hesabın var mı? giriş yap

  • dün gece bir işaret istedim. bu sabah penceremden içeri ayet el-kürsi kartpostalı uçtu, aynı anda da telefonuma kıbrıs casinolarından birinden sms geldi. hmmm, çelişkili mesajlar alıyorum...

  • wos eylül 2014 verilerine göre 410 yayın yaparak en yüksek "h-sayısı"na (97) sahip bilim insanı.

    (bkz: cbt)'de yer alan verilere göre h-sayısı 80 üzerinde olanlar "nobel ödülü alacak ölçüde evrensel başarıyı tanımlayan ölçüye ulaşmış bilimciler" olarak tanımlanmakta. aziz sancar'ın h-sayısı 97 olduğuna göre nobel ödülü alan türk bilim adamlarına dair haberler duymamız yakın gözüküyor.

    [şöyle bir fotoğrafı vardır https://www.physics.ohio-state.edu/…/dpg-sancar.jpg]

  • çin'deki her ailenin tek çocuğu olması politikasına aykırı olan kişilere verilen isim. hukou sistemine göre her aile sadece bir çocuk sahibi olabiliyor. eğer aile birden fazla çocuk sahibi olmak isterse her yeni çocuk için ciddi miktarda para ödemesi gerekiyor. eğer aile bu parayı ödemek istemez ancak yine de birden fazla çocuk sahibi olmak isterse bu çocukları nüfusa kayıt ettirmiyor ve bu çocuklar sistemde görünmüyor. bu kişilere heihaizi, yani "kara çocuk" ismi veriliyor.

    çin'de şu an ne kadar heihaizi olduğu bilinmiyor ancak yakın bir geçmişte daha önce hiçbir kaydı olmayan 14 milyon kişi nüfus sistemine kayıt ettirilmiş. bunun yanı sıra 25 milyondan fazla kadının hâlâ nüfus dışı olarak yaşadığı düşünülüyor.

    nüfus sistemine kaydı olmayan kişiler okula gidemiyor, evlenemiyor, banka hesabı açamıyor, herhangi bir işte çalışamıyor ve temel sosyal haklardan yararlanamıyor. kısacası heihaizi'ler bir nevi hayalet olarak yaşıyorlar.

    heihaizi'ler sistemde var olmadıklarından hayatta kalabilmek için yasa dışı işler yapmak zorundalar. hırsızlık, gasp, dolandırıcılık ilk akla gelen suçlar. ancak bunun yanı sıra telif hakkı suçlarını işleyenlerin sayısı da gün geçtikçe artıyor. çin'de bir filmin veya bilgisayar programının telif hakkını ihlal edenlerin sayısı hayli fazla ancak bu ihlale karşı ne çin, ne başka ülke herhangi bir yaptırımda bulunamayabiliyor. bunun sebebi, bu suçu işleyenlerin sisteme göre yaşıyor olmaması. var olmayan bir kişi için kimse yasal işlem yapamıyor.

    aynı zamanda çin mafyaları kendi yasa dışı işlerini bu heihaizi'lere yaptırabiliyor. çevre ülkeler de bu mafyalardan nasibini almış durumda, japonya ve kore'de bulunan çin mafyaları da yine heihaizi'leri kullanmaktan geri durmuyor.

    bunun yanı sıra çin'de aileler genellikle erkek çocukları nüfus sistemine kaydettiriyorlar. çünkü erkeklerin daha ağır işlerde çalışmaları ve iş bulmaları kadınlara göre daha kolay. bu sebeple çin'deki genç nüfus sistemde her 10 çocuktan 9'u erkek olarak görünüyor. bu da başka bir sorunu beraberinde getirmiş, zira nüfusa kayıtlı olmayanlar resmi olarak evlenemiyor. nüfusa kayıtlı sistemdeki kız sayısı hayli az olduğu için erkeklerin bu kızlarla evlenmesi için kızın ailesini ikna etmesi gerekiyor. aile ise kızlarıyla evlenmek isteyen erkeklerden para istemeye başlamış, yani bir nevi başlık parası sistemi ortaya çıkmış durumda.

