ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kızının şu anda ırzına geçiyorum
-
allah bu ülkenin belasini versin be , başka türlü böyle kahpelerden kurtulamayacağız. nasil bir coğrafyaymış bu arkadaş ? oluk oluk karaktersiz , şerefsiz hortluyor
kimseyi arayıp hal hatır sormayan insan
-
benim bu. yapım böyle. herhangi bir psikolojik tespit kasacak değilim. kimseyle kötü değilim. kimseyle aram da bozuk değil.
boş muhabbete gelemiyorum.
enteresan şekilde beni arayıp sorarlar mesela.
sanırım nedeni görüşülen akraba sayısının minimum sayıda olması ve iş için başka bir şehirde yaşadığın için geçmişinden uzakta olmak.
ömrümde hiç toplu mesaj da yollamadım mesela.
aslında kalabalık ortamları severim. ama istediğim zaman girip , istediğim zaman da o kalabalıktan çıkıp yalnız kalabilmeliyim.
yaran diyaloglar
-
istiklal caddesinde vakkoramanın yanında bulunan müzik markette çalışan arkadaşa gidip kendi isim ve soyadınızı söyleyin ve "acaba albümü çıktı mı bu kişinin..?" diyin..ama sakın gülmeyin..kasetçi abinin size vericeği cevap süper olucaktır..
mesela bir örnek ;
arkadaşın adı reha can idi girdik çıktı mı dedik
abi- çıkmadı ama çok satıyoruz..
(bkz: nası yaa)
24 eylül 2020 merkez bankası faiz artırımı kararı
-
demek ki neymiş? dolarla maaş alıyormuşuz. demek ki neymiş? dolar borcumuz varmış.
tanım: merkez bankası politika faizini yüzde 8.25'den 10.25'e yükseltilmesine karar verdi.
1 gb'lık dosyayı mail'le göndermeye çalışmak
-
bunu yapan kişiler genelde dosyanın kısayolunu yollayıp: "aa bende çalışıyordu" derler.
askerlikte ilk sabah
-
nöbetçi astsubay hafifçe kapınızı tıklatır. iki kolunun altında iki güzel kız, birini seçmenizi ister. ikisininde elinde birer kahvaltı tepsisi, seçtiğinizi odaya bırakır ve diğer kızla gider. mango aromalı o ferahlatıcı içeceğinizi bitirdikten sonra da hem onu tazelemek, hem de biraz daha serinlemek için havuz başına, diğer komutanların yanına geçilir. fonda da jazz havalarında ya da big band formatında yaylalar coverı dönmektedir.
her seferinde ısrarla sormama rağmen sonrasını anlatamadan düşüncelere dalıp gittiler, bana anlatılan bu.
hayata dair gülümseten detaylar
-
az önce balkona çıktım. aşağıda iki tombik teyze vardı. başörtülü, kendi halinde, ellerinde eczane çantası olan ve sürekli bir yerlere yetişen teyzelerden. ne konuşuyorlardı anlamadım, biri diğerine şunu dedi:
"benim içim dışım bir, içim de şişko, hep yemek düşünüyorum kötülük değil"
kahkaha attım. inip teyzeyi yiyesim geldi. kırt kırt kırt!
avrupa yakası'ndaki selin'in kültleri
-
(bkz: böğk gelmek)
ilk defa muz yiyen kuzey koreli kız
-
altında "acting audition (oyuncu seçmeleri)" yazan video. hem bir insan ilk kez muz yedi diye neden ağlasın? ben de geçen sene ilk kez mango yedim, herhangi bir duygulanma olmadı.
a milli futbol takımının yenebileceği takım
-
(bkz: metonya)
z kuşağı bu ülkenin kanseridir
-
üzerinden asırlar geçse de insanoğlunun o dönemdeki gençliğe olan bakışı pek değişmiyor.
sanırım bu konudaki en güzel sözü ata yadigârımız, güzel insan muazzez ilmiye çığ hocamız söylemiş.
'sümer tabletlerinde "bu gençlik nereye gidiyor" yazısını gördüğümden beri, gençleri sorgulamıyorum.'
bu konudaki diğer örnekler için;
'bugünlerde gençler kontrolden çıkmış durumda. kaba bir şekilde yemek yiyorlar. yetişkinlere karşı saygısızlar. ebeveynlerine karşı çıkıyorlar ve öğretmenleri sinirlendiriyorlar.'
( aristo mö 350 )
'günümüzün çocukları lüksü seviyor, kötü davranışları var, otoriteye baş kaldırıyorlar, yaşlılara saygıları yok, çalışmak yerine lak lak etmeyi seviyorlar.
çocuklar artık evlerinin hizmetçisi değil, tiranı... anne babaları odaya girince ayağa kalkmıyorlar, onlara itiraz ediyorlar, destek olmak yerine laklak yapıyorlar, şapır şupur yiyorlar, bacak bacak üstüne atıyorlar, öğretmenlerine zulmediyorlar.'
( sokrates mö 399 )
' günümüzün gençleri öyle umursamaz ki ileride ülke yönetimini ele alacaklarını düşündükçe umutsuzluğa kapılıyorum. bizlere, büyüklere karşı saygılı olmayı, ağırbaşlı davranmayı öğretmişlerdi. şimdiki gençler kurallara boş veriyorlar. çok duyarsızlar ve beklemesini bilmiyorlar.'
( hesiod mö.800 )
ha bu arada z kuşağı diye bir kuşak mı olur amk, bizim 94 model renault fairway arabamız vardı.
seferihisar'da kadınlara tekme tokat saldıran adam
-
videonun başında abla köpek ısırıyor diyor kadın saldırıyor tekme atıyor adam da karşılık veriyor. köpeğine sahip olamayan kişiler bir de adama saldırıyor. bu ittaparlardan bıktım usandım.
citizen kane
-
sinemaya yeni ba$lamı$ genç bir yeteneğin yazdığı,çektiği,oynadığı bu film sinema tarihinde bir dönüm noktasıdır.w.r.hearst'ı andıran bir basın kralının,psikolojik yap-boz denilebilecek parçalanmı$ bir portresi çizilirken,yönetmen toplumsal ba$arı denilen aldatmacayı, ''ben'' in derinliklerindeki sırları,psikanalatik aktarımların bulanıklığını sorgular.film rosebud şifresinin üzerinde döner.evet rosebud neydi,yoksam tamamlanamamış,eksik son bir `puzzle` parçası mıydı,ha haaa!film usulca gösterilen tabeladaki şu yazıyla son bulur:
''no trespassing''