hesabın var mı? giriş yap

  • * duvarınıza çivi çakacağınız zaman işaretlediğiniz yerin üzerine çapraz bant yapıştırın. çiviyi öyle çakın. böylece duvarın alçısını çatlatmamış olacaksınız.

    * kızartma yağını bir kaç kez kullanabilirsiniz. kullanılır durumda olup olmadığını anlamak için kızgın yağın içerisine bir dilim ekmek atin. ekmekte kara lekeler oluşmuyorsa kullanabilirsiniz.

    *cevizlerin kabuklarini kolayca açabilmek için onlari bir gece tuzlu suyun içerisinde bekletin. böylece içleri de dagilmayacaktir.

    * unlarınızın böceklenmemesi için, un kavanozunun içerisine bir adet defne yaprağı koyun.

  • benim bu. ama yolculuk bitince gelip "beyefendi, teşekkür ederim. koltuğunuzu hiç yatırmadınız. sayenizde enfes bir yolculuk geçirdim. örnek bir yolcusunuz" diyen çıkmadı hiç.

  • t : insanın kendine ettiğini kimse etmezmiş özlü sözünü akla getiren filmdir ..

    yarısında bırakmayı düşünebilirsiniz ama nacizane önerim, filme tutunup devam etmenizdir ..

    biraz imdb 'trivia'sı ile süslemek gerekirse 'entry'yi :

    (bu arada aşağıdaki bilgiler 'spoiler' içerir ama sanırım okusanız dahi size bir şey ifade etmeyecekler .. filmi izledikten sonra göz attığınızda anlam kazanacaklar)

    - bütçe $50.000 gibi mütevazı bir rakam ..

    - aynı mekan kullanılarak toplamda 5 gecede çekimler tamamlanmış ..

    - diyalogların neredeyse tümü doğaçlama ..

    - 'amir' rolünü canlandıran 'alex manugian', aynı zamanda senaryoya konu olan kurgu öykünün iki yazarından biri ..

    - oyuncular senaryoyu hiç görmemiş .. çekim gecesi karakterlerinin neyi hedeflemesi gerektiğini anlatan kısa paragraflar yazılı notlar dağıtılmış her seferinde ve oyuncular birbirlerinin notlarını da görmemişler .. böylelikle oyuncuların çekimler sırasındaki tepkilerinin gerçekçi kalması sağlanmış ..

    - çekimlerde yalnızca 5 personel varmış : 2 sesçi, görüntü yönetmeni (kamera), yönetmen ve yapımcı ..

    - yönetmen 'james ward byrkit', çekimlerin kendi evinde yapılmasını istemiş .. evde doğum planlayan sekiz buçuk aylık hamile karısı da, çekimlerin 5 günde tamamlanacağına söz veren eşinin bu isteğini kabul etmiş .. nitekim 'em' karakterinin, diğer evleri gözetlemek için dışarı çıktığı sahnelerin çekimlerinin yapıldığı gece, yönetmenin karısı, çekimlerin yapıldığı evlerinde doğum yapmış ..

    - 'kevin' karakterinin evden tek başına çıkmak istediği sahnenin çekileceği gece, 'kevin' karakterini canlandıran 'maury sterling'e verilmiş olan hedef rol notunda 'evden tek başına çıkacaksın' yazılıyken, 'em' karakterini canlandıran 'emily baldoni'ye verilmiş olan notta ise 'kevin'in evden çıkmasına izin vermeyeceksin' yazılıymış ..

    - camları kırılan araçlar, çekimler için kiralanmış araçlarmış ve çekimler bittiğinde camlar serviste taktırılarak kiralama şirketine teslimat yapılmış .. bu arada araba camlarını kıran 'hugh' karakterini canlandıran 'hugo armstrong' ..

    - 'emily baldoni' (em), filmin baş karakterini canlandırdığını, 'resimlerin arkasındaki sayıların ne anlama geldiğini anladığı sahnenin' çekimlerinde farketmiş ..

    - 'em' karakterinin kendi kopyasına saldırdığı araba, karakteri canlandıran 'emily baldoni'nin kendi aracıymış ..

