hesabın var mı? giriş yap

  • elektrikli çorap. elektrikli battaniye gibi, giyiyorsun, ayaklarını ısıtıyor. ooh mis. buz gibi ayaklara son. üşüyorum lan!

  • kendisine gülümseyen, iyi davranan kadına hemen yürümeye çalışması, kendine iyi davranan erkeği ise ezmeye çalışması. bomboş olduğunun en büyük kanıtıdır bana göre.

  • çok basit biz yalaka değiliz.

    edit: beyefendinin sorusuna cevabımı verdim bende kendisine bir soru sorayım, fazıl say'ın da dediği gibi siz ne işle uğraşıyordunuz? hakan ural hangi sanat dalıyla uğraşıyor ben kaçırmışım kendisini.

  • ciroya bakarak yatırım yapılıyor, adamlar da bug'ını bulmuş işin, bakkal dükkanını dijitale uyarlayalım, 1 liraya alırım, 1 liraya satarım, maksat ciro artsın. geri kalan masrafı da yatırımcıdan çıkartırız zaten, harika business plan, pandemi olmasa çoktan ufalmıştı, şansları yaver gitti, hype oldular. yatırımcılar da ayrı çakal, kusura bakmayın, hype olan bir şeye giriyor, hype bitmeden hissesini başkasına satıp/çakıp çıkıyor.

    pandemi öncesinde de aynısını savunuyordum, yine aynısını savunuyorum. hem insan eforu açısından, hem global ısınma açısından, nereden bakarsanız bakın inanılmaz gereksiz bir iş bu. gece vakti ilaç ihtiyacın olsa tırım tırım eczane arıyorsun ama dondurma istediğinde birisi kapına kadar geliyor.

    amerika'da şehir merkezi dışında yaşayan insanların çoğu markete/bakkala onlarca km uzaklıkta yaşıyorlar ve haftalık/aylık planlamalar ile alışverişlerini yapıyorlar. bizim nasıl bir satın alım gücümüz var ki böyle bir ayağa hizmet peşindeyiz.
    (bkz: ayranı yok içmeye taht-ı revanla gider sıçmaya)

    ekleme :
    ben de bir girişimciyim, sektörde tanışmadığım mentor, görüşmediğim vc kalmadı.

    kripto para kovalayanlardan farkları yok. yatırım alan firmaları ölümüne zorluyorlar kendi paralarını katlamak için. unicorn çıkartır mıyız? decacorn çıkartır mıyız? derdindeler tamamen.

    sürdürülebilirlik umurlarında bile değil. hangi yaraya derman oluyoruz, doğaya nasıl bir etki yapıyoruz umurlarında bile değil.

    konuşunca da unorthodox oluyorum işte. hepiniz çok iyi biliyorsanız bu işi, açın etohum sitesini, 10 sene önceden başlayıp yatırım alan firmalara bakın kardeşim, at gibi koşturmasanız çoğu işletme ayakta kalırdı, yatırım alanların hemen hemen hepsi uçuk hedeflerinizi tutturamayıp kapattılar.

    mütevazi ve sürdürülebilir bir büyüme amaçlayan hedefler koyunca da küçümseniyorsunuz sektörde maalesef.

    neyse daha çok şey yazarım da, şimdilik yeterli.

  • gereksiz bir eylemdir.

    kaç yaşında insanlara anlayamayacakları şeyler anlatıp canlarını sıkmayın arkadaşlar. dinle ilgili bi konuşma olduğunda he he der geçersiniz en fazla nedir yani.

  • yoktur.

    mutluluk senin ipe sapa gelmez mitolojilerine inanmamla değil, kendi iç bütünlüğüm ve eylemlerimle alakalıdır.

  • hala daha gerizekalı gibi aldığınız para düşük yazanlar var. he düşük he. ulan yüksek olsa (genel itibari ile) o fiyatlar orada mi kalacak sanıyorsun. benim maaşım yüksek türkiye ortalaması üzerinde. şu an istanbul da herhangi bir yere (evet lacivert veya mikla da dahil) gidebilirim. veya kadıköy'de herhangi bir yere. fiyatlar insanları keriz yerine koyacak kadar yüksek. bunun aldığın para ile ilgisi yok.

    edit: bir arkadaş düzeltti hatamı sağolsun. yani girdi fiyatları yüksek evet haklı da. ama sağolsun bu işletmeciler fiyatlar bir yukseliyorsa dört yukseltiyorlar. bu durum saçma. evet kazanamadilar vs doğru da bu biraz fazla değil mi ?

  • savas bitimi hayatta kalan baba , ölmüş kızının günlüklerini okur ve kızının bu günlükleri savas bitiminde kitap haline getirmek niyetinde olduğunu görür. bu isteğini hayata geçirmek için günlğkleri biraz düzenler , bazı zarar görebilecek isimler değişir günlükte.ve bu sekilde yayimlanır.
    artık günümüzde cıkan baskılarda sahte isimler yerine insanların gercek isimleri kullanılmakta.