hesabın var mı? giriş yap

  • veledin biri adamın karısına küfrediyor, okul idaresi hiçbir şey yapmıyor, adam da kendi adaletini sağlıyor.

    benim olaydan anladığım bu. adaletin olmadığı yerde anarşi başlar.

  • şahsen en sinir olduğum görgüsüzlükleri yazacağım, bunu uygulayan insanlara istisnasız sert çıkar ve keyfini kaçırırım.

    -telefonla bir şey gösteren birinin elinden telefon alınmaz. onun elinden bakılır.

    -şahıslardan "bu" diye bahsedilmez.

    -detay vermenin istenmediği belli olan bir konuda ısrarla soru sorulup kişi darlanmaz. hatta çok yakın arkadaşınız değilse hayatıyla ilgili hiçbir konuda soru sorulmaz, o isterse anlatır zaten.

    -mesaja saatlerce ya da 1 gün sonra gibi geç cevap verildiğinde hiçbir şey olmamış gibi konudan bahsedilmez, önce geç yazılma sebebine dair kısa bir açıklama yapılır.

    -bir kişiye ne kadar samimi olursanız olun ortamda en az 1 kişi daha varsa "şurana şöyle olmuş" vs. denmez.

    -sizden özellikle tavsiye istenmediyse giyim tarzı konusunda tavsiye verilmez. "öyle giyinme, böyle giyin." denmez. bunun alt anlamı "bu halin iyi değil."dir. size ne başkasının giyim tarzından yapraklarım. ben kimsenin tarzı hakkında yarım saniye düşünmemişimdir, nasıl bu kadar hayatsız olabiliyorsunuz?

    -göz göze gelince öküz öküz dümdüz bakılmaz, hafif gülümsenir. normal hali asık suratlı biri olarak söylüyorum.

    ailem mi çocukken beni çok kastı bilmiyorum ama bazı insanlara cidden görgü hiç yüklenmemiş. 83 milyonu bir araya toplayıp hızlandırılmış adab-ı muaşeret kursu veresim var.

  • $ehirlerarasi yolculuklarda biz erkeklerin sikca ba$ina gelen hissel durum. zerre alakasi yoktur abazalik ilen, ipnelik ilen. tepeden tirnaga temiz ve sevimli hislerin dogurdugu durum.
    ornek olay, tamamen mizansendir:
    ankara - izmir hatti, alinmi$ metro firmasindan bilet, izmir'e akilacak. bir ilkbahar gecesi, saat 01:00 gibi. otobuse binilir, hemen sagda solda guzel kizlar dikkat ceker, bu kismi abazalik, ipneliktir bak o dogru, "-uff ne duzgun kari baba be, kalcalarina kurban..." gibi... bunlar pek klasik erkek geyikleri.
    sonra yolculuk hali ba$lar, etraf karanlik. yol i$iklarinin, asfalt otobanda yazdigi $iirler...
    o guzel kizlardan pek bir begenileni pek bir hastasi olunan uyur. sen de kenarda artik uyur musun ne bok yersen. ertesi sabahin gune$i parlamaya ba$layip izmir'e yakla$irken, o kiz hala uyuyordur. ama ne uyumak. melek mi, prenses mi, huri mi... ba$ o ince boyundan hafif sola yatmi$, o pembecik dudaklarin uzerinde cig gibi ter, saclarin daginikligi, yolculuk oncesi makyajdan kalma kalem hafif silinmi$. 2-3 dakikada bir kafayi ufak hareketler ile saga sola cevirir, bu hareket esnasinda boynun on kismindaki o iki kiri$ ortaya cikar, aralarindaki o cukur, dunyadaki en guzel yeridir belki... i$te o zaman direk opesi gelir insanin kizi...
    daha fazla yazamayacam. elim ayaam titriyo bak...
    (bkz: hisli entry) (bkz: smiley koymak istiyorum) hatta koydum.

