ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ramazan boyunca lokanta ve cafelerin kapatılması
-
camiler de kapatılsın, madem salgın bu boyutta millet evinde kılsın namazını
mehmet demirkol & ırmak kazuk buyrun benim videosu
-
geçtiğimiz günlerde ekşi sözlük'e konuk olarak sözlük yazarlarının sorularını yanıtlayan mehmet demirkol ve ırmak kazuk'un pena (video kanalı)'da yayınlanan videosu.
videoyu izlemek için: https://youtu.be/1nbkisxarp0
adamın biri denize düşmüş batmamış neden
-
(bkz: teneffüste entry giren liseli)
debe edit:
(bkz: 13 mayıs 2014 soma maden ocağı patlaması)
yarın 1.yıldönümü.
unutmayalım, unutturmayalım.
a101 bim veya şok'un üstündeki evi satın almak
-
merkezi bir yerde oturuyorsanız zaten 100-200 metre yakınınızda mutlaka oluyor. hee avantajı nedir aynı binada olunca bir şekilde çalışanlar ile tanış oluyorsunuz. onlar aktüel ürünleri ayırıyor. hak hukuk mevzusuna girmiyorum. bu devirde a101'de bile adamın olacak. memleket o halde.
mehmet ali öz
-
adam.
bu adam emekli imam. bu adam mahalli tarih araştırmacısı. bu adam cumhuriyet tarihçilerinin yapamadığını yapmış, atatürk'ün osmanlı belgelerine göre soy kütüğünü çıkarmıştır.
2001-2014 yılları arası sultanbeyli'den sabah namazından sonra çıkar ve sultan ahmet'e devlet arşivlerine araştırmaya gidermiş. bu adama türk tarih kurumu tarafından ödül verilmeli. onlar yatmış bu abi çalışmış.
adına üstad deyip bu temiz insan ve soyuna çamur atmaya çalışanlardan dolayı bu kitabı yazmış... üstad'lara diyor ki "bütün arşivler istanbul'da gidin araştırın".
bu adam sivas'lıdır.
abdullah öcalan'ın okuduğu kitaplar
-
henüz öldürdüğü insan sayısını geçmemiştir.
hasan ali kaldırım
-
fb tv de röportajına denk geldim;
-hobilerin nelerdir?
h.ali: dans etmek!
-ne tarz müzik seversin?
h.ali: dans müziği!
-ne tarz filmler izlersin?
h.ali: dans filmleri!
bir de böyle her seferinde gözünü büyülterek dans diyor.
denz denz denz!
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
off hangi birini anlatsam bilemedim... anadolu lisesi hazirliktayim... kasim sonu falan, kabanim yok incecik bir hirka ile gidip geliyorum okula. o zamanlarda benim askeriyede pilot olan kuzenim bizim memlekette calisiyo. bize gelicekmis yemege (annem babam ayri, ben annemle yasiyorum, o da yemege gelirdi arada bize ). otobusten indim, yagmur yagiyo, eve yuruyorum. bi araba durdu, sen napiyosun bu yagmurda dedi, eve gidiyorum dedim, kaskati olmusum soguktan. bin arabaya cabuk dedi. bana cok guzel bi kaban almisti, ortaligi ayaga kaldirmisti. bu cocugun nasil kabani olmaz bana nasil soylemezsiniz diye. 1-2 yil sonra diyarbakir’da sehit oldu, bana hayatimin en buyuk travmalarindan birini yasatti orasi ayri. keske gorebilseydi bugunlerimi.
şiddet gören kadın polis çağırmamalı
-
devamında şöyle diyor sayın lütfi şenocak:
“gazetede okudum, futbolcunun biri, eşi olan brüksel güzelini otel odasında dövmüş, önemli haber. erkekte bazı şeyler olmuş, başkası mı var diye, kafasından farklı düşünceler geçmiş. bu sporcu arkadaşa hemen bunun olmadığını diyanet’ten ilgili birileri gidip anlatsa, belki de evlilikleri kurtulacaktı. yazık boşanıyorlar.”
yani "bunun olmadığına" inanmak için adamın karısını değil imamı dinlemeliymiş. gerçekten de harika bir evlilik kurtarma formülü.
kedi köpeğimle rahatça metrobüse binmek istiyorum
-
bence kedi köpeğin kendi selametleri için metrobüse yaklaştırılmamaları gerekiyor. saat 6 civarı zincirlikuyu'da metrobüslere hunharca saldıran yaratıkları görürlerse hayvanlıklarını sorgular hayvancıklar.
gustav mahler
-
eserlerine kendi sesini de katmış, içinde yaşadığı acıyı, ızdırabı,bunalımı öyle yansıtmış bir besteci.
bunalımlı dönemlerinde ki hayatının çoğu evresi öyle geçmiştir, bir dere kenarına yaptırdığı sessiz sakin bir yerdeki evine çekilip bestelerini yaratmıştır.
eşiyle mutlu bir evliliği olmadı, bunalımları, eşiyle arasına girdi. daha sonraları gustav mahler'i anlatan bir kitap yazmıştır eşi ama kendi tarafından baktığı, kendini haklı gördüğü şekliyle yazmıştır. bir 10 yıl öncesinde the real mahler isimli kitap, mahler'i gerçekçi bir bakış açısıyla anlatmış, eşinin yazdıklarına karşı çıkmıştır. türkçe'de yayınlanmadı bu kitap maalesef.
ingiltere'de bence kraliçelik de başkanlıktır
-
artik birinci deli recep donemine girdigimizi gosteren aciklamadir.