hesabın var mı? giriş yap

  • 1978 yılıydı. çaycumada hakimlik yapıyorum. hukuk hakimi arkadaşım ; " ankarada bir işim var, hafta sonu kendi arabamla gideceğim. pazar akşamı döneriz. gelmek ister misin ?" diye sordu. sevindim. birlikte ankaraya gittik. pazar akşamı beni bulunduğum yerden aldı. dönüşte sanırım devrek yakınında trafik polisi kontrol yapıyor. yolun ortasında dikilmiş, araçları durduruyor. hava kararmak üzere. polis net olarak görünmüyor. kendisi için tehlike.. neyse durdurdu. ben arkadaşıma "hakim olduğunu söyle" dedim. "hayır" dedi. arkadaşımın bir eksiği çıkmadı. polis,
    "gidebilirsiniz " dedi.

    hareket ettik. niçin kendisini tanıtmadığını sordum. "iki sebeple" dedi." birincisi ,memur görevini yapıyor. görevde eşit davranmak gerekir. benim kim olduğumu söylemem onu zor duruma sokabilir. ikincisi, trafik kanuna göre hakimin trafik suçu işlemesi durumunda suçüstü hükümlerine göre ağır ceza mahkemesinde yargılanması gerek. bu uzun bir süreç. bu yüzden kim olduğumu söylemedim" dedi. "yani bazen kim olduğunu söylemek aksi sonuç doğurabilir" diye de ilave etti.

    edit : bir yazar arkadaşım, niçin "hakim olduğunu söyle" deme ihtiyacı duyduğumu sormuş. meslektaşlarımdan öyle görmüştüm. henüz hukuk hakimi arkadaşım kadar olgunlaşmış bir hakim değildim. bu bana bir ders oldu.

  • ön edit: metni wikipedia ingilizce sayfasından alıp, anlatım bozukluklarını ve imlalarını gidererek türkçeye çevirdim. heykel muhabbetinden buraya gelenler olursa detaylı bilgi olsun diye.

    edward colston (2 kasım 1636 - 11 ekim 1721) ingiliz tüccar, köle tüccarı, parlamento üyesi ve hayırsever. bristol'de 1340'lı yıllardan beri şehirde yaşayan bir tüccar ailesinde doğdu, başta ispanya, portekiz ve diğer avrupa limanlarında olmak üzere şarap, meyve ve kumaş ticareti yapan bir tüccar oldu. 1680'de köle ticaretine yoğun bir şekilde dahil olmuş ve 1680'de ingiliz kölelerinde ticaretin tekeli olan kraliyet afrika şirketi'ne üye olmuştur. sonraları, 1689'da şirketin en yüksek ofisi olan vali yardımcısı oldu. servetinin ne kadarının köle ticaretinden kaynaklandığı kesin olarak bilinmese de, büyük bölümünün oradan geldiğine şüphe yok.

    colston servetini bristol, londra ve diğer yerlerdeki okulları, hastaneleri, sadakaları ve kiliseleri desteklemek ve desteklemek için kullandı. ismi çeşitli bristol simge yapıları, sokakları, okulları ve colston topuzuyla anılıyor. kurduklarından ilham alan vakıflar hala faaliyete devam ediyor.

    colston, mercers company'ye sekiz yıl boyunca atandı ve 1672'de londra'dan mal gönderiyordu. ispanya, portekiz, italya ve afrika ile kazançlı bir iş, kumaş, yağ, şarap, şeri ve meyve ticareti yaptı.

    kariyerinin detayları da şu şekilde

    1680'de colston ingiltere'nin tekeli olan, afrika'nın batı kıyısı boyunca 1662'den beri altın, gümüş, fildişi ve kölelerde ticaret yapan kraliyet afrika şirketi'ne katıldı. colston hızla şirket yönetim kuruluna yükseldi ve 1689'dan 1690'a kadar şirketin en üst düzey yöneticisi oldu; şirket ile ilişkisi de 1692'de sona erdi. bu şirket, kral charles ii ve kardeşi, city of london tüccarları ile birlikte şirketin valisi olan york dükü (daha sonra kral james ii) tarafından kurulmuştu ve john locke da dahil olmak üzere birçok önemli yatırımcısı vardı. (john locke: ingiliz filozof ve doktor, aydınlanma düşünürlerinin en etkili olanlarından biri olarak kabul edilen ve yaygın olarak "liberalizmin babası" olarak bilinen (daha sonra köle ticareti konusundaki tutumunu değiştirmesine rağmen) kişiydi örneğin.)

