hesabın var mı? giriş yap

  • selam, bence çok yanlış bir şey bu yapılan kendinize yapılsada hoş olmazki bence insan biraz objektif olmalı böyle hsuuslarda tabi bu sadece benim fikrim saygılar

  • dişçiye gittim bir ay kadar önce, adam dişimin röntgenini çekmek için küçük bir plaka dayadı eliyle damağıma ve "elimi bastır" dedi, ısırdım adamın elini hafifçe, adam tekrar "elimi bastır" dedi daha çok ısırdım, acıdan kıpkırmızı oldu lavuk, zor çıkardı parmaklarını ağzımdan. meğer herif "elinle bastır" diyormuş, yok yere koparıyodum maybaşın parmaklarını.

  • stephen hawking'in "eğer uzaylılar bizi ziyaret ederse, sonuç, pek muhtemel kolomb'un amerika'ya ayak bastığındaki gibi olur. bu da yerli amerikalılar için çok iyi olmamıştı" sözünü akıllara getiren hadise.

    gerçekten de uzay denilen kavram öylesine büyük ki, içerisinde şu an birbirini taş sopa ve ok ile kovalayanlar olduğu gibi, son derece güçlü silahlarla donatılmış, mükemmel bir hayat sistemine sahip organizmalarda olabilir.

    bu organizmalarla iletişime geçmek ne kadar akıllıca olur, bu tartışılır. yıllar önce bununla ilgili (bkz: alien) serisi çekilmişti. (bkz: kentilyon)larca galaksi içinde, sadece samanyolu galaksisi içinde dahi insandan başka yaşam türleri olabilir.

    fakat iş buraya gelene kadar, yani uzaylılar dünyamıza ulaştığında muhtemelen tekrar taş devrine dönüşmüş bir dünya ile karşılaşacaklar. bu ağaç kesimi ve bu karbon salınımı devam ettikçe (bkz: interstellar) tarzı dumanlı ve nefes alamadığımız bir dünyada yaşayamayacağımız için yeni dünyalar keşfetmek zorunda kalacağız.

  • bir değil bin tane var ama ben birine yoğunlaşacağım çünkü ben uzun zamandır bunu yaptığım için layığımı buldum;

    arkadaşlar, yöneticiniz ile hakkınız olan şey için konuşun, kariyerinizin nasıl şekilleneceğini, mutlaka konuşun . öyle yılda 1 defa değil, yılda 3-4 defa konuşun.
    size bir yol çizmesini, ne zaman terfi vereceğini belirlemesini mutlaka sağlayın, o sizden iş için bitirme saatleri tarihleri ister ya, siz de ondan kariyer yolunuz ile ilgili yapılacak çalışmalar için bitiş tarihi isteyin.

    ben yapmadım; saygılı olayım, gidip ağlamayayım, habire şikayetlenen bir konuma düşmeyeyim dedim. onlar zaten anlar benim hakkım olanı verirler dedim. bu beni insan olarak yüceltti ama beni onların gözünde "daha iyi çalışan" yapmadı.
    aksine isteksiz olduğum için operatif biri olarak göründüm belki.

    diyeceğim o ki, vaktim yok konuşamamlara kanmayın, sen daha yenisin neyin terfisilere kanmayın, çünkü bendeniz çok köklü çok kurumsal bir şirkette çalışmama rağmen 2 senede 2 terfi alıp hiyerarşik olarak üstüme basan insanlar gördüm. ben ise 2 sene de bir konuşup bana ne zaman terfi vereceksin diye soran bir insandım. demek ki bu arkadaşlar senede 4 defa konuşmuş, gitmekle tehdit etmiş. ben hiç tehdit etmedim, saçma bulurdum ama bir çok iş arkadaşımın gitmekle tehdit ederek maaşlarını arttırdığını öğrendim.

    bu pis dünyada başka türlü iyi maaş almak ve hatta ayakta kalmak zor.

    edit: mesajlar geliyor sıklıklar diyorlar ki ben tehditi savurunca terfi aldım, zam aldım, şu an için 10 kişiden 1 kişi tehdit olmaz dedi, ama denememiş, tehdit eden diğer arkadaşlar ise muvaffak olmuş. bu da bizim türk kafasının korku ile ittirildiğinin ibaresi. ben de tehdit etsem mi diye düşünmüyor değilim.

    yıllar sonra gelen edit: entry' den 2 sene sonra şans da yardım edince tehdit de işe yarayınca 2 kademe birden atladım. hiç hoşuma gitmedi tehdit ama, mecbur bırakıldım

  • sokaklarda mendil satarak geçimini sağlamaya çalışan yaşlı bir kadının, el ele tutuşmuş yaşlı bir çiftin arkasından hüzün dolu gözlerle bakması ve gözyaşlarına engel olamaması...

  • öncelikle saha içinde ron artestin faulüyle başlayan ve ben wallaceın onu itmesiyle alevlenen tartışmanın pek de büyütülecek bi boyutu yok gibi gözüküyor. anca son anları oynanan ve sonucu artık kesinleşmiş bi maçın içinde, kendi seyircisinin sinir katsayısını yükselticek bu tip bi tartışmayı çıkarması kadar manasız bir şey olamazdı. artest, tüm kötü imajına ters bir biçimde bu olayı çok olgunlukla karşılamış ve gerilen atmosfere tepkisini hakem masasına yatarak vermiştir.

    işte bu noktada bir seyircinin fırlattığı su şişesi artest i çileden çıkarmış ve hadisenin değişik boyutlara ulaşmasını sağlamıştır. bu noktadan bakıldığında olayı büyüten, çirkinleştiren hadisenin detroit pistons seyircisinin yaptığı interaktif hamle olduğunu görmek çok da zor değildir. ayrıca ron artest bahsedildiği gibi seyircilere tekme tokat girişmemiş, sadece bir tanesinin suratını itmiştir.

    olayın vehameti kanımca oyuncuların seyircilerle kapışması değil, seyircinin sahadaki rakibe, ve herşeyden kötüsü kendilerini doğu finaline taşımış eski koçlarına bu kadar nefret duymasını sağlayacak atmosferin oluşmuş olmasıdır.

    yine de ron artest, gerçek nba seyircisinin saygısını kazanmıştır bu yaptığı hareketle, olayı televizyonda gösterilen birkaç görüntüden ibaret sananların yaptıkları yorumlar yanlış yollara sapmamıza sebep olabilir.