hesabın var mı? giriş yap

  • eskiler hakkinda ne dusunuyordur bilemem ama sirada bekleyen caylaklarin neler dediklerini, neler dusunduklerini az cok tahmin edebiliyorum.

    onay bekleyen caylak 35060...

    simdi usendim aramaya, zamaninda bir moderator su minvalde bir sey demisti; "sozluge pozitif etkisi olacagina inandigimiz, tanidigimiz ve guvendigimiz kisilere taniyabiliyoruz bu onceligi". entryler uzerinden gitmeyeyim ama boyle pozitif katkinin mina koyim. caylaklik entrylerini bile siliyorsa bu torpilli... boyle mi oluyor ulan pozitif katki? bahanelerinize selam olsun sizin.
    ha derseniz ki "can ciger kuzu sarmasiyiz, verdik. sanane ulan?", "caniniz sagolsun"'dan baska ekleyecegim bir sey olmaz. ben ne dersem ayni halti yapmaya devam edeceksiniz cunku.

    karti kim verdi bilmiyorum ama eksi sozlugun en cok da bu kart dagitma hakki olanlarina kilim bu sebepten dolayi (muhtemelen sadece moderatorler ve hatta sadece bazi moderatorler).
    torpil mina koyim bu? sen burada yapiyorsun, sonra baska yerde karsina cikti mi avazin ciktigi kadar bagiriyorsun; "hakkimi yiyorlar", "x partisi tum kadrolari tutuyor", "bu ne bicim devlet" diye. bu ne perhiz be oglum? sayet torpili isteyen yazarsa, onun icinde gecerli soylediklerim.

    ne diyim abicim ben size. illa bir kose tutacagiz! illa bir deligimiz olacak! illa bir babamiz/dayimiz/amcamiz olacak! eeehh eytere be mina koyim.

    dilimin kemigini de kirdiniz, sagolun varolun.

  • 2008 yılından beri motosiklet tepesinde olup yılda 100.000km civarı yapan bir insan evladı olarak bazı şeyler söylemek istediğim başlıktır.

    1- 250cc sıfır alacağına bilmemkaç model 2. el r6 al diyen arkadaşlarınızı takmayın. eğer böyle bir düşünceniz varsa bir an önce vazgeçin. hele ki eliniz anahtar tutmuyorsa sanayide hem ayranınız dökülür hem de istemediğiniz şeyler yaşanır. mümkünse sıfır veya sıfıra yakın olsun ufak hacim olsun sizin olsun.
    2- bütçeniz kısıtlıysa çin yerine hintli motosikletlere bakın
    3- yamaha veya honda gibi akredite olmuş bir kurumdan mutlaka eğitim alın. sizi ehliyete hazırlayan hocalar bir sikim bilmiyorlar. ayrıca bu kurumlardan aldığınız eğitim sertifikasını kasko sigorta yaptırırken sunduğunuzda masraflardan indirim alabilirsiniz.
    4- ihtiyaçlarınızı iyi belirleyin. vitesli motosikleti öğrenmek gibi özel bir isteğiniz yok ve sadece sağa sola gitmek için alacaksanız scooter alın. yağmurda çamurda ayaklarınız ıslanmadan, bagaja laptopunuz market alışverişiniz vb koyarak insan gibi işinize evinize gidip gelin.
    5- ekipmanınızı olabildiğince iyi hazırlayın. şekline değil ürünün kalitesine önem verin. mont ve eldiven ikinci el alınabilir ama kaskı ikinci el almamanızı öneririm. bilinen markalarla beraber fiyat performansı çok üst düzeyde markalar da var. pahalı = iyi değildir.
    6- ekipmanınıza yatırım yaptığınız gibi lastiklerinizin de iyi olmasına özen gösterin. motosikletlerde en temiz maliyet düşürme noktası lastik olduğundan fabrikadan genelde daha az silikalı ucuz lastiklerle gelir. unutmayın; yere tutunduğunuz tek şey bir avuç kauçuk parçası.
    7- motosiklet gruplarına girdiğinizde bol keseden atan dalyaraklar göreceksiniz. bu dalyarakları anlamanın yolu üzerlerindeki ekipmana bakmaktır. 10 liralık motor alıp 1 liralık ekipman giyiyorlarsa orada bir sorun var demektir. bilinçli adam 5 liralık motor alıp 5 liralık ekipman giyer.
    8- allah için grup sürüşüne gitmeyin. gaza gelip gideceksiniz ama giderseniz neden allah için gitmeyin diye yalvardığımı anlayacaksınız.
    9- yolun kenarından giderseniz üstünüze çıkarlar. trafiğin akış hızında ilerleyin ve şeridinizi sahiplenin.
    10- arabaların arkasından gitmeyin. trafikten bir tık daha hızlı şekilde önünüzü temizleyerek filtreleme yaparak ilerleyin. bu sayede önünüzdeki malın telefona baktığı için bomboş yolda yaptığı fren sizi etkilemez veya yine aynı telefona bakan bir malın arkadan gelip size çarpacak olmasını engeller.
    11- ışıklarda durduğunuzda veya trafiğin aniden durduğu anlarda mutlaka araçların arasına girerek öne doğru ilerleyin. arabanın arkasında beklerseniz gelip duramayan biri vurduğunda sandwich olursunuz. araba olsanız sadece airbagleriniz açılır ve boynunuz biraz ağrır ama artık motosiklettesiniz. başka şeyleriniz açılır.
    12- 50cc almayın. çünkü maksimum 45 yapan motosikletle ilçe değiştirmeniz gerektiğinde istanbul gibi şehir içi yollarda 100-120 hatta 140-150 giden adamların arasında yaşama şansınız yok. bodrum, kuşadası gibi ufak yerlerdeyseniz başka.

