hesabın var mı? giriş yap

  • başlık: a4 kağıdını araplar bulmuştur kanıtlıyorum

    1. beyler arabistan ingilizcede ne demektir? arabia...

    peki bir şey dikkatinizi çekti mi? a-rabia

    rabia arapçada 4 demektir, rabianın yerine 4 koy a4 olur

    bu da şüphesiz ki a4 kağıdını arapların bulduğuna işaret eder...

    genel kültür olsun size

    13. ismini bulmuşlar kağıdı değil oç

  • dün gece yatarken 208 dolar olan maaşım bu sabah uyandığımda 193 dolardı. evin her tarafını kontrol ettim, giren çıkan yok, evde tek başımaydım. uçmadı ya bu para! kim aldı ulan emeğimle tırnağımla bir ay boyunca sabah akşam çalışarak kazandığım 15 dolarımı?

  • 4. sınıf ingilizce dersinde, nedense ingiliz dili tarihi üzerine atıp tutarken, nasıl coşmuşsam artık.

    - yani çocuklar düşünün 3000 yıl önceki türkçe ile şu anki türkçe aynı mıdır?
    + hocam daha 3000 yıl olmadı ki ama.
    - nasıl yani?
    + 2012'deyiz daha.

    sfdhlşkldnjfhdf hala gülüyorum lan, keşke herkes 4. sınıf olsa, böyle şirin, eğlenceli olsak.

  • biri hacettepe tibbi bitirdi, yillarini zorunlu hizmet ile gecirirken evlendi dunya tatlisi bir kizi var.

    biri odtu elektronigi bitirdi, cok ucuk bir insan oldugundan standard bir is bulmayip kendi sirketini kurdu. birkac makine icat etti (evet hakikaten icat etti oyle bir adam), ama sonunda ulkeye dayanamayip isvec'e goctu simdi orada bir sirket kurdu avrupa bilim destek fund'larindan yararlaniyor.

    biri bogazici elektronigi bitirdi, mit'ye doktoraya gitti. yillar yili calisti aldi doktorayi, sonra konusma firsatimiz olmadi.

    biri de mal mal eksisozlukte entry girmekte an itibariyle.

    not: fen lisesi

  • kepek şampuanı kullanmak bu yollardan en etkilisidir. ama hangi şampuan?

    kepek şampuanı etkin maddelerini sıralayacağım aşağıdaki liste;
    1- "muteber" tıbbi kaynaklardan literatür taramasının,
    2- çok sayıda kullanıcının değerlendirmelerinin (sadece etkinlik yönünden değerlendirmeler dikkate alınmıştır; yok saçımı pambık gibi yaptı, yok rengi çok tatliş, yok kokusu beni benden aldı türü gerzek yorumlar görmezden gelinmiştir),
    3- kişisel deneyimlerimin,
    bileşkesidir.

    etkin maddelerin etki mekanizması gibi başlık okuyucusunun ilgi alanına girmeyen hiçbir gereksiz bilgiyi vermiyorum ve etki mekanizmasının kulağa mantıklı gelip gelmemesini önemsemiyorum. tek kriterim etkinlik, yani işe yarayıp yaramaması.

    şu etkin maddeleri (active ingredient) içeren şampuanlar kepek problemini çözmekte olup listede ilerledikçe etkinlik seviyesi artmaktadır:
    1- çinko piriton (çinko pirition, zinc pyrithione, zpt): ör. clear, head & shoulders, zetion. piyasadaki çoğu kepek şampuanının etkin maddesi ve listenin en az yan etki ihtimaline sahip üyesi. en az %2 oranlı bir şampuan öneririm.
    2- salisilik asit veya salisilik asit + sülfür (salicylic acid, salicylic acid + sulfur): ör. neutrogena t/sal, zigavus medicade.
    3- kömür katranı (katran, coal tar, tar): ör. neutrogena t/gel.
    4- selenyum sülfür (selenyum sülfit, selenium sulfide): ör. head & shoulders clinical strength, selsun blue medicated. en az %2,5 oranlı bir şampuan öneririm.
    5- ketokonazol (ketoconazole): ör. ketoral, nizoral. % 2'lik konsantrasyonda olanları medikal şampuan olarak sınıflandırılıyor. %2'lik bir şampuan öneririm. daha etkilisi yok.

