ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
muharrem ince 15 temmuz gecesi neredeydi
-
15 temmuz gibi sıcak bir yaz gecesinde kalın deri montuyla...
fotoşop yaptınız bari tshirt lü yapın dedirtmiştir.
zinanın bug'ını bulan çarşaflı abla
-
(bkz: lut lut atıyor kavmim)
debe editi: yeni yıl arifesinde lösev'e destek olmak isterseniz "bağış" yazıp 3406'ya yollayabilirsiniz. (1 sms bedeli 50 tl'dir.)
ahbap'a destek olmak isterseniz.
tüm zamanların en başarısız kız düşürme repliği
-
işyerinde ilk gun hatunun elinde uzerinde 2010 yazan ve uzay figurleri olan kitap görülür. içimden 2001*'i herkes bilir de bu hatun 2010'u okuyorsa "tam benim kafadan" diye geçiririm.
-2001'i mi daha cok begendin 2010'u mu?
-anlamadim..
-arthur c. clarke'in kitabi degil mi su?
-yoo, 2010 yili ajandasi
anne kızlık soyadınız en az 1 rakam içermelidir
-
annemin kizlik soyismi birgul oldugu icin sallamadigim uyari.
3 ocak 2022 memura %30.5 zam verilmesi
-
yeterlidir yazan var.
sizden bir cacık olmaz
the secret life of walter mitty
-
(bkz: ground control to major tom)
çıkın dolaşın kendi dünyanızda tıkılı kalmayın şu koccaman dünyada yaşayın, tadını çıkarın diyor film. insana yaşadığını hatırlatan bir film, ben stillerın hem oyuncu hem yönetmen olarak en güzel işlerinden. filmde tam da bir doruk noktası voov diye kendinizden geçtiğiniz bir nokta yok ama kendi güzel temposunda duygusallaşıp izliyorsunuz.
--- spoiler ---
ve de walter'ın gittiği yerlerde fotoğraf çekmemesi hoştu bence, sadece gitti ve yaşadı, instagram manyağı olunan şu günlerde böyle hayatın zevkini çıkarıp gerisini düşünmemesi çok güzel, zaten sean o' connell direk söyleyerek de anlamayanların yüzüne vurdu mesajı.
--- spoiler ---
life dergisi film için yeni kapaklar yapmış şuradan ulaşılabilir: life magazine covers that never were
hapishane tuvaletinde silah bulan mahkum
-
ahmet kaya'nın zamanında helada unuttuğu tabancayı bulan mahkumdur.
şimdi taşlar yerine oturdu.
life of brian
-
sarılmak istiyorum koşup kendisine, öyle bir film. uzun zamandır peşine düştüğüm mizahı yüksek dozaj olarak bir anda aldım; sersemledim ve mutluyum. filmdeki göndermeler öyle tadından yenmiyor ki, anlamak bir mesele anlatmak ayrı bir mesele. people's front of judea geyiklerine özellikle bittim, konuşmaktan başka bir numarası olmayan, kendine dermanı olmayan gruplarla bu kadar taşak geçilebilirdi ancak.
keki kabarmayan kadın
-
fırını pişirme derecesinin üzerine çıkarıp iyice ısıtmanız lazım ki, harç sönmesin. ısı, hamurun içine yayılır ve harcı kabartır. siz 180'de pişmesi gerekiyor diye, fırını 180'de tutarsanız, kapağı aç koy derken o ısı zaten 160-170'lere düşüyor. harç da içeride yeteri kadar ısıyı bulamadığı için yükselemiyor. 200'de ısıtıp, keki attıktan sonra dereceyi düşürmek gerekiyor. fan ayarı varsa bir müddet sonra onu da en düşüğe getirip, üzerinin yanmasını engelleyebilirsiniz.
edit: herkes kek uzmanıymış gördüğüm kadarıyla ama pek şeker insanlar :) keki nasıl kabarttığınız inanın umurumda değil, mesaj kutuma yüklenmenize gerek yok. :) kekin kabarmaması ile ilgili birçok sebep var, ısı da onlardan biri sadece. kek, ekmek vs. içerisinde gördüğünüz küçüklü büyüklü gözenekler var ya hani, işte onlar ısının harcın içerisinde dolaşmasından ötürü oluşmakta, ısı faktörü yapbozun parçalarından biri, o kadar. tek koşul bu demiyorum, kabartmak için bunu da deneyebilirsiniz diyorum. kabarmış kekli günler diliyorum. :)
yaran diyaloglar
-
kardeşim babama bağırır.
ben: niye bağırıyosun adama yaa?!
annem: babana adam demeye utanmıyo musun sen!
ben: babacım sana adam dediğim için özür dilerim.
babam: ulan ben adam değil miyim yani?!
ev size mi ait yoksa kira mı
-
ne derseniz diyin cevabı "en güzeli abi" olacaktır.
8 yaşındaki çocuğu evlendirip gerdeğe sokmak
-
organize suc. tek suclusu kesinlikle tecavuzu gerceklestiren kisi degildir. onunla beraber kizin ailesi, olaydan haberi olan herkes ve bu olaya izin veren devlet de sucludur, cezalandirilmasi gerekir.
iş görüşmesine geleceğim deyip gelmeyen işçi
-
iş görüşmesi sonrası, olumlu/olumsuz döneceğiz deyip dönmeyen insan kaynakları kadar normaldir.
(bkz: ne kadar ekmek o kadar köfte)