    colston'un kraliyet afrika şirketi'ne (1680-1692) katılımı sırasında, şirketin batı afrika'da köle olarak ticareti yapılan ve 19.000'i karayip'e seyahatlerinde ölen 84.000 civarında afrikalı erkek, kadın ve çocuk taşıdığı tahmin edilmektedir. gemilerin çoğundaki koşullardan dolayı, genişletilmiş yolculuklar, gemi mürettebatının ölüm oranlarını, genellikle benzer ve bazen de köleler arasındaki ölüm oranlarından daha fazla etkiledi. köleler, tütünlerinde ucuz işgücü için yetiştiricilere satıldı ve giderek artan bir şekilde, iklim batı afrika'daki anavatanlarının iklimine benzediğinden, afrikalıları kendi ülkelerinden daha uygun hale getiren şeker tarlaları giderek daha uygun olacaktı. köleleştirilmiş afrikalıların bakımı, britanya'dan kasıtlı hizmetkârlara veya ücretli emekçilere göre çok daha ucuzdu.

    colston'un ebeveynleri bristol'e yerleşmişti ve 1682'de bristol corporation'a kredi verdiler, ertesi yıl tüccar venturers derneği'nin bir üyesi oldu. 1684 yılında kardeşinin ticaretini small street'te miras aldı ve st peter kilisesi'nden köleler tarafından üretilen şekeri naklederek st peter kilisesi şeker rafinerisine ortak oldu. ancak colston, hiçbir zaman yetişkin olarak bristol'da yaşamıyordu, londra işini 1708 yılında emekli olana kadar surrey'deki mortlake'den devam ettiriyordu.

    köle ticaretine ve köle tarafından üretilen şekere dahil olmasından doğan servetinin oranı bilinmemektedir ve daha fazla kanıt ortaya çıkarılmadıkça sadece varsayım konusu olabilir. bu gelirin yanı sıra, yukarıda belirtilen normal emtialardaki ticaretinden, para ödünç verme ve büyük olasılıkla diğer dikkatli finansal işlemlerden de para kazandı.

  • küçücük çocuk haddini bilip işine bakacak o zaman. sırf ortalığı karıştırmak için salak salak konuşmayacak. ortada bir provokasyon var yapanın ceza bile alması lazım.

  • kiz cocugu, babasi calisirken onu mutlu etmek icin ulasabilecegi ve favorisi olan "bal" ikram etmek istemistir. cunku bal mutluluktur, yiyen kisi akilli olur, saglikli olur. kiz bunu ogrenmis ve kabul etmistir.

    - sana bal getirdim. calisirken enerji verir.
    + tesekkur ederim kizim. ama cok tatli olacak. masada birak, sonra yerim.
    kiz bali birakmadan gider. ben "uzdum mu" diye dusunurken elindeki balla tekrar gelir;

    - baba, senin icin tuz ekledim. artik tatli degil. yiyebilrisin.

    ikinci kez negatif cevap veremeyecegim icin "tuzlu bal" yemeye basladim. kendi istegimle yiyecektim ama kizimin "problem cozuldu" algisi, kendi elleriyle bana tuzlu bal yedirmesi icin yeterliydi. tam olarak nasil bir yuz ifadem oldu bilmiyorum. kizim ne gorduyse yeni bir teklif geldi;

    - cok tuzlu olduyse seker ekleyelim mi?

    (ekledik. tuzlu sekerli bal yedim)

    * kizim 4 yasindayken.

  • tartışmak için yanlış mecra. buradaki tüm erkeklerin boyu 1.90 dan, çükü 20 santimden uzun.

  • (#134798508) no'lu entry'me gösterdiğiniz ilgi için teşekkürler:)) bu kadar çok mesaj alınca ben de devamını bekletmeden yazayım dedim.

