hesabın var mı? giriş yap

  • manavgat'ta yaşıyorum, sadece ama sadece açık havada o otelin önüde dahil olmak üzere hiçbir şekilde koşamıyorum, spor yapamıyorum neden mi? kimliğimde uyruğum türkiye cumhuriyeti yazıyorda ondan.

    ama onlar herşeyi yapabiliyorlar.

    alayınızın amk.

  • az önce boris johnson tarafından açıklanmış yaptırımlardır. rusya'ya karşı en net tavrı ingiltere gösterdi diyebiliriz.

    - rusya'nın en büyük havayolu firması aeroflot'un ingiltere'ye girişleri kapatıldı.
    - rus şirketlerinin ingiltere'de işlem yapılmasına ve sterlin kullanmasına izin verilmeyecek ve ingiltere ile ticaret yapmaları yasaklanacak.
    - 100'den fazla rus ekonomi kuruluşuna yaptırım uygulanacak.
    - tüm büyük rus bankalarının varlıkları dondurulacak ve bu bankalar birleşik krallık finansal sisteminden çıkarılacak. yasa büyük rus şirketlerinin ve kamunun birleşik krallık piyasalarından finans bulma ve borç almasını engelleyecek.
    - rusya'ya yüksek teknoloji ihracatı sonlandırıldı.
    - rus bankalarının ingiltere'deki tüm varlıkları bloke edildi
    - rus özel ve kamu kuruluşları ingiltere'den fon ve kredi alamayacaklar.
    - rusya'yı swift'in dışına itmek için çalışmalar yapacağız
    - ingiltere'de ki rus oligark'lar için yeni suç düzenlemeleri yapacağız ve onlar kaçacak bir delik bulamayacaklar.

    korkunç yaptırımlara başladı ingiltere. rusya savaşı kazansa dahi bunların altından sadece çin desteğiyle kalkabilir mi göreceğiz ancak çok zor. devamı gelirse editleyeceğim.

    son olarak boris johnson şunu ekledi; "ingiltere rusya'yı dünya ekonomisinden silecek. tek başına kalsa bile bunu yapacak." biden henüz konuşmaya başlamadı ancak johnson, benzer yaptırımları abd'nin de uygulayacağını söylüyor.

    kaynak : avam kamarasından canlı yayın buradan canlı izleyerek yazıyorum. konuşma devam ediyor.

    edit: avam kamarasında boris johnson ve vekiller arasında soru cevap devam ediyor. yaptırımların detayı konuşuldu şu anda da daha çok politik ve siyasi konular görüşülüyor.

    çok fazla soru cevap yapıldı tamamını yazamam ama bir kaç gelişmeyi eklemek gerekirse; johnson, zelenski ve hükümetinin ülkesini londra'dan yönetmesini teklif etti. herhangi bir nato ülkesi sınırlarına bir rus botu yaklaşır ve tehdit oluşturursa kesinlikle karşılık verileceğini ekledi. aeroflat'tan sonra tüm rus havayolu firmalarına ingiltere kapıları kapatıldı. ingiltere'de ki rus şirketleri battı. sberbank %75'e yakın değer kaybetti.

    edit 2: ingiltere dışişleri bakanlığı:

    "ingiltere, rusya'yı swıft sisteminden atmak için müttefikleriyle birlikte çalışıyor.

    rus ekonomisi yok olana kadar rahat etmeyeceğiz."

  • aslında şöyle de bir durum var. 80'lerde çocuk olmuş ve basketbola bir şekilde bulaşmış kitleden bu kıyaslamaya kobe diyen çıkması çok düşük bir ihtimal. o zamanlar nba ile şimdiki kadar sıkı fıkı olmamız teknolojik olarak çok da mümkün değildi. arada sırada maçlara denk geliyorduk elbette de, jordan olsun, abdulcabbar olsun, hep bunları, daha çok beden derslerinde, spor salonunun duvarlarındaki, dönemin basketbol dergilerinin verdiği çerçeveli posterlerden tanıyorduk. jordan bizim için bir efsaneydi; ben ciddi ciddi bir ara uçabildiğini düşünüyordum öyle diyeyim.

    hani düşün spor ayakkabısı diye bir şey çıkıyor ortaya, ismi jordan oluyor. taktığın şapkadan, giydiği t-shirte kadar uçan adam sembolü var üstünde ve bunlar bir ilk; yani bir ikinci örneği yok o sıralar. öyle, bir spor mağazasından içeri girdiğinde, nba'deki her basketbolcunun adı verilmiş bir ürün bulmak diye bir şey yok.

    şimdi ise durum farklı. elbette bu kıyaslamaya kobe cevabı verecek insan sayısında bir artış olacak, bu normal. bundan 10 sene sonra atıyorum alan zoptrik adında bir oyuncu çıksa, "kobe mi zoptrik mi" diye sorulsa, o zaman da kobe zamanını net hatırlayan kitlede kobe diyen sayısı fazla olacakken, o dönem oyuna hakim olanlar arasında da zoptrik ismi öne çıkacak.

    benim zamanımda "larry bird mü, michael jordan mı?" denirdi örneğin. demek istediğime güzel bir örnek olabilir bu. gerçi o zaman da cevabım aynıydı, şimdi de cevabım aynı. havada karada michael jordan. uçuyor çünkü, öyle biliyorum ben.

