hesabın var mı? giriş yap

  • son kalan tek dilim ile tost yapamayacaginizdan onu tamamlamak için yeniden uno tost ekmeği almaya teşvik ediyor olabilirler. mantik hatasindan ziyade taktik de olabilir.

  • şok etkisi yaratır.

    üniversite 2 yıl uzayınca, eh artık çalışmanın vakti geldi dedim. oturdum çalıştım. 1 yıl daha uzadı amk. ilginç.

  • danıştay 6. dairesi, gezi parkı’na topçu kışlası yapılmasını ve ağaçların kesilmesini içeren, bu nedenle türkiye çapında eylemlere neden olan taksim yayalaştırma projesi'ne ilişkin geçen yıl verdiği iptal kararını oyçokluğuyla kaldırdı.

    "istanbul 1. idare mahkemesi, “beyoğlu ilçesi, taksim meydanı yayalaştırma projesine ilişkin” imar planı değişikliklerini, 6 haziran 2013’te iptal etmişti. istanbul büyükşehir belediyesi’nin itirazını değerlendiren danıştay 6. dairesi, 29 nisan 2014’de iptal kararını onadı. ancak belediye, danıştay 6. dairesi’ne başvurarak karar düzeltme istedi. normalde bu yol, istisnai olarak kullanılıyordu ve yüksek yargı maddi hata yapılmadığı sürece karar düzeltme taleplerini reddediyordu."

    kararda, kesinleşmesi beklenen kararın ne olduğuna da yer verildi. buna göre, istanbul 6. idare mahkemesi, kültür varlıklarını koruma kurulu’nun topçu kışlası’na onay veren kararının iptaline ilişkin istemi reddetti.

    "kararda, taksim topçu kışlası’na örtülü destek verildi. plan notlarında 1. grup taşınmaz kültür varlığı olarak taksim kışlası’nın yer almasına değinilen kararın gerekçesinde, 2863 sayılı kültür ve taibat varlıklarını koruma kurulu kanunun 6. maddesinde “tarihi kışla”ların da korunması gereken taşınmaz kültür varlıkları olduklarının “hiçbir yoruma mahal bırakmayacak şekilde açıkça belirtildiği” anlatıldı. karara başkan habibe ünal ve üye ünal demirci muhalefet etti."

    valla ne denir ki;

    denemekten hiç vazgeçmeyecekler... arada böyle halkı kaşımaya devam edecekler. zaten canımız sıkılıyordu gider güzel güzel şu sıcak günlerde ıslanırız...

    gaz ithalatınız tamamsa haber verin başlayalım...

    (bkz: kapılar açılsın çatışmalar başlasın)

    - ya geziyi yıkıp yerine diyorum şöyle bi kışla ne güzel olur demi?
    + tabi lan manyak mısın?

  • yakın bir dostuma güzel bir müşteri memnuniyeti deneyimi yaşatmış market.

    arkadaşım kanyon'daki mağazalarında gezinirken yere düşüp kırılmış bir ürünün ıslak zeminine basarak kayıp düşüyor ve şans eseri fiziksel olarak ciddi bir yaralanma yaşamıyor (ama 2 hafta topalladım dedi) bu esnada cep telefonu kırılıyor vs.

    mağaza yetkilileri kendisi ile hemen ilgileniyorlar, özürler vs. neyse uzatmayalım dostum doktor kontrolüne gideceğim diyor, "beyfendi elbette gidin, her türlü masrafı karşılayacağız" diyorlar. türkiye şartlarında olayın sıcaklığı ile verilen bu tür sözler genelde tutulmaz ama duyduğu ağrı sebebi ile doktora gidiliyor, neyse bir şey yok.

    kırılan telefonunu tamir ettiriyor + doktor faturası mağazaya bir dilekçe ile veriliyor ve 10 gün içinde tüm masrafları ödeniyor.

    diyeceksiniz ki "ee yapılması gereken yapılmış", ekşi sözlükte o kadar çok rezalet okuyoruz ki, müşterisine gerçekten doğru muamele ve yaklaşım yapan yerleri de arada bir övmek lazım. hep sopa olmaz biraz da havuç verelim.

  • adamlar 2 santim ileri gittiğini kar sayıyor. geri geri gitmiyor ki tramvay geçsin. istiyorlar ki tramvay yanlasın da öyle geçsin. tam sığırlar.

  • yaratıcısı laplace gibi o da klasik fizik dünyasında doğmuş ve ölmüş bir şeytan.
    klasik fizikte parçacığın ilk konumu ve hızını biliyorsan, geleceğini de kesinlikle hesaplayabilirsin.
    fakat klasik mekanikte bile bu çok da olası değil, çünkü ortaya çıkan denklemler çoğunlukla lineer olmayan diferansiyel denklemler ve lineer olmayan diferansiyel denklemlerin çözümünü bulmak çok zor yada imkansız. bu nedenle genelde olayın durumuna göre approximation'lar (yaklaşımlar) yapılır, bazı şeyler ihmal edilir, bazı açıların küçük olduğunu varsayılır vs ve sonuca öyle gidilir. varsaydığımız şeytan kainattaki tüm parçacıkların konum ve hızlarını bilebilecek kapasitedeyse, nonlineer denklemleri de çözebilecek kapasitededir herhalde denebilir.

