hesabın var mı? giriş yap

  • kendini bir bok sanan iktidar yalayıcısı bir ailenin mensubu, bisiklet süren size saatte 150km/h sürat ile çarpıp ölmenize neden olsa bile arabasının masrafını ailenizden isteyecek kadar hayatınızı karartabilir. (bkz: öldürdüğü kişinin ailesinden tazminat istemek)

    bu ahval ve şerait içinde bırakınız bisikleti, sarı damperli kamyon kullanmak evlâdır.

    debe editi: bununla debeye girmek şaşırtıcı.
    demek ki herkes tepkilerimizin giderek sivrildiğinde hem fikir.

  • dizel araçların azot oksit emisyonları nedeniyle piyasadan silinmeye başlaması sonucu, benzinli araçları daha çevreci yapmak için geliştiren motor teknolojisine sahip otomobillerdir.

    öncelikle şunu belirtmeliyim ki, dizel otomobiller uzun bir süre daha çevreci zannedildi. bunun nedeni termodinamik çevrim karakteri ve turbocharger sistemlerinin entegre edilmesiyle beraber termal veriminin benzinli motorlardan çok daha yüksek olmasıydı. fakat daha yüksek sıkıştırma oranı ve motorinin daha yüksek ısıl kapasitesi nedeniyle silindir içindeki peak sıcaklıkların benzinli motora göre daha yüksek olması sonucu havadaki azot silindir içindeki yanmamış oksijenle reaksiyona girerek no2 denilen azot oksit emisyonlarında artışa yol açtı.

    bilindiği gibi atmosferik havanın %20'si oksijenden oluşmaktadır. ama standart bir otomobil kullanımında sürekli kök gaz gitmediğiniz için, silindir içine alınmış oksijenin tamamı yanmaz çünkü daha az miktarda yakıt silindire püskürtülür. yani aslında stokiyometrik oran dediğimiz (ki 14.7'dir yanılmıyorsam yani 1 gram yakıt için 14.7 gram hava), oksijenin tamamını yaksanız azot oksit oluşumu çok daha düşük olacak. ama otomobillerde genel kullanımda kök gaz kullanımı çok az olduğundan dolayı sürekli bir azot oksit üretimi oluyor, ki bu da çevreye büyük zarar veriyor. bu nedenle, tank motorlarında ve ağır görev dizel motorların kullanıldığı iş makinalarında dizel motor bir süre daha popüleritesini koruyacaktır.

    bu kısmı geçtikten sonra gelelim hibrit otomobillerin yükselişine. avrupa azot oksit emisyonlarına dolayısıyla dizel motorlara savaş açmaya hazırlandığından dolayı trend benzinli motorları daha çevreci yapma yönüne kaydı.

    bunu iki şekilde yapabilirsiniz,

    1) motor gövdesi ile ya da turbocharger sistemleri ile ilgili tasarım optimizasyonlarıyla. yani sıkıştırma oranını artırmaya çalışabilirsiniz, ya da turbocharger tasarımını değişken geometri ve diğer optimizasyonlara arge için para harcayabilirsiniz. genelde turbocharger ile oynamayı tercih eder üreticiler çünkü değişiklik yapmanın maliyeti daha kolaydır. motor bloğuyla oynarsanız bütün üretim hattını değiştirmek daha masraflı olur. tam da bu nedenle 1.5 dci renault motorunun 75, 90 ve 110 beygirlik versiyonlarında sadece turbo sistemi değişmiştir, motor blokları birebir aynıdır.

    2) emisyonu ortaya çıkaran nedenler üzerine odaklanarak bunu nasıl azaltabileceğiniz üzerine yeni tasarımlar geliştirirsiniz.

    işte hibrit otomobiller tam da bu strateji üzerine geliştirilmiştir. bir otomobilin en çok yakıt harcadığı ve emisyona neden olduğu güzergah düşük hızlarda sürekli dur kalk yapılan trafiktir. yani otomobiller uzun yolda o kadar da verimsiz değillerdir. bunun iki nedeni vardır.