  • gördüğüm en acı kendini avutuş ve yanlış tespit. burada uzun uzun yazarak kendilerini avutmaya çalışanlar için gerçekten üzülüyorum.(eleştiri-hakaret olarak demiyorum, gerçekten saf, %100 bir üzülme hissediyorum)

    arzu zevk filan vermez. rahatsızlık verir. elde edemediğin için rahatsız hissedersin. zevk filan değildir bu. hissettirdiği şey oturduğun rahatsız tahta sandalyenin kıç kemiğine batması gibi. elin ayağın durmaz ya bir an önce kalkıp gitmek istersin, aynı onun gibi işte. ortaokulda casio saatten saniye sayardık ders bitsin diye. arzu etmek budur.

    elde ettiğinde tatmin eder. o zaman inanılmaz rahat bir koltuğa geçmiş, rahatsız sandalyeden kalkıp mis gibi yatağa uzanmış gibi, saniyelerin bitmediği ortaokul dersinden çıkıp eve gitmiş gibi olursun. hayvan gibi dopamin vurur yani. ayak parmak uçlarından saç tellerine kadar.

    eğer elde ediş kısmı birden olmaz da bir sürece dönerse, o zaman işte, sizin dediğiniz gibi zevk filan vermez. çünkü o yola çıktığınız arzuyu yolda bıkıp usanarak kaybettiniz. (bkz: pirus zaferi) gibi. keşke elde etmeseydim, ömrüm çürüdü, kaç yıl geçti, neler çektim vs vs. bu yüzden yıllarca uğraşıp yaşlanınca parayı bulanlar gider ayak çaresizlikten ve üzüntüden kahrolurlar. ya da tepkisizdirler. bir ömür harcandığı için korkudan parayı da harcayamaz. daha da tutucu olur. bir kızın peşinden yıllarca koşup yaka silkmiş erkekler elde ettikleri zaman "bu muymuş" diye düşünüp halk diliyle "vurup" geçerler.

    oysaki istediğin şeyi ilk gün elde edersen sen gör o zaman zevki. sarhoş olursun dopaminden. anında bağımlısı olursun. bu yüzden kumarda ilk girdiğin anda kazandırırlar. anında kapılırsın. sonra zamanla paranı alırlar. büyük bir zararla çıkarsın. o ilk hissi aradığından. şirketler kampanyalarda hep kendilerine yeni gelenlere çok büyük kazançlar verir. sonra silkelemeye başlar.

    elde etmenin zevkinin üzerine başka bir zevk yoktur. arzu etmek ise sürekli kaşınmak gibi, uyuz bir durum. elde edemeyen, kendini avutmak için elde etişe bok atabilir, arzuyu zevk zannedebilir. çünkü zevk görmemiştir.

  • 99 depreminde en ön safta olan adamın acaba asker desteğinin önemini bildiğinden olabilirmi sayın çok muhterem suser?
    sen muhalif olma zaten ya.
    t: tırı vırı bir tespit içeren başlık.

  • son zamanlarda özellikle facebook'ta türemiş varlıklardır.

    profilini incelediğinizde bayrak, kuran, tayyip falan vardır ama arkadaş listesi slav hatunlarla doludur. bir boktan çakmaz, okumayı bile bilmez. düşmanı israil'dir.

    edit: başlık ilkokul mezunu değil, solculara vatan haini diyen ilkokul mezunu. yani burada ilkokul mezunu olmasına değil yaptığı harekete benim tepkim. yoksa herkes okuyacak diye birşey yok, ama bilip bilmediği şeyler üzerine başkalarına vatan haini etiketini yapıştıramaz.

  • kabus gibiydiler.

    meltem cumbul ne? oyuncu. meltem cumbul ne? sunucu. meltem cumbul ne? şarkıcı. meltem cumbul ne? kültür elçisi. meltem cumbul ne? bir on parmağında on marifet.
    ülke olarak kollektif basiretsizliğimizin ve yetenekli insan çıkarmadaki kuraklığımızın sembolüydü maşallah.

    güzel desen? tam değil. çok çirkin de diyemezsin.
    ne tam yetenekli, ne de tamamen yeteneksiz.
    ne sahnede harikalar yaratıyor, ne de tamamaen rezil oluyor.

    bir garip sıkışmışlık, tarifi zor bir anlamsızlık vardı kadında. "ülkecek modern oluyoruz abi, evropa standartlarında sanatçı çıkarıyoruz!" hezeyanlarının iç karartıcı bir yan-ürünüydü besbelli. allahtan geçti gitti bu yıllar da, rahata erdik...

    dikkat ederseniz meltem cumbul'un yerini kimse doldurmadı (dolduramadı demiyorum)
    bunun nedeni ise kuşkusuz, doldurulmasına ihtiyacımız olmayan bir boşlukta durmasıydı.