    fakat böylesine bir şeytanın quantum dünyasında yaşama şansı hiç yoktur. en başta heisenberg belirsizlik ilkesine göre şeytanımız parçacıkların konumunu ve hızını aynı anda yeterli kesinlikte ölçümleyemeyecektir. öte yandan zaten konumları bilmesi için gerekli olan ölçümleme sistemin durumunu değiştireceğinden sistemi bizzat kendisi bozmuş olur. konuyla doğrudan bir ilgisi olmasa da üstat max planck reyiz der ki "bilim, doğanın nihai gizemini çözemez çünkü biz, çözmeye çalıştığımız gizemin bir parçasıyız."

    öte yandan quantum dünyasında her şey yine olasılıklara bağlıdır. bir parçacığı bir noktadan belli bir ilk hızla bir yarığa doğru gönderdiğimizi varsayalım. yarığın arkasında da bir algılayıcı ile parçacığın geldiği yeri tespit edelim. aynı kaynaktan aynı hızla başka bir parçacık gönderdiğimizde, o parçacık bir öncekiyle aynı yere düşmez. başlangıç koşulları aynı olmasına rağmen ikinci parçacığın düşebileceği yerlere dair bir olasılık dağılımımız vardır elimizde fakat bu, sadece ihtimalleri ortaya çıkarır. hangi ihtimalin gerçekleşeceğine, yani ikinci parçacığın tam olarak nereye düşeceğine dair elimizde kesin bir sonuç olamaz.

    bir başka örnekte de en basitinden bir parçacığı bir kutuya hapsedersek*, söyleyebileceğimiz şeyler yine sınırlıdır. birincisi, eğer gerçekten eminsek, parçacığın o kutunun içinde olduğu. ikincisi ise parçacığın kutunun içerisinde nerelerde bulunabileceği. bunun dışında "parçacık tam olarak şurada" diye kesin bir şey söylemek imkansızdır. bunu bilmediğimizden değil, bunu bilemeyeceğimizden. fizik kuralları bunun bilinemez olduğunu söylediğinden, yada en basit ifadeyle doğada gerçekten de böyle olduğundan. hatta, gerçek hayatta, birinci ifademizdeki parçacığın o kutunun içerisinde olduğu bile tartışmaya açılabilir. çünkü her ne kadar parçacığı kutunun içine hapsettiğinizi, parçacığın kutudan kaçamayacağını düşünsek de, o parçacık belli bir olasılıkla o kutudan quantum tünelleme ile kurtulabilir.

    bir diğer ilginç şey ise quantum ölçeğinde cisimlerin hareket yolu yoktur. bir parçacığı a noktasından hareketine başlatıp, sonra da b noktasında gözlemlediğimizi varsayalım. klasik fizikte parçacığın a'dan b'ye nasıl gittiğini hesaplama şansımız var. fakat quantum fiziğinde alınan yol hakkında hiçbir şey söyleyemeyiz.

    dahası, bir sistemin durumuna dair tam bilgiye erişilemez. ölçüm, sistemin quantum durumuyla ilgili yalnızca küçük bir miktar bilgiyi açığa çıkarır.

    kısacası laplace'ın şeytanına, veya onun sahip olduğu özelliklere sahip bir şeye, quantum dünyasında dolayısıyla da gerçek hayatta yer yok.

  • kavanoz dibi gözlüğe sahip yaşlıca bir teyze inmek için ayağa kalkar:

    teyze: evladım müsait bir yerde indirir misin?
    şoför: (kapıyı açar ama durmaz) buyur teyze.
    teyze: paraşütle mi ineceğim pezevenk, dursana!
    minibüs ahalisi: ???

  • çıktığımız turda dönüş yolundayken otoyolun kenarında karpuz satan amcalardan birinin elinde karpuzu kafasının üstüne kaldırıp bizim dikkatimizi çekmeye çalışmasıyla durduk karşı şeride geçtik herhalde bir şeye ihtiyacı var diye. gittiğimizde sabah bizi giderken gördüğünü orada akan suyu buz gibi bir çaya karpuzu koyduğunu ve dönüşümüzü beklediğini öğrendik. amcayla sohbet esnasında çocuğunun bu sene üniversite sınavına hazırlandığını ancak dershane(özel okul) tarzı yerlere gidemediğine geldi konu birlikte sürüş yaptığımız insanlardan biri de o dershanelerde müdür olarak çalışıyor ben elimden gelen yardımı yaparım birazcık da çalışır başarısını gösterirse tamamen ücretsiz bir şekilde başlatırız onu okulumuza dediğinde amcanın gözleri doldu. siz geçerken bir şey dürttü beni karpuz kesmem gerektiğini hissettim buradan hep böyle gelip geçerler hiç böyle bir şey hissetmemiştim demek ki kendi kısmetimi açmışım dedi gülümsemeye başladı. bu gibi insanların yaşadığı dünyada başka nedene ihtiyaç mı var gülümsemek için