaya farklı şekillerde bakmamızı sağlayabileceği gibi çılgın fikirleri vardı. bu yüzden çalışmalarından gerçek dünyanın ikonografisini tamamen kaldırdı ve izleyiciyi eserleriyle baş başa bıraktı. izleyiciyi "neyi-nasıl-ne şekilde" göreceği konusunda özgür kılmak, suprematist düşüncenin de temelini oluşturdu. bu yaklaşım sayesinde bunun gibi başyapıtlar doğdu:
kazimir malevich, black cross, 1923
maleviç, suprematizmin ilerleyişini üç evreye ayırmıştır: hareketin başlangıcını, yani resmin 'sıfır derecesini' işaret eden siyah evre; boşlukta hareket hissi yaratmak için renk ve şekil kullanımına odaklanan renkli evre ve tam bir nesnesizlik, yani "hiçlik" felsefesini işaret eden beyaz evre.
başta kazimir maleviç olmak üzere, hareketin önemli sanatçıları arasında yer alan el lissitzky, lazar khidekel, alexander rodchenko, ilya chashnik ve olga rozanova gibi suprematistler, bir resmin sanat eseri olmasının önüne geçmeden 'sıfır derecesine' ulaşmak istedikleri için eserlerinde kareler, daireler, haçlar ve düz yüzeyler gibi çok basit motifler kullanmışlardır.
lazar khidekel, suprematist composition with blue square, 1921
temelinde saflık, sadelik, düzen ve maneviyat bulunan suprematizm temalı resimler için:
moma
the stedelijk museum
toefl
-
speaking 5. soru için kendimce derlediğim kalıpları da vererek aradan çıkıyorum. 6. soru için kalıpları notefull'dan bulabilirsiniz.
5. soru sadece listening'ten oluşuyor. 3 ve 4'teki gibi reading - listening entregre değil. burada muhabbet biri kadın biri erkek iki öğrenci arasında geçiyor ve ortada campus- related bir sorun oluyor. öğrencilerden biri oda arkadaşı yüzünden uyuyamıyor ya da biri ödevi göndereceği gün dosyayı yanlışlıkla siliyor vs. bunu üzerine diğeri sorunu olan arkadaşı dinliyor ve iki çözüm önerisinde buluyor ve sorunu olan kişi de bu çözümleri değerlendiriyor. sizden de sorunu ve çözüm önerilerini özetlemek ve bu iki çözüm önerilerinden size daha mantıklı geleni anlatmak isteniyor. yani soru şudur:
explain the problem. state which of the two solutions you think is better and why?
yardımcı ifadeleri veriyorum:
sorunu özetlemek için:
the man’s/woman’s problem is that ………..(sentence)………….
the problem the man/woman has is that ………….(sentence)……………….. and the students discuss two solutions.
çözümlerden bahsetmek için:
first, …………(sentence) ………………
second, …………….(sentence)…………………….
ya da:
firstly, she/he suggests/recommends v+ing
secondly, he/she suggests/recommends that subject + verb base (she suggests that the student take a quick nap between classes).
sizin görüşünüz:
ıf ı were the man/woman, ı would choose the second/ first solution.
ı think / ın my opinion, the second/first one is better because ……………………….
seçtiğiniz öneri hakkında daha fazla detay için:
like the man/woman said, the student can/might ....
that’s why …………………..
uber hırsızlık yapan korsan bir taksidir
-
(bkz: gazete damga ne amk?)
hazır konu açılmışken yazayım, dinleyin lan taksici sürüsü, sizin plakalara bayıldığınız para bizi ilgilendirmiyor. işler bu noktaya gelene kadar her türlü itliği şerefsizliği çakallığı yapıp über gelince "gorsan bunlaaar" diye feryat etmeye hakkınız yok. bu saatten sonra adam olmazsınız, pislik yuvası mafya meslek odanız kıçını da yırtsa artık insanların size itimadı kalmadı. bokunuzda boğulun..
edit: başlığı açan taksici borazanı anti-uber fikirlerini benimle özelden paylaşıyor şu an. bu uber hakkında ilk başlığı değil, ve maksatlı olduğu da çok belli. sadece bir haberi duyuruyormuş. ticari dergilerdeki haber kılıklı reklamlarla gerçek haberi ayırt edebilecek düzeydeyiz aslanım.
