hesabın var mı? giriş yap

  • turabi ile hakan'ın cilveleşmeleri bize iki ihtimal gösteriyor:

    1-her şey kurgu. kameralar kapanınca 'seyirciyi iyi kekledik bugün de' diye bizle dalga geçiyorlar.

    2-doğukan adada bonzai yetiştirmeye başladı herkes kafayı buldu.

  • gecen pazar babamin bir yakinin olum haberini aldik. derhal hasteneye gittik tabi, malum islemler bitti ertesi sabah ciktik yola erkenden, koye defnedecegiz merhumu. koye en yakin kasabanin morguna goturduk cenazeyi, ogle namazina mutekip kilinacak namazi. sonra tabutu yukledik cenaze arabasi arkada biz onde vardik koye. hoca onde cemaat arkada kilindi rahmetlinin namazi. omuzlandi, mezara dogru yola konuldu. mezara vardik gomulecek, bir ses duydum onden:

    - tabut bos lan!

    herkes saskin tabi, ugultular, kendini tutamiyor tabi millet gulmeye basladi, bir yandan agliyor bir yandan guluyor herkes. isin garibi olen amca da kasabanin en neseli en komik insanlarindan biriydi.

    sen tut kasabanin morgun da unut cenazeyi, bos tabutu onca yol getir, omuzla hic farketmeden -ulan hic kimse mi cenaze tasimadi bir kisi mi demez bu tabut hafif diye- ustune bir de cenaze namazini kil!

    ancak necati amca'ya yarasirdi boyle bir cenaze. nur icinde yatsin!

    edit: haber bile olmusuz bu arada http://www.milliyet.com.tr/…010/1186362/default.htm
    ( tesekkurler awlmi)

  • çok yakın bi kız arkadaşımın annesiyle diyalog..

    çybkaa: ah canım benim, valla kızım olsa veririm sana, o denli seviyorum..

    sgb: eee.. var ya işte..

    çybkaa: yok o olmaz, başka olsa verirdim..

    sgb: ehehehe..

  • (bkz: caresizlik)
    kadincagiz son umut yardim istemis ama otobus soforu ne yapsin zaten adam kalkmadan ates etti, bu kararlilikla ona da bir tane sikabilirdi. bu insanlari diger masum insanlar durduramaz maalesef, bu devletin ve guvenlik guclerinin gorevi.

  • geçen gün -üstelik alkollü mekanda- başıma gelmiş hadise.

    3.000 tl hesap tuttu. adam dedi ki “yalnız pos çalışmıyor”.

    ben de “o kadar nakiti nasıl taşıyayım” dedim.

    “iban verelim” dedi.

    “gecenin 12'sinde ben niye eft'ye 50-60 tl komisyon ödeyeyim. böyle iş mi olur? eft komisyonunu düşecek misin hesaptan? ya hesabı ödemicem, yada komşudan pos getirin” dedim.

    pos geldi. çektim. slipte oturduğum işletmenin adı yazıyordu.

    yani bozuk mozuk değil. hayır zaten oturduğumdan beri elli kalem üründen geçirmişsin bana. banka komisyonunu mu dert ediyorsun?

    böyle işlerde -eğer yiyip içtikten sonra derse- gerekirse tartışın işletmeyle.

    edit: havale isteyen işletmeci bir arkadaş rahatsız olmuş. özelden “havale/eft komisyonu 50 tl tutmaz. senin olay yalan.” diyor. “yok abi 5-10 tl de olsa sen niye komisyon veresin bi de hesabın üstüne?” diyen yok ama.

  • doğu illerindeki bir ağanın en büyük zevki, kar üzerine çişiyle imzasını atmakmış.
    bu nedenle kar yağmaya başladığı andan itibaren köyde hayvanlar dahil hiç kimse sokağa çıkamazmış.

    kar biraz kalınlaşınca, ağa sırtına kurkunu giyer ve koy meydanına gelirmiş.

    yanında da en yakın yardımcısı haso. ağa sırtını köye doğru döner sonra sorarmış:

    “-ula hasso, ahali bakiy mi?”

    hasso yanıtverirmiş:

    “-evet ağam, hepisi de bir olmuş, pencerelerden bakir.”

    ağa çişiyle karin üzerine imzasını atarmış, “abdullah cizrelioğlu” sonrada bir nokta koyarmış ve sorarmış:

    “-hala bakirler mi lo?”

    “-he ağam, hem bakirler hem de çılgın gibim alkışlirler.”

    her sene ayni tören sürermiş. aradan 7 yıl geçmiş. ağa yine kar tuttuktan sonra çıkmış koy meydanına.

    sormuş hasso’ya:

    “-ahali bakir mi?”

