hesabın var mı? giriş yap

  • lisede sinav aninda yapilan ve sessiz cikmasi gereken osurugun, gumbur gumbur geldigi an.

  • bugün bisikletle yaklaşık 5 saatte tamamladığım dağ yoludur. ben turumu no fear isimli şirketten aldım, gravity 750 boliviano isterken ben 450'ye full suspansiyon biri bisikletle bu turu yaptim. eger daha dusuk bir model bisiklet isterseniz meblag 350'ye kadar dusuyor.

    oncelikle bence cok cok korkutucu bir yol olmadi bu. yaklasik 15 senedir bisiklete binmememe ragmen hic dusmeden bitirdim. fiziksel olarak ise kelimenin tam manasiyla bittim.

    ılk etap 21km ve asfalt bir yol uzerinde gidiyorsunuz, saatteki hiziniz yer yer 60km'ye kadar cikiyormus. ınanilmaz keyifliydi, kendimi the secret life of walter mitty filminde hissettim.

    http://youtu.be/l_neij-f4wy

    ardindan 9km'lik bir tirmanis etabi var, burayi minibus,e gectikten sonra zurnanin zirt dedigi yere, 35km surecek olum yoluna basliyoruz. bu bahsettigim yol kimi zaman gidis gelis iki serit, kimi zaman ise tek serit bir yol oluyor, neticede kamyon geciyor bu yoldan, rahat olunuz. rahat olunuz derken ise cok da salmayin tabii, bir saniyelik dikkatsizlik sonucu siz de orada bir anita donusebilirsiniz.

    benim sansima olum yoluna basladigimiz anda yagmur da bizimle birlikte kendini gosterdi, ve sisten 10 metre otemizi goremiyorduk. ılk basta sanssizlik sandigim bu olay, tam aksinw buyuk bir sansa donustu; hic araba gelmedi. nada.

    hayatimin en keyifli aktivirelerinden birini kazasiz belasiz atlattim, bir gun yolu la paz'a dusen olursa, az da olsa bisiklete binmehi biliyorsa kesinlikle yapsin derim.

  • ailece hayatımızı borçlu olduğumuz japon araba markası.

    1996 yılının ağustos ayında galeriden 0 km bir mazda 323 familia satın aldık. ne abs, ne asr, ne hava yastığı... o dönemler bu özellikler opsiyonel olduğu için biz kısıtlı olan aksesuar bütçemizi mal gibi klimaya ayırmıştık. dımdızlak bir arabadan bahsediyorum.

    mazdanın broşürüne baktığımı hatırlıyorum. bir kaza testi fotoğrafı... familia'yı korkunç bir süratle duvara çarptırırken... arabanın tamamen yokolan burnu ama en ufak hasara uğramayan yolcu kabini gözler önünde... "hadi lan ordan" dediğimi hatırlıyorum "koskoca motor nereye gitti dümbelekler?". cevabı alttaki açıklamalarda gizli: "önden darbelerde motorun yolcu kabinine girmesini önleyen özel katlanma ve parçalanma sistemi"

    vay anasını... japonlar yapmış! ama beni arabanın güvenlik unsurları ırgalamıyor. "nolcak lan! babam iyi şöför zaten"

    ***

    arabayı 2 ağustos cuma günü saat 20:00'da aldık. saatine kadar hatırlıyorum çünkü cumartesi sabahı tatile giderken, yani tam 12 saat sonra o büyük kazayı yaptık. bütün gece valiz toplayıp istanbul-antalya arasında şöförlüğe soyunan babam direksiyon başında uyumaya karar verince eskişehir'e 45 km mesafedeki bozüyük kavşağı'nda bir doğan slx'e, 90º açıyla ve tam 110 km süratle çarptık. kazanın etkisiyle biz kendi etrafımızda sayısız spin atarken tam ortadan kırılan diğer araç yerden metrelerce yükselip yere yan olarak düşmüş...

    ***

    kaza sonrası yaşadıklarımızı burada anlatmayacağım. aslında bu kadarını bile anlatmak sinirimi bozuyor ama kazanın boyutlarını anlamanız için gerekliydi. sonuç olarak annem, babam, o zaman 7 aylık olan kardeşim ve ben o arabadan sağ çıktık. benim dışımda kimsenin burnu bile kanamadı hatta...

    "tamam mazda sağlam araba ama bu kadar duygusallaşmanın alemi ne" diye soranlara söyleyeyim: kaza sonrası, aracı sigorta şirketinden mazda japonya'nın geri aldığını ve dünya fuarlarında dolaştırdığını öğrendim. yanına da şöyle yazmışlar "bu araçtan biri bebek 4 kişi sağ olarak çıkmıştır."

    hani fifth gear'da ya da başka programlarda arabaları gerek komik komik, gerekse de ciddi ciddi test ederler ya, işte ölüm kalım testinde de ben mazda koltuğunda oturuyordum. ve müteşekkir bir şekilde söyleyebilirim ki "mazda bu testi geçti"

  • aynı şekilde, fatura kesmeyen ve dolayısıyla vergi ödemeyen, sürekli zarar ile seneyi kapatıp, asgari ücretli çalıştırıyor gösterip elden maaş veren, borçlarını ödemeyen veya geç ödeyen esnafın ticari kafası olması gibidir.

  • otobüse binerken mecidiyeköy'de bir numara yok. bir güzel uyudum. sonra gözümü bi açtım, karşıdan karlı dağlar geçiyor. bir daha açtım başımda bir çocuk: “kalk abi.” diyor “kars’a geldik(!)” *