  • yalçın abi'ye katılıp "iktidarsızım, kocalık görevimi yapamıyorum karım beni terketti" diye 70 milyonun önünde ağlamaktan çekinmeyen ama eczaneye gidip bir mavi hap almaya utanan adam gibiyim; bütün dünyaya seni sevdiğimi haykırabilirim ama sana söylemeye utanırım...

  • elinde altı adet plastik sandalyeyle halk otobüsüne binen adamın bunları ayaktaki ihtiyaç sahibi yolculara dağıtması, ve böylece otobüs içinde çay bahçesi ambiyansının yakalanması. hayır merak ediyorum acaba adam kendine böyle bir misyon mu yükledi. ayakta yolcu kalmayacak!

  • eksi sozlugu game of thrones dunyasi olarak goruyorum. hatta kafamda kralliklari, grallari ve sloganlarini bile buldum.

    owencanland
    lider: owencan
    nufus: 31.000.000
    slogan: your mum is coming

    cicisland
    lider:ssg
    nufus: 26.000
    slogan: our eyes are so anlamli

    entelia
    lider: otisabi
    nufus: n/a
    slogan: fular is ours

    atayizland
    lider: immanuel tolstoyevski
    nufus: 15.000- 25.000(with gizli atayizts)
    motto: we do not belive

    kanzukland
    lider: kanzuk
    nufus: 12.000
    motto: i see dead entries

    gurinho
    lider:guru
    nufus: 15
    slogan: facebook is ours, zynga- zuckerberg- facebook, facebook is coming, ccc facebook ccc, did i say facebook?

  • "bim'den alışveriş yaptık, fiş iddaa kuponu gibi... en yükseği çerezza 1.95 o da handikaplı galiba.."

  • açılın ben ingilizce öğretmeniyim..

    tanımına, "geçmişte olup" şeklinde başlayan bir cümleyle giriş yaparsak muhtemelen hata yapacağımız bir zamandır, zira "olup" zarfı bitmişlik muhteva eder..

    bunun yerine, "geçmişte olmaya başlayıp" şeklinde bir girişle açıklamaya çalışırsak daha başarılı olacağımıza inancım tam..

    efendim, temel olarak iki amaçla kullanılır bu zaman.. ilki zaten ifade edilmiş daha önce de; geçmişte başlayıp halen devam etmekte olan yahut henüz bitmiş olup etkileri veya sonuçları alenen gözlemlenen olayları aktarmak..

    misal olarak bir klişe verelim.. adam kapıyı çalar, üstü başı ıslaktır..

    "why are you all wet?" sorusuna vereceği muhtemel cevap, "it has been raining heavily outside.." şeklinde bir cevaptır..

    bir diğer, present continuous tense ile karıştırılan kullanımı da, şimdi, şu an gerçekleşen olaylara geçmiş zaman derinliği katmak amaçlı olandır..

    josie uyumaktadır.. kızcağız 13:00 da yatmış, saat 15:00 olmuş, halen melekler gibi uyumakta.. işte bu durumu ifade ederken şimdiki zaman kullanıp, "josie is sleeping.." dersek, sadece şu an, konuşma anında şahit olduğumuz bir durumu aktarabiliriz.. geçmiş derinliği yoktur burada.. şimdiki zaman, şimdidir çünkü, elinden tutup geçmişe gelmez seninle, o yetisi yoktur.. josie'nin o an hem uyumakta olduğunu, hem de belli bir saattir yahut belli bir saatten beri uyumakta olduğunu present perfect continuous tense ile ifade ederiz.. yani, "josie has been sleeping since 13:00/for three hours.." cümlesini kurabilelim diye vardır..

    hiç şüphesiz, gereksiz değildir..

    edit: 15:00'dan 13:00'ı çıkarıp sonuç olarak üç (three) bulmuşum.. yanlış yapmışım..

    "...for two hours.." olacak orası.. dilciliğime verin..