hesabın var mı? giriş yap

  • okul müdürü ve müdür yardımcıları derslerde sınıfları gezip arama yapmaktadırlar.müdür yardımcılarından biri sınıfta sigara paketi bulur.sigara paketi marlborodır.içini açıp sigaralara bakan müdür:
    -fakir piçler marlboro paketine l&m koymuşlar.neyin peşindesiniz lan siz?

  • afrika kökenleri insanların kullanması şekillendirmesi zor saç tiplerine buldukları çözümlerden biridir. box braid , twist, micro braids gibi çeşitleri var. twist'i de kalın veya ince ayrımlarla yapmak görüntüsünü çok farklılaştırıyor. * ayrıca box braids'i de ucu kapalı veya ucu açık şekilde ördürmek mümkün. fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere kısa saçlar uzayabiliyor, benim gibi uzun saçtan sıkılıp kestirmek istemeyenlerse örülürken kısalan saçları sayesinde kestirmeden kısa saç* kullanabiliyor. saçın boyunu değiştirebilmenin yanında yine boyatmaya gerek kalmadan farklı renklerde ek saç seçilerek saçın rengi de değişebiliyor.

    kullanması inanılmaz rahat. haftada maksimum 2 kez kremsiz şampuanla yıkanıyor ve saçın yağlı olduğu hiç belli olmuyor, en güzeli de hiçbir şey yapılmadan da saç her zaman bakımlı duruyor. en fazla 10 dakika içinde ise çok güzel modeller yapmak mümkün. bir kaç kullanım önerisi olarak buraya bakılabilir.

    kötü yanı ise normal saç kadar çabuk kurumuyor ve örüldüğü ilk günler ayrım yerleri doğal olarak kare kare gözüküyor ama 4-5 gün içinde o görüntü kaybolduğundan problem yaratmıyor. geç kuruması ise yaz olduğu için bana hiç sıkıntı vermedi.

    örgünün yapımı*normal örgüden farklı değil aslında ama çok emek isteyen bir iş ve iyi ayrılıp doğru oranda ek saç eklenmezse saçların dökülmesine sebep olabiliyormuş. saçım örülürken ören kişinin hızından parmaklarını takip edemediğim halde 7 saat sürdü yapımı.

    saça zarar vermiyor hatta saçı yanan hatunlara saçın kendini toplaması için afrika örgüsü öneren kuaförler varmış. son olarak yazın kullanım süresi terleme, daha sık yıkama ihtiyacı, deniz havuz vs yüzünden daha görece daha kısa olmakla birlikte ortalama 3 ay kullanılabiliyor.

    edit: çok sık sorulan iki soruyu buraya eklemek istedim.

    1- açılınca ne oluyor? zor mu kolay mı? saça zarar veriyor mu? nasıl açılıyor vb.

    açması uzun sürüyor, iki kişi 3 saatte açtık. diplerden uzayan yerler biraz keçeleşmişti fakat krem ve saç açıcı spreylerle az bi uğraşla sorunsuz taradım. ilk etapta elinize çok fazla saç geliyor, saçım kalmadı diye korkmayın. onlar kullanım süresi boyunca doğal olarak dökülmesi gereken fakat dipten kopup örgünün içinde kalan saçlar oluyor. ben ördürmeden önce saçlarımı her açıdan fotoğraflamıştım, örgüleri açınca da aynı dolgunluktaydı, doğal olarak biraz uzamışlardı ve örülürken kırıklar örgülerden fırladığında kesildiği için daha sağlıklı gözüküyordu.

    2- şu şehirdeyim nereye yaptırayım? nereye yaptırdın? fiyat ne kadar?

    izmir için ben kargart'ta yaptırdım, fiyat kullanılan renk, uzunluk vs gibi değişkenlere bağlı olarak artıp azalıyor. örgülerinden çok memnundum, yapan arkadaş sonraki süreçte de çok ilgili idi. gönül rahatlığı ile tavsiye edebilirim o sebeple. diğer iller içinse maalesef hiç bir bilgim ve deneyimim söz konusu değil.

  • kaplumbağayı bir türlü evrimleştirememiş teoridir. o nedenle kaplumbağayı tanrı yaratmıştır.

    gülmeyin öyle:)

  • urfa civarlarında bulunan, üzerinde milattan öne on binli yıllardan kalma bazı yapıların ve kabartma sanat eserlerinin bulunduğu tepe.

    - tepe üzerinde devasa boyutta taşlar ve bu taşların üzere işlenmiş bazı sanat eserleri bulunuyor.
    - yakınlardaki taş kaynaklarının uzaklığı ve işlenmesi için gerekli insan gücü düşünüldüğünde bu anıtların yapılması için bin kadar insan çalıştırılması gerektiği tahmin ediliyor.
    - bu sayıdaki insanın böyle bir işte çalışması için bölgeye yakın bir yerde konaklaması gerekir.
    - bu kadar çok insanın bölgeye yakın bir yerde konakladığına göre bu kişilerin bir şekilde beslenmesi gerekir.
    - bir arada bulunan bu kadar çok insanı toplayıcılık ya da avcılıkla doyurmak mümkün değildir.
    - binlerce farklı yabani buğday türü üzerinde yapılan çalışmalar bu bölgede kendiliğinden yetişen buğdayın genetik yapısının bugün tarımda kullandığımız ekilebilir buğdayla neredeyse aynı olduğunu gösteriyor.
    - insanın mağra duvarlarına resim çizmekten vazgeçmesi başka bir deyişle avcılık ve toplayıcılık üzerine kurulan mağra yaşamını terketmesi bu anıtın yapımıyla aynı yıllara rastlıyor.

