ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sistematik duyarsızlaştırma
-
biçimlendirmenin klasik şartlanmada kullanılmış hali olarak kabul edilebilir. özellikle korkuların tedavisinde kullanılır. kişi korktuğu uyarıcı ile kendisi için korkutucu olmayan bir derecede karşı karşıya getirilmektedir. bu düzeyde bir süre alıştırma yapıldıktan sonra uyarıcının derecesi biraz arttırılmaktadır. kişi belki biraz tedirgin olabilir ama tekrarla bu tedirginliği giderilir ve kişi bu düzeydeki uyarıcıya da alıştırılır. daha sonra uyarıcının derecesi biraz daha artırılır. bu şekilde aşamalandırılarak korku tedavi edilir.
bilgisayarın şifresini soran insan tipi
-
bazen bir arkadaş, bazen misafirliğe gelen birinin çocuğu. bunu soranlar hiç değişmez. önce hunharca bilgisayar açılır, ama bir engel var. bilgisayara adam şifre koymuş. derhal o soru gelir ''ya bunun şifresi ne'' ?
ulan dallama şifresini söyleyecek olsam şifre koymam zaten. belli ki bilgisayarımın kurcalanmasını istemiyorum. baktın şifre var açamıyorsun, geri kapat. bu ne yüzsüzlük ?
mesai saati içerisinde sigara içmenin yasaklanması
-
bir insanın molasız kaçamaksız kesintisiz 4-5 saat odaklanarak çalışabileceğini düşünen yazar beyanı.
bu ülke kraldan çok kralcı olanlar yüzünden bu halde zaten..
nietzsche'nin ölüm anında çekilmiş fotoğrafı
-
sandalyeden düşüren fotoğraf.
ya sandalyeden düş ya da beni sil.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"bu dizilerde valiz hazırlarken neden don ve çorap koymuyorlar? halbuki ne kadar önemli don ve çorap.."
tabi lan?
la science des reves
-
kafası güzel, hem de çok güzel bir film...
senaryosu ve kurgusu düş ile gerçeklik arasında gidip gelirken, film de bütünüyle anlattığına dönüşmüş; gerçek mi düş mü belirsizleşmiş; böylece daha da güzelleşmiş.
bu film, rüyaları ile gerçeklikleri yer değiştirsin isteyenler için ya da hayallerini gerçekliğe üstün kılanlar için yapılmış gibi. insan kendini anormal zannederken, aslında onun normalliğinde daha birçoklarının da olduğunu görüp rahatlaması ve sıcacık bir gülümseme eşliğinde mutlu olması için sunulmuş sanki bu film.
hayallerimizde ya da rüyalarımızda, daha kendimiz gibi, daha içimizdeki gerçek kimlikken, daha cesur bir şekilde yaşarken, aslında gerçeklikte kendimizi, kendimizden ve çevremizden saklamışız ve yaşanılamayan kılmışız hissettiklerimizi ve isteklerimizi... bunu yeniden yineleyerek hatırlatmış ve belki de kafamıza dan dan vurmuştur bu film.
lafın özü, güzel bir film...
çocukluk dönemi sanrıları
-
köpekleri erkek kedileri kız sanırdım
öyle bir terk edilmek ki demet akalın olmak
-
(bkz: yaran başlıklar)
darbe gecesi para çekenler ülkeden kovulsun
-
atin vatandasliktan be. nolur atin. hemen, sevinerek cikarlar. turkiyenin gotu boklu vatandasligina kalmadilar - vatansiz kaldiklari, bu muameleyi gordukleri anda gittikleri ulke aninda siginma hakkini verir, kafalari rahat yasarlar.
(bkz: valla mi lan)