ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
erdal tosun
-
midyat seyfo ağlayın ulan! :/
debe editi:
(bkz: yangindan kurtulan ogrencilere esya gonderiyoruz)
(bkz: öğretmen adayına burs desteği)
gelinine cumhurbaşkanlığında kadro açan kayınbaba
-
gece operasyonu ile başlık sildiren kayınbabadır.
oteberidegil'e ait silinen ilk entry: görsel
entry'de geçen linkler: twitter, yeniçağ
kemal sunal
-
-..o zamanlar tığ gibi delikanlı,cepte para çok.oyuncu bir de, mavi boncuk filmini cekiyoruz, bir gün setten çıktık, eve gidiyoruz, ben laleli'de oturuyorum. kemal, benden önce çıktı. herkes yevmiyesini almış, taksiyle giden gitti, kendi arabasıyla giden gitti. ben baktım ki kemal yürüyerek gidiyor, üç kilometre var gideceği yer. her gün yuruyerek gidip geliyor, merak ettim. nereye gidiyor bu adam böyle diye.
uzun süre yürüdü, sonra bir bankta bir adam yatıyordu, kaldırdı adamı, bir şeyler konuştular, sonra cebinden para çıkarıp verdi. şaşırmıştım. sonra biraz daha ilerde bir lokantaya girdi, bir şey yemeden çıktı, oraya da para verdiğini görmüştüm..
bıraktım takibi, banktaki adama yaklaştım, 'tanıyor musunuz o az önce size para veren adamı?' dedim.
'adını bilmem,sormam da,her gün para verir bana..' dedi,
teşekkür ettim,
az ilerdeki lokantaya gittim,
'az önce gelen beyin borcu mu var size?' dedim, tanımadılar beni,
'kemal abi' nin mi, yok hayır bize her gün evsizler uğrar, yemek yediririz, o da sağolsun, onların yemek masrafını öder..' dedi..
ertesi gün kemal'in yanına gittim,
'sen ne güzel bir adamsın ya..' dedim, ne olduğunu anlayamadı, sarıldım ağladım..
'ölme sen benden önce..' dedim,
dinletemedim..
(bkz: emel sayın)
türklere sorulan salak sorular
-
brezilyali - turkiye'de ingilizceyi nasil boyle ogrendiniz?
tr - universitelerde* ingilizce okutulur dersler. bazi liselerde de oyledir.
brezilyali - anlamadim, neden ingilizce? ha misyoner okulu gibi mi?
tr - hayir devletin resmi okullarinda
brezilyali - ama nasil olur, nedenkine? turkiye hicbir zaman somurge olmadi ki?
tr - ee sey...
brezilyali - ben yok anlamak. nicin ingilizce universite olsun ki? siz aranizda ingilizce mi konusuyorsunuz?
tr - ee sey...
brezilyali - hadi hindistan olsa anlarim. ingiliz somurgesiydi. ha bir de lise diyorsun. ciddi ciddi dersleri ingilizce mi okudunuz simdi?
tr - eee eyter beaa ingilizin amerikalinin kopegiz tamam mi? ondan ingilizce okuyoruz. catongggg!!! hem birgun herkes turk olacak!
şirine'yi güçlü şirin'e yakıştırmak
-
usta şirine yakıştırırdım ben, mühendislik kanıma işlemiş.
22 kasım 2016 japonya depremi
-
tsunami yok 1 metreymiş yok 3 metreymiş, arkadaşlar bilmem farkında mısınız ama fukuşima nükleer tesisi 2011 yılında depremde hasar aldığından beri olaylar hala kontrol altına alınmış değil. durumun ciddiyetinden bir haber gelip "caponlara koymaz yea" diyerek olayı sulandırmaya çalışanları gördükçe gerçekten çok şaşırıyorum. geçen kazada az da olsa durumu kontrol almaya çalışıyorlardı şimdi elde kalan radyoaktif maddeleri soğutan sistem de bozulmuş. 2011'de ne olmuş, hala neler oluyor bir okuyun gözünüzü seveyim;
- 2011 yılından beri günde 300 ton radyoaktif atıklı su (soğutma suyu) okyanusa salınıyor.
- fukuşimadaki radyoaktivite o kadar yüksek ki, bunu durdurmak için kullanılan robotlar daha merkeze yaklaşamadan bozulup eriyorlar. tepco denen sik kafalılar "bu sorunu çözecek teknolojiye şu an sahip değiliz" deyip kenara çekildiler.
- daha sonra tepco'daki mallar buzdan bir duvar yapalım bari bu sızmayı önleyelim dediler, "olay kontrol altına alınacak" diye vızıklıyorlardı şimdi de okyanusa salınan suyu durdurabilmek için 4 seneye daha ihtiyacımız var diyorlar. sik anasını sik 4 sene ne ki, okyanusa pompalamaya devam...
(not: bununla ilgili haberler ve makaleler internetten kaldırıldı. konu ile ilgili bilgiye ulaşmanız artık biraz zor.)
