hesabın var mı? giriş yap

  • diyet yapmak, estetizm ve magazin kulturun yukseli$i, kar$i taraftan obezitenin kitlesel bir problem olmasi ve yayginla$masi ile yeni turemeye ba$ladigini gordugum hatun tur ki$iler.
    bu hakki onlara $i$manlar, aslinda sadece $i$manlar da degil, zayif boyle ip gibi olmayanlar, herkes verdi. gotleri kakti bu tip hatunlarin...
    dikkat ediniz.
    etrafta her tarafi dokulen, bariz cirkin, son derece tahta hatunlarda bir afra tafra var dostlarim. ulan bakiyorum boyle bir katrin zeta cons havalari, liv teylirmi$casina bir salinmalar, bir haller. benim aklimdan kolundan tutup (kirmadan) bir kebapciya goturerek 2 lokma bir et yediresim geliyor bakarken... bunlar kaf daginin prensesleri.
    nedenk?
    zayif ya hanfendi ondan.
    giyiyorlar kolsuz badileri vesaire, zayifliklarini gosterecek $eyler, kemikleri sayiliyor, cildindeki bozukluklar bu yuzden vurgulanmi$, ustune kemikli bir burun, ama 45 kilo ya, cok guzel canim.
    hele hele toplu kadinlarin yaninda temelli bir halleri degişi$iyor. gune$ etrafinda donen gezegenin gune$e artistik yapmasi gibi... diyet muhabbeti duyulan her muhabbete atlama veya kacma, (ortasi yok) kendilerine "- kac kilosun?..." diye sorulmasini bekleme halleri... hissediyorum, eskiden guzel kiz guzel kizdi, kilo dedigin ayrica bir argumandi, bagimsizdi, $imdilerde sadece zayifligini guzellik sananlar turedi.
    ulan ufleyince kenara cekiliyorsun, asansorde yanimda, odundan siyrilmi$ kiymik gibi kaliyorsun... diyelim ki cok guzel olmu$un, istedigin oldu, sevgili buldun sevi$tin, nasil dol tutacan de cocugu nerenden cikaracan?

    zayifligin da bokunu cikardi kari milleti.
    bunu soylerim kisaca.
    kutle olarak degil, onun degi$tirdigi kultur olarak.

  • bilim insanları yapay zekayı kullanarak 60 yılı aşkın süredir ilk kez yeni antibiyotikler keşfetti

    yapay zekânın (ai) kullanımı tıp söz konusu olduğunda oyunun kurallarını değiştiriyor ve bu teknoloji bilim insanlarının 60 yıl sonra ilk yeni antibiyotiğin kilidini açmasına yardımcı oluyor.

    her yıl dünya çapında binlerce kişinin ölümüne neden olan ilaca dirençli bir bakteriyi öldürebilen yeni bir bileşiğin keşfi, antibiyotik direncine karşı mücadelede bir dönüm noktası olabilir.

    massachusetts teknoloji enstitüsü'nde (mit) tıp mühendisliği ve bilim profesörü ve çalışmanın yazarlarından biri olan james collins yaptığı açıklamada, "buradaki içgörü, belirli moleküllerin iyi antibiyotikler olacağına dair tahminlerini yapmak için modeller tarafından neler öğrenildiğini görebilmemizdi" dedi.

    "çalışmamız, kimyasal yapı açısından bugüne kadar sahip olmadığımız şekilde, zaman açısından verimli, kaynak açısından verimli ve mekanik açıdan anlayışlı bir çerçeve sunuyor".

    sonuçlar bugün nature dergisinde yayınlandı ve 21 araştırmacıdan oluşan bir ekip tarafından ortaklaşa yazıldı.

    projenin arkasındaki ekip, yeni bileşiğin aktivitesini ve toksisitesini tahmin etmek için bir derin öğrenme modeli kullandı.

    derin öğrenme, açık programlama olmadan verilerden özellikleri otomatik olarak öğrenmek ve temsil etmek için yapay sinir ağlarının kullanılmasını içerir.

    potansiyel ilaç adaylarının belirlenmesini hızlandırmak, özelliklerini tahmin etmek ve ilaç geliştirme sürecini optimize etmek için ilaç keşfinde giderek daha fazla uygulanmaktadır.

    bu vakada araştırmacılar metisiline dirençli staphylococcus aureus'a (mrsa) odaklandı.

    mrsa enfeksiyonları, hafif cilt enfeksiyonlarından zatürre ve kan dolaşımı enfeksiyonları gibi daha ciddi ve potansiyel olarak yaşamı tehdit eden durumlara kadar değişebilir.

    avrupa hastalık önleme ve kontrol merkezi'ne (ecdc) göre, avrupa birliği'nde her yıl yaklaşık 150.000 mrsa enfeksiyonu meydana gelirken, antimikrobiyal dirençli enfeksiyonlar nedeniyle blokta yılda yaklaşık 35.000 kişi hayatını kaybediyor.

    mıt araştırmacı ekibi, genişletilmiş veri kümelerini kullanarak kapsamlı bir şekilde genişletilmiş bir derin öğrenme modelini eğitti.

    eğitim verilerini oluşturmak için yaklaşık 39.000 bileşik mrsa'ya karşı antibiyotik aktiviteleri açısından değerlendirildi. daha sonra, hem elde edilen veriler hem de bileşiklerin kimyasal yapılarına ilişkin ayrıntılar modele girildi.

