hesabın var mı? giriş yap

  • sürekli süregelen bir harekettir. bilirsiniz bizim milletimizde hedefe ulaşmak için yapılan her şey mübahtır. sırf yer kapacağım diye, ya da ayakta rahat bir konum elde etmek için kapı açılır açılmaz saldırır bu kitle. birde asıl komik olan, gençleri terbiyeden ve görgüden yoksun olarak addeden 65 yaş civarı olan saygı değer yaşlılarımız bu metro kapıları açılınca millete omuz atan bir usain bolt'a dönüşüyorlar. hedefe kitlenmiş terminatör misali koltuklara yöneliyorlar.

    birde elinden geldiğince inen insanların bitmesini bekleyen insanlar var, onlar da bu öküz kitlenin hareketlerini görünce yaptıkları şeyden hiç haz almıyorlardır eminim. "ulan adam gibi bekledik, tüm yerlere onlar kondu" algısı elbet oluşuyor bilinç altında. he insanlık yapmanın verdiği huzur vardır belki, onun da sabahın köründe okuluna işine giden uykusuz insanların pollyanna genleri o saatlerde çalışmadığı için pek etkili olduğunu düşünmüyorum.

    insanlık yapmanın, düşünceli olmanın ve kurallara uymanın gerizekalılık, saflık olarak değerlendirildiği bu güzelim ülkemde, üç kağıtçılık, çakallık ve şerefsizlik alkışlandıkça, onaylandıkça bu durum siksen değişmez kardeşlerim. yer kapacağım diye maymunlaşmayın yeter.

  • "bana siyasal islam ın değdiği, güzel kalan tek bir şey gösterin.." alt metinli bir değişim.

    soldaki yiğit bulut'un dolar tl paritesi 1 tl civarındaydı, sağdaki yiğit bulut'ta ise dolar 8 tl.
    türkiye ekonomisinin özeti budur.

  • 1966'dan bu yana batı virginia'da görüldüğü savlanan yaratık. adını o yıllarda tvde çok popüler olan batman dizisindeki bir karekterden alır. yaklaşık 2 metre boyundadır. bacakları insan bacağına benzer ve bu sebeple sık sık insanla karıştırılır. insana benzemeyen yönleri yarasa benzeri kanatları ve omuzlarının hemen altında olan parlak kırmızı gözleridir.saatte yaklaşık yüz mil hızla uçtuğu düşünülür. kimi görgü tanıkları mothman'ın eşi benzeri görülmemiş bir kuş kimileri ise dünyayı istila etmek üzere olan uzaylı bir yaratık türü olduğuna inanır.

    başrolünde richard gere'in oynadığı the mothman prophecies bu kış gösterime girdiğinde bu yaratıkla ilgili daha fazla şey yazılıp çizilecektir.

  • başımın tatlı belası
    gönlümün kara sevdası
    her şey boş senden sonrası
    vazgeçmem senden senden
    vazgeçmem sendeeeeeeen

    1950'lerde rus hesaplamalı mekanikçi sergey belotserkovskiy tarafından geliştirilen, ki kendisi aynı zamanda yuri gagarin'in tez danışmanıdır ve ilginçtir ki tezinin konusu da grid fin üzerinedir, bir uçuş kontrol ekipmanıdır. öte yandan kendisi şu an popülaritesini spacex şirketinin falcon 9 roketine borçludur.

    zira atmosfere yeniden giriş yapacak olan roketlerin tekrar tekrar kullanımını mümkün kılmak için gezegen üzerinde istenen yere sıfıra yakın hızla inişi kontrol etmek için gerçekten de işlevsel bir kontrol sistemidir. olayın askeri boyutu ise bambaşka bir potansiyele sahiptir.

    askerlerle mühendislerin arasındaki en ciddi iletişim eksikliği buradadır. askerler bir silahın sadece ilk ve sınır şartlarıyla ilgilidirler, mühendisler ise yönetici denklem setiyle ve çözüm uzayının tamamıyla ilgilidirler. askerin, ihtiyaç duyduğu sınır ve ilk şartları ortaya koyarken az ya da çok olayın mühendislik kısıtları hakkında fikir sahibi olması gerekir. bu yüzden savunma sanayinde en çok ihtiyaç duyulan profil hem yetkin mühendislik bilgisine hem de tasarlanacak silahın durumuna göre karargah ya da kıta tecrübesine sahip asker mühendislerdir. dürüst olmak gerekirse memleketin popüler mühendislik okullarının hepsi şu an sivildir.

    abd tarafından geliştirilen moab isimli bombada, ki ağırlığı yaklaşık olarak 9 tondur, aktif kontrol sistemi olarak kullanılmıştır. tercihin nedeni ise termobarik bomba olması hasebiyle tahrip gücü yüksek sistemlerde taktik füzelerin aksine radar izinin ikinci planda kalmasıdır. çünkü grid finde konvansiyonel finlerin aksine yüzey alanı daha geniştir ve düşman radar tarafından tespiti ise daha kolaydır, fakat bu kolaylığı zorlaştıran bir diğer nokta ise aerodinamik ısınma limitlerinin tasarımının doğası gereği yüksek olması nedeniyle grid finlerin daha yüksek mach sayılarında kullanılabilmesidir. bu nedenle oksitleyici taşımayıp saf yakıttan oluşan harp başlıklarına sahip termobarik bombalarda kontrolör olarak tercih edilmeleri askeri bir ihtiyaca cevap vermektir.

