hesabın var mı? giriş yap

  • soner yalçın*bugünkü yazısında burasıyla ilgili söyle ilginç bilgiler vermiştir.

    “mayor and commonalty and citizens of the city of london” nedir; bilir misiniz?
    kısaltılarak; “london city”… “the city”… veya küçük bir alanı kapladığı için, “the square mile” de denir.
    londra’da 2.6 kilometrekarelik alanı kaplayan, dünyanın en eski ve halen devam eden yerel hükümeti’dir! bayrağı ve kendi “anayasası” vardır; ingiliz kanunlarına muaftır.
    burası ingiltere’nin bir parçası değil; egemen bir finans devleti’dir! yani…
    vatikan nasıl katolik din’inin merkezi ise, burası da para’nın merkezidir.
    bankaların çokluğu nedeniyle dünyanın en zengin alanı kabul edilir. örneğin; abd’nin 500 büyük şirketinin dörtte üçünün ve tüm büyük bankalarının burada şubesi bulunmaktadır. (1980’lerde araplar; 1990’larda japonlar ve petrol zengini afrikalılar ve sonunda rus zenginleri london city’nin yolunu tuttu.)
    bu minik alanda uluslararası; hisse ticaretinin yüzde 51’i; vadeli işlemlerin yüzde 45’i; euro-tahvil değişimlerinin yüzde 70’i; küresel döviz ticaretinin yüzde 35’i; tüm uluslararası ihraç edilmiş menkul kıymetlerin halka satışının yüzde 55’i gerçekleşir…
    dünyada günlük faiz oranını burası belirler. bitmedi…
    burası, küresel offshore finans merkezi’dir. cayman adaları gibi ingiltere tarafından kontrol edilen 14 deniz aşırı bölge bu iş için kullanılır! işin dış halkasında ise, hong kong, singapur, bahama adaları, dubai, irlanda vardır. iç halkada kraliyet kolonileri, jersey, guernsey, ısle of man bulunur… buralarda gizlilik içinde; vergi kaçırılır; kara para aklanır ve varlıklar için depolama yapılır

  • marmaray'ın,3.köprünün ve daha nicelerinin halktan alınan vergilerle yapıldığını bilmeyip,tayyip kendi parasıyla yapıyor zanneden insanlara ters gelen durum:/

  • şekeri tartışmayı bırakmış olmamız lazımdı. diğer gıdalardan alınan doğal şeker vücudun şeker ihtiyacını karşılıyor.(süt şekeri, meyve şekeri)

    ama yağlar zararlıymış gibi genellemelerle beynimizi kurutmayalım, barsakları çürütmeyelim. hayvansal yağlar ve zeytinyağı beslenmede mutlaka olması gereken şeyler.

    bu kadar ekmek vurgusu da tuhaf olmaya başladı, hiç yemeyin dendikçe insanlar ekmeğe saldırıyor. ince dilim tam buğday ekmeği 1-2 dilim en fazla öğün için.
    makine yağlarıyla yapılmış cipsleri yemiyoruz tabiki, vücudunuza sorun neye ihtiyacınız olduğunu. mevzu kilo meselesi de değil iç organları bilinçli çalıştırmak, sağlıklı yaşamak.

  • cemaatin, herkesleri boğaziçi'ne, harbiye'ye falan gönderdiği yıllarda kendisine muğla tarihi layık gördüğü kişilik. çok da şeetmemek lazım.

  • sürekli süregelen bir harekettir. bilirsiniz bizim milletimizde hedefe ulaşmak için yapılan her şey mübahtır. sırf yer kapacağım diye, ya da ayakta rahat bir konum elde etmek için kapı açılır açılmaz saldırır bu kitle. birde asıl komik olan, gençleri terbiyeden ve görgüden yoksun olarak addeden 65 yaş civarı olan saygı değer yaşlılarımız bu metro kapıları açılınca millete omuz atan bir usain bolt'a dönüşüyorlar. hedefe kitlenmiş terminatör misali koltuklara yöneliyorlar.

    birde elinden geldiğince inen insanların bitmesini bekleyen insanlar var, onlar da bu öküz kitlenin hareketlerini görünce yaptıkları şeyden hiç haz almıyorlardır eminim. "ulan adam gibi bekledik, tüm yerlere onlar kondu" algısı elbet oluşuyor bilinç altında. he insanlık yapmanın verdiği huzur vardır belki, onun da sabahın köründe okuluna işine giden uykusuz insanların pollyanna genleri o saatlerde çalışmadığı için pek etkili olduğunu düşünmüyorum.

    insanlık yapmanın, düşünceli olmanın ve kurallara uymanın gerizekalılık, saflık olarak değerlendirildiği bu güzelim ülkemde, üç kağıtçılık, çakallık ve şerefsizlik alkışlandıkça, onaylandıkça bu durum siksen değişmez kardeşlerim. yer kapacağım diye maymunlaşmayın yeter.