hesabın var mı? giriş yap

  • hic denemedim ama sanirim soyle bir yol izlerdim.

    -selam:) alkolle aran iyi sanirim pek etkilemiyor seni:)
    -sanane desem
    -sarhos oldugunu dusunurum
    -gulumseyip evet desem.
    -bana asildigini dusunurum:)
    -evine gidelim mi? :)

    oha lan cok kolay oldu. hayal diye belki.

  • kusurlarından. bu kadınları değil insanları sevme kriteridir, birinin kusurlarını kabullenip ve hatta onları benimsemeye başladığınızda, o insanı sevdiğinizi anlarsınız.

  • 1966'da brezilya'da meydana gelen tuhaf ve açıklanamayan bir olay: kurşun maskeler vakası!

    20 ağustos 1966'da uçurtma uçuran genç bir çocuk, brezilya'nın rio de janeiro kentindeki vintém tepesi'nde miguel josé viana ve manuel pereira da cruz'un cansız bedenlerini buldu. her iki adam da resmi kıyafetler ve güneş gözlüğüne benzeyen maskeler giymiş halde yan yana yatıyordu.

    merhumların taktığı tuhaf maskeler nedeniyle "kurşun maskeler davası" olarak bilinen olayda, yapılan detaylı otopsilerde herhangi bir travma, fiziksel mücadele ya da şiddet izine rastlanmadı. biyolojik sistemlerinde herhangi bir zehirli madde bulunmadı ve ölüm nedenleri resmi olarak belirlenmemiş olarak kaldı.

    araştırmacılar cesetlerin yakınında boş bir su şişesi ve iki ıslak havlunun yanı sıra şifreli bir mesajın bulunduğu bir not defteri keşfetti: ilk sayfada elektronik malzemelerin ve yedek parçaların bir listesi vardı, ikinci sayfada "pazar günü, yemekten sonra bir tablet; pazartesi, sabahları aç karnına bir tablet; salı günü bir tablet yemekten sonra; çarşamba günü yatmadan önce bir tablet" yazıyordu. üçüncü ve en gizemli sayfa ise "16:30'da belirlenen yerde ol. 18:30'da kapsülü yuttuktan sonra etki sona erene kadar metalleri koru ve maske sinyalini bekleyin."

    mesajda bir buluşma zamanı, kapsüllerin yutulması ve kurşun maskelerin kullanılması belirtilirken, merhumların bu maskeleri neden ve hangi amaçla taktıkları hala bilinmemektedir ve bu gizemli olay hakkında çeşitli teorilerin ortaya çıkmasına yol açtı: gizli bir ritüele veya dini törene katıldıkları, psişik güçler denedikleri, dünya dışı varlıklarla iletişim kurmaya çalıştıkları, merkezi sinir ve beyin sistemini değiştirerek algıda, ruh halinde değişikliklere neden olan psikotropik madde testi uyguladıkları veya yasadışı faaliyetlere ya da gizli bir toplantıya katıldıkları teorileri üretildi.

    yerel yetkililerin soruşturmalarına rağmen çözülemeyen dava, komplo teorisyenlerinin ve çözülmemiş gizemlerle ilgilenenlerin dikkatini çekmeye devam ederken, viana ve pereira da cruz'un ölümlerinin ardındaki sır perdesi bir gizem olmaya devam etmektedir.

  • amerikan hukuk sistemi; izlediğim muvilerde olsun, dizilerde olsun öteden beri dikkatimi çekiyor. bu sistemde başta jüri sistemi olmak üzere anlayamadığım tonlarca şey var. mesela taraflar bazen mahkeme öncesi bir tartışma yapıyorlar aralarında, böyle kameralı kayıtlı... bu nedir çözemedim. iki avukat aralarında yemek yiyip 100 bin dolara olur bu iş diyorlar, ondan sonra hakimin karşısına çıkıp "biz anlaştık yoranır" diyorlar, olay bitiyor. yolda sokakta gezen garip garip adamlar var, numaradan insanlara çarpıyor, insanların kapılarını çalıp "doğalgazdan geliyoruz" falan diyorlar. ondan sonra da pat diye adamın kucağına bir belge atıp "you've been served" deyip kaçıyorlar. bu belgeyi alan da apışıp kalıyor, daha belgeyi veren adamın peşinden koşup yakalayanını görmüş değilim. gerçek bir terbiyesizlik örneği. insanın kucağına belge bırakıp kaçmak da nedir? yakışıyor mu delikanlıya? olgun bir davranış mu bu? bu sorular hep kafamı kurcalıyor.

    işte amerikan hukuk sisteminden soğumak aslında böylesi bir karmaşık sürecin ürünü. ne kadar mahkemeli, jürili, hapishaneli film varsa izleye izleye amerikan hukuk sisteminden soğudum. abd'de yaşamıyorum ama hep bir gün başım abd hukuk sistemiyle belaya girecek ve benden en az bir buçuk, bilemedin iki milyon dolar kefalet isteyecekler gibi geliyor. beceriksiz avukatım ve bölge savcısının düşmanlığı yüzünden hapse girmek istemiyorum. suçu üstüme yıkmak isteyen polislerin eyalet hapishanesinde mutlaka tanıdıkları vardır ve benim gibi beyaz sıska çocuklara orada pek iyi davranmadıklarını herkes bilir. allahım sen beni hırsızla, uğursuzla terbiye etme yarabbim. bu konuyla ilgili belki bir gün texas eyalet hapishanesine düşersem lazım olur diye bir türkü besteledim. sözlerini sizlerle paylaşmak istiyorum. tüm amerikalı kader mahkumlarına gitsin:

    eyalet hapishanesinde volta atanda
    zencisi, latini, nazisi banyoda karşıma çıkanda
    yürek taş kesildi, titreme geldi o anda
    ellerin kırılsın bölge savcısı

    param olaydı iyi avukat tutaydım
    jürideki asabi yaşlı kadına yoldaş olaydım
    kodesimin demirlerine tırrrrrrrrr diye sürtülen kara cop olaydım
    ellerin kırılsın bölge savcısı

    solaryum dönüşü aynasızlar beni zenci sananda
    arabadan indirip ağzıma ağzıma vuranda
    olayı kameraya kaydetmesi gereken görgü tanığı uyuyanda
    ellerin kırılsın bölge savcısı

    şimdi texas mahpus damında namım söylenir
    bir gün nazilerin, bir gün zencilerin elinde yürek dağlanır
    sıla hasretinden gözler hep yaşlanır
    ellerin kırılsın bölge savcısı, ahım var sende bölge savcısı

    söz/müzik/düzenleme: gofret beyin history x

  • damadın açıklamasıdır.
    hani biri borç istemeden önce, "abi şuradan büyük para bekliyorum" diye önden bi güven vermeye çalışır ya, sanki damat da tam olarak onu yapıyor.

    bu arada hani dışa bağımlılık bitmişti, hani imf bizden borç istiyordu.
    edit; imla.