    termobarik bombalara kısaca değinecek olursak tahrip güçleri daha yüksektir çünkü faydalı yüklerinin tamamı yakıttan oluşur. tasarımındaki kritik nokta ise çarpma anında daha fazla yakıtın daha kısa sürede daha fazla oksijenle temasını sağlayabilmektir. böylece yeterince yüksek basınçla üretilen şok dalgaları arkasında cehenneme dönmüş bir ortam bırakarak ilerler. özellikle terörle mücadelede mağaralara saklanan teröristlere karşı oldukça etkindirler. zira kapalı alanların ağzında patlayan bombanın ürettiği şok dalgaları sönümlenene kadar mağara duvarlarından yansıyarak her geçişinde sıcaklığı yüzlerce derece artırır. bu yönüyle terörle mücadelede kısmen taktik olarak da tanımlanabilir, yine de sınıflandırmanın en doğrusunu askerler bilir, yaygarasını ise insan hakları savunucuları yapar zira çarpma anından sonra mili saniyeler içinde çarptığı ortamın sıcaklığını 4000 derecelere çıkardığı için ortada ceset de bırakmaz.

    öte yandan faydalı yük kütlesi arttıkça termobarik bomba artık terörle mücadele sınıfından çıkıp kitle imha silahı olma noktasına kadar gidebilir. kullanılan yakıtın ısıl yüküne de bağlı olmakla beraber, açık arazide piyadeye ya da büyük şehirlerde halka karşı kullanımı gerçekten bir savaş/insanlık suçu olarak da tanımlanabilir.

    düşünülenin aksine bir füzeyi yüksek hızlara çıkarmanın önünde, tabii uzaya çıktığı sürece, ciddi bir engel yoktur. zor olan şey mekanik olarak stabil koşullar altında o hızlarda kontrolü sağlamaktır. sistemin nasıl çalıştığına gelecek olursak, aslında temelinde ses üstü kanat profilinden çok farklı bir şey değildir. sadece birden fazla delikli ızgara tipi karenin birbirine eklenmesinden ibaret bir sistemdir. avcı jetlerdeki taşıyıcı kanat profilinden olan temel farkları ise dış değil iç akış olması nedeniyle sarsım ve genleşme dalgalarının karşılıklı etkileşimidir. kuşkusuz bu etkileşim mach sayısı arttıkça sistemin ürettiği dik kuvveti etkilemekten uzaklaşacaktır, tabii bu durum da grid finleri blast etkisi yüksek füzelerin biricik aşkı yapacaktır.

    tasarımında pek de bir parametre yoktur; sadece fin kalınlığı, çerçeve genişliği ve chord* uzunluğu kullanılır. gel gelelim işin optimizasyonu bambaşka bir deryadır. birçok farklı disiplini içinde barındırdığından dolayı farklı alanlarda uzmanlaşmış güçlü bir mühendislik kadrosu gerekir, ki bu alanları aerotermodinamik, termomekanik, yapısal, kontrol ve entegrasyon olarak sıralayabiliriz.

    mesela veter uzunluğu arttıkça performans iyileşir ama aynı zamanda veter arttıkça hem genleşme ve eğik sarsım dalgalarının kanat içi etkileşimi performansı düşürecektir, hem de yansıyan sarsım dalgaları fin içi hava sıcaklığını yükselterek termomekanik mukavemetten yiyecek ve yapısal bütünlüğü düşürecektir. bu durumun önüne geçmek için mach'a bağlı hücum açısı bandı tanımlanabilir, fakat bu da kontrolörün ihtiyaç duyduğu manevra kabiliyetinin altında kalmakla sonuçlanacak bir duruma yol açabilir. ayrıca artan veter uzunluğu sınır tabaka rejiminde değişime yol açacak yüksek reynolds sayılarına çıkarsa artan sınır tabaka deplasman kalınlık türevinden dolayı yeni sarsım dalgaları da üreterek kanat içi sıcaklığı cehenneme çevirebilir.

    öte yandan kanat genişliği azaldıkça artan ıslak yüzey alanı sayesinde performans iyileşir ama daralan alanda baskın hale gelecek olan sınır tabaka-sarsım etkileşimleri sonu boğulmayla bitecek ikinci kritik mach sayısında yükselmelere de yol açabilir. bütün bunlar bir yana istenen kontrolör gereksinimlerini sağlayacak bir sistemin farklı disiplinlerin isterleriyle çakışması durumunda tasarım çıkmaza da girebilir.

    grid finlerin bu kadar soruna rağmen konvansiyonel kontrol sistemine göre en büyük avantajları arasında stall riski taşımaksızın geniş hücum açısı bandında çalışabilmeleri, daha yüksek dik kuvvet üretebilmeleri ve daha yüksek mach rejiminde sıcaklık sorunu yaşamadan çalışabilmeleri vardır. görüntü olarak bu kadar iptidai duran bir sistemin ise arkasında binlerce saatlik mühendislik çalışması barındırması doğa'nın bize oynadığı bir oyun değil de nedir diye sorarak bu yazıyı bitirmek isterim.

  • bir tayyip erdoğan beyanatı. tam hali için:
    ''ne yaparsanız yapın. orası için karar verdik. yapacağız.''

    işte demokrasi, işte özgürlük. zaten tebaa olarak haddimize mi karşı çıkmak, haşa! ayrıca, bu çoğul eki de sizi yanıltmasın, nasıl ki papalar kendileri hakkında konuşurken 1. tekil şahıs kullanmaz, bu da aynı hesap.

    edit: link: http://www.hurriyet.com.tr/gundem/23390657.asp