    sorusu olan yeşillendirebilir. doblolara dikkat.

    debe editi:

    (bkz: 4-11 nisan haftası deprem bölgesi ihtiyaç listesi)
    (bkz: depremzede engellilere duyuru)
    (bkz: gönüllü eğitimciler platformu)
    (bkz: depremzede öğrencilerin eğitim ve kitap sorunu)

  • almanya ornegini arttiriyorum ve ingiltere'yi gorun diyorum. gidada vergi yok. kur daha yuksek olmasina ragmen pound ile geldigim turkiye'de alisverisi korka korka yaptigimi soylemek isterim. burada ornegin sut neredeyse su gibi tuketilir. kurus odersiniz hatta organic sutse 4 pint 1.50 civaridir. super yogurt yapilir. yumurtanin iyisi bile ucuzdur. gecen sene bir litre sadece bir litre gunluk sute migrosda 3.90tl verdim. kendi kendime hesap yapip durdum bendeki para nasil olur da 4.5 kat degerdeyken parami yettiremedim diye.

    lidl burada da ortalama bir markettir. cocuklu bir aile oldugunuzu dusunun ve marketten et, tavuk, balik, sebze meyve (kaliteli meyve), bakliyat, peynir, envai cesit ekmek/corek, litrelerce sut, meyve suyu hatta av hayvanlari (ordek), kanguru eti ve sayamayacagim bir cok farkli gida ihtiyacini da alip cikarsaniz odeyeceginiz en yuksek meblag £70/80 olur. buna bir kac box bira da ekleyebilirsiniz ya da sarap. (deterjan haric). 3/4 kisilik aile bu ucretlere catlayana kadar yer. bunu cok yemeyen ya da bir iki kisilik aile icin azaltabilirsiniz tabii. gidip marks and spencerden haftalik alisveris yapilmadigini varsayiyorum. tesco, lidl gibi ortalama marketlerde durum bu.

    turkiye'de bu pahaliliga nasil dayaniliyorum hic anlayamiyorum. benim burada envai cesitle doldurdugum haftalik sepete karsilik migrosda iki kere alisveris yaptim. bunun icinde de yukarida saydigim bir cok sey yoktu.

