hesabın var mı? giriş yap

  • tv sektörü;
    kim milyoner olmak ister yarışmasında reyting getirecek, yapımcının devam etmesini istediği yarışmacılara doğru cevap söyleniyor. bunlar genelde 90 yaşında okumayı geçen hafta öğrendim diyen amcalar, köyden inekleri bıraktım geldim diyen teyzeler, kimsesizler yurdundan kaçtım diyen çocuklar falan oluyor. bakın işte ‘nerden nereye’ diyip reyting almak için. yanlış cevap verirlerse ışıklar kapanıyor, cevap söyleniyor, o soru hiç sorulmamış gibi baştan soruyor spiker. yarışmacıyı elemek istediklerinde saçma sapan bi soru soruyorlar. ellerinde yarışmacının başvuru sırasında belirttikleri hobileri, uzamanlık alanları falan var çünkü. futbol seviyorsa klasik müzikten, tiyatro seviyorsa, güncel siyaseten falan soruluyor hemen eleyip reyting almak için. bunlar da gelen proflar, çok iyi eğitimliler falan oluyor. zaten katılımcıların %80’i cast ajansından oyuncular. yarışmaların tamamı buna benzer. tek önemli şey reyting. her şey ona göre kurgulanıyor. tv de gördüğünüz reklamlar, diziler, haberler, yarışmalar, tartışma programları vs her şeyin çoğu yalan. tv=yalan.

  • alacakaranlık serisi bunun en belirgin örneklerinden biridir.

    filmlerin tamamı vakit ve para kaybı ancak seri için öyle isimler öyle şarkılar yaptı ki, en alakası olmayanlar bile dinleyecek parçalar bulabilir. seriyi unutun, sosyal medyada gördüğünüz caps'leri unutun. filmlerden bağımsız olarak sadece müziğe bakın. şu bir gerçek: twilight serinin tek iyi yanı müzikleriydi.

    ilk filmin soundtrack'i orijinal ve derleme şarkılardan oluşuyor. sonraki filmlerde ise birkaç istisna dışında tamamen orijinal şarkılardan oluşan sountrack'ler yapıldı. muse'un i belong to you gibi orijinal olmayan şarkılar için de özel remix'ler istendi. toplamda beş soundtrack albümü için hem piyasanın en büyük isimleriyle hem adı duyulmamış küçük indie gruplarıyla çalışarak çok değişik albümler ortaya koydular.

    tüm soundtrack ve score'ların bana göre en iyi 20 şarkısı:

    1) christina perri - a thousand years

    dördüncü film the twilight saga breaking dawn part 1 için yazılan bu şarkı hem 2010'lu yıllarda yapılan en iyi şarkılardan biri hem birçok kişinin düğününün ilk dans parçası.

    2) muse - neutron star collision (love is forever)

    ilk iki film için muse şarkıları kullanan ekip üçüncü film eclipse'e sıra gelince zaten yayınlanmış bir şarkıyı kullanmak yerine muse'dan şarkı istedi. matthew bellamy de oturup bu şarkıyı yazdı ki film için yapılan en iyi şarkılardan biridir, ayrıca kişisel favorim.

    3) the dead weather - rolling in on a burning tire

    bir başka eclipse soundtrack harikası olan bu şarkı jack white imzası taşıyor. sonrasında daha alternative versiyonu yayınlansa da orijinal havayı veremedi.

    4) bruno mars - it will rain

    bir soundtrack şarkısı olmaktan öte çok büyük bir hite dönüşen it will rain, özünde bruno mars'ın the twilight saga breaking dawn part 1 için yaptığı bir şarkı. farkında olmadan sadece kariyerinin değil, 2010'lu yılların da en iyi şarkılarından birini yayınladı.

    5) the black ghosts - full moon

    ilk film twilight'ın soundtrack'indeki bu şarkı o güne kadar adı duyulmamış bir grubu tüm dünya çapında tanınmasını sağladı. ilk filmin en sağlam şarkılarından biridir.

    6) perry farrell - go all the way (into the twilight)

    ilk filmin soundtrack'in yer alan bir şarkıydı ama filmde göze çarpmadığı için arka planda kaldı. oysa seri için yapılmış en çarpıcı şarkılardan biri.

    7) carter burwell - bella's lullaby

    iyi şarkılar sadece filmlerin soundtrack albümlerinden çıkmadı, score'larında da çok iyi enstrümantal parçalar vardı. ilk filmden sonra popüler olan bu şarkı burwell'ın en meşhur çalışmalarından biridir.

