hesabın var mı? giriş yap

  • 2 yıl oldu. 730 gün boyunca her aklıma geldiğinde gözlerim sulandı, burnumun kemiği sızladı. her sıkıldığımda, güzel olan şeyi paylaşmak istediğimde, anneler gününde, doğumgününde, doğumgünümde başkalarının önemli günlerinde senden telefon bekledim. bazı akşamlar rüyama girdiğinde dünyanın en mutlu insanı oldum.

    önemli toplantılarıma hayır duanı almadan girmeye hala alışamadım. tıpkı kandillerde evin telefonunu çevirdiğimde babamın sesini duymaya alışamadığım gibi. karadeniz’e bilet almaya elim bile varmıyor, seni büyüdüğüm evin kapısında görmek istiyorum çünkü hala. soğuk bir mermerle çevrili bir toprak parçasında değil.

    o çok sevdiğim ıspanaklı börekler senin elinden olmayınca birer kor parçasına dönüşüyor. ipek eşarplar bile canımı acıtan birer nesneye dönüştü . “annem beğenir” diyerek alamayacağımı biliyorum artık hayatım boyunca.
    bendeki sarı kafalı , çırpı bacaklı çocuk seninle beraber toprağa girdi.üstünden iki sene geçti acın küllenmedi , küllenmeyecek.

    seni hala çok seviyorum.

  • abd'yi 80'li ve 90'lı yıllarda yöneten irade günümüzde de halen burada konuşlanmaktadır. ancak hatırlanacağı üzere 2000'lerin başları bambaşka gelişmelere sahne oldu ve abd'de yönetimi elinde bulunduran irade post modern bir darbe ile el değiştirdi. bu paradigma değişiminin sancılarını ülkemiz 10 yıllık bir gecikmeyle yaşamaktadır.

  • thodex olayının bir de hiç düşünülmeyen iç yüzü var, evet çalışanları. asgari ücretle çalışan, hiçbir şeyden haberi olmadığı halde evlerine şafak operasyonu yapılıp 4 gün nezarethanede tutulan, ellerinden telefonları alınan, beraat ettikleri halde banka hesapları nisan ayından beri blokeli ve işe giremeyen çalışanları.

    geçen gün bankadan mektup geldi, artık sizinle çalışmak istemiyoruz diye. hesap zaten blokeli onu geçtim de, bu insanlar size ne etti?

    eşim bu insanlardan biri. zaten yeni girmişti işe 1 ay çalışabildi. maaşını da alamadı.

    allahtan ben çalışıyorum ve evi bir şekilde geçindirebiliyorum ama bu devirde tek maaşla hangi ev dönüyor onu bir düşünmek lazım.

    patron kaçıp gitti olan gene çalışana oldu. bu insanlar ev mi geçindiriyor, çocukları mı var, kira mı ödüyorlar kimsenin umrunda değil. daha dava bile görülmedi.

    faruk bey bu haltları yerken 58 tane çalışanınızı oturup bir saniye düşündünüz mü acaba?

    evimize polisler tekme ile kapıyı vurarak girdiğinde bebeğim korkudan saatlerce titreyip ağladı mesela, bunlar hiç umrunuzda oldu mu?

    belanızı bulmanızı diliyorum. anne bedduasıdır bakın kıymetini bilin, kolay kolay çıkmaz ağızdan. en içten sövgülerimle.

  • beğenmediği rakamlara o dizide oynamasaydı, şimdi gonca vuslateriyi kim tanıyor olacaktı?

    zamanında verilmesi gereken tepkiyi vermemiş, ihtiyacı olduğu için yada onun da işine geldiği için devam etmiş herkesin, yıllar sonra gösterdikleri tepkilere hak veremiyorum. parayı az buluyorsa oynamayabilirdi, kaldı ki dizinin yapımcısı da gülse değil.

  • dün deprem anında müşterilerini koltukta bırakıp kaçan berberleri, altınlarını bırakıp sokağa fırlayan kuyumcuları, müşterilerini içerde unutan işletme sahiplerini, çocuğu markette bırakıp kaçan kasiyerleri gördük. bir tane öğretmenin öğrencilerini bırakıp kaçtığını görmedik. marifet diye yazmıyorum. olması gereken olmuştur. bir çok öğretmen arkadaş önce öğrencilerinin telaşına düşüp, kendi çocuğu daha sonra aklına gelmiştir. sözlükte ve sosyal medyada her fırsatta öğretmenin tatili, maaşı konuşanlar bunu da konuşsun.
    tanım : sözlükte gündem olması gereken örnek davranıştır.

  • hayatımda ezberlediğim en anlamlı şiir istiklal marşıdır. dünyanın bütün popüler bağımsızlık marşlarını anlamlarıyla okuyan biri olarak söylüyorum bunu. kansızlar anlamaz.
    edit: başlığı ben açmadım. başlığı açan arkadaş ezberlediği en saçma şeyin istiklal marşı olduğunu savunmuştu. ben de aksini iddia etmiştim. salak salak mesaj atıp durmayın.

  • yuvarlak olmasına rağmen neden kare kutulara koyulduğunu kafayı takıp, internette hakkında biraz araştırma yaptığım yiyecek.

    neden yuvarlak pizzayı kare kutuya koyuyoruz?

    kare bir kutu yapmak, yuvarlak bir kutu yapmaktan çok daha basittir. bir kare kutu yapabilmek için tek bir karton parçası yeterli olabilir fakat yuvarlak kutuda böyle bir durum söz konusu değil. bir yuvarlak kutu en az dört bölümden meydana geliyor ve o yuvarlak kutuyu yapabilmek için özel ve pahalı makinalar gerekiyor.

    iki kutunun da iki ayrı parçadan meydana geldiğini biliyoruz: alt bölüm ve kapak. bu iki bölümü birbirine bağlayan şey ise menteşe. kare kutular, yuvarlak kutulara kıyasla zarar görmesi nispeten daha zor olan ve daha büyük menteşelere sahiptir. kutunun arka tarafı komple menteşe desek yeridir. ancak yuvarlak kutunun açılabilmesi için daha küçük bir menteşe üretmek gerekir. bu olay, kare kutuyu daha stabil kılan detaylardan biri.

    kare kutuları istiflemek, yuvarlak kutuları istiflemekten daha kolaydır. bir odaya yüzlerce, binlerce kare kutuyu istiflediğinizi düşünün. bir de aynı şeyi yuvarlak kutular için düşünün. yuvarlak kutuları yan yana dizdiğimizde aralarda gereksiz boşluklar oluşacak ve o boşluklar da bizim saklama maliyetimizi artıracaktır.

    son olarak, pizzayı kare kutuya koyduğumuzda kenarda boşluklar oluşur. bu boşluklar sayesinde pizza dilimlerini kare kutudan almak daha kolaydır. yuvarlak bir kutuya kalıp gibi yerleştirilmiş pizzayı almak pek de kolay bir eylem olmazdı. ayrıca pizza şirketleri bu boşlukları sos, baharat gibi ürünleri koyarak değerlendirirler.