    özetle: insanın muhtemelen ilk kez tarım yaptığı, yerleşik hayata geçtiği, mağra duvarlarına resim çizmekten ziyade, sistematik bir biçimde sanat yapmaya ve kültürel birikim oluşturmaya başladığı yer, başka bir deyişle ilk "uygarlık"'ın kurulduğu yer ülkemiz toprakları içinde.

    peki biz ne yapıyoruz?

  • arkadaşlar, ben bu kızı okuldan tanıyorum. kendisi kolej mezunu ve ailesinin durumu iyi. üstelik okula dereceyle girdiği için, lisans boyunca aldığı burslarla beşiktaş’ta tek başına eve çıkacak ve her gün zara’dan aldığı kıyafetlerle blogger gibi çekim yapacak kadar parası olan bir kadın.üstüne üstlük paris’te bir arkadaşıyla eve çıkacak kadar parası olan ablamız mubi’de işe başladığını ilan etmiştir. berlin film festivali’nde bir sürü filme gidebilmekte ama ne hikmetse 500 euroyu toplayamamaktadır. kendisini ve bağışçılarını tebrik ediyorum.

  • ve yine aynı sene süper kupayı şampiyonlar ligini şampiyonu dandik takım real madridi yenerek almıştır. bunlar hep şans arkadaşlar ya karşısına gerçek takımlar çıksaydı...

  • 1966'da brezilya'da meydana gelen tuhaf ve açıklanamayan bir olay: kurşun maskeler vakası!

    20 ağustos 1966'da uçurtma uçuran genç bir çocuk, brezilya'nın rio de janeiro kentindeki vintém tepesi'nde miguel josé viana ve manuel pereira da cruz'un cansız bedenlerini buldu. her iki adam da resmi kıyafetler ve güneş gözlüğüne benzeyen maskeler giymiş halde yan yana yatıyordu.

    merhumların taktığı tuhaf maskeler nedeniyle "kurşun maskeler davası" olarak bilinen olayda, yapılan detaylı otopsilerde herhangi bir travma, fiziksel mücadele ya da şiddet izine rastlanmadı. biyolojik sistemlerinde herhangi bir zehirli madde bulunmadı ve ölüm nedenleri resmi olarak belirlenmemiş olarak kaldı.

    araştırmacılar cesetlerin yakınında boş bir su şişesi ve iki ıslak havlunun yanı sıra şifreli bir mesajın bulunduğu bir not defteri keşfetti: ilk sayfada elektronik malzemelerin ve yedek parçaların bir listesi vardı, ikinci sayfada "pazar günü, yemekten sonra bir tablet; pazartesi, sabahları aç karnına bir tablet; salı günü bir tablet yemekten sonra; çarşamba günü yatmadan önce bir tablet" yazıyordu. üçüncü ve en gizemli sayfa ise "16:30'da belirlenen yerde ol. 18:30'da kapsülü yuttuktan sonra etki sona erene kadar metalleri koru ve maske sinyalini bekleyin."

    mesajda bir buluşma zamanı, kapsüllerin yutulması ve kurşun maskelerin kullanılması belirtilirken, merhumların bu maskeleri neden ve hangi amaçla taktıkları hala bilinmemektedir ve bu gizemli olay hakkında çeşitli teorilerin ortaya çıkmasına yol açtı: gizli bir ritüele veya dini törene katıldıkları, psişik güçler denedikleri, dünya dışı varlıklarla iletişim kurmaya çalıştıkları, merkezi sinir ve beyin sistemini değiştirerek algıda, ruh halinde değişikliklere neden olan psikotropik madde testi uyguladıkları veya yasadışı faaliyetlere ya da gizli bir toplantıya katıldıkları teorileri üretildi.

    yerel yetkililerin soruşturmalarına rağmen çözülemeyen dava, komplo teorisyenlerinin ve çözülmemiş gizemlerle ilgilenenlerin dikkatini çekmeye devam ederken, viana ve pereira da cruz'un ölümlerinin ardındaki sır perdesi bir gizem olmaya devam etmektedir.

  • bütün italya'nın birbiriyle flört etmesi..

    ya da ben çok gerikafalı acayip bağnaz filan olduğum için bana öyle geldi..

    yaya geçidinden karşıya geçen kadına, otobüs şöförü yol verdi diye, teyze adama öpücük attı..
    bildiğin teyze, bildiğin otobüs şöförü ve bildiğin öpücük..

    süpermarket kasasında, kasiyer çocukla bi kadın 15 dakika gülüşe oynaşa fingirdeşe konuşurlarken, biz de arkasında 20 kişi ip gibi dizilip sıranın bize gelmesini bekledik.. kimse de sesini çıkarmadı.. ben de misafirim diye sesimi çıkarmadım..
    neden kimse sesini çıkartmadı peki?!
    çünkü sıra kime geldiyse o da kasiyer çocukla gülüştü.. fingirdeşti..

    makarna yemek için girdiğim self-servis bi lokantada, makarna tezgahının arkasındaki çocuğa "hangisini önerirsin?" dedim..
    "hiç biri senin kadar güzel değil :)" dedi..
    makarnamı aldım, okşanmış gururumla arkamı döndüm masaya gidicem, benden sonra gelen 110 kiloluk, 50 yaşlarında adama da aynısını söyledi..

    yani; otobüs şöförü teyzeye, teyze kasiyer çocuğa, kasiyer çocuk adama sonra hepsi uşağa..
    böyle bi ortam..
    aklım gitti bi haftada..

    bütün ülke ihtiraslı bi aşk yaşıyo valla..