hesabın var mı? giriş yap

  • sözlükteki hesabımı kimse bilmiyor. bazen burda yazdıklarımı twitter, facebook sayfamda ''adam iyi yazmış'' diye paylaşasım geliyor.

    sanırım psikolojik sorunlarım var.

  • tadım kaşığı diye bir şey yok. aşçıların minimum %80'i yemeğin, tatlının tadına bakmak için kullandığı kaşığı, kepçeyi (evet kepçeyi) tekrar ürünün içine sokuyor.
    zaten masterchef 'te de görüyorsunuz; milyonların önünde dahi bunu yapan var.

  • her yarışmacı elendiğinde kazandığı yarışmalar, kazanç sonrası sevinçleri falan gösterilirdi. anıl giderken düşüp ayağını kırışı ve donk diye kafasını vuruşu gösterildi.

    adam sakatlanıp yatmaktan başka bi şey yapmadı ki dklajglasşfag.

  • eğer adli tıp "poğaçalar her şeyin farkındaydı" diye rapor verirse adam kurtulabilir. daha önce yaptın bunu adli tıp yine yap.

  • fukuşima (2011) ve l'aquila (2009) depremlerinde oldukça net görülen bu ışıklara diğer depremlerde neden rastlanılmadığı, her depremde bu ışığın neden oluşmadığı ve bu ışıkların kaynağı hala araştırılıyor.

    konuyla ilgili rutgers üniversitesi'nden profesör troy shinbrot, yaptığı deneylerde tuhaf sonuçlar elde etti.

    shinbrot, un doldurulmuş bir tası içinde kırıklar oluşturacak şekilde sallayarak, 200 voltluk bir enerji yükü yaratmayı başardı. daha sonrasında ise un yerine değişik tozlar koyup deneyi tekrarladı ve yine elektrik enerjisi çıkardı.

    aynı etki jeolojik fay hatlarının üstünde de oluyorsa, deprem sırasında oluşan kayma ve çatlaklar sebebiyle milyonlarca voltluk statik elektrik yükü çıkması gerekir, ışığın kaynağı hakkında bir fikir sahibi olunurdu. oysa her depremde bu ışıkların görülmemesi, bu ışıkların görüldüğü her zaman da peşinden deprem gelmemesi bu olgunun açıklanmasını zorlaştırıyor.

    8 eylül 2017 meksika depremi 8.2
    mart 1977 romanya braşov depremi 7.2
    13 kasım 2016 yeni zelanda depremi 7.8

    deprem ışıklarının oluşmasına katkı sağlayan faktörlerden biri ise yer altına pompalanan sular. doğal ya da insan eliyle yer altına pompalanan su fazlalığının da deprem ışıklarının oluşmasında ciddi bir katkısı var. yer altına pompalanan su fazlalığı, ya yüksek bir gerilim oluşturuyor ya da fay zonlarını kayganlaştırıp depremi tetikliyor. colorado'da yer altına pompalanan atık suyun 1500 civarında küçük depreme sebep olduğu ve bu bölgeye 100 km. yakın olan her yerde deprem ışıklarına normalden daha fazla rastlanıldığı belirtiliyor.

    örnek olarak, 12 mayıs 2008 tarihindeki çin'in sichuan bölgesinde yaşanılan 7.9 büyüklüğündeki depremin 30 dakika öncesinde deprem ışığı görülmüştür. yaşanılan bu depremde 90bin insan hayatını kaybetmiş ve yapılan araştırmalar sonucu deprem sebebi olarak üç boğaz barajında biriken sular olduğu anlaşılmıştır.

    oysa memphis eyalet üniversitesi deprem araştırmaları merkezi'nden arch johnston'a göre yaşanılan bu olayın sebebi sonoilüminesans olgusudur. yani, suyun ultrasonik titreşimlerle uyarılması sonucu ışık saçmasıdır.

    tetikleyici faktörü henüz tam olarak bilinmese de, deprem ışıklarının ortak noktası dikey faylar üzerinde yaşanılan depremlerde görülmesidir.

    (bkz: san andreas fayı)

    fay hattının kırılması kolay olmadığından, bu süre boyunca oluşan elektrik akımı stress sonuna kadar akabiliyor ve bu da ışığın ne zaman meydana çıkacağını tahmin etmeyi imkansız hale getiriyor.

    edit: 99 istanbul depremiyle ilgili şöyle bir şey de varmış.

  • 1- para avcısı olduğunuzu anlamıştır.
    2- sizden bi cacık olmayacağını anlamıştır.
    3- hiç bir zaman mutlu olmayacak bir karaktere sahip olduğunuzu anlamıştır.
    4- her buluşmada 1 saat ağaç edeceğinizi anlamıştır.
    5- kısaca başına büyük dert alacağını anlamıştır.

    en iyisini yapmıştır.

  • (bkz: doğal seleksiyon)

    bu testi geçen müslümanlar rüştlerini ispat ediyorlar. zayıf olanlar ise eleniyor.
    böylece her nesil müslüman bir önceki nesilden daha güçlü, daha kudretli oluyor.

    o'nun planında evrimin her türlüsüne yer vardır.

  • "hindistan'a gidiyorum ben" diye yola cikan, ve amerika kitasina varacak kadar kazma oldugu icin ka$if olarak adlandirilan kaptan. genel rivayete gore, o gittigi yeri hindistan sanmaktayken tayfalar uyarmi$lar "abi burasi degil gibi sanki" diye.

  • 90lı yılların ortalarına kadar süren acaip bir dönemdi. liseliler bilmez, sokakta elinde tefle çingene bir adam yanında kocaman bir boz ayıyla gezerdi. şimdi 48 ay banka kredisiyle alınmış yüzlerce arabanın doldurduğu sokaklarda kedi görmek bile zorken böyle bir sahneyi tahayyül etmek fazla sürreal kalıyor.