hesabın var mı? giriş yap

  • dolar 2.3 liradan 2.8 liraya çıktı. türkiye ekonomisi 800 milyar dolarlık bir ekonomi, yani dolar başına 50 kuruş kaybettik, ekonomimiz bir kaç ayda dolar karşısında 400 milyar lira küçüldü. mutlu musunuz akp'ciler?

    cevabını merak ettiğim soru.

    oha dolar 3 lira olmuş ya. bu hesaba göre 560 milyar lira kaybetmişiz. diyanetin 100 yıllık bütçesi anlayacağınız. (akp'liler için özel referans)

  • corbasi cok lezzetli olur. ayrica boreklerde de kullanilir. bati karadeniz de cok rastlanan, kucuk, ciliz, koyu kahverenkli bir mantar turudur. kirmiziya calan rengi zehirlidir. italyanlar da funghi chiodini diye gecer, en cok salamurasini yaparlar.
    edit: imla.

  • basit usul vergilendirilenler gelir vergisinden muaf tutulacakmış, yani taksici dediğin insan 100.000 tl falan kar elde edecek ama 1 kuruş vergi vermeyecek öte yandan ücretli çalışan 100.000 tl gelir ederse bunun 3'te biri vergi olarak kesilecek. ki taksi plakası sahiplerinin 100.000 tl'den fazla kar ettiğini biliyoruz, sırf o plakalar 2-3 milyon tl.

    vergi yükü yine ücretlilerin üstünde kalmaya devam edecek. valla müthiş reformlarmış.

    edit: az önce bloomberg ht'de nedim türkmen'i seyrettim. "bu basit usulde vergilendirilen 850 bin mükelleften elde edilen vergi geliri 228 milyon tl, o da vergi gelirlerinin yüzde 2,4'üne tekabül ediyor." dedi.

    şaka gibi ama esnaf başına ödenen vergi tutarı yıllık 268 tl. öte tarafta aylık brüt 4.000 tl kazanan bir ücretlinin ödediği yıllık gelir vergisi 6.960 tl. o aylık brüt 4.000 tl kazanın cebine asgari ücretten hallice bir para girerken, 268 tl vergi ödeyen basit usül mükellefi fiş vs. kesmeden yolunu buluyor altına arabayı çekiyor. şimdi o adama "sen 268 tl'yi de verme kardeş" diyorlar.

    850 bin kişiden bahsediyoruz, evet çok az vergi ödüyorlardı ama sonuçta ödüyorlardı ve bu kaldırıldı, bu işin oy kaygısı taşıdığını söylememize gerek yok sanırım. adamlar nasıl vergi gelirlerini azaltmadan en çok kişiye kıyak yapabilirim diye düşünmüş ve bunu bulmuşlar. reform diye buna denir işte.

  • "sedat sozlugun amina koydun lan su hale bak. acilan basliklara bak. ne kadar it kopuk varsa topladin buraya aferin."

    isin garibi adim da sedat degil. allah allah...

  • arkadaşın düğünü esnasında pistte envai çeşit figür sergilerken

    ben: olm serdar ortaç'ta dansediyoz rezalete bak
    ark: lan onu bırak şarkılara eşlik ediyoz. nerden biliyoz olm biz sözleri? asıl rezalet o!!!

  • benim de bazen kaldigim bir ikilem bu; pazarda fermuari acik kadini uyarip "sanane hava aliyor belki!" cevabini alan annemden sonra.
    yazik kadincagiz dumur olmus asgshdgs

    edit: #51624833 anne sozluk yazarligi almisin hayirli olsun ama kullanici adini niye amdan abla diye aldin, hic olmus mu :/

  • osmanlı'nın viyana önlerinde ordularından çok daha fazla şeyi kaybettiği kuşatmadır.

    yenilginin bazı sebepleri şunlardır:

    -avusturya'nın olası bir türk kuşatmasına karşı viyana kalesini kuşatmadan 10 sene önce tahkim ve tamir etmesi. öyle ki viyana o tarihte avrupa'nın en kuvvetli kalesiydi. bastiyon ve ravelin sayısı olarak en güçlü kaleydi. ayrıca yiyecek, içecek, cephane, barut vs. gibi kuşatmada savunmacıları hayatta tutacak herşey kale depolarında bekliyordu. ii. leopold'ün kuşatmada az sayıda askeri şehir savunması için bırakmasının sebebi de budur. az sayıda askerle minimum erzak harcayıp olabilecek en uzun süre dayanmak ana stratejiydi. savaşın sonundan da anlaşılacağı gibi, ii. leopold bütün umutlarını avrupadan gelecek yardıma bağlamıştı.

    -osmanlı ordusu genellikle hafif sahra topları, orta boylu şahi topları ve az sayıda ağır top olarakta baldöken topları ile kuşatmaya başlar. viyana savunucularının elinde ise osmanlı ordusunda ki top sayısından daha fazla top vardır. öyle ki, savunucular tünel kazılıp içeri girilmesine karşı kanalizasyon içine dahi top yerleştirirler.

    -merzifonlu kara mustafa paşa, viyana şehrinin osmanlı idaresine geçtiğinde rahat savunulması ve kullanılması için şehri saldırılarla yıkmaktan kaçınıp, kendiliğinden teslim olmasını beklemişti.

    -viyana önlerine gelene kadar osmanlı ordusu pek çok ganimet ele geçirmişti. yağmalanan köylerden kasabalardan ve bazı şehirlerden çok büyük zenginlikler osmanlın askerlerinin eline geçmişti. öyle ki bir köle akçelerle el değiştirirdi. bu ganimet zenginliği askerlerde savaşmak için bir şevk bırakmamıştı. genel düşünce evlerine dönüp ganimetlerini harcayabilmekti.

    -merzifonlu kara mustafa paşa viyana şehrinin yağmalanmadan ele geçirilmesini isteyip olası bir yağmayı engellemek için de çok kesin emirler veriyordu. bu da askerlerin saldırıları ve savaşma istekleri üzerinde gözle görülür bir eksiklik yaratıyordu.

    -osmanlı karargahı içinde bir anlaşmazlık ve çekememezlik vardı. tavsiye almaya yatkın olmayan merzifonlu kara mustafa paşa, pek çok veziri ve komutanı kendisine küstürmüştü. bu da son savaşın* yapıldığı zamanda yenilgiye kadar gidecek husumetin başlangıcıydı.

    -kırım hanı, kral sobieski'nin köprüyü geçmesini izlemiş, onlara saldırması gerekirken hiçbir şey yapmadan izleyip, en sonunda osmanlı karargahına geri gelip leh kralının ordusuyla geldiğini bildirmişti. kırım ordusu köprüden geçmekte olan ve oldukça zor durumda olan leh ordusuna saldırsaydı, kahlenberg savaşının kaybedilmesi çok zordu.

    -orduya erzak getiren yollar belgrad'a kadar uzanıyordu. bu levazım kolları, hem çok uzun hemde çok tehlikeli yollardan geçtiği için saldırıya uğraması artık alışıldık bir hal almıştı. viyana önlerinde ise erzak ve cephane kıtlığı vardı. bunlar askerin moralini bozuyordu ve savaşma isteği tükenmeye yüz tutmuştu. ne de olsa ordular midelerinin üzerinde yürür

    -istanbul'dan yola çıkan ordunun sadece 70.000 kişilik olan kısmı savaşçı güç olarak viyana kalesi önündeydi. ordunun geri kalan kısmı ise uzun iaşe yollarını korumakla ya da civar köy ve şehirlere akınlar yapmak ile meşguldü. bu kadar geniş alana dağılan ordular son savaşın yapılacağı gün meydanda bile değildi, bazıları yenilgini haberini birkaç gün sonra alabildi.

    bu sebepler ve bunların bağlı olduğu * diğer alt sebeplerden dolayı kuşatma osmanlı açısından tam bir hayal kırıklığıdır...