- kazadan kısa süre sonra kanada ve amerika kıyılarında sudaki radyasyon oranı %300 olarak ölçüldü ve bu oran her sene katlanarak artıyor. kazaya yakın olan bölgelerdeki deniz canlılarının çoğu öldü, ya "hastalandı" ya da acaip değişimlerden geçiyorlar. kısaca şu an okyanus tümörlü balık kaynıyor. radyasyondan etkilenenler sadece deniz canlıları değil tabii ki.
http://i1.mirror.co.uk/…ukushima-mutant-flowers.jpg
http://www.themarysue.com/…tbutterflies-580x278.gif
http://www.dw.com/image/16166163_303.jpg
http://namarashhs2015.weebly.com/…/2136834_orig.jpg
http://s3.india.com/…tent/uploads/2015/07/bunny.jpg
http://www.secretsofthefed.com/…ut-article-size.jpg
- bütün bunlar sonucunda çoğu avrupa ülkesi, amerika ve japonya'dan gelen deniz ürünlerini ülkeye sokmama kararı aldı. ton balığı falan zaten hayal, unutun artık.
- 2011 yılındaki kaza nedeniyle kaliforniya'da yeni doğan bebeklerin kansere yakalanma riski 29 kat fazla. yetişkinlerde de kanser vakalarında artış gözlenmiş.
- olayı örtbas etmek için hükümetler ölçümleri normale yakın göstermeye çalıştığı da yazılanlar arasında.
kısaca dünyanın içine ettiler, 2-3 metrelik dalgaları değil bunları konuşmak gerekiyor. "aman inşallah kimse ölmemiştir" diyorsunuz iyi hoş da fukuşima'ya yakın yaşayanlar bugün depremde ölmese bile belki 10 sene sonra kanserden zaten ölecek. anlatabiliyor muyum sevgili arkadaşlar?
daha fazla bilgi almak isteyenler şu linklerden devam edebilir;
http://www.reuters.com/…ma-pm-idusbre97601k20130807
http://www.storyleak.com/…-prompts-fukushima-fears/
http://oregonstate.edu/…-local-extinctions-expected
http://time.com/…43/fukushima-disaster-food-safety/
http://www.globalresearch.ca/…rom-fukushima/5355280
http://www.integrativecanceranswers.com/…er-in-u-s/
https://www.rt.com/…na-radiation-tripled-fukushima/
(not: bilgilerde bir yanlışlık varsa lütfen uyarın, olayın üzüntüsü ve siniriyle hızlı bir şekilde yazdım.)
logoyu bizim yeğen yapar ya
-
- sene 90. ventolin, güzel sanatlarda okurken bir denizcilik şirketiyle görüşür. kendisinden gemilere uygulanmak üzere logo tasarımı istenmektedir. öğrenci ventolin, ortalama bir ajansın çekeceğinin 5'te biri kadar bir rakam söyler, fiyatta hemen anlaşırlar. iki hafta sonra logoların sunumu yapılır, müşteri bayılır, teşekkürler eder. artık son aşama işin uygulanmasıdır. ancak müşteri bir daha aramaz, telefonlara da çıkmaz. sınavlardı, kızlardı derken aylar geçer. olayı çoktan unutan ventolin, msü'den karaköy iskelesine doğru yürürken bir nakliye gemisi görür. sunduğu logolardan biri, sanki beş yaşındaki bir çocuk bakarak tekrar çizmiş gibi, daha önce görüştüğü şirketin gemilerinden birinin bacasındadır. delirir, adamları allem eder kallem eder bulur, yakalarına yapışır, "ne iş bu?" der.
konuya geliyorum:
şirketin patronu, "ne kızıyorsun ya ventolin kardeşim?" der. "senin on liraya yaparım dediğin logoyu matbaacı yeğenime tarif ettim, bilgisayarda bir liraya çizdi. senin işini kullanmadık ki, ayıp oluyor ama."
bu, mesleğimi ilgilendiren acı bir türkiye gerçeğiyle ilk tanışmamdır.
papanın elini çekiştiren kadına vurması
-
kutsanacağım diye laneti yemiş olan kadındır. al işte iyi mi oldu şimdi.
türk televizyonlarındaki unutulamayan anlar
-
acun firarda programında, acun'un yurtdışında bir barda önüne gelen kıza sarkıntılık yapıp yılışan bir tipi gösterip, "görüyorsunuz sayın seyirciler magandalık sadece türklere özgü degil, avrupa'da da magandalar var" demesi, ardından o kişinin gelip, "abi nasılsın? ben de türküm" demesi.
sevilen çizgi filmin en vurucu cümlesi
-
"eeeee nasıl gidiyor cınım" bugs bunny
28 şubat 2015 torku konyaspor fenerbahçe maçı
-
2 büyük rezalete sahne olan maç
1. konyaspor ceza sahasında yoğun buzlanma vardı. içeri giren fenerli düşüyordu ve hakem buna rağmen maçı oynattı. en azından maça ara verip zincir taktırabilirdi.
2. yine aynı hakem uzatmaların ikinci devresini oynatmadan maçı bitirdi.
aziz yıldırım'dan 3, mahmut uslu'dan 2 tane basın toplantısı bekliyorum
davutoğlu gole sevinirken şehit oğlunun mahzunluğu
-
şu resimde görülen yürek burkucu durumdur.
türkiye'de neler yaşandığını çok güzel özetliyor.