hesabın var mı? giriş yap

  • erbakan zammıymış. %100 de zam verseler oy moy yok.

    oyunu parayla satan, her şeyini satar. her şeyini.

  • iş gorüşmesi için gazeteden telefonunu aldıgım şirketi arayınca:

    - iyi günler, iş ilanı için arıyorum ben
    - evet, ben yardımcı olayım.
    -.....
    -.....
    (buralar kısa bir öngörüşme ve adres alımıyla geçti)

    - isterseniz şimdi gelebilirsiniz gorüşmeye
    - tamam geliyorum, birşey lazım mı gelirken alayım (evet aynen böyle dedim)

  • casablanca filmi, bu projeye dahil olmuş ekip için cehennemden gönderilmiş bir proje idi. o dönemde, warner brothers şirketini yöneten jack warner, casablanca filminin büyük bir fiyasko ile sonuçlanacağını söylerken, filmin aktörleri ise proje sürecinin işkenceden farklı olmadığını anlatıyordu herkese.

    casablanca projesi, warner brothers şirketinde yapımcı olarak çalışan hal wallis’in “everybody comes to rick’s” adlı bir senaryoyu 20 bin dolara alması ile başladı. hal wallis, bu tiyatro oyununu, film haline getirmek için hemen çalışmalara başladı. wallis, ben-hur filminin yönetmeni olarak tanıdığımız william wyler’i yönetmen olarak projeye dahil etmek istiyordu ama anlaşamadılar. böylece, wallis, macar bir yönetmen ile anlaştı: michael curtiz.

    tiyatro oyununu, filme adapte etmek için, wallis, harika diyalog yazım sitili ile iyi bilinen julius ve philip epstein ikizlerine bu işi verdi fakat epstein kardeşler, senaryonun 3’de birini yazıp, başka bir proje için işi bırakmak zorunda kaldı. wallis, bir dolu yazarı projeyi bitirmeleri için işe aldı.

    bütün bu talihsizlikler içinde, sıra aktör seçimine geldi. hal wallis, o dönemin en meşhur kadın oyuncularından biri olan ann sheridan’i istiyordu ama onunla da anlaşamadılar. bu nedenle, ismi daha duyulmamış aktris ıngrid bergman ile anlaştı. bütün bunlar olurken, hal wallis, jack warner ile kimin başrolde oynayacağı tartışması içindeydi. warner, rick rolünü oynaması için george raft’i istiyordu. wallis ise humphrey bogart’in başrolü oynaması için ısrarlıydı. wallis, bu tartışmayı kazanan kişi oldu.

    humprey bogart ve ıngrid bergman, film setinde, öğle yemeği molalarında, bu projeden nasıl çıkabilecekleri konusunda birbirlerine akıl veriyorlardı. onlara göre, filmin konusu inandırıcı; diyaloglar ise ilham verici değildi. hatta rezil olmamak için, film galasına bile katılmamayı düşündüler.

    film çekimi devam ettiği halde, film setine her gün yeni senaryo sayfaları gönderiliyordu. filmin belirli bir sonu yoktu ve bu nedenle, hal wallis, iki değişik son çekmeye karar verdi. ilkini çektiler ve film çekimlerine son verdiler. diğer alternatif sonu çekmemelerinin nedeni, ilk çekimde çıkan sonucu beğendikleri için değil, film için ayrılan bütçenin bitmesi nedeniyleydi.

    max steiner, filmin müziklerini yazan kişiydi. max steiner, film çekimlerinin son günü, herkesin çok iyi bildiği, filmin en popüler şarkısı olan “as time goes by” şarkısından nefret ettiğini ve başka bir şarkı ile değiştirmek istediğini söyledi. wallis, bu teklifi kabul etti. bugün herkesin çok iyi bildiği, filmin en meşhur sahnesini yeniden çekmek için ıngrid bergram ile temasa geçtiklerinde bunun çok geç olduğunu anladılar çünkü, bergman, başka bir film projesi için saçlarını çok kısa kesmişti. istemedikleri halde, filmin konusu içinde büyük bir yer kaplayan bu şarkı ile devam etmek zorunda kaldılar.

    kimsenin, ona ve filme inanmaması, her şeyin planlanmayan bir şekilde gitmesi, istediği yönetmene, aktriste sahip olamaması, senaryonun apar topar yazılması ve istenilen yazarların işi bitirmemesi, set içindeki engeller, bütçe yetersizliği gibi daha bir çok şey, hal wallis’in vizyonundan ve projeye olan inancından hiçbir şey kaybettirmedi. bu proje, onun itibarini zedeleyebilecek büyük bir riskti.

    oscar adayları açıklandığında, casablanca, 8 kategoride oscar adayı gösterildi. 1942 oscar gecesi, 3 büyük oscar’ı kazandı: en iyi film, en iyi yönetmen ve en iyi senaryo. o günden bu güne, casablanca, gelmiş geçmiş en iyi filmler arasında yer alır. ve bu başarı, hal wallis’in aldığı risk sonucu gerçeklesen bir başarıdır.

  • bu katil velet müebbet alsa en azından 60 yıl vergilerimizle beslenecek yiyecek içecek ısınacak. onun yerine bu ve bunun gibi mahlukatlar ya nükleer tesislerde atık bölümüne verilsin, derin madencilikte zincirle bağlanıp çalıştırılsın, veya idam edilsin organları ihtiyaç sahiplerine gitsin leşi de bilimsel araştırmalarda kullanılsın.

  • tam hali şu şekilde:

    biz osmanlı torunu değiliz, osmanlı'nın sömürdüğü yoksul köylülerin torunuyuz.

    altına imzamı atarım.

    bu milletteki saray sevdası anlaşılan genetik bir hastalık.

  • " oglum korkaklar hiçbirşeye sahip olamazlar, olsalar da tadını çıkartamazlar. korkma..."

    yıl 2000. lise 1 deki sevgilimin eski manitası ve arkadasları tarafından tartaklandıktan sonra.