hesabın var mı? giriş yap

  • "virgülden sonra ‘that’ gelmez gibi formüller uygulanıyordu. bu adaylar arasında adaletsizliğe neden oluyordu” dedi."

    iyi de bunu bilen adam bilmeyenden daha avantajlı olmalı zaten. bilmeyene adaletsizlik oluyor demek de ne demek? sınavın amacı bilenle bilmeyeni ayırmak değil mi zaten?

  • babam bu tür evler için "yanında ahır da veriyorlar mı?" diye sorar. "bu eve bu kadar para veren sığır nerede kalacak?" diye devam eder.
    edit: ağır sıçışı kapanır...

  • bu sertifika altınla korele hareket etmiyor. öyle olsa bankadan altın almaktan daha avantajlı olabilirdi. eğer vadedildiği gibi mart ayından itibaren düşük masrafla karşılığında fiziki altın alınabiliyor olursa, sanırım o zaman daha güven veren bir yatırım aracına dönüşebilir.

    bundan elimde bir hafta kadar tuttum. altın artarken bu yatay gitti, sonra ay sonu kapanışta 40 kuruş birden arttı.

    bu sertifikayla teoride paranızı hisse senetlerinden çıkarırken 2 gün takas süresini beklemeden başka bir yatırım aracına yönlendirebiliyor, böylece lirada olabilecek ani bir değer kaybından da korunmuş oluyorsunuz; ama "teoride". insanlar parasını borsadan çıkarmasın diye düşünülmüş bir enstrüman olduğunu düşünüyorum.

    hepimiz şu vaziyette takılıyor olabiliriz.

  • niye soruyorsun ki?
    geç otur. beğenmiyorsa kendi kalksın s.ktirsin gitsin.

    edit: ulan çok sinirleniyorum böyle tiplere. milyonluk şehirde yanına erkek oturmasını istemiyorsan taksiye bin.

  • ilk madde ülkenin yönetim şeklinin cumhuriyet olduğunu.

    ikinci madde atatürk milliyetçiliğine bağlı, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olduğu.

    üçüncü madde dilimiz, bayrağımız, başkentimiz, istiklal marşımız.

    dördüncü madde ise ilk üç maddenin değiştirelemeyeceği, değiştirilmesinin dahi teklif edilemeyeceğini söyler.

    yukardaki anayasanın ilk üç maddesini korumak mı ? halkı savaşa davet etmek. neye karşı alerjiniz var cumhuriyete mi? dilimize mi? bayrağımıza mı? başkentimize mi? yoksa laik olmamıza mı ?

  • windows uygulamaları:

    (bkz: one quick)mağaza sayfası
    linux'tan aşina olanlar vardır, ekran köşelerine eylemler atamanızı sağlıyor. ilk başta çince bir sayfa gelecek olsa da hemen üst kısımda görünen language kısmından ingilizceye çevirmek mümkün.
    (bkz: quick look) mağaza sayfası
    windows gezgini'nde bir dosyayı açmadan önce boşluk tuşuna basarak önizlemenize yardımcı bir eklenti.
    (bkz: power plan switcher) mağaza sayfası
    güç seçeneklerini, görev çubuğuna açtığı program simgesiyle üzerinden ayarlamanızı ve profiller arasında değişim yapmanızı sağlıyor.
    (bkz: pin files) mağaza sayfası
    başlat menünüze dosya, ağ sayfası gibi bir ton şey sabitlemenize yarıyor.
    (bkz: newsxpresso) mağaza sayfası
    güzel bir rss uygulaması. hazır bağlantıları ve başlıklarıyla birlikte youtube kanalı ekleyebilmeniz de ince düşünülmüş. ancak bilgisayarımı sıfırladıktan sonra verilerime ulaşamamıştım.
    (bkz: xpo music) mağaza sayfası
    resmi spotify uygulamasından daha hafif, daha bol seçeneği olan spotify uygulaması.
    (bkz: poe) mağaza sayfası
    yazarken hiçbir şeyin dikkatinizi dağıtmaması için tam ekran siyah, beyaz ya da gri renkte kuzgun "antetli" sayfa açan ve .txt kaydetmesiyle artı puan alan bir uygulama.

    arama uygulamaları:

    (bkz: panterbars) mağaza sayfası
    tarayıcıda, uygulamada metin seçtiğinizde küçük bir çubuk açıp istediğiniz ağ sayfasında arama yapmanızı sağlayan çok hoş bir uygulama. vikipedi, netflix, reddit vb. birçok site var. olmayanlar için eklenti indirebiliyor ya da bağlantı ekleyebiliyorsunuz
    (bkz: one search) mağaza sayfası
    birden çok arama motorunda tek sorguyla arama yapabilmenizi sağlıyor.

    e kitap - pdf:

    (bkz: bookviser) mağaza sayfası
    epub dosyalarını kitap sayfalarında açan e-kitap okuyucu.
    (bkz: xodo pdf) mağaza sayfası
    pdf sayfalarını siyah renge ya da sepyaya döndürerek okumanıza imkan veren, ayrıca ücretsiz haliyle pdf dosyası içerisinde değişiklikler yaptırabiliyor.

