hesabın var mı? giriş yap

  • hakk'ın rahmetine kavuşan tümamiral soner polat'ın cenaze yürüyüşünde, şanlı türk ordusunun komutanlarına son veda yürüyüşündeki disiplinsiz ve düzensiz görüntüleridir.

    inanılmaz derecede üzüldüm. dünyaya nam salmış bir ordunun, böyle bir duruma getirilmesine sebep olan/göz yuman her kim varsa allah hesabını sorsun.

    video

    edit 2:
    ısrarla bu ayıbı örtmek için "acemi askerler yeaa, bedelli askerler yeaaa" diyen gevşekler var.
    arkadaşlar, bir "tümamiral" rütbesindeki komutanın cezane yürüyüşü bu. yürüyenler de eğitimi almış askerler. keza, askerliğin ilk başında bu yürüyüşleri öğretirler.
    tümamiral'imize ve vatana yapılan bir ihanettir bu görüntü. hesap soracak olanlar da vicdanlı türk milletidir. gevşekleşmeyin.

  • karanlık mizah üzerinden varoluş sancılarını tetikleyen ve insanı düşüncelere sürükleyen repliklerin geçtiği yetişkin animasyon dizi.

    morty: “bütün bir gezegen oturmuş senin için güç mü üretiyor? bu kölelik!”
    rick: “bu toplum! birbirleri için çalışıyorlar morty, birbirlerine para ödüyorlar, evleniyorlar ve güç üretemeyecek kadar yaşlandıklarında yerlerini alacak çocuklar yapıyorlar.”

    “var olmak acıdır.”

    “hepimiz birer yemiz. bizi sevgi bilmez bir tanrı dünyaya getirdi ve onun yarattığı belirsizlikle kendimizi yok etmeye itiliyoruz.”

    “ben acaba hiç yaşadım mı diye düşündüm. başkasının hikayesindeki bir nesneden mi ibarettim? tek olduğum şey bu muydu? daha fazlası olabilir miydim? zamandan başka bir şeyim yoktu ama hala bir cevap bulamadım. amaçsız geçen zaman hapishanedir.”

    “kimse kasten var olmadı. kimse bir yere ait değil. herkes bir gün ölecek. gel televizyon izleyelim.”

    “okul hakkında ne düşündüğümü söyleyeyim jerry. tam bir vakit kaybı. bir sürü insan koşup duruyor, birbirine çarpıyor. öndeki adam “iki artı iki” diyor. arkadakiler de “dört” diyor. zeki insanlara göre bir yer değil.”

    “çünkü dünya neyin önemli olduğunu anlamayan aptallarla dolu.”

    “barutun icadıyla 'amazon prime' denen bir şeyin arasında, “gezegeni yönetmemiz mi gerekiyor? onun yerine marvel filmleri yapsak ya?” diye düşündünüz. çünkü siz insanlar bunu seviyorsunuz. bizse yeni yaşam türlerini ayağa kaldırmayı.”

    “bu hayat hiçbir zaman pespembe olmayacak, zira var olmak zaten başlı başına sancılı bir şey! evren bu kadar küçük bir şeyi umursamak için çok büyük sadece.”

    “bu koskocalık içinde aslında ne kadar yer kapladığımızı bilmek ve her şeyin bizimle alakalı olamayacağını her daim akılda tutmak yaşamı bir nebze de olsa kolaylaştırabilir.”

    “karbon bazlı yaşam, üst türler için bir tehdit. siz insanlar bizim için, “hastalık” olarak adlandırdığınız şeysiniz. sizi bulduğumuzda tedavi ederiz. fedakarlık gerekse bile yaşam korunmalı.”

    “yaşamak her şeyi riske atmaktır; aksi takdirde evren seni nereye savurursa oraya sürüklenen, rastgele bir araya gelmiş moleküllerden oluşan hareketsiz bir yığın olursun.”

    “başarısızlık için plan yapmak, normal plan yapmaktan daha aptalca.”

    “siz insanlara göre sevginin değeri az rastlanır olmasıyla belirleniyor. sevgiyi aramak konusunda oldukça bilgilisiniz ama onu sürdürmek konusunda hiçbir bilginiz yok. zahmet edip sevgide ustalaşsaydınız su kadar bol olduğunu şimdiye öğrenirdiniz.”

  • ön bilgi: bu dört sayılı entry'dir. ilk yazanlar yazdıklarını silerse diye peşinen yazıyorum.

    1. parti binası önünde cılız bir kalabalık "kaybetsen de seviyoruz." içerikli gösteri yapacaktır.
    2. akp merkezinin ışıkları erkenden sönecek ve herkes evine gidecektir.
    3. erdoğan aynı gece ankara'dan üsküdar'daki evine geçecektir.
    4. kısıklı'da da bir iki kişi sevgi gösterisi yapacaktır. ama uzatmadan onlar da evlerine dönecektir.
    5. sonra türkiye'de her şey çok güzel olacaktır.