edit2: evet taksicilerimiz medeni bir şekilde haklarını arıyorlar işte hak arayışları lan bu adamların kullandığı arabalarda yemin ederim kelle koltukta yaşıyoruz.
zengin semtlerin ortak özellikleri
-
çok fazla otobüs geçmiyor olması. gidin bakın bağcılara. 5 dakikada bir otobüs bulursunuz. ama bir tarabyaya, bir nişantaşına gidemezsiniz. iyi ki fakiriz yoksa saatlerce otobüs bekleyecektik asşdlaişsldi.
didem soydan'ın yaşadığı big dick polemiği
restoran ve lokanta arasındaki fark
-
restoranda kuver açılır
lokantada masada ekmek dolu bir kova ve birkaç şişe su olur
restoranda paltomuzu vestiyere asarız
lokantada paltomuzu yandaki sandalyeye koyarız
restoranda masa hazırlanır / hazırdır
lokantada masa ıslak bezle silinir
restoranda yemekten sonra çay, kahve ne arzu ettiğimiz sorulur
lokantada fazla sorulmaz, çay zaten getirilir
restoranda çeşit çeşit tatlı olur
lokantada kemalpaşa ve sütlaç olur
restoranda garsondan hesabı rica ederiz,
lokantada "usta günahımız neymiş bilelim" deriz.
hacı baba döner
-
ne yaptın dükkanı açarken yetim hakkını sermaye olarak mı kullandın dayı koskoca bakan enseledi seni aq
breaking bad
-
5. sezonunun 6. bölümünde inanılmaz bir detay saklayan dizidir.
--- spoiler ---
walt'un "bu partiyi ben tek başıma bitiririm, sen git." dedikten sonra ıslık çalarak tutturduğu melodi, queen'in lily of the valley şarkısının melodisi!
--- spoiler ---
türkler deveye biniyor zannetmek
-
merak etmeyin 10 seneye kadar türkler deveye binmiyor ya da biz arap değiliz diye anlatmanıza gerek kalmayacak.
edit : ne demek istiyorsun diye mesajlar geliyor şaka gibi hahaha. 10 yıl sonra ülkedeki arap nüfusu ve arap kültürünün yayılma hızı göz önüne alınarak yapılmış ufak bir mümin latifesi sadece.
edit 2: deve sever çaylak arkadaşlar tarafından saldırı altındayım. bakın arkadaşlar benim deveye binen arkadaşlarım da var. lütfen.
sözlükçülerin 20 defadan fazla izlediği filmler
-
(bkz: ruh hastası sözlük yazarları)
kanser
-
3 kere (7 oldu) ameliyatını olduğum, peşimi bırakmayan hastalık.
cinsi paratiroid kanseri. çok nadir görülüyor.
üniversite son sınıf öğrencisiydim. bulantı, kusma, baş dönmesi vs gibi şikayetlerden sonra antalya'daki okulumdan mezun olup izmir'e ailemin yanına geldim. önce neyim olduğu uzun süre bulanamadı. beyin tomografileri, kan sayımları vs vs vs. bir gün 9 eylül üniversitesi'ndeki bir nörolog tahlillerimde kalsiyum değerimin çok yüksek olduğunu söyledi. tetkikler yapıldıktan sonra boynumdaki paratiroid bezlerinden birinin anormal davrandığı anlaşıldı. çünkü kemiklerden vücuda çözülen kalsiyum miktarını paratiroid bezlerinden salgılanan parathormon belirliyor. neyse ameliyat dendi. biz daha o zaman kanserin k'sini bilmiyoruz. annem başıma gelen her doktora, gereken neyse yapın, oğlum çok genç, yeni mezun gibi söylemlerde bulunuyor, ben de anneme sanki doktorlar işini bilmiyor, anne lütfen sus gibi şeyler söylüyorum, doktorlara gereksiz telkinlerde bulunduğu için anneme kızıyorum.
bu paratiroid zıkkımının kanser vakaları çok nadir olduğu için doktor nasıl olsa kanser değildir diye boynumdaki bezi 8 parçaya ayırıp çıkarıyor.
