hesabın var mı? giriş yap

  • aktif basketbol yaşantıları sonrası şucu olmuş, bucu olmuş tartışmalarını bir kenara bırakırsak, bir sporsever olarak basketbol izlerken ağzımda maksimum tat bırakmış iki çok iyi oyuncudur.

    yıllar önce parkede yaptıklarını bugün internette izlerken, gençliğimin en güzel spor hatıralarını hala zihnimde canlandıran ve aynı hazzı yaşatan, oyuncu bazında türk basketbolunun açık ara zirvesinde yer alan iki efsanedir.

    cristiano ronaldo - lionel messi'de olduğu gibi, karşılaştırma yapmak yerine ikisinden de ayrı seyir zevki alınmıştır, alınmalıdır.

    ikisinin dünya basketboluna, kendi takım taraftarlarına, özellikle de türk basketbolseverlere yaşattıkları ömür boyu unutulmaz.

  • ya abi işte neden evrim dersi ortaokulda önemli neden doğal seçilimin anlatılması önemli canlı kanlı örneği bu başlık. ya amk adam diyor ki hiç bir ilaç yok, hiç bir vitamin takviyesi yok atıyorum 60-70 yaşında. ama aynı şartlar altında hastalığı olan, ilaç tedavisine ihtiyaç duyan, doktora hastahaneye ihtiyaç duyan, sağlıklı beslenmeye ihtiyaç duyan, soğuğa dayanıklılığı olmayanları hiç görmediğinden hiç haberleri bile yapılamıyor. adamlar ölüyor çünkü a.q ölüyorlar. hayatta kalabilen tek kişiyi bulup da bu hayat tarzını öven bir başlık. adam bu yaşam tarzını benimsediğinden değil orda. adam öyle yaşama adapte olabilen belki de tek kişi olduğu için orda ve bunun haberi yapılabiliyor.

    al hocam uçak biletini bas git. hadi siberyaya da gitme, git karadenizde bi köye yerleş, al av tüfeğini de ayı falan çıkarsa vurursun. into the wild filmi mi etkiledi bilmiyorum. ama haberiniz yapılamadan doğal hastalıklardan ölebilirsiniz. işte o adam başarılı gen, kendini hayat şartlarına adapte edebilmiş gen. ölenleri görmüyorsun. buna adapte olamayan türü görmüyorsun. buna doğal seçilim deniyor. hayvanlar da böyle evrildi başarısızlar yok oldu gitti haberin bile yok. kim bilir ne çeşit vardı. bilmiyoruz.

    ben de seviyorum doğal yaşamı, ben de seviyorum insan olmadan yaşayayım odun keseyim tavuğumdan yumurtamı alayım, ateşimi yakayım üzerinde biber pişireyim. ben de istiyorum. ama olmuyor işte. yapabilen yapsın. herşeye özenmek iyi değil.

  • çalışma o zaman amk. adam uygulamaya girmiş su var almış getireceksin tabi. yarım ekmek tavuk döner siparişi veren adama garson kızabilir mi neden tüm yemiyorsun diye.

  • malum konuyla alakalı haksız olsa da yaptığını neden yaptığı yanlış değerlendirilen basketbolcu. yakinen takip edenler bilir, nba bundan birkaç gün önce (özellikle ligin en önemli değeri olan basketbolcular bir şekilde salgına yakalanmasın diye) belli bir uzaklıkta röportaj yapılması ve gereksiz hiçbir kişinin oyuncu soyunma odasına girmemesini de kapsayan birkaç regülasyon getirmişti korona önlemleri adı altında. gobert’in de basın toplantısında yaptığı aslında “ben de sizin bir arkadaşınız, kardeşinizim. burada birlikte çalışma arkadaşıyız. nba yönetiminin beni sizden ayrı veya üstün görmesine, beni daha çok korumasına gerek yok. hepimiz aynı gemideyiz.” demekti. tabii olayların bu şekle geleceğini kendi de bilememiştir ve çok pişmandır o da, eminim. linç etmeden önce bir de bu tarafından bakın istedim.

    not: gobert’le herhangi bir maddi manevi çıkar ilişkim söz konusu değildir.

    edit: telefondan yazarken typo oluyor haliyle.

  • dmb * :ab'ye neden almak istemezler türkleri?

    anne: barbar diye biliyorlar ya ondan..korkuyorlar yani.. vuruceksin teflon tavayı kafalarına kim barbarmış onlar mı biz mi anlicekler!

    sessiz....

  • müş. benim sayfalarım gelmiyo
    ben. şu an yurt dışı çıkışımızı sağlayan uydudan kaynaklanan bir sorun var efendim
    müş bi ilgileniverseydiniz siz
    ben. şey uydu uzayda efendim
    müş haa tamam o zaman

  • ve yine yeniden ekşi sözlük ve şurekası yazarların ip'lerini savcılığa verirken konu yazarlara lütfedip de "bilader senin bir dava olayın var, bilgilendireyim dedim" mesajı atmaya bile tenezzül etmemişlerdir.

    sonra gezersiniz tv'lerde leoparın kuyruğu diye.

    aferin lan sizi özgürlük savaşçıları sizi

  • ezilenlerin gür sesidir o...
    yetmez ama evet... bu ülkede işçiler hiçbir haklarını mücadeleyle almadı. sendika ve grev hakları bile 27 mayıs darbesiyle verildi.
    tayyip, belediye başkanlığına gelir gelmez sendikalı işçileri bitirip, taşeronları doldurdu. başbakan olunca da sendikaları ve sosyal hakları yok edip, işçilerin pazarlık gücünü bitirip, makarnaya muhtaç etti.
    devam edin bir paket bulgura şükredip, ezilenlerin sesi diye saraylarda ejder meyvesi yiyenleri şakşaklamaya...
    bir zamanlar büyük saygı duyduğum işçi sınıfından soğudum...
    canınız cehenneme...

  • genellikle gelinin anane veya babanesi olan teyzedir.

    bu teyze taki cantasinin guvenliginden sorumludur, ayrica "kim ne takti database"ini de tutarlar. taki toreninin ba$ladigini ve bittigini de bu teyzeler anons ederler. taki toreni bitince taki cantasini alip bir bilinmeze dogru, carpik, sallanmali ancak hizli adimlarla ilerlerler.
    canta "kaybolana" kadar devamli taki cantasina bakarlar... yuzlerinde bir huzursuzluk vardir. boyle her an birisi gelip cantayi kaparak ko$arak kacacakmi$ gibi bir gerilim vardir hallerinde. bir vazife bilinci, bir gorev ciddiyeti. devamli ogutler ve emirler verirler.
    - getir burada dursun.
    - ortusunu alma cantanin.
    - bilezikleri bana ver.
    - cekil goremiyorum!
    - agzini bagla, agzini.
    gibi konu$malar yaparlar.
    ka$lari gozleri hic durmaz. o'na bu'na ka$ goz yaparlar.
    (bkz: dugun teyzeleri)
    (bkz: dugun amcalari)

  • devletin başbakanı*, "kürtaj cinayettir" der.
    devletin polisi*, gözaltına aldığı kadına tecavüz eder.
    belki kadın gebe kalır ve kürtaj yaptırmak zorunda olur.
    devlete göre bu kadın, artık cinayet işlemiştir, dolayısıyla katildir.

    nereden bakarsan bak, işin içinden çıkamazsın.

    böyle bir paradoksun yaşandığı ülke, 2012 yılının türkiye'sidir.