ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
9 temmuz 2014 hollanda arjantin maçı
-
trt'nin lisans alamamış pes gibi paralel futbolcu isimleriyle yayınladığı maç.
alpha centauri
-
güneş'e ortalama uzaklığı yaklaşık 4.5 ışık yılı olan en yakın yıldız sistemidir. sistemde birbirinin yörüngesini kullanarak karşılıklı olarak yay çizen iki adet yıldız bulunur. alpha centauri-a ve alpha centauri-b olarak adlandırılan iki yıldız arasındaki mesafe 40 astronomik birim (au) ile 9 au arasında değişiklik gösterir. bu "güneş-plüton" arası ile "güneş-satürn" arasındaki uzaklıklara tekabül eder.
alpha centauri a, güneşten biraz daha büyük ve yaklaşık 1.5 kat daha parlak sarı renkli bir yıldızdır.
alpha centauri b ise güneşten biraz daha küçük ve turuncu renk veren bir yıldızdır. verdiği turuncu renge göre bu yıldızın alpha centauri a'ya göre daha kısa ömürlü olacağını söyleyebiliriz.
sistemin en yaşlı yıldızı ise alpha centauri c isimli yıldızdır. bu yıldız, diğer iki yıldızın etrafında yaklaşık 1 milyon yılda bir tamamlanan oldukça geniş bir yörüngeye sahiptir. güneşten 7000 kat daha sönük bir parlaklığı mevcut olan bu yıldızın enerjisi tükenmek üzeredir ve diğer yıldızlara oranla ömrü daha erken bitecektir. cüce bir yapıya sahip olduğu için kardeşleri "a" ve "b" gibi alpha centauri c'nin de bir süpernovaya ve ardından bir kara delik'e neden olmayacağı tahmin edilmektedir.
edit : imla.
sözlük yazarlarının zenginlik kıstasları
-
çocukken ışıklı ayakkabıya sahip olanların fazlasıyla zengin olduğunu düşünürdüm.
bir gün babama ne zaman zengin oluruz dedim, yarın dedi.
inandım, yemin ederim inandım.
sabah kalkarken zengin olacağımızı düşünerek uyandım güne.
belki dedim ışıklı ayakkabım olur.
olmadı, hiç bir şey değişmemişti.
iki katlı bir evde oturuyorduk, müstakil bir ev.
evin tek erkek çocuğu olduğum için şımartılmam gerekiyordu ama durumumuz yoktu.
bende kendimi şımartmak için, alt kattaki odaya taşınıp, kendime genç odası yaptım
yalnız ne oda ama..
öyle ferrari genç odası takımı yok, somya üzerinde uyuyorum.
oyuncaklarım yok ki, somyanın altındaki mavi leğene doldurayım.
gazeteden kuponla elektrikli bir soba biriktirmiştim, yalnız çok şaşalı ha..
odun maketleri vardı, şömine havası yaratıyordu.
velhasıl uzun bir aradan sonra babama aynı soruyu tekrar sordum, baba dedim ne zaman zengin oluruz?
odama baktı, bana baktı, sobaya baktı.
kaloriferli bir evde oturursak o gün zengin oluruz dedi.
askere gidip geldim yeni bir eve taşındık, güneş enerjisi var kaloliferi var..
gittim yanına, can alıcı soruyu sordum..
baba dedim zengin olduk mu?
ev bizim olsaydı zengin olurduk dedi.
babam sanki bilge bende öğrencisiyim, sürekli beni cevapları tokatlıyordu. zaten ışıklı ayakkabıda alamamıştık.
otuzuma yaklaşırken, ev aldı babam.
inşaat halinde, onunca katta bir daire, haftada bir gün çıkıp eve bakıyoruz.
babam bakıp seviniyor, ben çıktığım merdiven basamakları nedeniyle söyleniyorum.
baba dedim zenginlik zormuş, fakirken iyiydi..
gel zaman git zaman evimize taşındık, kendi evimiz.
kendi odam, baza üzerinde uyuyorum, gençliğimin rüyası masaüstü bilgisayarım ayrıca elbiselerimi koyacağım şahsıma ait dolabım var.