  • - yarışı kim kazandı? (ortada yarış falan yoktur)
    - ali bacıoğlu ( oğlunun en sevdiği pilotu bilen baba, mutlu etmek için öyle sallar)
    - iyi o zaman bana rakı verin ( bluesman o yaşına kadar hayatınd rakı içmemiştir)
    - rakı yok evladım viski versek? (baba çok güzel taşşak geçmektedir)
    - yok olmaz ben rakıcıyım (sanki kırk yıllık akşamcı pezevenk)

  • yolsuzluk yapmadıkları, kul hakkına girmedikleri tek bir olay varsa onu yazın. bunların her yaptığı haksızlığı yazmaya kalksan 17 yıl sürer.

  • sanirim herkes hoslandigi, begendigi kisilerle bulusmus ama ben bu deneyimi en yakin arkadasimla yasamistim.

    12 yasinda bi sims forumunda (bkz: simaniac com) tanismistik. bir iki seneye, artik ne konustuk, nasil yakinlastik cok hatirlamasam da, yakin arkadas olduk. internete girdigimde ilk yaptigim msn'i acip online mi diye bakmak olurdu. aramizda 4 yas vardi ama en az benim kadar cocuksuydu, muhabbetimiz cok cocuksu ve tatliydi. sanki kardesimle konusuyormus gibi hissediyordum. birlikte super kahraman oldugumuzu hayal ederdik, ayni online oyunlari oynardik, ayni animeleri izlerdik, tanistigimiz forumdaki insanlari cekistirirdik. okulda da cok yakin arkadasim vardi ama onu en az okul arkadaslarim kadar cok seviyordum, baskalariyla paylasamadigim seyleri onunla paylasiyordum.

    sonra ben liseye gectim, o universiteye gecti. ben lise 1 ve 2de cok arkadas edinemedim, diger arkadaslarim da baska liselere gitmisti. kendimi yalniz hissediyordum. o ise universitedeki bolumunden memnun degildi, cift anadal yapmaya calisiyordu, dolayisiyla cok fazla calismasi gerekiyordu. ben cok mutsuzdum, onun da mutsuz oldugunu tahmin ediyorum, cok belli etmezdi boyle seyleri. okuldan doner donmez internete giriyordum, msn'de saatlerce konusmak icin can atiyordum. okuldakilerin ergen muhabbetlerinden sonra birlikte yaptigimiz cocuksu muhabbetler bana cok iyi geliyordu.

    derken lise 3'e gectim, hala okulda kendimi yalniz hissediyordum. 6 senedir arkadastik, artik en yakin arkadasim olmustu. hep ergenken soyledigimz bir sey vardir ya "beni en iyi anlayan oydu" diye, benim icin o insandi. fakat ben ankara'da yasadigim, o istanbul'da yasadigi icin hic bulusmamistik. o senenin temmuzunda bir dugun icin ilk kez istanbul'a gittim, hemen bulusma karari aldik. birlikte benim kaldigim otelin cevresinde dolandik, ozsut'te tatli yedik. bır suru fotograf cekildik. ikimiz de biraz utangactik fakat cok eglendik. yolda annemlerle karsilastik, annem ve babamla tanisti. annem "seninle yasit gibi duruyor, dedigin kadar cocuksu ve neseliymis" dedi onun icin. o gun uzulerek ayrildik.

    dort ay sonra bir gun, sebepsiz yere okuldan kacip eve geldim. msn'e girer girmez ortak bir tanidigimiz bana bir link atti. linki actim. linkte arkadasimin okula giderken trafik kazasi gecirdigi, kamyonun altinda ezildigi ve hayatini kaybettigi yaziyordu.

    o gun hem hafizama kazinmis, hem de surekli agladigim icin biraz bulanik. annemin "keske o gun sizinle karsilasmasaymisim, o kizla tanismasaymisim" diyerek benimle birlikte agladigini, abimin beni alip ozsut'e goturdugunu, orda birlikteyken yedigimiz tatlidan yedigimi hatirliyorum.

    uzerinden 5 sene gecti, onun vefat ettigi yastan 1 yas buyugum. hala arada onu animsatan bir sey oldugunda aglayabiliyorum. fakat bunun disinda onu dusundugumde hep gulumserken buluyorum kendimi. oldugune uzulmektense onu tanimis oldugum icin, bana kattigi seyler icin mutlu oluyorum.

    en cok da o olmeden once bir kez olsun gorusmus oldugumuz icin mutluyum. o gun utanip haber vermesem, o da uc saat otobuse binip yanima gelmese bir zamanlar en yakin arkadasim olan insani hic gormemis olacaktim. ve hayatimin o donemiyle ilgili bir seyler hep eksik kalacakti.