hesabın var mı? giriş yap

  • oncelikle sunu dikkatli bir okumak gerekiyor. ozellikle su kismini:

    "...o dönemde köşk'teki müstahdemin, yaverlerin, muhafız polislerinin iaşesi ve köşk'ün diğer masrafları da atatürk tarafından karşılanıyordu. başvekil ve vekillere ödenen harcırah cumhurbaşkanı için söz konusu olmadığından seyahatlerde ulaşım dışındaki, yemek ve içki dahil bütün masraflar, tamamen kendi kesesinden çıkıyordu... "

    o zaman neredeyse cumhurbaskanligi butcesi anlamina gelen bir parayla bugunku cumhurbaskani maasini karsilastirirsan boyle oran cikar tabii.
    (bkz: beyin bedava)

  • jandarma komutanıyken üç saat içinde önce kara kuvvetleri komutanı sonra da genelkurmay başkan vekili oldu. böyle giderse sabaha kadar mareşal olur.

  • eski ingilizce'de küçük harflisi de ı olarak yazılıyormuş. noktayı 11.yy'da "m" ve "nı" gibi fırçayla dikey harf yazımlarında karışmasın diye sonradan eklemişler.

  • rakibinde havali okcu gozlugu varken kendisinde dershaneye giden fen liseli gozlugu vardi. buna ragmen tam bir arabasiyla kari kiz kaldiran, elinde nargilesi, yavrucu, parlocu, pic olan gobekli fransizi eledi.

    helal sana aslanim.

  • diğer kuşaklar tarafından anlaşılmayacak olmasıdır. tıpkı önceki kuşaklarda yaşandığı gibi.

    ne demiş can yücel;

    20 yaşında ben,
    35 yaşımda ben,
    40 yaşımda ben ve
    bugünkü ben dördümüz.

    birden yirmi yaşımı, otuz beş yaşımın karşısına oturttum.
    kırk yaşımın karşısına da, ben geçtim.
    yirmi yaşım, otuz beş yaşımı tutucu buldu.
    kırk yaşım ikisinin de salak olduğunu söyledi.

    yatıştırayım dedim.
    “sen karışma moruk” dediler. büyük hır çıktı.
    komşular alttan üstten duvarlara vurdular.
    yirmi yaşım kırk yaşıma bardak attı.

    evin de içine ettiler.

    bende kabahat.
    ne çağırıyorsun tanımadığın adamları evine…

  • bugun tramvayda sahit oldugum,kelimesi kelimesine aktaracagım diyalog da yaran adi altinda incelenebilir.

    tramvayda yolculuk etmekte iken hemen yanimda oturan 40 li yaslardaki bir adamin karisiyla diyalogudur.

    adam -alo mehtap,ben tramvaydayim,
    yarim saate orhan da olurum.
    seni de duraktan aliriz.
    karisi -(muhtemelen) hangi durak?

    adam- yahu hangi durak olacak,evin onundeki...
    orhan'in arabayla geliriz,beyaz reno toros...

    karisi-(muhtemelen) nasil bir araba o?

    adam-stey$in vagon,beyaz toros...

    karisi-(anlamiyor herhalde ve muhtemelen sorusunu yineliyor)anlamadim nasil bir araba bu?(muhtemelen)

    adam- yahu uzun beyaz bir araba,toros iste...

    kadin-(ne diyorsa artik)

    adam- kartal yok mu kartal, onun gibi bir sey,uzun...
    yav stey$in ne bilmiyor musun?
    kadin-...........

    adam- yahu nihan,tamam bosver,sen 20 gece durakta ol.ben arabadan inince gorursun toros neymis.

    kadin- (muhtemelen) nihan da kim?

    adam-ne bileyim ben nihan kim?toros,kartal...kafa mi biraktin bende?

    kadin-(ikna olmamis olacak ki muhtemelen sorusunu tekrarliyor)nihan kim dedim?

    adam-yahu kadin torosla kartal farketmiyor senin icin mehtap nihan ne farkediyor?...allahim yahu

    kadin-(ne diyorsa?)

    adam-otobusteyim simdi...

    kadin-(muhtemelen) hani tramvaydaydin?

    adam-tramvay tramvay...tramvaydayim,kafami karistirdin iyice...
    neyse hadi 20 gece durakta ol...

  • tehlike anında otonom sistem üç tepki verir: kaç, savaş, donakal.

    bir kısım kaçtı, savaşanlar muhtemelen silivri'de yahut perde arkasında, büyük bir kısım donakalmış vaziyette. ellerinde çekirdek, tv'den başkalarının hayatlarını izler gibi kendi sonlarını izliyorlar.

  • bütün kış doğalgaz sürekli açıkken 200-250 tl gelen faturalar, bu ay evde olmadığım ve doğalgazım kapalı olduğu halde 342 tl gelmiştir. ortalama fatura sistemiyle önceki yılların aynı ay ortamalarının alınacağı söylenirken, benim nisan aylarında ödediğim faturaların 20-30 tl bandında (ocak ve sıcak su kullanımından ötürü) olduğunun altını çizmek istiyorum. şimdi bu faturanın nedenini bilmek istiyorum, tam olarak suçumuz nedir?
    virüs dolayısıyla sayaç okumak riskli dendi eyvallah, peki sokağa çıkma yasağı varken bile, marketlerden eve sipariş getiren yada damacana su satışı yapan şirketlerin çalışanlarının muaf tutulduğu bu dönemde o insanların canının kıymeti yok mu? ona izin veriyorsan sayaç okumak için gelen görevliye neden izin verilmiyor? çoğu insanın zorla ücretsiz izne ayrıldığı, işsizlik maaşı bile alırken belirli prosedürleri yerine getirmesi gerektiği bu dönemde bu faturalar hangi para ile ödenecek?

    edit: allahım aklıma mukayyet ol, küfretmeyeceğim. be kardeşim sayaç değerini karşılaştır yazan var mesaj atan var. şurada iki satır yazmışım okusana. evde değilim. evde değilim diyorum. doğalgazı kapattım ayrıldım evden bir ay önce. hala burda bu hırsızlığa kılıf bulmaya çalışan, normalleştirme çabası içinde olanlar var. ne kadar kazanıyorsunuz kardeşim bu yardakçılıktan.

    edit2: arkadaşlarım yazılan entryleri ve gelen mesajları okuyorum. bunun igdaş özelinde olmadığını genel olarak absürt faturalar geldiği yazılıyor. ben başlığı igdaş olarak açtım ama elbette bilindiği gibi birim fiyatı belirleyen ana şirket botaş. yani bunun direkt igdaş ile alakası yok. 20 yıldır ne kadar fakirleştiğimizden haberi olmayanlar buradan bile imamoğluna giydirmeye çalışıyor, gerçekten inanılmaz.