hesabın var mı? giriş yap

  • pişirme tekniğine yeterince önem atfedilmeyen ama dönerle arasındaki en önemli farklardan biri buradan gelen et pişirme şeklidir.

    şimdi bu kebapta kuzu ya da keçi/oğlak eti kullanılması elbet başlı başına fark. etin marinasyonu, baharatlanması vb. de performansında çok önemli ama ;

    etin yüzeyini ateşe belli mesafede pişirdikten sonra doğrudan ince kesip yemek yerine şişe dizilecek kalınlıkta kesmek, cağ kebabındaki parçaların daha sulu olmasını sağlar. tabi ikinci pişirme süresi, parça boyutu kritik parametreler ama özetle ikinci pişirmede de parçalar kurutulmazsa ki iyisini yapanlar elbet bunu yapmaz çok lezzetli bir şey olur.

    yani iri parçaları şişleme ve tekrar pişirme başlı başına performansına etki eden son derece başarılı bir pişirme tekniğidir. bu kebabın bu kadar hararetli tartışıldığı bir mecrada bu konuya daha çok değinilmesi gerekir. hatta aramızda varsa ustaları etin içeriğine göre, baharat durumu, parça büyüklüğü, ateş kuvveti, mesafesi yorumları yapsa sabaha kadar okurum tadından yenmez.

  • italya'dan parayla iki prototip alıp otomobil pazarına hakim olmak gibi dahiyane bir hamleyi hiçbir devletin düşünmemiş olması ne tuhaf değil mi? yine balına dünya hakimi oluyoruz desenize.

  • biri bu saçmalığa artık dur desin be. yemeği verin geçin. ne bu eziyet, şov merakı.
    geçen bir mekana girdik yemekten sonra tatlı yiyeceğiz. neyse tatlı geldi garson 20 dakikada anca servis edebildi baklavayı. almış çatalı bıçağı masaya, tabağa her yere vuruyor adam tempo tutmamızı, alkış yapmamızı bekliyor. çok içinde kaldıysa baterist olsaydın kardeşim, kadıköy’de liseli gruplarla sahneye çıkardın.
    kız arkadaşım da o ara telefonu çıkarmış videoya alıyor bu garsonu vaaay, süper ya, çokiiiiiyyy, ahahaha gibi tepkiler veriyor. (büyük şehirde ortam görmüş anadolu köylüsü gibi)
    yemin ediyorum o an hem yiyeceğim tatlıdan tiksindim, hem hayatımın aşkı dediğim kadından.

  • 10 kişi toplanıp tarikatlardaki çocuk istismarına karşı yürüyüş yapsak hem dayak yeriz hem de hakkımızda en az 5 dava açılır.

    böyle de iki yüzlü böyle de adaletsiz bir dönemden geçiyoruz.

  • 80 milyona dayanmış nüfusu olan ülkede kitap okuma alışkanlığı olan kişi sayısı kırk bin, bir de bu yavşaklara dil beğendiremiyoruz anasını satayım. dedirten fışkı. yetersiz dil yoktur, az dil bilgisi vardır. votka. nokta.

  • "adam pide kuyruğunda -abi ben alıp çıkayım, iftara yetişeceğim! diyor. biz hobi amaçlı mı bekliyoruz lan. yatıya mı kalacağız fırında. "

  • - hatice hanım içli köfe
    - centro gofret
    - dost yoğurt
    - bili bili yumurta
    - teatone ice tea
    - simbat iç ayçekirdeği
    - buono çikolata

    ve elbette,

    - le cola.

    7 tl. yersen.

    ekleme: bütün gecenin bulaşığı ne olacak peki? ciddi problem.

    - bind activit bulaşık deterjanı

    üstelik paket hala 7 tl.

  • üniversitenin son senesinde staj yapıyorum. çalıştığım yerin yanında da lise var. öğle arasında çıktım iş yerinden. bi servis şoförü kapıları açık olan servisten bağırdı, nereye gidiyorsun gel seni de bırakiyim diye, ben de bizim şirketin servisi sanarak bindim. ee niye bu saatte çıktın dedi, ben de bugün yarım gün dedim, adam fatal error verdi tabi çünkü bayram değil seyran değil okul niye yarım gün olsun asdgmjmg sonra kaçıncı sınıfsin dedi, ben orda çaktım naneyi, son sene dedim, aslında teknik olarak yalan değil ama lise değil üniversite son tabi:) iki dakika sonra sevinsem mi üzülsem mi napacağımı bilemez halde indim servisten.