    “-he ağam bakirler, kopekler, kediler bile camdadir.

    ağa adini yazmaya başlamış “abdullah” diye. “cizreli” demiş ki, kalakalmış, çünkü yas gereği prostat.

    halka rezil olmak var..alçak sesle hasso’ya sormuş:

    “-bakirler mi?”

    “-he ağam bakirler de, sen ne diye durdin ki ogle?

    ağa çaresiz

    “-ula gel yanıma, arkanı don ahaliye, tamamla sunu.” diye emretmiş.

    hasso bir an durmuş, sonra çişini yapmaya hazırlanmış ve ağanın
    kulağına eğilmiş :

    “-ağam..” demiş haso..,

    “-kırk yıldir kafama vurdin salak dedin, sırtima vurdun aptal dedin. he bu kulun okumayı yazmayı sökemedi ki, ucunu tut da yazının devamını sen yaz…

    yanımızdakileri eğitmezsek, tutacağımız gün yakındır.

  • filmin genelde son sahnesinde, genis açı, gece, bir cok ambulans , polis arabası, bir kalabalik bir curcuna, kahramanlarımız ambulansın arka kapısında battaniyeyle ve bi tarafları sargılı olarak otururlar

  • evet doğru bildiniz, akp döneminde gerçekleşmiş bir über fantastik olay daha.

    http://m.haberler.com/…gacini-dikti-8079413-haberi/

    izmir'in ödemiş ilçesinden sökülerek antalya'ya getirilen "945 yaşındaki" türkiye'nin en yaşlı zeytin ağacı bugün cumhurbaşkanı erdoğan'ın katılımıyla expo fuar alanına dikildi. törende cb şöyle bir konuşma yaptı;
    "bir ağaç. inşallah burada da tutacağına inanıyoruz ve 2015 botanik bahçesinin en önemli zenginliklerinden olacak. tarihi bugüne, bugünü de yarınlara ulaştıracak. ya allah bismillah diyerek biz de toprağımızı atalım arkasından da cansuyunu."

    bakın şu ifade çok enterasan " inşallah burada da tutacağına inanıyoruz.."

    ya tutmazsa ha! ya tutmazsa yazık değil mi on asır ömür yaşamış bi ağaca?

    şemsiye ile güvercin sevmek başlığında bir yazar arkadaş yaşanan garabeti çok güzel özetlemişti, " bu eylemle, memlekette rahatını bozmadığı bir canlı kalmamıştır" demişti. maalesef yanılmış.
    rahatını bozmadığı yaşlı bir zeytin ağacı kalmıştı ve bugün onun da rahatı bozuldu ya cidden yazık, çok yazık.

    edit: quincey morris gemlik'te otoyol inşaatı için katledilen zeytin ağaçlarınının caps'ini gönderdi.

    http://i66.tinypic.com/34yp7j9.png

    dediğine göre bu kıyım yüzünden çok yakında gemlik zeytini de yok olacakmış!

    edit2: kuru alti pilav da mesajı attı, izniyle paylaşıyorum;

    " sadece gemlik'te değil gebze orhangazi izmir otoyolu sebebiyle orhangazi'de de sadece otoyol inşaatı için 60 bin zeytin ağacı katledildi. sanayi ve yapı imarına açıldıktan sonra bunun birkaç katı fazla ağaç daha katledilecek. gemlik orhangazi mudanya ve iznik türkiye'de en kaliteli sofralık zeytinin yetiştiği yerler. bu otoyol sebebiyle iki ilçede ciddi kıyım yapıldı ve yapılmaya devam ediyor."

    edit3: bir mesaj da felisky'dan geldi;

    " izmir-karaburun otobanı: istanbul-izmir otoyolunu yapan firmaya eşantiyon olarak acele ile yaptırıldı. maksat erdoğan ailesine ait rüzgar tribünlerini taşıyacak tırların geçebileceği şekilde virajsız bir yol elde etmekti. sadece tırların 1 defalık tribün nakli için gereken mesafeye kadar yapılıp bırakılıverdi. 2 yıllık inşaatta yapılan kontrolsüz kesim ile yüzlerce ağaç ve kullanılan ölçüsüz patlayıcılar ile sayısız hayvan öldü, ayrıca da bölgede patlama sonucu harap olmuş tarihi yapılar var."

    limondanhallice'nin uyarısı üzerine not: rüzgar tribünü değil rüzgar türbini imiş.

