ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sinema tarihinin en dahi karakteri
-
robert de niro.
dikkat ettiyseniz dahi anlamındaki de ayrı yazılmış.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
torunlar sorarsa direndik devirdik diyelim. dersane falan karıştırmıyoruz okey?
ssg ve kanzuk'un sözlükte uyuşturucu satması
misvak'ın yılmaz özdil capsi
-
kimse kusura bakmasın bu sefer yerinde olmuştur.
insan ilişkilerinde sık yapılan hatalar
-
empatiyi abartmak.
ithal elektronik cihazlara ek vergi konması
-
koskoca devletin zorlu holdingin sözleriyle hareket ettiğinin göstergesi olan durumdur.
daha zorlu holding vestel çatısı altında yeni ürettiği, piyasa şartlarına göre ölü doğan telefonu satılsın diye ithal ürünlere ek vergi isteyeli bir kaç hafta olmamışken http://www.donanimhaber.com/…-onlemi-talep-etti.htm
devlet hemen iphone'a labtop'a ve led tv'lere anti damping uygulayacağını söyledi. http://www.ntv.com.tr/…liyor,m6fayj5dse-t8fxulug7lw
sonuç olarak kalitesiz ürünlere para bayılmaya devam edip, bu adamların kalitesiz ürün geliştirmesini destekleyeceğiz. neden çünkü milli değer. neyin milli değeriyse...
aşk-ı memnu
-
şimdi bana şu ilginç geliyor.
bu nihal daha geçenlerde liseyi bitirmedi mi? taş çatlasın 18-19 yaşında kız. evleniyorum diye babasının burnuna yüzüğünü sokuyor. yahu ben 25ime bastım, evlenicem diye babam depresyona giriyor, daha küçüksün ayağı yapıyor, ki kendisi böyle robdöşambrla felan gezmiyor bildiğin atletli pijamalı baba. bu ednan bey'in "eee ergenliğe girdi, zamanı da geldi" dercesine köylü tavrı nedir anlayamadım. bana 19 yaşında çocuğu evlendirmek medeniyettir dedirtemezsiniz.
"kendileri karar versin istedikleri zaman evlensin" dediğin kişi daha çocuk yahu, adam gibi bir sevgilisini dahi görmedik daha.
ee ednan, bu kadar genişliğe karşı hakettin sen bunları. yeğenin hem karını aldı, hem kızını, tren yapıyor. adam olmuş matrix sen hala mermidesin kurşundasın. allahtan anan vaktinde hakkın rahmetine kavuşmuş. onun haricinden bir kulak arkan kaldı. ona iyi bak diyor gözlerinden öpüyorum.
kilo vermenin bilinen en kısa yolu
-
kısa yolla verilen kilo o yolun bitiminden hemen sonra size geri döner. aylardan şubat şimdi başlasak her ay 4 kilo vererek yaza kadar var ya üf ne biçim oluruz.
ben şöyle yapıyorum o yüzden;
abur cuburu kestiğimi, tuz ve şeker kullanmadığımı, hamur işini haftada ikiden çok yemediğimi ve meyveli soda, kola, gazoz vb gazlı içeceklerle bağlarımı koparttığımı, kızartmaların yerini fırın pişirmelerinin aldığını, yağa neredeyse küstüğümü belirteyim önce. neredeyse derken yemekler sıfır yağla olmuyor ayrıca belli bir miktar yağ girmeli bünyeye, olmazsa metabolizma çalışmaz ve kastan kilo kaybedersiniz.
evde şeker rahatsızlığı olan biri olduğu için yemek saatlerimiz belirli, 10.30'tan önce kahvaltıyı bitirmemiz gerekiyor. o yüzden saat 8.30 gibi kalkıyorum sabah ve kalkar kalkmaz (yüzümü dahi yıkamadan, evet) ılık su içiyorum büyük bardakla.
sabah nasıl ılık su buluyorum baş ucumda? bardağı peteğin üzerine bırakıyorum, evdeki sıcaklık derecesi düştükçe devreye giren ısınma sistemimiz sağ olsun ben uyanana kadar bir iki kere ısıtıyor o bardağı. soğuk su azıcık daha zor içiliyor o yüzden ılık. gün içinde su içmemek de size zarar verir, su alarmı indirdim günde 7 kere hatırlatıyor bana. su için, su önemli!
