hesabın var mı? giriş yap

  • yanomami iki ulus devletin, venezüella ve brezilya nın sınırları içerisinde yaşamaktadır; ve brezilyalı çiftçi ve madencilerin kendilerine karşı yürüttüğü savaş onları artan bir tehditle karşı karşıya bırakmaktadır. kısa bir süre önce altına hücum furyasında, günde ortalama bir yonomami hayatını kaybetmekteydi. 1991 de yonomami yurdunda yaklaşık 40.000 kadar brezilyalı madenci vardı. bunlar bazı yerlileri derhal öldürdü. diğer taraftan madenciler beraberlerinde bu "modernite" ile karşılaşmamış halka yeni hastalıklar getirdi ve bu hastalıklar salgına dönüştü. 1991'de amerikan antropoloji derneğinden bir heyet yanomamilerin karşılaştıkları sorunlarla ilgili bir rapor hazırladılar. bu rapora göre bu halk yılda yüzde 10'luk bir yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmışlardı. bundan sonra brezilya ve venenezüella hükümetleri yanomamileri korumak için çalışmalar başlattılar ve bu çalışmalar kapsamında yanomamilere ait devasa bir araziyi yabancılara tamamen kapattılar. fakat 1992 ortalarında yerel siyasetçiler, madenciler ve çiftçiler bu yasağı delmeye başlamışlardı bile. günümüzde ise bu halk yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştır.

  • akşamki sokak çağrısı ile artık ülkeyi karıştırmak isteyen istihbarat örgütlertinin bir aparatı olduğu ortaya çıkan şahıs.

  • biliyorum sana giden yollar kapali
    ustelik sen de hic bir zaman sevmedin beni

    ne kadar yakindan ve arada ucurum;
    insanlar,evler,aramizda duvarlar gibi

    uyandim uyandim, hep seni dusundum
    yalniz seni, yanliz senin gozlerini

    sen bayan nihayet, sen olumum kalimim
    ben artik adam olmam bu derde duseli

    simdilerde bir kopek gibi kosuyorum ordan oraya
    yoksa gururlu bir kisiyim aslinda, inan ki

    animsamiyorum yari dolu bir bardaktan su ictigimi
    ve icim goturmez kenarindan kesilmis ekmegi

    kac kez sana uzaktan baktim 5.45 vapurunda;
    hangi sarkiyi duysam, bizimcin soylenmis sanki

    tek yanli ask kisiyi nasil aptallastiriyor
    nasil unutmusum senin bir baskasini sevdigini

    cocukca ve seni uzen girisimlerim oldu;
    bagisla bir daha tekrarlanmaz hicbiri

    raslasmamak icin elimden geleni yaparim
    bu boyle pek de kolay degil gerci...

    alisirim seni yalniz duslerde oksamaya;
    bunun verdigi mutluluk da az degil ki

    cikar giderim bu kentten daha olmazsa,
    sensizligin bir adi olur, bir anlami olur belki

    inan belli etmem, seni hic rahatsiz etmem,
    son istegimi de soyleyebilirim simdi:

    bir geceyarisi yaziyorum bu mektubu
    yalvaririm onu okuma carsamba gunleri

    cemal sureya

  • işte ben buna tahammül edemiyorum arkadaş.

    gururuma dokunuyor
    oturduğum yerde terliyorum, elim ayağım titriyor, hırslanıyorum.

    bu nasıl bir cehalet,
    bu nasıl densizlik,
    bunlar nasıl insanlar birader.

    hayır bir iki örnek olsa diyeceğim ağzlarından kaçtı cahiller, konuşmayı bilmiyorlar.
    ne takla attırmaya çalışanı bitti, ne hasta genç kızın eline para sıkıştırmaları bitti, ne aşağılamaları bitti.

    "gözlerin görmüyor sana iş vermişiz" cümlesi hala havada yankılanıyor yeniden saçmalıyorsunuz.
    bir durun lan.

    bunların onurdan gurudan anladığı makamdır mevkidir.
    haysiyetinze tüküreyim emi.

    birinin çıkıp bu ağız ishali olmuş insanlara halkın efendileri olmadığını haykırması lazım artık. tüm devlet mercileri halkın ortak ihtiyaçlarının giderilmesi amacıyla halk tarafından finanse edilen mevkilerdir. o koltuklarda oturanların haddini bilmesi gerektiği aşikardır.

    bu halk tebaa değil, tiranlığınıza sokturtmayın.

  • kadın-erkek ilişkilerine dair kafamda son zamanlarda bir soru işareti var. kadınlar neden ilişkide bekleyen taraf oluyor? sürpriz bekler, hediye bekler, ilgi bekler vs. erkek ne kadar verirse versin hep "az yapıyor" oluyorken kadın 1-2 kez yapsa "çok sürprizli" olabiliyor. bunun mantığını bilen, anlayan beri gelsin.

  • meclis başkanı cemil çiçek'in milletvekillerine aylık 3000 tl fazla ödeme yapıldığını ortaya çıkaran sayıştay'a cevabı. evet sayın başkan eğer ortada bir haksız ödeme varsa tabii ki yedi ceddine borç çıkaracaksınız. çok uzun yıllardır imtiyazlı bir kitle mensubu olduğunuz için siz belki bilmezsiniz ama normal vatandaşa tam da bu uygulanıyor. diyelim babanız vefat etti ve devlete vergi borcu var. devlet bu borcu eşinden çocuklarından çatır çatır üstelik faizi ile alır. borçlu milletvekili olunca imtiyaz talebi neden? madem bu uygulamayı haksız buluyorsunuz bunu genel bir uygulama haline getirin ve tüm vatandaşlara uygulayın. kimse babasının, dedesinin borçlarını ödemek zorunda kalmasın ya da milletvekili de olsa kuzu gibi ödesin.

    http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/18959563.asp

  • şanlı türk ordusunun korkusuz askerlerinin kaybettiği prestij kadar hiçbir şey değer kaybetmemiştir bu ülkede.

  • sebebi yoktur. türkiye gibi tatlı çeşitliliğinin bol olduğu bir ülkede şekerli hamur kızartmasının neden tutmadığını irdelemek saçmalıktır.

    waffle dediğiniz şeyin tutması diye birşey de yok. sadece sunum olarak ve hamurunun özel bir desene sahip olması, özgün bir tasarımı olmasıyla tercih edilebiliyor. tüm olay bu yani. sadece bu zengin mutfakta yerini ufacık da olsa almış bir tatlı.

    donut dediğiniz şeyi donut diye sokakta kızartıp, çikolataya yada pudra şekerine banıp 1-2 liraya satarsanız millet ayaküstü tercih edebilir. ama donut diye, avm'lerin en alt katına türlü desenler koyup tanesini 6-7 liraya satarsanız almayız tabi amk.

    berliner diye bir tatlı var bilen bilir. aynısı, sadece ortası delik değil. çikolatalısı da vişnelisi de harikadır. 4 tanesi 9-10 lira bir fiyatı var ve çok başarılı. denk gelince alıyorum. ha tatlı canım istediği zaman da böyle bir ülkede gideyim de donut yiyeyim demem tabii amk. baklavası var şöbiyeti var kadayıfı var kazandibi var var oğlu var.

  • anayasal hak olan seyahat özgürlüğü olan ülkede yolu kapatmakla tehdit edip sözüm ona "hak arayışına" çıkan tinkerbellerin varlığını görmemi sağlamıştır.

    bilale anlatır gibi anlatayım.

    ya da boşver,
    erindim ya la..
    evriminizde başarılar, tribündeyim.