hesabın var mı? giriş yap

  • ulamn 300 lira burs vereceksiniz, istiyorsunuz ki tüm akrabalarım ölmüş olsun, tutunacak dalım kalmasın, sakat kalayım.insafsızlar...

  • ne sıfatla başbakan'la gezi parkı için konuşacağını cidden bilmiyorum. tek mimikle 10 sene aynı rolu oynadı lan adam. böyle olunca sanatçı mı oluyor?

    ahaha twitter'da biri biz polat alemdar'ı değil, cerrahpaşalıları istiyoruz demiş. adam haklı.

  • kaptan june olarak da bilinen ingiliz çevreci june haimoff'un dalyan'da geçen hikayesi

    1922 yılında ingiltere'de dünyaya gelen june haimoff'un çocukluğu, babasının işlerinden mütevellit afrika'nın ve orta doğu'nun egzotik bölgelerinde geçer. zengin bir ailenin mensubu olan june ilerleyen yıllarda, daha doğrusu ikinci evliliğinin akabinde küçük bir tekne ile ege denizi'ne açılmaya karar verir ve bir süre yunanistan'da yaşar. zaman içerisinde akdeniz'deki seyahatleri esnasında köyceğiz'i ve dalyan'ı keşfeden june, iztuzu plajı'na hayran kalır. kendi tabiriyle iztuzu, ömründe gördüğü en güzel sahildir.

    iztuzu'da geçirdiği zaman zarfı içerisinde bölgedeki insanlardan aldığı bilgiler doğrultusunda caretta carettaların yumurtlama döneminde bu sahile geldiğini öğrenir ve geceleri elektriğin olmadığı bu karanlık ortamda kaplumbağaları yumurtlama mevsimlerinde gözetlemeye karar verir. gözlemleri esnasında carettalardan çok etkilenen june, araştırmalarını derinleştirmeye karar verir. carettalar üzerine yaptığı çalışmalar arttıkça june ile bu sevimli hayvanlar arasında duygusal bir bağ hasıl olur. 1986 yılına gelindiğinde june, iztuzu'ya yerleşmeye karar verir ve sahildeki bir barakada yaşamaya başlar. turgut özal'ın başbakanlığı döneminde bölgeye hotel yapılması gündeme gelince bizzat başbakana ulaşarak projenin iptal edilmesini sağlar.

    iztuzu bölgesinin doğal halinin korunarak, caretta carettaların varlıklarını sürdürebilmeleri için kaplumbağa vakfı'nı kuran june haimoff, çalışmalarından ötürü ingiltere kraliçesi 2. elizabeth tarafından britanya onur listesi ile onurlandırılır.

    2022 yılında koronavirüse yakalanan june haimoff kaldırıldığı hastanedeki tedavisinin ardından dalyan'daki evinde 23 nisan 2022'de organ yetmezliğinden yaşamını yitirir. vefatının akabinde çevre, şehircilik ve iklim değişikliği bakanlığı tarafından bölgedeki kaya mezarların karşı kıyısına kaptan june anıtı dikilir. anıt, kara yaşamını sembolize eden dikey ve deniz yaşamını sembolize eden yatay formlardan oluşmaktadır. anıtın üst kısmında ise haimoff'un kabartma portresi yer alır. eserin alt kısmında caretta carettaların yumurtadan çıkmaları ve denize ulaşma serüvenlerinin tasvir edildiği minik kaplumbağa rölyefleri bulunur. denize ulaşabilen yavrular pozitif, ulaşamayanlar ise negatif formlar halinde sembolize edilmektedir.
    anıtın ön kısmında denize doğru yürüyüşünü temsil eden 3 boyutlu caretta caretta heykeli, arka yüzeyinde ise haimoff'un hayat hikayesi yer alır.

  • aynı durumu ben de yaşadım. 33 yaşında, lösemiden hayalleri olan kardeşimi kaybettim.

    4 yıl filan da beklemeden yengemi birinci senesinde dertleşmek için yemeğe çıkardım. haddim olmasa da beni seviyorsan söz ver, devam edeceksin diye söz aldım. ertesi sene nişanlandı, sevebileceği bir insan denk geldi ve gördüğüm kadarıyla da çok mutlu. instagram'da her fotoğrafına olmasa da onun mutluluğundan ailecek mutlu olduğumuzu belli eder arada bir kalp bırakırım.

    insanların mutlu olmasından mutlu olanlardan olabilirseniz, dünya çok güzel bir yer olabilir.

  • polis bir yakınımdan direkt alıntı.

    "polis okulunu bitirdik bizi ilk istanbul aksaray'a verdiler. çevik kuvvet. bir gün aksaray'da bizim arkadaşların da takıldığı bir lokantaya girdim. yemeklerinin lezzetli olduğunu söylemişlerdi. kuru fasulye pilav istedim. garson getirdi ama atar gibi bıraktı tabakları önüme. yemekleri bu kadar güzel olan bir yerin personelinin bu kadar suratsız olması ilginçti tabi. neyse yemeğimi bitirip kasaya yöneldim. "abi elinize sağlık valla çok güzelmiş kurunuz" dedim. ve yirmi lira uzattım. adam bir paraya bir bana baktı. "memur bey şaka mı yapıyorsun?" dedi. ben kuru fasulyesini övdüğüme diyor sandım. "hayır dedim valla çok güzel de pek ilgilenen olmadı masayla..." dedim şikayetimi de bildirdim. kasadaki adam altın bulmuş gibiydi. birden "abi allah senden razı olsun be. burada polisler her gün yerler de para veren pek olmazdı. elemanın davranışları için de özür dilerim. o da bu durumdan dolayı böyle davranmıştır. çok özür dilerim" dedi. ben de paramın üstünü alıp çıktım ama çok da şaşırdım. allah haram yemekten korusun bizi ne diyeyim"

  • hayatında ast-üst ilişkisi nedir bilmeyen adam işte "dönüp kendi komutanına sıkabilirlerdi," diye saçmalamış.

    ulan, sen liseyi okuyup okumadığı belli olmayan, daha tuvaletin neresine sıçacağını bilmeyen, babasının "höğt lan!" demesiyle put gibi hazır ola geçen adamdan böyle bir mantık yürütmesini mi bekliyorsun?

    üstüne üstlük bir de utanmadan, arlanmadan bu çocukların vahşice katledilmesine ne diyor? "oradaki insanların öfkesi belki de kardeşinin, annesinin, babasının ölmesindendir."

    affedersin kardeş, ama ne yapmış olursa olsun; ister memleketi milyarlarca dolar dolandırmış olsun, ister annemi öldürmüş olsun, bir insana böyle davranmam. benim vicdanım var, ben bir insanım. ipini koparmış kuduz köpek değilim.

  • ''güven testi'' denen zımbırtının yeni moda olduğu ya da bizim yeni duyduğumuz, benimse ''hadi şimdi güven testi yapıcaz seninle, kollarını açıp kendini bırakıcaksın, ben de seni tutucam'' diyen arkadaş sayesinde ilk kez duyduğum zamanlarda, olayı yanlış anlayıp, kollarımı açıp arkaya değil de kendimi öne doğru bırakmak suretiyle kafayı gözü dağıtmak. güven testinde yüz üstü yere yapışan başka biri var mıdır merak etmiyor değilim.