    8) alexandre desplat - new moon (the meadow)

    seri boyunca sadece ünlü şarkıcılarla değil, çok büyük bestecilerle de çalıştılar. ilk filmde carter burwell çok iyi iş çıkarırken ikinci filmde alexander desplat harikalar yarattı. üçüncü filme ise howard shore ağırlığını koydu. ikinci film için yapılan bu şarkı desplat'ın seri için yaptığı en iyi şarkı olabilir.

    9) thom yorke - hearing damage

    ikinci film için yapılan ve altyapısıyla öne çıkan şarkı soundtrack albümün en iyi parçalarında biri muhtemelen.

    10) unkle - with you in my head (feat. the black angels)

    eclipse için yapılan onca iyi şarkı varken bu parça arka planda kaldı. filmde de öne çıkmamasının pek faydası olmadı ama seri için yapılan en özgün işlerden biri.

    11) bon iver & st. vincent - rosyln

    alternative müziğin iki güçlü ismini buluşturan rosyln, new moon'da çok öne çıkmadı ama filmi anlatan en iyi şarkıydı.

    12) green day - the forgotten

    muse'dan sonra green day'e de orijinal şarkı yaptırmayı başardılar. son film the twilight saga part 2 için kullanılan şarkı soundtrack'ten yayınlanan ilk single'dır aynı zamanda.

    13) anya marina - satellite heart

    ilk filmde olduğu gibi ikinci filmde de tanınmamış isimlerden şarkı almaya devam ettiler. tuhaf bir şekilde filmi en iyi anlatan şarkılar bu isimlerden çıktı ki satellite heart bunlardan biridir.

    14) blue foundation - eyes on fire

    ilk filmi izleyen birçok kişi bu şarkının girişini hatırlar ama muhtemelen tamamını dinlememiştir. oysa bir bütün olarak güzel bir parça.

    15) howard shore - jacob's theme

    üçüncü filmin score albümünden enstrümantal bir parça olan bu şarkı ilk ikisi gibi albümün en iyilerinden.

    16) paramore - decode

    ilk film için yapılan bu şarkı seri için yayınlanan ilk single olma özelliğine sahip. ilginçtir, single olarak bu şarkıyı seçtiler ama geri kalan albümde çok daha güçlü şarkılar vardı.

    17) sleeping at last - turning page

    dördüncü filmin soundrack'inin çok arka planında kalmış bu şarkı serinin genel olarak izlediği alternative rock/indie pop çizgisinden de farklı bir sound sunuyor.

    18) christina perri ft. steve kazee - a thousand years part 2

    şarkının orijinal versiyonu benimsendiği için christina perri'nin son filme yaptığı bu düet pek öne çıkmadı ama bu versiyonu da iyi.

    19) st. vincent - the antidote

    alacakaranlık serisi için iki şarkı veren st. vincent, ilk parçasında ne kadar sakin ve durgun ise burada da o kadar hareketli ve inişli çıkışlı. son film the twilight saga part 2 soundtrack'in öne çıkan parçalarından biri.

    20) death cab for cutie - meet me on the equinox

    yeniay'ın soundtrack'inden yayınlanan ilk şarkı olmasına rağmen ilk filmin şarkıları yanında sönük kaldığı için çok ilgi görmedi bu şarkı ama yeniay soundtrack'indeki iyi şarkılardan biri.

    bonus: aqualung & lucy schwartz - cold

    dördüncü film için yapılmış bu şarkı normalde daha yüksek sıralarda olabilirdi ama dördüncü filmin soundtrak'i o kadar iyi ki ilk beşe girmiyor.

    bonus: robert pattinson - never think

    pattinson'ın yazıp söylediği bu şarkı serinin ilk filminin soundtrack'inde yer alıyor. çıktığı dönem fanlar tarafından sıkça gündeme getirilmesine rağmen zaman içinde unutuldu ancak pattinson soraki projelerinde soundtrack'lerde yer almaya devam etti. twilight için yaptığı diğer şarkı let me sign için.

    bonus: i belong to you (new moon remix)

    esasen muse'un the resistance albümünde yer alan ama film için remix'i yapılan ve ikinci film için kullanılan bu şarkı özünde oldukça iyi ama orijinal olarak filme ait olmadığı için listeye dahil etmedim. buna rağmen remix versiyonu albüm versiyonundan daha iyi olduğu için de bahsetmeden geçmek istemedim. bilindiği üzere muse'un bu seri için kullanılan bir diğer şarkısı supermassive black hole.

