ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
emrah serbes'in yazarlığı bırakması
-
yazarlığa meslek muamelsi yapanda, anca bizim ülkede olur.
sen fikir adamısın ,düşünce insanısın,hayatta eksik ve yanlış gördüğün ne varsa bi şeyler yazmakla mükellefsin.
aydınların sustuğu yerde ,cahiller bağırırmış.
iki yıl sonra ülke çok farklı olacak sanki, yine gençler ölecek , yine zalım zülmüne devam edecek,ama bu arada senin paran bittiği için yazman gerekecek.
türklere özgü ikna yöntemleri
-
(bkz: ayıp edersin)
tereyağı vs zeytinyağı vs margarin vs ayçiçek yağı
-
zeytinyağı > tereyağı > ayçiçek yağı > motorin > margarin
yaran diyaloglar
-
çanakkaleden istanbul'a gelen arkadaşımı, mecidiyeköy metrobüse almaya gitmiştim. aramızda geçen muhabbet;
-nasıl kolay oldu mu yolculuk?
+güzeldi. birde istanbul'da kimseye güvenme derler.metrobüse binmek için istanbul kart alacakken bir adam “gel boşuna kart ücreti ödeme, benim karttan basarız sen bana ödersin” dedi. öyle yaptık. insanlık ölmemiş.
o gün istanbul'un kurtuluş yıldönümü nedeniyle metrobüsün bedava olması dışında her şey normal.
neden köpekleri severken inekleri yeriz
-
"genelde etobur hayvanların tadı yenmeyecek seviyede kötü olduğu için" şeklinde yanıtlanabilecek soru.
terörün bitmesiyle millete kalan 900 milyar dolar
-
bu sabah itibariyle bana düşen 12000 dolar hesabıma yatmış.
artık geleceğe daha umutlu bakıyorum. çok yaşa akp çok yaşa rte.
yapılmış en aptalca dalgınlık
-
en aptalcasi olmasa da en yenisi oldugu için paylasmak istiyorum bunu: dün gecenin geç ya da bu sabahin erken sayilabilecek bir saatinde yatmisken birden garip sesler duydugumu fark ettim. sanki kafamin içinde bir kadin çigliklar atiyordu. oldukça hafifti, fakat vardi iste, ordaydi. vücudumdan geliyordur filan diye ikna etmeye çalistim kendimi, fakat yok yani, beynimin içindeydi olay. feci korktum. tamam dedim, aha iste, psikoloji okuya okuya psikotik oldum, auditory hallucination derler buna, sizofreninin kadinlarda baslama yasidir tam da benim yaslarim, ailede de yoktu ama, ben gittim iste, geçmis olsun.
dayanamadim o sekilde daha fazla yatmaya, kalktim. kalkarken bir seye takildim lakin: teybe taktigim kulakliga. megersem radyoyu açik birakmisim ve de yastigin altina girmis kulaklik; ses ordan geliyormus. korkunç derin bir rahatlama oldu dogrusu yasadigim. :-)
bunun disinda aptalca olmanin ötesinde nerdeyse patolojik sayilacak bir dalginligi 95 senesinde, habitatta çalisirken ve yaklasik 40 saat uykusuzluktan sonra bir aksam yapmistim: arkadasimla telefonda konusuyordum.. ben normal normal anlatirken arkadasim birden tuhaf bir tavir içine girip, "lacrima, iyi misin sen, geleyim mi oraya" filan demeye basladi. "niye ki, ne oldu" dedim.. megersem bes dakika önce anlattigim bir olayi daha önce hiç anlatmamis gibi yeniden anlatmaya baslamisim. hiç farkinda degildim dogrusu. onda da korkmustum biraz, ama uykusuzluguma vermek istedim bunu, verdim.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"sanırım evrene yolladığım tüm mesajlar kenan evren'e gidiyor. darbe üstüne darbe yiyorum resmen"
her gördüğünde kilo almışsın diyen arkadaş
-
elinde tartıyla dolaşıyo sanki pezemenk.
tanım: olmaz olsun öyle arkadaş.
karadan gemi yürütüldüğünü görmeyen bizanslı gözcü
-
üstelik dolunay gecesi görmemiştir.
http://www.moonpage.com/index.html 21 nisan 1453
(bkz: senin gözlerine kurban)
ilişkilerinde strateji kaygısı gütmeyen insan
-
benim yanımda esamesi bile okunmayacak insandır.
ben kim miyim?
"ilişkilerinde strateji kaygısı güdemeyen insan."
ne yazık ki..
iyi adamım, hoş adamım ama konu karı kız olunca benden daha iradesizi, benden daha kaypağı, benden daha beceriksizi yok maalesef.
yoksa ben istemez miyim karşımdaki hatuna bir kasparov edasıyla yaklaşmayı. barda bir kızla tanışmaya çalışırken " l şeklinde gitmeyi. "
ama yok işte olmuyor. ne yaparsam yapayım, sizin kadar ıssız olamıyorum..
2 haftadır bir kızla görüşüyorum. sevgililik arkadaşlık arası bir yerdeyiz.
son buluşmamızda saçma bir sebepten ötürü, biraz gergin vedalaştık.
haklıydım ve ilk mesajı o atmalıydı..
yazmadım, aramadım..
"sigara içmeden yapamam, orucu bozarım" diye ateist olmuş bir adamım ben, mesaj atmadan ne kadar dayanabilirim?
bu iradesizliğimi bildiğimden, mesaj atmamak için numarasını sildim.
yetmedi..
arama kayıtlarını, mesajları, herşeyi. o mesaj atınca tekrar kaydederim diye düşünüp, numarayı bilinmeze yolladım.
artık istesem de mesaj atamaz, ölsem de arayamazdım..
dakikalar geçti, saatler geçti.. yazmadı. aramadı..
çünkü o haklıydı ve ilk mesajı ben atmalıydım..
belki whatsapp mesajlarından silmemişimdir - olumsuz.
taslaklarda falan mesajı kalmıştır - olumsuz.
cevapsız çağrılar - olumsuz.
çaresiz facebook'a girip mesaj attım.
" yavrum telefonu düşürdüm ekran falan gitti, kardeşimin telefona taktım şimdi. numaranı bulamıyorum. seni arayamıyorum. beni arar mısın? seni özledim. özür dilerim. "
san marino milli futbol takımı
-
0-0'dan gelip 1-0 kazandıkları bir liechtenstein maçı vardır ki efsanedir..