  • sesinin tınısı, yaptığı müziğin güzelliğiyle, bana rock müziği sevdiren insanlardan biriydi. anadolu yakasından, avrupa yakasındaki okuluma gitmek için sabahın köründe yaptığım servis yolculuklarımı onun şarkıları biraz olsun çekilir yapardı. ah ah, o in the end'i kaç kaz üst üste dinlediğimi bir noktadan sonra saymazdım bile. aslında o şarkıda, bugünlerin ipucunu biraz olsun vermiş:

    ı tried so hard
    and got so far
    but in the end
    ıt doesn't even matter
    ı had to fall
    to lose it all
    but in the end
    ıt doesn't even matter

    umarım gittiği yerde, aradığı huzuru bulur.

  • milli eğitim bakanı mahmut özer’in emriyle, 11. sınıfta okula hiç gelmeyen veya uyuşturucu, bıçakla yaralama dahil disiplin suçundan sınıfta kalan 22 bin öğrenci, hiçbir şart aranmadan 12. sınıfa geçirildi.

    devlet, hapishaneleri okula çevirmeye çalışırken meb okulları hapishaneye çevirmeye çalışıyor.

    uyuşturucudan ve adam yaralamadan atılan adam okula nasıl geri alınır aklım almıyor.
    ondan sonra ekşi sözlükte “öğretmenler fazla maaş alıyor , yazın taş ocaklarında çalışsınlar” demeyi biliyorsunuz. gelin de bu tiplerle uğraşın bakalım okulda.

    kaynak

    edit: ya arkadaş siz gerçekten kafayı yemişsiniz. sistem çökmüş, müfredat desen içi bomboş. müdürler, yöneticiler desen hepsi torpilli, işten anlamıyorlar, despotlar. hepinizin çocuğu einsten… öğretmenler milyon lira maaş alıyor(!) (ki ben 11.000 lira maaşla 6.500 lira kira ödüyorum)
    ama bir tek öğretmenler suçlu öyle mi?

  • umumiyetle gürültü konusunda ihtisas yapmıştır. diyalogların anlaşılmazlığı bu gürültüye ayrı bir boyut, ayrı bir dehşet katar. işte diyelim uyuyorsunuz böyle bir beybi gibi. aniden bir ses...

    alamancı çocuk: "anniiiiiiiiiiiii, annniiiiiiiiiii............. das izt manşıtın du zayniyn.... anniiii...... annnii diyom ya...annniiii..."

    alamancı anne: "ne diyon?"

    alamancı çocuk: "münşenden aldığım beyaz reyboklarımla havluyu at..."

    allah allah... kardeşim bana ne, neyi nereden aldın, kaça aldın... zaten konuşmadan anladığım tek şey "anniii", "reybok", "münşen" (anne, reebok, münih).

    bir de bu ailenin çocukları genelde kuzenleriyle falan geldikleri için grup halinde gezerler. havuzda türlü atraksiyonlar yaparlar. türk bayrağı kolyeli dev bir oğlan kuzeni olan kızı boğmaya çalışır, kendinden küçükleri kolundan tutup havuza atar, çivileme dalar vs vs. bu arada diyalog da "ya serkan... bak yapma diyom ha... şundiwın zu bi..." bilmem ne şeklindedir. su sıçratırlar hep.

    hepsi böyle değildir mutlaka ama ne bileyim bana denk gelen hep böylesi olmuştur. sırf böyle insanlar yüzünden ismail yk gibi bir dünya starına karşı bile mesafeliyim bugün.

    (bkz: yoksa ben zurna mıyım he)

  • (bkz: #95819691)
    (bkz: #95740668)

    serinin 3. adamı. kurtlar vadisi'nin az zamanda çok ve büyük etki yaratan kahramanı. oktay kaynarca tarafından hayat verilmiştir.

    * babası, bir camii avlusunda süleyman yanında iken sırtından vuruldu. kendi ifadesiyle o günden sonra hayatındaki ilk yol ayrımı gerçekleşmişti. "allah ile yollarını ayırmıştı" çakır. babası, memleketten laz ziya'nın da ahbabı idi.

    * babasının ölümünden sonra annesi ve kız kardeşi ile istanbul'a geldi. kız kardeşinin okuması için çakır nohut-pilav satmaya başladı. günün birinde belalı bir zabıta, süleyman'ı pilav satarken dövmeye başladı. kendisini korumak isteyen derya'yı da dövmeye başlayan zabıtayı sırtından bıçakladı ve içeri girdi.