    1) sürekli dur kalk trafik demek hızın yani motor devrinin sürekli rölantiden ideal motor devrine kadar dalgalanması demektir. yani motor bandının oynama aralığı çok esnektir ve motor devri düşük vites nedeniyle bu aralıklarda çok hızlı oynar. halbuki uzun yolda sabit hızlarda motor devri hemen hemen oynamaz. hızlanmaya başlasanız bile yüksek vitesten dolayı çok hızlı tepki vermez devir aralığı yüksek viteslerde. böyle olunca da motor zaten en verimli olduğu devirlere yakın devirlerde çalışır. bu da tüketimi yani emisyonu düşürür.

    2) üstteki madde dur kalk trafiğin kalk kısmının uzun yolla karşılaştırılmasıydı. dur kısmı ise daha acıklı. frene ne zaman basarsanız, gereksiz yere yakıt harcamış olursunuz çünkü yol sürtünmesiyle durmasını beklemeyerek durmak zorunda kalırsınız. yol ve lastik arasında ve fren balatasıyla fren diski arasındaki sürtünme kuvveti ısıya çevrirelek araçtan atılır. bu da tüketimde artışa neden olur. uzun yolda haliyle hemen hemen hiç frene basmazsınız.

    hibrit otomobillerde teknoloji, dur kalk ve şehir içi trafik ortamında bu gereksiz yere atılmak zorunda kalınan enerjiyi elektrik enerjisine çevirerek verimi artımayı hedefler. bunu yapmak için de elektrik motoru kullanır. çünkü elektrik motorunun verimi içten yanmalı motorlardan çok daha yüksektir.

    otomobil motoru en yüksek verimle çalıştığı 2000-3000 arası devirlerde çalışırken, ki dizelde bu aralık 1500-2500 arasıdır, bu motoru şarj eder. yani görece daha yüksek verimle elde edilen enerjiyi elektrik olarak depolarsınız. sonra kırmızı ışık gelir ve frene basarak yavaşlamak istersiniz. bu sefer de fren pedalıyla aktive edilen bir elektrik devresi sayesinde bu enerjiyi fren balatalarıyla ısı olarak atmak yerine elektrik motorunu şarj etmek için kullanırsınız.

    ve artık ışıkta durdunuz. motor rölanti devrine geldi, vites boşta. şimdi otomobilin hibrit olmadığını düşünün, frene basarken attığınız ısı atmosfere gitti o enerji kayıp. üzerine hızlanmak için harcamak zorunda kaldığınız ve motoru rölanti devrinde verimsiz olduğu aralık boyunca hızlandırdınız, bir kayıp da oradan geldi. ama hibrit otomobilde olan şu, gaza bastınız motor verimli çalışırken ve frene bastığınızda şarj edilen elektrik motoru devreye girdi ve aracı hızlandırmaya başladı ta ki aracın hızı motor için verimli denecek devir aralığına çıkana kadar.

    bu nedenle hibrit otomobillerin en büyük avantajı ve en çevreci yanı şehir içi yoğun trafikte ortaya çıkmaktadır. otomobil uzun yoldayken zaten dur-kalk yaşanmaz, motor en verimli olduğu aralıkta çalışır ve hibrit otomobilden bir kazanç elde edilmez. ama yoğun şehir içi trafikte fren ve dur kalk kayıpları çok yüksek olacağı için hibrit motorlar şehir içinde de sanki şehir dışında otomobil kullanıyormuşsunuz gibi tasarruf ve çevrecilik sağlarlar.

    bu nedenle ben devlet olsam, taksilere ötv indirimi sağlayacağıma ötv ve kdv'yi bütün taksiler için sıfırlar istanbul'da da taksilerde hibrit motor kullanımını zorunlu kılardım.

  • yeğenimle konuşuyorum. 5 yaşında koyu beşiktaşlı... çok cool.