    "bu çalışmada yapmak istediğimiz şey kara kutuyu açmaktı. bu modeller, sinirsel bağlantıları taklit eden çok sayıda hesaplamadan oluşuyor ve kimse kaputun altında neler olup bittiğini gerçekten bilmiyor," diyor mıt ve harvard'da doktora sonrası araştırmacı ve çalışmanın baş yazarlarından biri olan felix wong.

    potansiyel ilaçların seçimini iyileştirmek için araştırmacılar üç ek derin öğrenme modeli kullandılar. bu modeller, bileşiklerin üç farklı insan hücresi türü üzerindeki toksisitesini değerlendirmek üzere eğitildi.

    araştırmacılar, bu toksisite tahminlerini daha önce belirlenen antimikrobiyal aktivite ile entegre ederek, insan vücuduna en az zarar vererek mikroplarla etkili bir şekilde mücadele edebilecek bileşikleri belirledi.

    bu model seti kullanılarak, piyasada bulunan yaklaşık 12 milyon bileşik tarandı.

    modeller, moleküllerdeki belirli kimyasal alt yapılara göre kategorize edilen ve mrsa'ya karşı öngörülen aktiviteyi sergileyen beş farklı sınıftan bileşikleri tanımladı.

    daha sonra araştırmacılar bu bileşiklerden yaklaşık 280 tanesini elde etmiş ve laboratuvar ortamında mrsa'ya karşı testler gerçekleştirmiştir. bu yaklaşım, aynı sınıftan iki umut verici antibiyotik adayını belirlemelerine yol açtı.

    biri mrsa deri enfeksiyonu, diğeri mrsa sistemik enfeksiyonu olmak üzere iki fare modelini içeren deneylerde, bu bileşiklerin her biri mrsa popülasyonunu 10 kat azalttı.

    kaynak; euronews.text

    makale

  • murat ülker, aralarında şok marketlerinin de olduğu zincir marketlere yönelik "fahiş fiyat" suçlamalarına cevap verdi. marketlerin buradaki en zavallı kesim olduğunu belirten ülker, "milletin aklıyla alay etmeye lüzum yok" dedi.pladis yönetim kurulu başkanı murat ülker, aralarında şok marketlerinin de olduğu zincir marketlere yönelik "fahiş fiyat" suçlamalarına yanıt verdi. ülker, gazetecilerle sohbet toplantısında "fahiş fiyatlar" hakkında açıklamada bulunarak, zincir marketlerin fahiş artışların sebebi olarak gösterilmesinin milletin aklıyla alay etmek olacağını savundu.
    "biz yüzde 1 kazanıyoruz, bunu indirsek ne olur?"
    türkiye'nin büyük bir planlama sorunu olduğunu söyleyen murat ülker şunları kaydetti:

    "bir sene dağ-taş soğan dolu ertesi sene piyasada soğan yok. marketlere yükleniyorlar. marketçi alıp satıyor. parasını üreticiye ödüyor. yani milletin aklıyla alay etmeye lüzum yok. herkes akıllı herkes bakkala gittiği zaman kim kaç para biliyor. ve herhangi bir fahiş fiyat varsa asla satılmıyor öyle bir şey yok. millet aptal mı? biz yüzde 1 kazanıyoruz, bunu indirsek ne olur?

    "sadece domateste 35 milyon lira zarar ettik"
    daha pahalıya alıp ucuza satabilen biri doğmadı. o dönem domates fiyatları indirildi. sadece domatesten 35 milyon tl zarar ettik. türkiye'de enflasyon yüzde 19 civarında, üretici enflasyonu ise yüzde 45. yani aradaki fark aslında biz üreticilerin ne kadar fedakarlık yaptığının kanıtı.

    "market buradaki en zavallı kesim"
    artık herkes tl'nin değerlenmesi için çalışması gerekiyor. neden başkasının parasının değer kaybetmesini bekliyoruz. ya bu memleketin planlamacısı yok mu? market buradaki en zavallı kesim. alıyor, satıyor. desen ki, 'aldığın fiyata satma' o zaman hakikaten alaeddin'in cini lazım. 'aldığın fiyata satmayacaksın.' nasıl olacak bu iş?

    "patates bir sene sonra yığıldı kaldı"
    mesela ne oldu patateste. patates hiç satılmadı niye? patatesin çoğu bu hamburgercilerde, büfecilerde satılırdı. bu satılmayınca dağ taş patates oldu. şimdi tekrar açılıverince de, patatesler bozuldu tabi, patates yok oldu şimdi de. e tabi var yok yaparsan bunun fiyatı da aşağı yukarı oluyor."

    kaynak

  • başrollerinde dünyaca ünlü hapkido ustası hwang in shik'in de oynadığı ve jackie chan'in hem yönetmenlik hem de oyunculuk deneyimini tattığı ilk filmler arasında bulunan hong kong yapımı dövüş sanatları klasiği.

  • bornova küçükpark'ı mesken tutmuş, doğulu, boyacı çocuklardan biriyle girilen diyalogdan alıntıdır:

    ...
    m.o.k: sesin güzel mi senin, bi şarkı söyle bakayım bize
    boyacı: söliyim abi, sorı sorı'yı** sölliyim mi abi?
    m.o.k: söyle bakiyim
    boyacı: sorrı sorrı, kimin yoorı, en güzeali, beanim sorıı. nasıl abi?
    m.o.k: ehehe, aferim. bi de mavi mavi'yi söyle bakalım
    boyacı: *biraz düşünür* moovi moovi, kimin yoorı, en güzealii, beanim sorıı, yok moovi..
    m.o.k: puhaha, lan ibrahim tatlıses'in mavi mavi'sini bilmiyo musun sen
    boyacı: *kendinden emin bir şekilde* abi o moavi moavi diilki mosmavi..