su içtikten sonra kalkıp on-on beş saniyelik esneme hareketleri yapıyorum. maksat kan akışını hızlandırmak, vücuda miskinlik yapma artık uyandık olum! demek.
sonra iki mandalin yiyip, haşofmanları çekip 1 saat tempolu yürüyüşe çıkıyorum.
peki neden mandalin, anlatsam ya biraz? spor yaparken susuz kalmamanız için mütüş önemi olan bir meyve kendisi. seviyoz!
havalar efsane soğuk olduğu için kat kat giyinip ninjalar gibi sadece gözlerim görünecek şekilde çıkıyorum evden ve yürüyorum.
tempo için motivasyon önemli, güzel bir workout listesi açıyorum.
1 saatlik yürüyüş sonrası -adım sayar kullanmanız da sizi motive eder hem de ne yaptığınızı takip edebilirsiniz benimki 6 bin küsür adım oluyor- eve gelip nike training club uygulamasından en en en en hafif egzersiz programını açıp 6 - 10 dakika arası yan lungedır yarım şınavdır tekrara dayalı sporumu yapıp duşa giriyorum. uygulama çok güzel ve ücretsiz. azıcık incelerseniz seversiniz, android ve ios'ta mevcut.
bir dilim tam tahıllı ekmek, bolca salatalık - su oranı yüksek ve sıfıra yakın kaloride olduğu için tıkanana kadar yiyebilirsiniz-, haşlanmış yumurta, iki tatlı kaşığı kadar şekersiz reçel, şekersiz çay, iki üç zeytinden oluşan kahvaltımı yapıyorum. peynir ve domates sevmediğim için yemiyorum ama beslenme uzmanları peynir yağsız olduğu sürece karışmıyor istediğiniz kadar yiyebilirsiniz.
öğle yemeği 12-1 arası ve protein ağırlıklı, saat 4- 4.30 gibi bir meyve; elma, ayva, portakal, 3 mandalin vs gibi, avucu tam doldurmayacak kadar sade leblebi çünkü meyve ile karnım kazınıyor ve sade kahve, akşam da 7 gibi ve sebze ile protein ağırlıklı. sulu yemek varsa iki öğünden birinde bir dilim ekmek daha yiyorum.
alakasız saatlerde acıkırsam yoğurt yiyorum. sade yoğurt tadını sevmediğim için içine pul biber ve nane atıyorum. pul biber ve yoğurt yağ yakımına yardımcı. yaban mersini, greyfurt gibi yağ yakımına yardımcı besinleri yeme düzeninizde uygun yerlere yerleştirebilirsiniz.
bu kısım hatun kişileri ilgilendiriyor; adet dönemi diyet için ıstırap doludur, tatlı krizleri içine meyve doğradığınız yoğurtlarla geçirilimeye çalışılmalı, kuru yemişlerabartmadan yemeli, geçmezse bitter çikolata ile durdurulmalı. sağlıklı abur cubular da yapabilirsiniz kendinize ama ben üşeniyorum, günde bir muz canınızı kurtarır. hem tatlı ihtiyacını giderir hem de sancıların şiddetini azaltır. potasyumu yüksek yiyecekler de sancıları azaltır mesela bulgur pilavı, yanına cacık oh mis!
hayatımın hiçbir döneminde çok kilolu biri olmadım ama bu en başta yazdığım alışkanlıklarımdan kaynaklanıyor ve yukarıda anlattıklarım da kilo vermemde/ olan kilomu korumamda gerçekten etkili olan şeyler.
girdiğim en uzun entari bu oldu sanırım. eyyorlamam bu kadar.
edit medit:@jfpv ve @francescotottix sayesinde öğrendim artık spotify adımlı zımbırtısı yokmuş. ben burdan siliyorum da seni gönlümden silemezler piremses.....