    -sedef sen artık galatasaraylı olacaksın tamam mı?
    -tamam.
    -o zaman sorunca hangi takımlıyım diyeceksin?
    -beçiktaş

    -ama hani galatasaraylı olacaktın?
    -tamam aytık olucam.
    -peki o zaman hangi takımlısın?
    -beçiktaş.

    -sana sorulunca galatasaraylıyım diyeceksin.
    -tamam
    -hangi takımlısın sedef?
    -beçiktaş.

    her beçiktaş dediğinde biraz daha kavurmaya benziyor. "sonra beni niye ısıydın?"

  • son 1 ayda sözlüğe giriş yapmış 8284 kadın sözlük kullanıcısının yazarlığı onaylandı. yazarlık onayı bekleme derdinin tamamen son bulacağı günlere doğru elele! (hedef 2023)

  • psikolojik literatürde yer alan birçok terim gibi latince kökenli. türkçe karşılığı 'diğer ben' anlamına gelmekte. var olan bedendeki olmayan kişi, gizli benliktir. ailemizdeki üyelerin, en yakın dostumuzun dahi bilmediği sadece tahmin edebileceği iç sesimiz, onunla kurduğumuz diyalogdur.
    yaşamımızın herhangi bir anında eksikliğini hissetmediğimiz gibi düşlerimiz de bile yanıbaşımızdan ayrılmayan, hayallerimizin içeriğini, hikayesini, arka fonda çalan şarkıyı dahi dizayn etmemize yardımcı olan, herhangi bir sebepten ötürü kendimize dahi söyleyemediğimiz şeyleri hiç ummadığımız anda önümüze getiren vücut bulmamış varlıktır. bu ve buna benzer saymaktan sıkıldığım özellikleri sayesinde benliğimizin farkına vardığımız zamandan bu yana yanımızda olan insanlardan daha değerli bir konuma getirir kendini.

  • adeta bir korku filmi.

    burnunu karıştırdın ve seni rahatsız eden kuru sümük parçasını tırnağının ucu ile dışarı çıkardın. fakat sümük aniden kayboldu. nereye gitti? burnun kenarında mı kaldı? gömleğine mi düştü? çenene mi yapıştı? nereye gitti lan!

  • dün brain games'in bi tekrar bölümünde katılımcılara önce antika bir kalem gösterildi ve bunun eisenstein'a ait olduğu söylendi. haliyle herkesin ilgisi daha bir arttı bunu öğrendikten sonra. sonra bir hırka gösterildi ve bunu da bütün katılımcılar ellerinde evirdi çevirdi ilgiyle. hatta sorulduğunda giymek, denemek isteyenler çıktı içlerinden. muhtemelen bu da çok mühim bir isme aittir düşüncesiyle. ama sonra söylendi ki bu hırka amerika'da büyük bir katliamın failine aitmiş. o hırkayı ilgiyle elinde evirip çevirenlerin suratı düştü, hırkayı parmak uçlarıyla tutmaya, hala denemek istiyor musunuz diye sorulunca yok kalsın bakışı fırlatmaya başladılar. neyse ki sonradan hırkayı gösteren bilim insanı hırka benim ehehe dedi de rahatladılar.

    şimdi bunu niye anlattım ben? çünkü bu anlattığım normal olanı. bizim son bir kaç gündür şahit olduğumuz selfieler ise ciddi ciddi sosyologlar, psikologlar tarafından incelenmesi gereken vakalar. katilin birine çok normalmiş gibi ünlü muamelesi yapılması bence toplumun içinde bulunduğu sapkın halin bir yansımasından başka bir şey değil. işin kötüsü kimse bu durumu düzeltmek için uğraşmıyor, uğraşmayacak.

    bu yüzden atalay filiz toplumu okumamız açısından muhteşem bir yardımcı oldu.

  • - sap sap sap sap sap sap sap sap sap. karıymış at sepete. sap sap sap sap sap. pınarlar verici olur at sepete. sap sap sap. ulan inşallah tokmakçısı yoktur. at sepete. sap sap sap sap