ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gerçek hayatın 33 yaşında başlaması
türkiye'nin savaşa doğru gitmesi
-
siyasal islamcıların ve onun şakşakçılarının türk milletine hediyesi.
"abi istikrar önemli yea, biz koalisyon dönemini de hatırlıyoruz yea, 90'lar çok fenaydı yea, adamlar çalışıyor yea..."
mutlu musunuz lan içine çekildiğimiz bok çukurundan?
karın tadını çıkaransa her zamanki gibi miniklerdi
-
bir türk haberciliği klişesi. her kış kar yağdığında ''beyaz kabus ülkeyi esir aldı'' tandanslı bir giriş yapılıp yurdun dört bir yanından kaza yapmış araç manzaraları gösterilir, bunu takiben yolda kalmış sinirli vatandaşlar ekrana gelir, ardından ise okulların tatil olduğu yerleşimler liste olarak verilir. ve tabii ki bu haberin olmazsa olmazı ''karın tadını ise minikler çıkarttı'' ana temalı kar topu oynayan, kızakta kayan çocuklarla ilgili kapanıştır. her kar yağdığında sanki çocuklar kar topu oynamayı veya kızakla (çoğunluk için daha ziyade poşetle) kaymayı o yıl keşfetmiş gibi bu haberler yapılır.
volkswagen'in tok kapı sesinde hile yapması
-
yakında kokusu çıkacak olan olay. müşteriler showroom'da araçların kapısını kapattıklarında bir düğme tetikleniyor ve tok_kapi_sesi.wav sesi hoparlörden veriliyormuş. türkiye'deki satışlarına emisyon hilesinden daha fazla zarar verecektir.
g.saray barça'dır fener ancak r.madrid olabilir
-
tam bir aptal açıklaması.
koskoca galatasaray başkanının yaptığı açıklamaya bak amk.
13 yaşındaki çocuklar bile artık böyle benzetmeler yapmıyor.
galatasaray, galatasaray'dır.
nou camp'a çıkınca barcelona'yı titretir, arena'da madrid'i 5'lik kıvama getirir.
sen kimsin de galatasaray'ı birisine benzetiyorsun.
galatasaray'ı bir takıma benzetmek ve bir takımdan küçük görmek kimsenin haddi değildir.
illa bir şeyi benzetecekseniz vizyonsuzluğunuzu benzetin.
bir araba dolusu parayı sabri'ye dökmenizle barcenola'nın ne alakası var diyebilecek kalibrede bir yönetici yok mu şu adama allah aşkına ya?
yaran diyaloglar
-
yer: esenler otogarındaki bir bank
tarih: 3 ocak 2009
saat: 01:00 suları
olayı anlatan abimiz otogara gelecek bir akrabasını beklerken bir bankta oturur vaziyettedir, at hırsızı tipli bir adam gelir ve gözünü ayırmadan abimize uzun uzun bakar...
diyalog aynen şöyledir:
abimiz: ya ne bakıyosun iki saattir dayı ne var ya?
at hırsızı tipli adam: sen şimdi düşün eve geldin ben senin yatağında oturuyorum, nası?
abimiz: *?!;%&
araştırma görevlisi olunca dağcı ayakkabısı giymek
planet earth
-
gerçekten eşşiz belgesel, bu kadar sıradışı görüntüyü bu kadar kaliteli ve sanatkarane şekilde kaydedebilmek için harcanmış emek toplamını hayal dahi edemiyorum. belgesel konu olarak "dünya"yı işleme iddiasını yerine getiriyor, ismini adını hak ediyor. güney kutbunda -70 derecede penguen sürüsü fırtınada biribirine yanaşmış 4 aylık gecenin bitmesini beklerken, görüntü değişiyor ve kuzey kutbunda bir kutup ayısının aylar sonra karı buzu kırıp metrelerce derindeki ininden kafasını ilk defa çıkarma anını (bekleyip yakalamış adamlar) onu gösteriyor. doğada toplamda kırk tane kalmış kar leoparının dehşet güzelliğinin ardından 3 milyon kutup geyiğinden oluşan tek sürüye geçiyor.
güney afrikadaki canavar köpek balığının fok avlama sahneleri için bile dvdsini ele geçirmek lazım.
çal keke çal
-
ekşi sözlük versiyonu tarafımdan yapılmıştır.
ekşi sözlükte bir gün geziyordum,
ssg çağırdı.
debauchee buraya gel.
buyur hocam.
dedi çıkar kalem.
belimden klavyeyi çıkardım.
dedi çıkar defter,
mahkeme kağıtlarını çıkardım
dedi çıkar harita,
işte güzelim orda senin benim karmamda bıraktığım 3-5 tane z.ö var ya
işte onları çıkardım.
ssg dedi bunlar ney?
hocam 3-5 şakirt yarası
sanki sanırsınız ki trollun allah'ı
ama bilmezsiniz ki o 3-5 karma yarası,
gök yeleli bozkurtun hatırası
çal kanzuk çaalll
türklerin meslek yorumları
-
içimde yara olan yorumlardır maalesef..üniversitenin maliye bölümünü kazandım. eş dost soruyor tabi "nereyi kazandın" diye..maliye diyorum. bütün akraba, eş dost, sohbet ortamında insanlar vs..hepsinin ortaklaşa yaptığı yorum şuydu:"oo iyi, girersin maliyeye, rüşvet müşvet, o biçim yolunu bulursun..aman sakın ihmal etme..cebine bakacan bu devirde. zaten tezgaha uymazsan seni tutmazlar, sürerler vs.." sadece akrabadan bir kişi "aman elinherifi, namusunla çalış da en azından bir tane namuslu memur olsun şu memlekette" dedi. sadece bir tek kişi...ama aynı insanlar memleket meselelerinden bahsedilen her sohbette rüşvet yiyen memurdan ağlarlar, ülkenin kötü yönetildiğinden şikâyet ederler..bir başka sohbette memura avanta verip işini nasıl hallettirdiğini sanki iyi bir halt yemiş gibi ballandıra ballandıra anlatırlar. sonuçta maliyeye girmedim, o işi de yapmadım ama öğrendim ki biz kendi kazığımızı toplum olarak kendimiz yontuyormuşuz.
birgün ormanda ağaçlar toplantı yapmışlar. baltadan şikâyet ediyorlarmış..bizi şöyle kesiyor böyle koparıyor, acımasız , katil vs..hararetli hararetli konuşurlarken yaşlı bir çınar ağaçı demiş ki; "boşuna konuşmayın, sapı bizdendir"...