kanımdaki parathormon ve kalsiyum değerleri düşüyor ve 3-5 gün sonra taburcu oluyorum. eve geldiğimde patoloji raporunda yazan karsinoma ile uyumlu görüldü sözündeki karsinom kelimesini sözlüklerde aratınca kötü huylu tümör olduğunu öğreniyorum ve başımdan aşağı kaynar sular dökülüyor. patolojiyi yapan doktorla konuşuyorum ve paratiroid kanserlerinin çok nadir görüldüğünü, boynumdakinin kanser olup olmadığını söylemenin bile çok zor olduğunu söylüyor ve içini ferah tut diyor. ben de nasıl olsa parathormon ve kalsiyum değerlerim düşük diye içimi rahat tutuyorum.
yeni mezun olmama rağmen, bir iş bulup çalışmaya başlıyorum. her şey güzel gidiyor. 4-5 ay geçiyor ve her ay yapılan tahlillerde pth ve kalsiyum değerlerim giderek yükseliyor ve 2. bir ameliyat deniyor. ikinci ameliyatı da oluyorum ama ne pth değerimde ne de kalsiyum değerimde bir değişme oluyor.
2. ameliyattan 4 ay sonra 3. ameliyat için hazırlıklar tamamlanmış bulunuyor. yapılan tetkiklerde kanserin sadece boynumun bir bölgesinde olduğu belirleniyor. ben bu sefer bu pis hastalığı boynumdan söküp çıkaracaklarına inanıyorum ve 3. ameliyatı oluyorum. hem pth hem de kalsiyum değerlerim oldukça düşüyor.
ameliyattan kısa süre sonra gene bir iş buluyorum ve bu sefer kazancım da iyi. yeni dostlar ediniyorum, çok güzel filmler izliyorum, çok güzel şarkılar dinliyorum. tetkikler devam ediyor ve pth ve kalsiyum giderek artmaya devam ediyor. hikayemde bugüne geldik işte. ailemin ve benim durumumu düşünün.
paratiroid kanseri çok nadir görüldüğü için diğer kanser türleri gibi bilim insanları tarafından çalışılmıyor. sinekalset diye bir etken madde var. bu maddeyi içeren hapla kalsiyumu bir nebze düşürebiliyorsunuz ama benim şansıma bakın ki sinekalset benim bünyemde kalsiyumu düşürecek etkiyi göstermiyor.
doktorumla yaptığım son konuşmada kendisi bana ameliyatla bu işten kurtulma şansımın çok nadir olduğunu söyledi. oysa benim bütün umudum, kanser henüz vücudumun tümüne yayılmadan boynumdan tamamen çıkarılıp atılmasına bağlıydı. bu kansere karşı ne bir kemoterapi ne de rapyoterapi var.
psikolojim çok kötü. bütün bir umutsuzluk ve keder içindeyim. henüz 26 yaşında böyle ağır bir savaş vermek benim için çok zor. ailemin de psikolojisi iyi değil. 25 yıl gözünün içine bakıp büyüttükleri çocuk nadir görülen bir türe yakalanıyor.
her şeye rağmen işte, hayat devam ediyor.
belki avrupa'da, amerika'da ya da ne bileyim küba'da bir çaresi vardır da, burayı okuyan biri bana derman olur diye sizinle paylaşmak istedim.
hepinizi çok seviyorum.
edit 10 mayıs 2020:
sevgili arkadaşlar, değerli büyüklerim
bir süredir haber veremediğim için üzgünüm. ameliyat, iyileşme ve birkaç aylık çok güzel bir aradan sonra tekrar ameliyat olma döngüsünde kaybolup gittim. tüm bu sürede 7. ameliyatımı oldum, evlendim ve hatta belçika'ya taşındık eşimle birlikte.
2020 yazinda radyoterapi aldim.
2021 yili basinda olaparib trial'inia basladik.
2022 haziran'da sternumun bir kismi alindi.
2022 kasim'da olaparib trial'i doktorlar tarafinda durduruldu cunku yeni bir kitle kesfedildi.
durum şimdilik böyle. detaylı ve düzenli bilgi sağlayamadığım için beni affedin, artık çok yoruldum.
sevgiler