    - film ekibi, kuyrukluyıldız çekimlerinin nasıl yapıldığı sorusunu yanıtsız bırakmış her seferinde .. tek söyledikleri, 'çok basit bir görsel efekt kullandık' olmuş ..

    - diğer oyunculara nazaran, konu hakkında en az fikre sahip oyuncu, 'lee' karakterini canlandıran 'lorene scafaria'ymış .. 'doğaçlama' çekimler olacağı dışında hiç bir şey bilmiyormuş .. çekimlerin üçüncü gününde filmin, kendisinin tahmin ettiği gibi bir 'komedi' olmadığını anlamış ..

    - bazı sahnelerin, çekimler bittikten 6 ay sonra, tekrar çekilmesi gerekmiş .. bu arada saç şekli değişmiş olan 'lorene scafaria' için, önceki saç görünümünü yakalamak amacıyla $8.000 değerinde peruk ısmarlanmış .. toplam bütçe düşünüldüğünde en pahalı aksesuar bu peruk olmuş ..

  • (bkz: arkadaşlar yeliz konuşuyor)

    edit: başlık sahibi çok sevgili yazar, başlığını sahipsiz bir evlat misali ortada bırakıp kaçtığı için ilk entry bizimki olmuş.. bazı yazarlar, bugün hortlayan bu başlığı benim açtığımı sanıp mesajlar atmış.. başlık benim değil, entry’m de @2 mahiyetindeydi, fazla sikmiş, öldürmüşüz ilkini..

    kusura bakmasın..

  • 1800 'lü yıllarda eşini ve bebeğini öldürmekle suçlanmış, ölüme mahkum edildiği hücresinde giovanni aldini tarafından, deneyine iyi bir malzeme olabilecek özellikleri yüzünden keşfedilmiş, ve suçu hala tam ispatlanmamışken, aldini ve yardımcısı mr. pass tarafından yalancı şahitler bulunup , hakkında kesin idam kararının çıkması sağlanmıştır.

    idam edildikten sonra ölü bedeni, aldini'nin galvanik pillerle yarattığı elektrik akımlarıyla hayata döndürülmeye çalışılmış, fakat bedeni titremekten başka bir tepki göstermemiştir.

    george foster başarısız bir deneyin deneği ve muhteşem bir hikayenin esin kaynağıdır ; frankenstein .

  • doktorların sizin 3 kuruşunuza el sürmeyip bu ülkeyi bırakıp hak ettiği değeri gördüğü yerlere gitmesiyle sonuçlanacaktır.

    bu memleketin güzide insanları şiddetten ve emeğinin karşılığını alamamaktan bıktı.

  • kendini çok takdir eden, seven bir insan değilimdir ben. ama bir kadın olarak, bugün, benim kendimi en güçlü hissettiğim gün.

    duvara çiviyi de ben çakıyorum bu evde, kızımın bisiklet zincirini de ben tamir ediyorum. korktuğunda arkama saklanıyor çocuğum. kötü rüyalar gördüğünde "anne öldürürsün canavarları değil mi?" diye bana soruyor. aile resminde evin reisi diye ortaya çizdiği de benim, sene sonu gösterilerinde, piyano resitallerinde, özel günlerinde çift kişilik koltukları dolduran da... iki kişilik seveniyim onun. saçının tek bir telini korumak için dünyayı ters düz edeniyim..

    "anasının kaderi kızına" derler.. çok yakar canımı bu söz.. ama doğru mu sanki? babalar gününde, kendi babasızlığıma yandığım gibi, biraz da kızımınkine yanıyorum ben şimdi..

    çocuğunu deliler gibi sevip gözünden sakınan, onu korktuğu o canavarlardan, kötülüklerden, dünyanın pisliğinden korumayı nefes alışı gibi doğal sayan, her ihtiyaç duyduğunda yanında olan, evladına "babam hep benim yanımda, sağımda, solumda, arkamda"
    dedirtebilen baba gibi babaların günü zaten kutlu olsun ama...

    bir de benim gibi hem annelik hem babalık yapan; çoğu zaman kendini yetersiz, yorgun, bitkin hisseden, çocuğundaki baba eksikliğini kendi benliğinden koparttığı parçalarla tamamlamaya çalışan tüm kadınların da babalar günü kutlu olsun...