    part 2.
    -arielle vandenberg (2011-2014)
    evet en son alex, alexa ile ayrılmış ve arielle ile sevgili olmuştu. :)
    öncelikle arielle'den bahsedelim. arielle aslında oyuncu ama o dönemler vine fenomeni olmuştu. (şimdi de love island sunuculuğunu yapıyor. bana hitap etmeyen bir mizah anlayışı olsa da instagram'da epey takipçisi var, influencer falan.)
    sanırım alex ile daha önceden arkadaşlarmış zaten, geçen yıllarda 2007'den fotoğraflarını paylaşmıştı. 1 2
    alexa ile ayrıldıkları duyulduktan iki gün sonra alex, yeni saç kesimiyle onun için yazdığı she's thunderstorms'u söylerken "i've been feeling foolish" olan şarkı sözünü 40. saniyede "i was feeling foolish" olarak değiştiriyor.
    sırasıyla suck it and see, evil twin ve black treacle klipleri çıkıyor. kliplerde matt helders ve o zamanki nişanlısı breana helders ön planda. daha sonra ocak 2012’de r u mine videosu çıkıyor ve alexa chung ile başlayan kız arkadaşı klipte oynatma geleneği arielle ile devam ediyor.
    şubat 2012'de havaalanında görüntüleniyorlar.
    2012-2013 ful onunla beraber.
    cadılar bayramı'nda florence and the machine olmuşlardı hhddhdhd
    2013 eylül'e geldiğimizde am albümü dönemi başlıyor ve aşırı popüler olmaya başlıyorlar. arielle de vine fenomeni oluyor. bu dönem alex'imizin en yakışıklı olduğu dönem olabilir. :) arielle sosyal medyadayı çok aktif kullanan biri olduğu için bol bol fotoğraf paylaşıyor. 1 2 3
    e peki alexa'ya ne oldu? bu konu hakkındaki genel düşünce şu: alexa chung zaten ilişkide baskın olan taraftı, erkek arkadaşını upgrade etmek istedi, ayrıldı ondan. ingiltere'de alexa'yı yeteneksiz ve sürekli ilgi odağı olmaya çalışan bir kız olarak görüyorlar aslında. 2013'te kitabıyla falan da baya dalga geçilmişti. 2013'e kadar birkaç ünlü erkekle de dedikodusu çıktı. (theo hutchcraft,chris martin, albert hammond jr,jared leto)
    ayrıldıktan sonra alex'in etrafta salak olacağını düşündü ama tam tersi oldu. daha cool gözükmeye başladı, arielle ile sevgili oldu, albümüyle de dünya çapında başarı elde etti.

    am albümünü incelersek do i wanna know mesela bir ayrılık şarkısı. bu röportajda 11:30'da özellikle bir kişi hakkında mı sorusuna "evet" diyor :)

    knee socks diyince akla alexa chung gelir zaten, alex ile beraberken'de giyerdi.

    fireside yine bir ayrılık şarkısı.
    "like in my heart there's that hotel suite and you lived there so long,
    it's kinda strange now you're gone"

    gelelim en tartışmalı olan arabella'ya. arkadaşlar isim benzerliğinden dolayı bu şarkı yıllarca arielle hakkında diye düşünülse de geçen sene matt'in eski eşi breana, arabella'ya gönderme yapan bir instagram yorumuna "bu şarkının kim hakkında olduğundan emin misin?" minvalinde bir şeyler yazarak arielle hakkında olmadığını doğruladı. zaten şarkıda anlatılan kızla arielle'in alakası bile yok. ama alex ile birlikteyken öyleymiş gibi davrandı. kendisi şu an böyle giyiniyor mesela. tarzı ve dinlediği şarkılar daha çok pop, tiktok şarkıları vs. ama alex ile birlikteyken sürekli alex şarkılarında ondan ilham alıyormuş gibi takılıyordu, knee socks falan paylaşıyordu shssgsgs.

    şarkı sözlerine bakacak olursak:

    "arabella's got some interstellar-gator skin boots" bu fotoğrafı alex çekmişti
    "and a helter skelter 'round her little finger and i ride it endlessly" 1.05
    "she's got a barbarella silver swimsuit" alexa barbarella hayranı.

    "arabella's got a seventies head
    but she's a modern lover" alexa'nın tarzı 60'lar 70'lerdir, bolca jane birkin ilhamlıdır hatta ona özeniyor baya.

    "that's magic in a cheetah print coat
    just a slip underneath it i hope
    asking if i can have one of those
    organic cigarettes that she smokes" 1 2

    bu arada arielle'in doğum gününde konserde "this one's for arielle" demişti shdhsh
    neyse şarkının ilhamı kimdir sorusunun cevabı size kalmış artık.

    alexa ile ayrıldıktan sonra ilk kez eylül 2013'de gq awards'ta konuşmuşlar, fotoğrafları çıkmamasına rağmen.

    bu sırada alexa'nın kitabı it çıkıyor. kitapta kalp kırıklığıyla ilgili bir bölüm var.
    "kalp kırıklığı ile ilgili sorun, kalbiniz kırıldığında kimsenin size yardım edememesidir. hiç kimse ve hiçbir şey. senin gibi hisseden bir karakter arayıp tek başına izlediğin filmler değil, yatağının yanına koyduğun bardaklar ya da viski şişeleri ve kesinlikle instagram değil. instagram'da “mutlu” göründüğünüz fotoğraflarınızı yayınlamak tüm çabanıza rağmen kırılan kalbinizi onarmayacak. instagram'a ne zaman sahte mutlu bir fotoğraf eklesen bir peri ölüyor. "

    "kendinize doğru filtrenin fevkalade gurur verici olabileceğini ve muhtemelen o kızın gerçek hayatta o kadar iyi görünmediğini hatırlatmalısınız."

    "garip bir şekilde, kırık bir kalp fiziksel olarak acıtıyor. göğsünüzde biri oturuyormuş gibi ağır geliyor."