    albümler parça parça olarak spotify'da yer alsa da küçük indie gruplarından ötürü tamamı bulunmuyor ancak youtube üzerinden dinlemek mümkün. bunlar benim dikkatimi çeken şarkılar. eminim gözümden kaçanlar da vardır.

    twilight soundtrack

    new moon soundtrack

    eclipse soundtrack

    breaking dawn part 1 soundtrack

    breaking dawn part 2 soundtrack

  • --- spoiler ---

    hido: kaçırmaya değecek bir adam mı. hani ben adam kaçırsam neşet ertaş'ı kaçırırım. onu da kaçırmaya gerek yok zaten. kalender adam. çağırsan gelir. türküsünü söyler gider.

    --- spoiler ---

    neşet ertaş'ı son kez anmış dizidir.
    allah rahmet eylesin.

  • bazen gömleklidir bazen fanilalı. olduğu yerden otobanı izler. eğimli arazide rahatlıkla oturup uzanabilmesi evrimsel adaptasyonun muazzam bir örneğidir. kimi zaman yanında arkadaşları da olur. gamsız görüntüsüyle modern dünyanın karmaşasına adeta bir başkaldırış olarak yorumlanır. ne amaçla orada olduğu ise hala gizemini korumaktadır.

  • yüksek maaş alıyor diye sınıf atladığını sanan bir grubun içler acısı hali. görünen o ki zenginliğin tanımını bilmeyenler var etrafta.

    yönetici müdür direktör ne olursan ol o maaşla zengin olamayacak ve zengin gibi yaşayamayacaksın. "bizim site çok nezih" diyorsan hala zengin değilsindir emin ol. o site kelimesinden bi kurtulman lazım. bana hiç "metrobüs çok zaman kazandırıyor"larla, "bazı günler arabayı almıyorum"larla gelme, hala bir ayağın metrobüsten kesilmediyse zengin değilsin. kaliteli diye gittiğin spor salonlarında et ete spor yapıyorsan zengin değilsin. bebek'teki kafelerde sıraya yazılıp kısa mesaj gelince içeri girebiliyorsan, kusura bakma daha çok yolun var.

    ha sen iyi yaşarsın, görece iyi yaşarsın. ama zengin değilsin. zengin olduğunu sanma. etrafında gördüğün şovmenleri de zengin sanma.

    ne zaman ki günlük hayatta karşıma çıkmazsın, o zaman şüphelenirim işte. zengin falan mı oldun da ortalarda görünmüyorsun diye.

    edit:
    zengin sevici değilim
    zengin düşmanı değilim
    zengin hiç değilim....
    zengin taklidi yapanlara gıcığım biraz. neysen osun lan.
    bu ülkede üç evi bir yazlığı olana zengin denildiği için bunlar türedi işte.
    zengin kimdir biliyor musun? bak şu haberde var. türkiye'de hem de.

  • kimilerine doğuştan default olarak gelen özellik. karşı cins konusunda yanlızlık çekmeyeni boldur bu tiplerin. etraflarından "karşı cins" asla eksik olmaz. cep telefonları susmaz. iyi arkadaşlar, dostlar asla eksik olmaz. eksik olan tek şey bireyin aşık olunma ihtiyacıdır. o da zaten karşılanmaz.

    "iyi insan", "zarar gelmez insan", "partilere, düğüne, derneğe çağırılan insan"dır. ama kimse onun "sevilme" ihtiyacını anlamaz. "lan öyle sevmeyin, başka türlü sevin" mesajlarını ya kimse anlamaz, ya da yanlış anlar. karşı tarafa "ulan ilişki yaşamak istiyorum" diye açık açık bildirimde bulunduklarında, karşı taraftan "sana aşık olacak birini bulalım"la gelirler. ya da "doğru kişi henüz karşına çıkmadı"yla. 30larına geldiklerinde jeton düşer, boşverirler aşkı falan. aşka inançları kalmaz.

    acayiptir, gariptir, birey kendini toplumdan değilmiş gibi hisseder.

    yıllar sonra gelen edit: beni çok seven. biriyle evlendim. buradan şu dersi çıkarıyoruz, umudumuzu hiç bir zaman kaybetmiyoruz.