ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
+şirketimizle ilgili bilgi sahibi misiniz?
-gelmeden önce imkb sitesinden kar zarar tablosuna baktım.
+çok güzel...
-biraz siki tutmuş gibisiniz sanki?
+evet ya sorma...
-nasıl olacak? mayışları ödeyebilecek misiniz?
+bir ihracat işi var onu bağlarsak süper olacak...
-bana masal anlatma lan! çat!
+ ahan da yeni genel müdür!
erdal bakkal
-
geçenlerde hakkında şöyle bir paylaşıma denk gelmemle beni fazlasıyla güldürmüş olan, leyla ile mecnun'un vazgeçilmez karakteri.
+ adın ne?
- erdal.
+ anlamı ne?
- cennetten yeryüzüne düşen ilk bakkal tanesi.
letarjik ensefalit
-
birinci dünya savaşı'nın sonlarına doğru aniden ortaya çıkıp avrupa'yı silip süpürdükten sonra, yine aniden yok olan bir salgın olup, bugün sırrını hala koruyor.
bu alışılmadık beyin rahatsızlığı 1916'nın sonlarına doğru viyanalı nörolog ve psikiyatrist constantin von economo'nun dikkatini çekti. economo, hastalığa bugün de kullanılan letarjik ensefalit ismini verdi. bu beyin enfeksiyonuna yakalanmış hastalar viyana psikiyatri kliniğine çeşitli tuhaf belirtilerle geliyorlardı.
bazı hastalar birkaç gün boyunca uykulu bir uyuşukluğa dalıyordu; bazıları katatonikti, saatlerce veya günlerce doğal olmayan duruşlarda kaskatı kesiliyorlardı; kimileriyse istemsiz hareketlerle kendini gösteren krizlerin eşlik ettiği denetimsiz bir heyecanın etkisi altına giriyordu. hastalar ya uykuya (veya uyku benzeri şeylere) boğuluyor ya da sürekli uykuları kaçıyordu.
çesitli uyuklama hallerinden muzdarip hastalar otururken, ayaktayken, hatta yürürken veya yemek yerken, esneme ve yorgunluk gibi bütün belirtileri göstererek uykuya dalıyordu; ciddi vakalar ise haftalar veya aylar süren adeta daimi bir uyku haline girebiliyordu. buna karsılık, hiperkinezi hastaları yatakta döner durur, üzerlerinden yorganı atar, tekrar üzerlerine çeker, oturur, çılgınca kendilerini yataga atar, sonra yataktan atlar, amaçsızca oradan oraya yürür, konusmaları bozulur, dilini şaklatır ve ıslık öttürürler; bu huzursuzluk hali hiç durmadan günler ve geceler boyu sürer.
çogu bu tuhaf hastalıga yenik düsmüs, bazıları iyilesmis, birkaçı da, oliver sacks'ın awakenings adlı kitabında unutulmaz biçimde tarif edildigi gibi, onlarca yıl boyunca kötü bir uyarılmışlık ve hareketsizlik durumunun alacakaranlıgında yaşamaya terk edilmiştir.
hastalıkla ilgili görüntüler :encefalitis letargica teşekkürler katkıların için 3 kere 3 etti mi sana 9
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
kadıkoy minibusundeim :
1.kız : ayyy pelin biliomusun omeri gordum cok yakısıklı olmus.
2. kız : hadı yaa!!hanı su eskı mahelledekı karga burunlu omer mi?
1. kız : eveeettt!oha fln oldum yanii !!! oha oha bin kere ohaaaaa!!!
ustunde tommy gomlek boleee, altında tommy panti, dızel ayakkabı offff! bana merhaba dedi biliomusun!!
2. kız : hadi yaa! oha yaa o cok cirkindi
1.kız : halen cirkin ama cok yakısıklı olmus!!!
(bkz: marka takinitisi olan insanlar)
annenin felaket senaryosu yazma becerisi
-
annenin annesinin becerisi yanında sönük kalan.
fotoğraf makinesi ile dışarı çıkan toruna:
- dikkat et, gazeteci sanarlar!
1.5 yıl sonra: haklı olabilir kadın.
uyutmayan sivriyi öldürdükten sonra zafer çığlığı
-
yazık değil mi o hayvana ? hayvanı katletmişsin, sonrada gelip utanmadan başlık açmışsın, birde bunu başarı telakki ediyorsun. gibi şeyler söyleyeceğimi sanıyorsan yanılıyorsun.iyi olmuş öldürdüğün.
savaş filmleri
-
meraklısı için fransız sinemasından iki arthouse: (bkz: le silence de la mer) (bkz: le train)
2. dünya savaşı yıllarında geçen bu filmler savaş ortamında insan psikolojisini anlamaya çalışan oldukça iyi örnekler.
edit: imla
ayrılık
-
ayrılık deyince en acısı aşkta olur zanneder insanlar. aşk nedir ki? ya atlarsın, ya düşersin, baktın olmaz vaz geçersin...
daha önce kuzey kore'de kalmış bir insanın oradaki anılarının her kelimesini pür dikkat dinleyen bir güney koreli ile karşılaştıysan,
güney kıbrıs'ta büyümüş bir yunan kız, sana saatlerce kuzey kıbrıs'ı anlattırdıysa,
yunan bir arkadaşın istanbul'a seni görmeye gelirken, istanbul doğumlu dedesi gelmesini istemediyse ve bunun tek nedeni istanbul'u görürse selanik'e dönmek istemeyeceğinden korkması ise,
beyrut'ta yolda yürürken biri kahramanmaraşlı, diğeri vanlı iki ermeniyle karşılaştıysan ve ikisi de nenelerinden öğrendikleri kırık ve eski bir türkçeyle seninle konuşmaya çalıştıysa,
bosna doğumlu bir sırp, sana anneannesinin evini, çocukluğunu, şimdi her biri başka devlet vatandaşı iki sıra arkadaşını anlattıysa,
bir muhacirin kızı olan annen "tuna anlattıkları kadar güzel mi" diye sorarken sesinin titremesini engelleyemiyorsa,
bir kadın ve bir erkeğin birbirlerinden ayrılmalarının, bahse değmeyecek, en beleş acı olduğunu anlar, susarsın.
20 ocak 2023 acun'un çöküşünün başlaması
-
malak gibi oturup bunları seyredenler azaldı ha? vay be. evrim mi geçiriyoruz?
wesley sneijder
-
kaçırdığı golden sonra 16. yy'daki atalarına kadar sövdüğüm adam. attığı golden sonra da 16.yy'a kadarki bütün atalarının taşaklarını öperek özür diledim onlardan.
sadece kadınlardan oluşan whatsapp grupları
-
22 tane ilkokul öğrencisi annesinden oluşabilir. ödevler, okul duyuruları, hasta olan çocuklara geçmiş olsun mesajları, öpücükler, kalpler havada uçuşur. okulda unutulan ödevler, kitaplar için çok faydalı ama. ödev olan sayfaların fotoğraflarına ulaşmak için süper.
herkese bir kere nick değiştirme hakkı verilsin
-
şahsen ben gözaltına alınacağım korkusuyla 2 aydır doğru düzgün entry giremiyorum . savcı karşısına alıp "5 sene önce neyi biliyordun da bu nickin aldın?" diye sorsa verecek tek bir cevabım yok. bitsin artık bu çile. yeni nickim de hazır. hakimiyet milletindir. ;)