ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
en güzel türk kadını
-
olm sinem kobal diyen olmuş lan ahahafdsfdfhlfgjö yok serenay sarıkaya anasını satayım
debe editi: (bkz: gezi şehitleri ölümsüzdür)
laiklerin ülkede çoğunluk olduklarını sanmaları
the dark side of the moon
-
bu albumun kapagindaki prizma ile albumun icindeki bazi seslerin arasinda bir iliski var.kapaginda prizmaya carpan ve renklere ayrilan bir isik var. albumun basinda da once kalp atislari, yazarkasa sesi, garip bir aksaganla konusan adam (i've always been mad...) , saat sesi, ucak sesine benzer bir ses , hep beraber veriliyor. sonra bir bayan cigligi duyuluyor* ve albume geciliyor. albumde de her sarkida bu bahsettigim sesler ayri ayri duyuluyor (time'da saat, money'de yazarkasa, great gig in the sky'da o deli adamin konusmasi, on the run'da ucak sesi ...)
bu durumda o seslerin toplamini isiga, kadin cigligini prizmaya ve albumun her bir sarkisini ayri bir renge benzetebiliriz*. yorumlarim bu yondedir.
mini şortuyla mezarlıkta konser dinleyen kız
-
mini şortuyla dinlemeyenler değerlendirmeye alınmıyor sanırım.
edit : şu mübarek ramazan gününde bu başlık da başıma kalmış lan.
survivor all-star
emma watson'ın ay yıldızlı kolye takması
-
(bkz: tc emma watson)
nikah dairesine fotoğraf makinesi sokamamak
-
bundan tam 9 ay evvel, benim de başıma kadıköy evlendirme dairesi'nde gelen şey..
hem de nasıl biliyor musunuz?
nikah başlayacak, salon tıklım tıklım, abim elinde kamerayla içeri girip beni çekecek.. ağzı 5 karış mutluluktan, kardeşinin nikahını izleyip kaydedecek diye..
haber geliyor bana, "içerde biri var kameralı sokmayız" diyorlar..
"nasıl sokmazsınız abimi" diyorum, "kamerayla giremez" diyorlar..
bakın bu muhabbet, ben evet demeden 5 dakika önce arka odada nikah memuru önünde gerçekleşiyor.
adamlar "sokamazsın kardeşim! ya parasını verirsin ya da çektirmeyiz" diye üstüme yürüyor.
"ulan ben sizden böyle bir bilgi aldım mı sokamayız diye? para vermek zorundamıyım şu halimde size" diye diretiyorum..
adamlar bağırarak "çektirmeyiz" diyerek merdivenlerden yukarı çıkıyor ve ben bu esnada arkalarından laf atıyorum.. durduğum yer, nikah masasının arkasındaki kapı.. yani kapı açıldığı anda tüm davetlilerin karşısına çıkacağım.
sinirden yüzüm kıpkırmızı, elim ayağım titreyerek kapıdan çıkıyorum.
masaya oturuyorum.
"evet" derken yüzüm o kadar eblekleşmiş ki, eşim bile "neden bu kadar üzgün evet" dedin diye üzülüyor..
bağırış çağırış en mutlu anlarımdan birini sktiler.
sizin rantınıza da paranıza da yazıklar olsun.
yıllar sonra ekleme: nikahımıza dair düzgün video kaydımız yok.
breaking bad'in yüzyılın en iyi dizisi seçilmesi
-
neden yüzyılın dizisi yüzyılın ilk çeyreğinde seçiliyor.
edit: madem entry ünlenmiş buradan walter white'ın taaa şaka şaka. neyse seni seviyorm sevgilim umarım bunu okuyorsundur :d.
nisan 2020 igdaş fahiş doğalgaz faturaları
-
bütün kış doğalgaz sürekli açıkken 200-250 tl gelen faturalar, bu ay evde olmadığım ve doğalgazım kapalı olduğu halde 342 tl gelmiştir. ortalama fatura sistemiyle önceki yılların aynı ay ortamalarının alınacağı söylenirken, benim nisan aylarında ödediğim faturaların 20-30 tl bandında (ocak ve sıcak su kullanımından ötürü) olduğunun altını çizmek istiyorum. şimdi bu faturanın nedenini bilmek istiyorum, tam olarak suçumuz nedir?
virüs dolayısıyla sayaç okumak riskli dendi eyvallah, peki sokağa çıkma yasağı varken bile, marketlerden eve sipariş getiren yada damacana su satışı yapan şirketlerin çalışanlarının muaf tutulduğu bu dönemde o insanların canının kıymeti yok mu? ona izin veriyorsan sayaç okumak için gelen görevliye neden izin verilmiyor? çoğu insanın zorla ücretsiz izne ayrıldığı, işsizlik maaşı bile alırken belirli prosedürleri yerine getirmesi gerektiği bu dönemde bu faturalar hangi para ile ödenecek?
edit: allahım aklıma mukayyet ol, küfretmeyeceğim. be kardeşim sayaç değerini karşılaştır yazan var mesaj atan var. şurada iki satır yazmışım okusana. evde değilim. evde değilim diyorum. doğalgazı kapattım ayrıldım evden bir ay önce. hala burda bu hırsızlığa kılıf bulmaya çalışan, normalleştirme çabası içinde olanlar var. ne kadar kazanıyorsunuz kardeşim bu yardakçılıktan.
edit2: arkadaşlarım yazılan entryleri ve gelen mesajları okuyorum. bunun igdaş özelinde olmadığını genel olarak absürt faturalar geldiği yazılıyor. ben başlığı igdaş olarak açtım ama elbette bilindiği gibi birim fiyatı belirleyen ana şirket botaş. yani bunun direkt igdaş ile alakası yok. 20 yıldır ne kadar fakirleştiğimizden haberi olmayanlar buradan bile imamoğluna giydirmeye çalışıyor, gerçekten inanılmaz.
tıklatılmış kızların ağlaması
-
(bkz: cinsiyetçi erkeklerin iq seviyeleri)
edit: başlığı açan yazara baktım, daha önce öldü insanlık diye bir başlık açmış ve özgecan için duyarlılık kasmaya çalışmış. özgecan'ı da insanlığı da öldüren sensin kardeşim. katil sensin işte. bir suphi gibi davranmana gerek yok illa. açtığın şu başlıkla öldürüyorsun kadınların psikolojilerini. yakılan, öldürülen her bir zerremizden suphi kadar sorumlusun sen de.
debe editi: bir akşam vakti, ekmeğini kazanmak için gittiği yerde tecavüz edilip boğulan, üstünde sadece iç çamaşırıyla çay üstünde cesedi yüzen, ablasının elleri süt kokulu kuzusu cansu kayayı hiç unutmayın olur mu?
halk otobüsüyle kaçan banka soyguncusu
-
halkın içinden birisidir, para kendisini hiç değiştirmemiştir...