baba dedim, zengin olduk mu ?
bilge vermiş cevabını ; oğlum biz zaten hep zengindik.
biz gerçek bir aileydik, hayallerimiz vardı, mutlu bir dünyamız.
her şey çok zordu, ama bir o kadar güzeldi.
baba dedim gariban edebiyatı yapma,
şimdi biz zengin miyiz değil miyiz?
ben direndim o devam ettirdi,
kendi evin olsun, zengin olursun dedi.
babamı trafik kazasında kaybettim, trafik sigortası kaza nedeniyle tazminat ödedi.
annem aldığı tazminatı bana verip kendime ev almamı istedi.
şimdi bir evim var,
ama zengin olduk mu diye sorabileceğim babam yok.
benim zenginlikten anladığım, vallahi de billahi'de beraber gülebileceğin bir ailem olmasıydı.
küçük dünyanızda mutlu olmaktı, bağlılıktı ve sevmekti en fazla.
2m boru için binayı hiç eden çapsız usta
-
her şeyi mühendislerden çok daha iyi bildiğini iddia eden, inşaatlarda şantiyelerde mühendislerin arkalarından bir şey bilmiyor diye konuşup mühendislere akıl vermeye çalışan ustalarımızdan biridir.
edit ekleme; mesaj kutuma düşen bazı mesajları görseniz, bu sözde ustaların nasıl "usta" sayılıp yıllarca bu sektörde ekmek yiyebildiklerini çok iyi anlarsınız. "usta naapsın öyle yap demişler o da yapmış" diyen mi dersiniz... "ustanın suçu yok o parasına bakar tabiki" diyen mi ararsınız... "ama mühendisler gerçekten bi bok bilmiyor usta haklı" diyen mi... "usta çaresiz kalmış ama" diyeni mi... yani sadece bu tür sözde "ustalar" değil, halkımızın da bir kısmı her şeyi mühendislerden mimarlardan daha iyi biliyormuş onu anladım! arkadaşlar bana mesaj atmayın artık, siz evinizi bu tür "ustalara" yaptırmaya devam edin. ama unutmayın ki ahlaklı ve bilgili hiçbir gerçek usta, ne olursa olsun böyle bir işe kalkışmazdı.
eski sevgilinin unutulmayan sözleri
-
kendi evinin buzdolabinda asili olan bebeklik fotografimi gostererek;
"ileride evimizde soyle bisey dolanacak hayal edebiliyor musun?"
not: terkedildim
milli dayanışma kampanyası
-
biz neden vergi ödüyoruz 1 kişi bana bunu açıklayabilir mi? neden yani neden? her zor zamanda futbol kulübü gibi sms kampanyası başlatılacaksa neden vergi veriyoruz yok mu açıklayacak biri?
ya da fransızlar, amerikalılar niye ihtiyaç duymuyorlar sms'lere?
(bkz: ihtiyat akçesi)
pilates
-
garip diyaloglara vesile olabilen ata sporumuz
hoca: ellerimiz yok.
öğrenciler: ...
hoca: kafamız yok.
öğrenciler: ...
hoca: biz şu anda bir topuz.
pilates grubunun içinde görünen tek erkek: hayırlı uğurlu olsun...
misafirliğe gidilen evin kızı
-
evin oğlu sokaklarda gezerken gelen misafire hizmet etmek zorunda kalan kızdır. okuldan yorgun bir şekilde döndüğünde bile annesi kapıyı açar açmaz "hemen misafirlerin elini öp." diye uyarılan kızdır. kardeşi bilgisayarda takılırken, misafirlere çay ikram eden kızdır. annesinin sürekli kaş göz hareketlerine maruz kalan kızdır. misafir gelecek diye temizlik yapan, misafir gitti diye temizlik yapan, misafire yatak açan, misafirin yatağını toplayan kızdır. özetle; eve gelen misafirin oğlunu skine bile takmayan kızdır, işi başından aşkındır.
rus isim sistemi
-
açılın beyler ve bayanlar; rus yazarlarını okurken geçirdiğiniz delilik nöbetlerine ve nereden çıktı bu 120 +kişi serzenişlerinize cevap olmaya geldim. rusların isimlendirme sistemini öğreniyoruz:
örneğimiz: avdotya romanovna raskolnikova.