    şimdi gelelim işe yaramayan veya yeterince işe yaramayan etkin maddelere. paranızı ve zamanınızı boşa harcamamak ve en önemlisi umudunuzun suistimal edilmesine izin vermemek için uzak durunuz:
    1- pirokton olamin (piroctone olamine): ör. sebamed kepek önleyici şampuan (evet sebamed).
    2- tea tree oil: ör. druide tea tree oil şampuan.
    3- ilk listedeki etkin maddelerden birini içermeyen fakat "patentli bilmem ne complex teknolojisi", "yüzde bilmem kaç doğal/organik içerik", "falan ağacı özü ve filan bitkisi yağı içeren mucize formül", "bilmem ne free" diye reklamı yapılan herhangi bir kepek şampuanı (ne kadar meşhur veya lüks marka olursa olsun).

    çeşitli hususlar:
    1- öncelikle kepek -altta yatan bir hastalık olmadığı sürece- herkes için tamamen çözülebilir bir problemdir; pes edecek, umutsuzluğa kapılacak bir durum yok. fakat kepekten kurtulma işi biraz da deneme yanılmadır. nedeni bir sonraki maddede.
    2- canlılar üzerinde kullanılan hiçbir ilaç, kozmetik, tedavi yöntemi vs. % 100 etkili değildir. etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmış olanlar bile (ilaçlar yasal olarak öyle olmak zorunda) kullananların belli bir yüzdesinde etkisini gösterir. bu oran düşüktür veya yüksektir fakat hiçbir zaman % 100 değildir. etkili olduğu kişilerde dahi etki şiddeti farklı farklıdır. kepek örneği üzerinden söyleyecek olursak; diyelim kepek problemi olan 100 kişi test edilen şampuanı kullandı ve 70 kişide kepek probleminde düzelme görüldü. bu % 70'in bir kısmında kepek tamamen geçerken bir kısmında orta düzeyde azalma oluşur, bir kısmında da az bir azalma görülür. yani en etkili dediğim ketokonazol içeren şampuanı bile kullansanız kepeğin geçmeme ihtimali var. bu durumda etkin maddeyi değiştirmelisiniz (deneme yanılma).
    3- listede aşağı doğru etkinliğin arttığını söylemiştim fakat yan etki sıklığı da aşağı doğru artıyor. yine de yan etki ihtimali en fazla olan ketokonazol için bile bu ihtimal çok düşük (% 1'den az).
    4- tüm etkin maddeler için yan etkiler temelde kaşıntı, batma ve kızarıklıktır; oluşursa kullanmayı bırakın.
    5- problem çözüldükten sonra şampuanı aylarca kullanmaya devam etmek o etkin maddenin etkisini azaltabilir. eğer kepek tekrar oluşursa etkin maddeyi değiştirin.
    6- şampuanın kullanma talimatına -yıkama sıklığı ve saçta bekletme süresi başta olmak üzere- harfiyen uyun.
    7- şampuan üzerinde etkin madde oranı yazmıyorsa listede bahsettiğim oranlardan düşüktür.
    8- peki bunlar arasından ben hangi etkin maddeyi öneriyorum? önce en güvenli olan 1. maddeden başlayın diyeceğimi zannediyorsanız yanılıyorsunuz. en etkili olanından bodoslamadan dalın. burayı okuduğunuza göre kaç zamandır çözemediğiniz kepek probleminiz var, daha fazla uğraşmayın.
    9- son olarak kişisel gözlemim ülkemizde kepek problemi yaşayanların çoğu saçlarını standart bir şampuanla yeterince sık yıkamadığı için bunu yaşıyorlar. haftada 1-2 kez saç yıkamak kepeğe yol açar, gün aşırı yıkayın.

  • devlet bize ne verir ? maaş
    bizi kim yarattı ? allah
    birleştir" maaşallah"
    kaç kere ? 41
    mhp'nin 41. yılı kutlu olsun!