    sözlükler:

    (bkz: tureng sözlük) mağaza sayfası
    gönlünümüzde ayrı yeri olan tureng'imizin, eskilerden izler taşıyan uygulaması.
    (bkz: sidebar dictionary) mağaza sayfası
    (bkz: sesli sözlük)mağaza sayfası

  • acemi veya değil çoğu sürücüyü tırstıran, hatta evinin yolunu değiştirmeye mecbur bırakan sürücü aktivitesi.

    ancak bazen bu aktivite için vites, debriyaj, fren ve hatta el freni dahi yeterli olmamaktadır. çözüm adeta bir herkül gibi arabayı yokuşta kas gücü ile kaldırmaktan geçmektedir.

    true story

    fulya'nın ünlü yokuşlarının birinde kafa kafaya gelinen bir aracın öküz sahibi ile kavga etmekten kaçınan ben, adamla levye savaşına girmektense aracımı kenara doğru çekerek elemana yol verdim. yoluna gitmesini beklediğim kekan yanımdan geçerken saçma sapan sözler söyleyince bastırmaya çalıştığım kroluk damarım kabardı ve ani hareketler ile yokuş aşağı kendimi hafifçe bırakıp ilk sola dönüp ani bir hareket ile tekrar yokuşa verdim burnumu. araç otomatik vites olunca bu tür durumlarda daha rahat oluyor insan. neyse; gaza basmama rağmen aracın kıpırdamaması bir süre sonra dikkatimi çekti. bu bir süre dediğim çok da uzun bir süre değil tabi. el frenini çekip tekrar denedim, sonuç aynı. arkadan gelen beyaz duman ve aracın gazı yedikçe çıkardığı ilginç sesler eşliğinde sağ arka sabit olmak şartıyla sola doğru yönlenmesi durumun anlaşılmasına sebep olmuştu.

    evet, arabanın sağ arka çamurluğu anlık kro reflekslerimin farkına varmamı engellemesinden ötürü kaldırıma takılmıştı ve sağ arka teker hafiften boşa dönmekteydi. yokuşun ortasında çük gibi kalmanın ötesinde yavaş yavaş trafik oluşmakta ve "bu mal bu arabayı nasıl bu hale getirmiş lan?" diye fısıldaşmalar da duyulmaktaydı.

    neyse ki sevgili yokuş trafiği sakinleri çeşitli önerilerini sunmaya başlamışlardı ki benim gözüm yokuşu yavaşça çıkan, duruşuna kurban olduğum, bıyıklı bir amcaya takıldı. asıl fikir kesinlikle ondan gelicekti. olayı çöze çöze çıkıyordu yokuşu. belli ki matematiksel denklemleri ve gerekli kas gücünü hesaplıyordu. tekerin altına taş sokma fikrinin çeşitli sebeplerden ötürü elenmesinin ardından artık yokuşu çıkan amca ile aynı şeyi düşünüyorduk. amcanın da yanıma gelmesi ile gerekli psikolojik desteği yakaladım. hiç konuşmadık. sadece birbirimize baktık. arabaya bindim. kontağı kapattım, vitesi park'a aldım ve el frenini son kez çektim. sonuçta naim süleymanoğlu benim belime geliyordu ve kilolarca ağırlığı "hıpppps" diyip kaldırabiliyordu. bakışlar üzerimde yoğunlaşmıştı ve "yooo yooo saçmalama" dediklerini hissediyordum. sağ arkaya geçtim. amca tatktik vermeye bile gerek duymadan sadece "bismillah" dedi. yaradana sığınıp kaldırdım aracın arkasını. beklediğimden çok daha kolay olmuştu. bunun da gazıyla hepten yüklendim arabanın arkasını ve aracı kaldırımdan kurtarmakla kalmayıp, düzledim de. işte o anda bugün hala fulya'da hatırlanan, ingiliz taraftarların direkte patlayan şut sonrası verdikleri uuuuuuvvvvvvvvv tepkisine benzer bir tepki yükseldi.

    balkonlardan gelen alkışlar eşliğinde bindim arabama ve yokuşu yavaş yavaş tırmanmaya başladım. ancak biliyorum ki o amca olmasaydı, o bana güvenmeseydi bunu başaramazdım.

  • özerlik ilan ettiğiniz yerlere okul, hastane, postane, banka da inşa edin o zaman. kendinize doktor, öğretmen, ebe, postacı, mühendis de yetiştirin ve size baksın. devlet, görevlilerinin hepsini çeksin. ayrıca elektrik üretimi gerçekleştirin de buradan parasız elektrik almayın. onun bunun köpeği olup de özerklik ilan eden terörist satılmış köleler.

  • memleketin %70'i al satçı olmuş sorsan sarı site marı site. jargonunuz ve cahil üslubunuz sizi ele veriyor malesef. sokakta adama soruyorsun ne iş yapıyorsun abi ? emlakçılık, alım satım, araç kiralama. bıktım usandım üretmeyen gizli işsiz komisyoncu sürüsünden.