    * hapiste iken kendisine duran emmi'yi şişlemesi söylendi. ailesine bakılacağını, çok para alacağı söylendi. önce reddetse de "ha biri ha beşi" diyerek kabul etti. duran emmi abdest alırken sırtından bıçaklayamadı. vazgeçti. duran emmi de çakır'ın emmisi oldu. emmi de dışarıdaki bacısına ve anasına baktı. bacısının okumasına, süleyman'ın yaşamasına sebep oldu.

    * yine hapiste iken, 4 kişinin kendilerine itaat etmesi için sıkıştırdığı memati baş'ı kurtararak can yoldaşı yaptı.

    * memlekette bir düğünde, nesrin'i görüp vuruldu. derya ile haber yolladı. nesrin "olur" dedikten sonra lacileri çekip yola düştü. yolda kavga dövüş, ağız yüz kan ter halinde laz ziya'nın yanına gitti. kızını istedi. daha sonra da kızı ile evlendi.

    * kumarhane açmak için konseyin verdiği görevleri eksiksiz yapan bir tetikçi idi. barış bulmaz, behiç türkcan ve önder zülfü koşar cinayetlerini gerçekleştirdi. bu 3 cinayet, kurtlar vadisi operasyonunun başlamasına sebep oldu. çünkü, kurtlar konseyi'nin üyelerine rakip olacak isimler ortadan kalkmış, konsey büyük güç sahibi olmuştu.

    (bkz: savaş buldan) pervin buldan'ın da kocasıdır.
    (bkz: behçet cantürk)
    (bkz: ömer lütfi topal)

    * bu 3 başarılı operasyondan sonra kumarhane izni alan çakır, istanbul sefiri olan şevko ile ters düştü. üsküdar'daki araziler yüzünden de emmi ile şevko'nun arası açıldı.

    * "çakır ortadan kaldıracağın bir hedef değil. onun dostu olmanı istiyorum yakın bir dost, çok yakın, bir nefes kadar..." direktifi ile polat alemdar, emmi ve çakır'ı ortadan kaldırmak isteyen şevko'nun silahlı saldırısına karşılık ikisinin hayatını kurtardı ve çakır'ın yanına yaklaştı.

    * binbir badire sonrası kumarhanesi açılan çakır, ilk gece baldızının kayınpederini vurması yüzünden baldızını öldürmeye karar verdi. kayınpederi de aynı niyette idi. polat, ikisinden de önce davranınca ikisi birbirine düştü.

    * uçaksavar sevkiyatında şevko, tuncay kantarcı ve nakliyeci sefer ile iş yapan tombalacı mehmet başarısız olunca herkesi ortadan kaldırıp, ihaleyi laz ziya'ya yıkmaya kalktı. laz ziya da çakır ve polat ile gerçeği öğrenince damadı ile birlik oldu. tombalacı da en sonunda çakır'ın kumarhanesini taradı. çakır'ın kız kardeşi dahil 38 kişi öldü. hapisler, savcı ölümü, suikastler derken sonunda tombalacıyı ortadan kaldırdı. istanbul sefirliği verildi.

    * sefirliği sırasında uyuşturucuya savaş açtı. uyuşturucu ile çok büyük kaynak sağlayan konseye karşı bir hamle olarak algılanan bu mesele yüzünden, çakır'ın kalemi kırıldı. aslında, taklaya gelmesinin sebebi, polat alemdar'ın perde arkasından konseye doğru ağır ağır yürüyor olmasıydı. baron da bunu açığa çıkartmak adına çakır'ın üstünü çizdi.

    * cerrahpaşalı halit tarafından 5 kurşunla vuruldu. ameliyatı 3 bölüm sürdü. polat alemdar'ın 34 plt 34 plakalı bmw x5 jeepi meşhur oldu. hastaneye ilk ziyarete gelen testere necmi idi. böbreği ile uğraşan doktorun, böbrek üstü bezlerine yanlış müdahalesi yüzünden durumu kötüleşti ve hayatını kaybetti. kendisi toprağa girmeden, istanbul konseyinde bulunan diğer babalar da toprağa girdi.

    * kendine ait bir adalet anlayışı vardı. tecavüzcüyü, tacizciyi yaşatmazdı. uyuşturucuya karşıydı. "adem'den beri" çocukların, babalarının günahını çektiğini söylerdi. devlete kurşun sıkmazdı. ölüme bile türkü söyleyerek gitmişti.

    * diziden ayrılmasının gerçek sebebi osman sınav ve şaşmaz biraderler dışında kendisinin bildiği bir hadisedir. lakin, çakır ölmeden bir süre önce tombalacı mehmet'in elini öptüğü sahne yüzünden alaattin çakıcı tarafından "ben çakır gibi el öpmem" şeklinde bir açıklama yapması ve gerçek hayatta alaattin çakıcı ile tanış olan oktay kaynarca'nın da role kendisini çok çok fazla kaptırması olarak lanse edilir. diğer taraftan da devletin baskısı da vardır. haftalık dergisi röportajında da oktay kaynarca bunu dile getirir.

    * dizide aslan akbey ile hiç karşılıklı sahnesi olmamıştır.

    * azdan az çoktan çok gider.