hesabın var mı? giriş yap

  • başlık: vejeteryanım karpuz keseceğim

    1. allah kabul etsin diyorum. zaten zor bulduk karpuzu

    2. kabuğunu türk hava kurumuna ver piç

  • arkadaşlar ciddi anlamda ben böyle depremi nadir yaşadım diyebilirim. tahmini büyüklük 5.2 falan.

    edit: lan benim gibi jeoloji mühendisine kurban olun. deprem büyüklüğünü hissiyatımla ondalıklı bildim anasını satayım.

  • dışarıdan bakana zormuş gibi görünen, ama koşullar oluştuğunda kendiliğinden yağ gibi kayarak geçiş yapılan seçimdir.

    bakışın sahte, gülüşün yalan, tenin anlık, ruhun ulaşılmaz olduğu bir zaman kesiti denk gelir. dostlukların ne kadar kolay vazgeçilebilen şeyler olduğu, düşmanların bile umursamaya değmeyecek şeyler olduğu dank eder. insana ait her şeyin gereğinden çok, gereğinden kolay, gereğinden ucuz ve gereğinden uçucu olduğu gerçeği surata çarpar ve bütün bunların acıtmak şöyle dursun rahatlattığı farkedilir. bir ay, bir hafta, bir gün, bir dakika önce peşinden koşturulan her tür insan ve onlara ait her şey 'istemez kalsın' statüsüne geçer ve bu, insana önce garip sonra çekici gelen bir güç duygusu verir. o zamana kadar hayatın ve varoluşun tanımı olmuş pek çok şey gülünç, grotesk ve saçma hale gelir ve o ana kadar arkasından yetişilmeye çalışılan dünya bir anda ayakların altına girer. 'vazgeçebileceklerin sana, sense vazgeçemeyeceklerine aitsindir' kuralının farkına varılan an budur.

    o anı yaşayana, geçiş inanılnaz derecede kolaydır. vazgeçilen her şeyin bıraktığı boşluğu bağımlılık yaratan bir güç duygusu doldurur. geçmiş zamanda kovalanan, artık kovalayan olur, bağlama sözlerinin yerini alay etme alır, kazanma ve kaybetmenin tanımları değişir, ve dünyayı hiç umursamadan seyretmenin keyfi, kişinin benliğini mutluluk veren bir işgalle ele geçirir.

    tercih edilmiş yalnızlığın verdiği mutluluk ve tatmin duygusundan vazgeçmek imkansıza yakın derecede zordur. her insan için dünyada tek olan çok özel olan başka bir insan denk gelmesi, seçilmiş yalnızlıktan feragat etmenin tek yoludur, başka hiç bir şey bu yoldan çevirecek güce sahip değildir.

  • uzun zamandır ağır bir mobbinge maruz kalıyorum, bir süredir de istifa etmeyi düşünüyordum, nihayet son gün yaşanan seviyesiz saçma sapan kavga sonucu yeter artık diyerek yaptım.

    çok büyük bir rahatlama hissettim, tıpkı yeniden nefes almak gibiydi, meğerse yavaş yavaş tükeniyormuşum, hâlâ üstümde bir gerilim var sanki yüksek gerilim hattına tutulmuş gibi. şimdi bu stres ve gerilimden arınıyorum, her günü bir öncekinden daha çekilmez yapan, sizi canından bezdiren bir yerde vakit kaybetmeye gerek yok.

    edit: hede düzeltmesi.

  • büyük ikramiye çıkan biletle ilgili yapılan açıklamadır. açıklamaya göre ikramiye çıkan 4 çeyrek biletten 3 tanesi satılmamış ve 75 milyon lira varlık fonu’na devredilmiş.

    varlık fonu’nun başkanı bileceğiniz üzere cumhurbaşkanı. ikramiye yine reyize çıkmış.

    --- spoiler ---
    merhaba, 31 aralık perşembe günü gerçekleştirilen milli piyango özel yılbaşı çekilişinde 100 milyon tl’lik büyük ikramiye bir adet çeyrek bilete isabet etmiştir. satın alınmamış olan diğer 3 çeyrek biletin ikramiye tutarı türkiye varlık fonu'na kalmıştır. mutlu yıllar dileriz.
    --- spoiler ---

    kaynak: https://twitter.com/…tatus/1344772556717490178?s=21

  • (bkz: #155451204)

    ben satıcıya bütün detayları sordum ev alırken. duvarı, camları, tesisatı, temeli...sordum ama adamın dediklerinden hiçbir şey anlamayacağımı bilerek sordum. bir umut belki bir şey bildiğimi sanır da beni kazıklamaz diye. anlattılar da anlattılar, doğal olarak ben hiçbir şey anlamadım. debe entrisindeki teknik terimleri anlamadığım gibi.
    hayır, araştırsan da öğrenemiyorsun. bir internet sitesinde başka bir şey diyor, diğer sitede başka bir şey. standardı bulmak samanlıkta iğne aramak gibi.

    alıcıyı kazıklamak o kadar kolay ki. bir müteahhit, inşaatında yazarın dediklerini yapmadığı halde ben sorduğumda yapmış gibi anlatsa ben gerçekten yapıp yapmadığını nereden bileceğim? "arada argon gazlı double cam" kullandım dese, falanca izolasyon malzemesi kullandım dese bunu doğrulamak için yapabileceğim hiçbir şey yok ki. projeyi alıp baksam ondan da anlamayacağım.

    satıcı ahlaklı olacak, satıcı. alıcı bilemez. keşke cümlenin burasına bir virgül atıp "bilmesi de gerekmez" de diyebilsem. ama bu ülkede bunu diyemiyorum. kazıklanmamak için her bok hakkında bir miktar bilgimizin olması şart gibi bir şey.

    en basitinden, lastikçiye gidiyorum; "fren balataları bitmiş, teker oluk derinliği bilmem kaç olmuş, değişmesi lazım" diyor. ben şimdi balataların gerçekten bitip bitmediğini nereden bileceğim? tekerlerin değişim zamanın gelip gelmediğini nasıl anlayacağım? lastikçiye giden herkes tekerler, balatalar, jantlar hakkında araştırma yaparak mı gitmeli?

    yazar güzel demiş ama, ahlaksız bir müteahhidin bir alıcıyı kandırması kadar kolay bir şey yok. buna engel olması gereken de devlet.
    devlet, alıcı her halt hakkında bilgi sahibi olmak zorunda kalmasın diye var. standart belirleyecek, denetleyecek, uymayanlara ağır cezalar getirecek. toplumun azımsanmayacak bir kısmının ahlaki ve vicdani yetmezlik yaşadığı bir yerde en ufak detaylara bile standart getirecek. "yalıtımı şu malzemeyle yapacaksın, şu kadar kat izolasyon yapacaksın, boyanın şu özellikleri olacak, temel şöyle olmak zorunda... her aşamasını gelip denetleyeceğim" diyecek.

    devlet bunları demediği için de alıcılar müteahhitlerin insafına kalıyor işte. benimki boş istek biliyorum. bırak evi, daha araba piyasası kara borsacıların elinde. arabaların ikinci elinin, sıfır fiyatını geçtiği ülkede kurduğum hayallere bak benim de.

  • görücü usulü ile doğal seleksiyonun önüne geçilip, aşk çocuklarının doğmasının engellenmesidir.