    "hayatımın en kötü zamanında duyduğum en güzel şey şuydu: kızınızın kalbi kırıldığında ona ne söyleyeceğinizi bilmek için kalp kırıklığı yaşamanız gerekiyor.
    ben alexa chung ve bir gün bir kızım olacak ve ona ne söyleyeceğimi bileceğim. ben diyeceğim ki: kimse hayatı kalbi kırılmadan yaşamaz ve bir gün sen uyanacaksın ve her şey yoluna girecek.
    o günün gelmesini sabırsızlıkla bekliyorum."

    kitapta şöyle bir hikaye anlatıyor bir de: bir gün mick jagger'ın eski sevgilisi marienne faithfull ile bir barda karşılaşmış. ona sormuş böyle bir ayrılığı nasıl atlattın diye. o da demiş ki "“dahhhling, you can’t believe the lyrics.”

    21 eylül'de guardian'da alexa'nın röportajı yayınlanıyor. "she and al, as she calls him, are still friends. 'oh yeah, he's my best friend,' she says quietly."

    neyse sonra 2014'e girerken arielle yine alex ile fotoğrafları yayınlıyor. hatta ocak'ta alex'in doğum gününde arkadaşlarıyla beraber kayak tatiline gidiyorlar. ama tatil dönüşü alex arielle'den ayrılıyor. arielle instagram'a ara veriyor. 2020'de podcast'te anlattığına göre o dönem çok üzülmüş depresyona girmiş çünkü alex ile sonsuza kadar beraber olacaklarını düşünüyormuş. en iyi arkadaşını kaybetmiş. ama aslına bakarsanız alex turner'ın timeline'ında arielle pek de önemli değil. zaten çok zıt karakterler. ayrıldıktan sonra da şarkı falan yazmadı onun hakkında.

    neyse sonra birçok hayran alex'i alexa ile gördüğünü söylüyor ama fotoğraf yok. bu sırada gitarist jamie ve katie'nin düğününe alexa da gidiyor (hepsi çok yakın arkadaş.)

    en sonunda da 2011'den sonra ilk defa 20 haziran 2014'te alex ile alexa'nın fotoğrafları çıkıyor. 1 2
    sonra alexa instagram'da şu yazıyı paylaşıyor.
    şuna baktığımızda alex'in yazısı sanki.

    13 temmuz 2014'te alex, alexa için yazıldığı bilinen she's thunderstorms'u söylemeden önce "i'll play a love song because i love you" diyor. insanlar bunun alexa için olduğunu düşündü (2007'de t in the park'ta tanışmışlardı.). ama seyirciye de söylüyor olabilir (daha önce suck it and see'den önce de yapmıştı.).

    ve en sonunda 31 temmuz 2014'te (ayrılıklarından tam 3 yıl sonra) alexa bir arctic monkeys tişörtüyle görülüyor.

    7 ağustos 2014

    7 eylül 2014

    işte bu dönemde alex bu kadar başarılı olunca alexa'nın onunla tekrar barışmak istediğini, 2014'ün sonuna kadar da beraber olduklarını söylüyorlar ama ne kadar doğru bilemeyeceğim.

    2015'e geldiğimizde ise yeni the last shadow puppets albümü için alex tekrar miles kane ile bir araya geliyor. ve bu sefer ortaya taylor bagley ile çıkıyor. bu arada fark ettiyseniz kızlar arasında hiç zaman farkı yok. adam 18 yaşından beri sürekli ilişki içinde. sanırım alex kendini bu şekilde mutlu hisseden bir insan ya da yalnızlıktan korkuyor ahshdgdg

    neyse. bu part da burada bitsin. aslında iki part yapacaktım ama çok uzun oldu. bundan sonra yine bir sürü olay var taylor-louise olayları, arada tekrar alexa ile görüşmeleri vs ama dediğim gibi çok uzun oldu yazar mıyım bilmiyorum. belki çok istek gelirse yazarım dhdgsgs. şimdilik son.

  • aynı durumu ben de yaşadım. 33 yaşında, lösemiden hayalleri olan kardeşimi kaybettim.

    4 yıl filan da beklemeden yengemi birinci senesinde dertleşmek için yemeğe çıkardım. haddim olmasa da beni seviyorsan söz ver, devam edeceksin diye söz aldım. ertesi sene nişanlandı, sevebileceği bir insan denk geldi ve gördüğüm kadarıyla da çok mutlu. instagram'da her fotoğrafına olmasa da onun mutluluğundan ailecek mutlu olduğumuzu belli eder arada bir kalp bırakırım.

    insanların mutlu olmasından mutlu olanlardan olabilirseniz, dünya çok güzel bir yer olabilir.