1. rusçada istisnasız her kişinin 3 ismi vardır: isim + babanın ismi + soyad.
örneğimizde avdotya kızın ismi, roman babasının ismi, raskolnikova ise soyadı oluyor.
2. bu isimlendirme biçimi ise erkek ve kıza göre değişiklik gösterir:
erkek ise, babanın ismi -oviç ile biter.
kızlarda ise -ovna olarak biter:
avdotya + roman(ovna)
radyan roman(oviç)
3. yine soyadlarda da erkek ve kıza göre ufak bir fark vardır, kız soyadları sonuna -a alır. erkek soyadları almaz.
avdotya romanovna raskolnikova
rodion romanoviç raskolnikov
bu ikisi kardeşler bildiğiniz gibi.
-------------------------------------------
4. peki rus film ve edebi eserlerinde neden sürekli iki isim görürüz?
avdotya romanovna şunu yaptı, radyan romanoviç bunu yaptı vs gibisinden.
çünkü ruslarda bizdeki gibi - bey, -hanım kullanılmaz.
bunlara denk düşen gaspadin ve gaspaja var ama kullanılan yere göre şöyle oluyor: konuştuğunuz kişi rus ise ve sizden yaşça büyükse veya yeni tanıştırılmışsınız aranızda bir konuşma geçiyor ise veya aranızda belirli bir saygı mesafesi var ise, bu kişiye "avdotya hanım" yerine geçen "avdotya romanovna" şeklinde seslenirsiniz. türkçede sanki saygı göstermeniz gerek ama siz bu kişiye ismiyle sesleniyormuşsunuz gibi bir hava oluyor ama öyle değil. dediğim şekilde kullanılır ve abartmadan ama mümkün olduğunca konuşurken bu isim dile getirilir.
- avdotya romanovna, geçen gün bir makale okudum, bu konuda size bilgi vermek isterim.
gibi.
------------------------------------------------
5. şimdi gelelim zurnanın zırt dediği yere.
siz bu insana avdotya romanovna şeklinde hitap ediyorsunuz, fakat rusçada kişinin yakınları, kendisine asla formal ismiyle hitap etmez. o ismin mutlaka kısaltılmış ya da sevimlileştirilmiş bir versiyonu vardır.
elena: lenoçka
maria: maşa
anna: aniçka
daria: daşa
natalya: nataşa
ivan: vanya
dimitry: dima
gibi. ve fakat bazı isimlerin bu hali, ismin kendisine benzemeyebilir:
alexander: saşa
avdotya: dunya
gibi.
bu hadisenin kötü tarafı ise, bu şekildeki isimlerin tek versiyonu yoktur, ismi mariya olan birine arkadaşı: maşa, annesi marunya, kardeşi maruşka diye seslenebilir.
---------------------------------------------------------
dolayısıyla, avdotya romanovna raskolnikova'nın maceralarını okurken:
avdotya romanovna raskolnikova
avdotya romanovna
dunya
dunechka
aynı kişidir.
bir rus kitabında ortalama 50 karakter olduğunu düşünürsek, işte bu edebiyatı takip etmek isteyip delirenlere yol gösterecek olan kılavuz budur.
sonuç: not alınız)
sanıkların ceza alması ali ismail'i geri getirmez
-
hukuk diplomasını manavdan alan birinin söylemesi muhtemel söz. bu nasıl savunma lan ? madem herkes birbirini öldürsün sonra nasıl olsa adam öldü ceza versek geri mi gelecek sanki diye salalım bütün katilleri.
bilin ki türkiyedesiniz
20 şubat 2023 babala tv'nin acil kodla toplanması
-
hayır her şeyi geçtim bir insan deprem sonrasında aklına babala tv gelecek kadar ne yaşamış olabilir?
aziz nesin
-
''hayatim suresince boyum kadar kitap yazdim ama beni sevmeyenler buna da mazeret bulup -onun zaten boyu kisaydi- diyebilirler.'' demi$ bir vakitte..