gurme kılıklı yiyicilerden gına gelmesi
-
debe editi : bazı entrylerde görünce aklıma geldi, atladığım bir şey olmuş. bu yemekler için şehir ve hatta ülke dışından dahi geliyorlarmış. (!) bırak ülke, şehir ve ilçeyi, bir öte mahalleden bile gelinmez.
peşin edit : şimdi bazı arkadaşlar "bu insanlar zaten kendilerine gurme demiyor ya da gurme olmak gibi bir iddiaları yok." diyebilir ama videolarının başından sonuna kadar olan her anına bakarsanız "gurme gibi davranmaya çalıştıklarını" görebilirsiniz.
margarin, eritme tost peyniri ve tavuk sucuğundan yapılan tosta şifa(!), salça ve ayçiçeği yağından yapılan karışıma özel sos, tavuk döner, akciğer kavurma ya da şişe takılan her kıymaya* olağan üstü methiyeler dizip her seferinde "böylesi yok!" diyen bu insanlardan size de gına gelmedi mi? (liste uzadıkça uzayabilir, uzatmıyorum.) gurmesi (!) bir dert; yapanı&satıcısı bir dert. şaklabanlık ve soytarılıkların havada uçtuğu, zerre gerçeklik, samimiyet ve farkındalık içermeyen bu insanlar ve videolarından size de bıkkınlık gelmedi mi? adamlar her an ve her platformda karşınıza çıkıyor, her yeri öyle bir sarıp sarmalamışlar ki, hiçbir şekilde kaçışınız yok.
şimdi dikkat ederseniz bu videoların genelinde iki tema işleniyor. salaş mekan ve acımamız ve acındırmamız istenilen insanlar. salaş demek, "kirli, isli&paslı, hurda, leş, derme çatma, el arabası " vs. demek değil, şatafat ve gösterişten uzak demektir. ayrıca emek sömürüsü altında acımamız istenilen bazı insanların vergi vermedikleri ve sağlığımızla oynadıkları gerçeğini hiç dile getirmiyorum. bu insanlar ve mekanlar konusunda gerekli tedbirleri almayan bakanlıklar ve belediyeleri zaten allah'a havale ettik.
şimdi gelelim bu insanların yaptığı en büyük tahribata. ne mi? elbette, çok çok uzun dönemler dünyanın sayılı mutfaklarından olan türk mutfağını getirdikleri nokta ve küresel olarak kaybettiğimiz imaj kaybı. artık dünya insanı türk mutfağı deyince bu insanları ve videolarını görüyor. sonra da "şurada burada böyle araştırmalar yapılmış, türk mutfağı bilmem kaçıncı sırada çıkmış, bu nasıl olur!" vs. gibi cümlelerle kendimizi aldatmaya çalışıyoruz. aslında her şeyin apaçık bir şekilde ne olduğunu hepimiz biliyoruz ama kendimize konduramıyoruz.
velhasıl, durum böyle. son olarak malum şeytan üçgenimizi de buraya koymadan olmaz değil mi?
(bkz: fahiş zam + gramaj düşürme + kalite bozma)
son söz : ulan bir şeyi de beğenmeyin be! birine de çıkıp kötü deyin. derler mi? demezler. *
ev kredisi borcu uğruna yıllarını ipotek etmek
-
akılla bir konuşmam oldu dün gece;
sana soracaklarım var, dedim;
sen ki her bilginin temelisin,
bana yol göstermelisin.
yaşamaktan bezdim, ne yapsam?
birkaç yıl daha katlan, dedi.
nedir; dedim bu yaşamak?
bir düş, dedi; birkaç görüntü.
evi barkı olmak nedir? dedim;
biraz keyfetmek için
yıllar yılı dert çekmek, dedi.
...
ömer hayyam
adamm taaa 1100 yıllarında olayı çözmüş, bizimkiler halen mal mülk peşinde...
türkiye'de 6. korona virüs vakasının duyurulması
-
arabistan'dan hayır geldiği nerede görülmüş zaten aq.
edit: saniyede on fav falan geliyor, içimizdeki a**p nefreti bambaşka.
sonsöz: bunu okumayacaksın biliyorum ama seni seviyorum.