    bizim memleketin geri kalmisliginin bir nedeni de bu gida yetmezligi bence. balik, et tuketemeyen bir toplum ne kadar saglikli olabilir. 200gr ceviz aliyorum £1.80 oduyorum. turkiye'de kuruyemisciden bir sey almadan ciktim. fisde genelde tek haneli rakam gormeye alisiyor insan ve birden bire her aldigin seyin iki haneli olmasi kaziklaniyorum hissi olusturuyor. 200gr keci peynirine 22tl odemek nedir allahaskina? avuc ici kadar peynire istenen rakam. burada fislerde bunu gormek istisnadir genel ihtiyaclarin disinda ozel bir istek olmasi gerekir hele ki peynir yani alt tarafi keci peyniri kac para olabilir.

    herkesin isyan etmesi lazim bu duruma bu kadar absurd bir alisveris butcesi olamaz, olmamali. gerci bunu dile getirince iste tl karsiligi bu kadar oluyor az mi diye sacma sapan cevap da veriliyor. alim gucunun ne oldugunu anlatmaktan biktim. ben bu laftan anlamayan yetiskinlere degil de onlarin cocuklarina uzuluyorum. cocugunu gerektigi gibi besleyememek ne buyuk caresizliktir yasamis olanlar bilir.

  • ulan 55 yaşında adam 15 yaşında çocukla sidik yarıştırıyor. bu ali koç’tan hiç bir şey olmaz.1000 sene fenerin başında kalsın 1000 sene başarısız olacaktır.

  • bir taksiye aceleyle atlayıp "öndeki arabayı takip et" demek.

    edit piaf: ohoo herkesin uktesiymiş bu içinde. herkesi sırayla taksi tutup birbirimizi takip etmeye davet ediyorum.

  • ön-edit: aşağıda göl esnafının çalışma şekli hakkında yazdıklarımın bir kısmı daha önceden yazılmış, başlığı görünce zaten dolu olduğum bir konu olduğu için direkt gelip yazdım.

    açılın ben turist rehberiyim.

    özellikle yabancı gruplarla çok sık uğrarım buraya. söz konusu dükkan yol kenarında olmasına rağmen ileriye doğru genişleyerek göle inen tek yolu yutmuş durumda. daracık bir yolu kesen iki tane "meydancı" elinize zorla bir tuz ürünü sürmeye çalışır ve bunu başardıktan sonra sizi elinizi yıkamak üzere dükkana yönlendirir. tebrikler kapana girdiniz. (zaten madem sürdükten sonra yıkanması icap eden bir şey, niye alıp elime süreyim değil mi)

    oysa oraya gelen insanların tek amacı tuz gölünün fotoğrafını çekmek, tuzun üstünde yürümek. her gün görmedikleri bir güzelliği deneyimlemek.

    buraya her geldiğimde yabancı gruplarıma araçtan inmeden önce şunu söylerim, sizlerin de kulağına küpe olsun:

    "yol üzerinde elinize sözde kozmetik bir ürünü sürmeye çalışan insanlarla karşılaşacaksınız. bu sizi dükkana sokarak size ne olduğu belirsiz şeyler satmak için kurulmuş bir tezgahtır. bu insanlar oldukça ısrarcı olabiliyorlar. o yüzden tester için elinizi uzatmanızı istediklerinde "hayır, teşekkürler" bile demeden, onları muhattap almadan direkt yanlarından geçin ve göle gidin. göz teması kurmaz ve onlara yoklarmış gibi davranırsanız atlatırsınız."

    bana kendi ülkemde, kendi insanlarım hakkında bunları söyletiyor bu insan müsveddeleri. çünkü "hayır"dan anlamıyorlar. yolunuzu kesiyorlar, kolunuzu tutup fiziki temasta bulunuyorlar. tepki verirseniz 10 tanesi bir olup odunla saldırıyorlar. sadece tuz gölü esnafı değil, efes'ten tut kapalıçarşı'ya bütün hepsi yapıyor.

    ama aynı uyarıyı yerli gruplarıma yapamıyorum maalesef. çünkü türkler vırt gel ağızlı. gidip dükkanın önünde eşine yüksek sesle seslenebiliyor "ay gel buraya, rehber oraya girmeyin kazıkçı onlar dedi" diye. ondan sonra 20 esnaf birleşip rehberi dövdü başlığında tartışıyoruz o konuyu.