  • bi halttan haberi olmayan dangozlar toplanmış üfürüyorlar. bir tanesi de boykot çağrısı yapmış ahahah. hayatım o turların potansiyel müşteri kitlesi sen değilsin zaten, yabancı gruplar.

    bu fiyatlar senelerdir pek değişmedi. fiyatlar euro üzerinden belirlenir, euro üzerinden sunulur. hatta son yıllarda euro üzerinden kademeli bir şekilde ucuzladı bile. eskiden 140-150 euro olan uçuşlar şimdi 100 euro civarında. ama türk lirası değer kaybettikçe o fiyat 300 de olur, 600 de olur. sen de burdan bik bik edersin.

    gelelim fiyatlandırma sisteminin nasıl çalıştığına. balon işi esasen bir ekstrem spordur ve oldukça maliyetlidir. her bir balonun uçuşu kalabalık bir ekip tarafından gerçekleştirilir. ekip ne kadar tecrübeliyse o kadar güvenle uçarsınız. tecrübeli ve kaliteli personel siz beyaz yakalılar gibi aylık 3000 tl'ye çalışmaz, maliyetlidir. balon dediğiniz şey de en nihayetinde belirli güvenlik standartlarını taşıması gereken malzemeden üretilir. o da pahalıdır. örneğin üzerinde şirket logosu taşıyan sıfır balon almak isterseniz yaklaşık 150-200 bin euro civarında bir parayı ödemek durumundasınız. bir şirketin ticari faaliyet gösterebilmesi için en az 5 balona sahip olması gerektiğini düşünürseniz sadece balonlar için yaklaşık 1 milyon euro civarında bir yatırım maliyeti var. bu maliyeti ikinci el ve logosuz balonlar kullanarak biraz aşağı çekebilirsiniz ama çoğu firmada böyle bir durum yoktur. bakın daha yatırılması gereken teminat ve harçlardan bahsetmedim bile.

    ikinci olarak sigorta konusu. bu ekstrem spor kapsamında bir aktivite olduğu için hayvani sigortalar yapılır. biz şurada 1000 tl'lik trafik sigortasından yaka silkiyoruz, varın siz düşünün bu sigortaların bedellerini.

    üçüncüsü ise iş modeli. bu turlara müşteri sağlama kanalı çoğunlukla acente-rehber ya da acente-otel şeklindedir. müşteriler çoğu zaman bunlar tarafından bulunur. ve bunlara ciddi komisyonlar ödenir. çünkü bir rehber ve acente tek seferde 40 müşteri birden gönderir. bir otel bir günde buna yakın sayıda müşteri bağlayabilir. o yüzden hiç kimsenin senin gibi münferitlere ihtiyacı yoktur.

    2018 yılı itibariyle otel, acente, rehber vb aracıların balon firmasına ödediği kişi başı ücret 90 euro yani 450 türk lirası civarında. üstüne de piyasa tarafından yazılı olmayan bir anlaşma ile belirlenmiş bir pay koyarlar ve müşteriye satarlar. aradaki farkı da komisyon olarak alırlar. balon firmaları çoğu zaman münferit müşteriye daha düşük fiyat vermez. çünkü 2 tane dingile tur satabilmek için asıl müşteri kaynağı olan aracıların işine taş koymak istemez.

    bütün bunların yanısıra balon dediğiniz şey her mevsim ve her hava koşulunda uçabilen bir şey değil. kışın müşteri olmaz, uçmaz. rüzgar çıkar uçmaz. hatta sabah son dakika da sert rüzgar başlar parasını kredi kartıyla tahsil ettiği tüm müşterilere bir de elden nakit geri ödeme yapar. hem güvenlik hem de maddi riski yüksektir. işletme giderleri yüksektir. yılda uçuş yapabileceği gün sayısı sınırlıdır.

    kısacası bu tür aktiviteler lüks aktivitedir. herkes yapsın diye düzenlenmez. paran varsa uçarsın. yoksa sabah 6'da kalkar fotoğrafını çekersin. paran yetmiyorsa balon şirketine kızacağına önce seni üç kuruş parayla çalıştıran patrona sonra da cebindeki parayı euro'nun 5'te birine eşitleyen hükümete kız.