  • neredeyse tüm dinlerde tıpkı 7 kat gök gibi yerkürenin de içten 7 katmandan oluştuğuna dair bir inanç vardır. özellikle budizm ve hinduizm gibi doğu felsefelerinde, şamballa, agartha gibi ikili yeraltı uygarlıklarına yönelik inanış tartışmasız şekilde kabul edilir. yeraltı insanlarına ilişkin itikat klasik islami içeriklerde de ye'cüc-me'cüc, eski ahit ve yeni ahit'de ise gog magog, olarak yer bulur. insan benzeri varlıkların himalaya dağları'nın altında yer alan geniş mağara galerilerinde yaşadığı varsayılır. bu varlıkların gereklilik durumunda (örn:kozmik kaos nedeniyle) ülkelerinden dışarı çıktıkları savunulur. ibrani mistiszmi kabala'da 'yeraltı dünyası' inancı mevcuttur. kabala'daki yeraltı dünyasına yönelik görüş islam ezoterizmi tarafından da benimsenmiştir.

    agartha, dünyanın çekirdek tabakasında yeraltının derinliklerinde kurulduğu rivayet olunan efsanevi ülkedir. kavramsal olarak "oyuk dünya/hollow earth” teorisi kapsamında birtakım bilimsel sayılabilecek değerlendirmelere de konu edilmiştir. teori, dünyanın iç katmanlarında farklı boyutsal alanlar bulunabileceğini önerir. teori içeriksel açıdan ezoterizmin argümanlarıyla yakından ilgilidir. anlatılarda yer alan verilere göre agarthalılar kadim çağlarda dönemin şartları gereği yeraltına gizlenmişlerdir, bu kişiler atlantik okyanusuna gömüldüğü varsayılan kayıp kıta atlantis'ten sağ kalan bilgelerdir. dağların içinde, her ne kadar yeraltında olsa da ilkel değil, bilakis uygar ve ileri medeniyete sahip şehirler kurmuşlardır ve bu şehirler tünel ve geçit sistemleriyle dünyanın pek çok noktasıyla bağlantılıdır. uydu fotoğraflarında dünyanın kutup noktalarında yarıklar bulunduğu tespit edilmiştir ve bu yarıklardan giriş çıkış yaptıkları savunulur. çok hızlı yol alabilen yüksek teknolojik araçlar kullanılar. agartha'nın yeryüzüne açılan birden fazla kapısı olduğu söylenir. bilim ve teknolojileri çok gelişimiştir ve insanlardan binlerce yıl ileridir. yeraltında olduğu kadar yerküre yüzeyinde ve uzayda da aktifler. iç dünyasal ülkelerinde güneşin hareketleri; yani gün batımları ve şafaklar oluştuğu ve bu sürecin aynı dünya yüzeyindeki gibi işlediği, ırmaklar, denizler bulunduğu söylenir. varlıklar istemleri hâlinde gözle görülebilir şekilde materyalize olabilme imkân ve kabiliyetine sahipler; ama daha çok süptil kalmayı, gizlenmeyi tercih ediyorlar. farklı yıldız sistemlerindeki gezegenlerle ve bu gezegenlerin sakini varlıklarla bağlantıları var. uzaya gidip binlerce, hatta milyonlarca ışık yılı mesafeleri kısa sürede katedebilen çok gelişmiş uzay araçlarına sahipler. karar mekanizmasında "üstatlar konseyi" var ve bu üst kadro tarafından yönetiliyorlar. bu değerli üst varlıklar mükemmel fonksiyonlara sahipler. dünyalıların evrimsel süreçlerinde çok aktif konumdalar. özerk ve bağımsızlar. bedenleri insanlara benzer, ama hiç hastalanmıyorlar ve bedenlerini uzun süreler dinç tutabiliyorlar.

    agartha'da; dünyevi evrimin, şimdiye kadar gelen geçen uygarlıkların tümünün evrimsel süreçlerinin, yaratılış, ruh ve beşeri tekamül düzeyleri ve fiziki bilime ait bilgilerin de kayıtları saklı. yani kozmik hafızaya erişimleri var ve hiyerarşik olarak kontrol altında alabiliyorlar. agartha, elinde bulundurduğu belki milyonlarca yıllık bilgi birikimiyle insanlığı spiritüel ilhamla donatmayı ve aydınlatmayı hedefleyen bilge varlıklardan oluşan bir yapı. dünyada radikal değişim başladığında ve altın çağa girildiği vakit insanlarla direkt bağlantıya geçecekleri ve düzenin kurulmasına yardım edecekleri rivayet edilir.

    aslında dünyanın fiziksel merkezinden ziyade, iç içe geçen ve birbirinden bağımsız boyutlarla ilgili bir yerdir. çünkü bu varlıkların yapıları materyal dünyasındaki gibi katı ve kütlesi olan cisimden değil, süptil (eterik/akaşik) maddeden oluşmaktadır.