    edit: aradan 4 yıl geçmiş. burada yazdığım bazı şeyler aynı kalırken, bazı şeyler de kökten değişmiş. 2022 yılındaki güncel durumu okumak isterseniz sizi şuraya alalım: (bkz: #135214806)

  • yeni yeni kendimize geliyoruz.
    malatya'da 10.katta evimizde ailem ile mutlu mesut oturuyorduk.
    2 oğlumla odadaydım.
    hanım çayı demlemiş onu getirecek mutfakta.
    derken müthiş bir sarsıntı başladı.
    ben daha önceleri 2 büyük deprem yaşamış biri olarak, sakin kalmaya çalıştım.
    ama çok şiddetliydi ve bitmiyordu.
    artık buraya kadarmış dedim ve 2 oğluma sıkıca sarıldım. hanım geldi normalde bu durumlarda çok paniktir ama oda çok sakindi. birbirimize sarıldık.
    bir türlü bitmiyordu.
    gözünüzü kapatın ve 45 saniye sayın ne demek istediğimi anlarsınız.
    derken yavaşça durduk. ama biz 45 sn daha ayrılamadık.
    burada hep deprem başlığı açılır ya ben de çok kızardım.
    inanın ilk aklıma hemen birilerine haber vermek geldi.
    sözlüğe girdim bilgi aradım ama çok il için başlık açılmıştı.
    yani nedendir bilinmez ama gerçekten bunu düşündüm.
    dışarısı çok soğuk.
    insanlar dışarıda.
    inanılmaz bir bilgi kirliliği var.
    arabası olanlar şanslı.
    giriş katta dükkanı olan esnaflar kapılarını açmış insanlara çay ikram ediyorlar ve dünya gözümde 5 dk güzelleşiyor.
    kimse kimseye siyasi görüşünü sormuyor.
    mezhepçilik yapmıyor.
    başı açık -kapalı demiyor.
    kürt -türk demiyor.
    alevi sünni camiye birlikte gidiyor.
    2 çocuğum var sözlük.
    bugün tekrar anladım ki hayat çok kısa.
    sevdiklerinize sıkıca sarılın.
    yarına çıkacağımızın garantisi yok.
    gerçekten her şey boşmuş.
    edit: sizler ne iyi insanlarsınız.
    mesajlara tek tek cevap yazmaya çalıştım ama yetişemiyorum.
    atla arabaya gel diyen mi dersin.
    yardım lazımsa yollayalım diyen mi dersin.
    3-4 kez mesaj atıp çocukları soran mı dersiniz.
    herkese teşekkür ederim.
    herkes iyi yavaş yavaş normale dönüyor.

  • ancak midesi geniş bir kadının kabullenebileceği bir hareket.

    düşünsenize sizin dokunmaya kıyamadığımız adamın çatır çatır yüzüne oturmuşlar, zaten bir kere yapan adam bunu sürekli yaptırır kim bilir kaç kişi oturdu sizin haberiniz yok.

    arkanızdan elalem konuşacak “bununkine mahallede oturmayan kalmadı ruhu duymuyor” düşünmesi bile insanı çileden çıkarıyor.

    hiç oturulmamış namuslu erkeklerin düğünde alnına kırmızı bandana bağlanması önerisi gerçekten hayata geçmeli artık.
    örnek erkek

  • burda yazdığım entry'yi görüp beni aramak istemişler, buyrun arayın dedim. beni arayıp yaptıkları tek şey, ücretin 69 lira olduğunu tekrar hatırlatmak oldu. bu ücretin diğer bankalarda çok daha ucuz olduğunu, garanti'de niye bu kadar pahalı olduğunu sordum, "fiyat politikamız bu" cevabını verdiler.

    kendilerine çok teşekkür ederim. en kısa zamanda 3 hesabımı da kapatıp, başka bir bankaya geçeceğim. o 69 lirayı vermeyeceğim.