ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
laz ziya vs ramiz dayı
-
biri uluslarası silah kaçakçısı ve aynı zamanda orta doğu'yu yöneten konseyin bir üyesi. diğeri istanbul kabadayısı.
birinin muhatap olduğu konular ırak savaşı, suriye savaşı, abd-ingiltere-israil arasındaki dengeleri gözeterek orta doğu savaşlarına silah ihraç etmek.
diğerinin muhatap olduğu konular ali, eyşan, cengiz, ezel gibi mahalle insanlarının hayatlarıyla uğraşmak.
biri sıradan bir komiser tarafından hayatı karartılırken, diğerini tanımayan emniyet müdürü olamaz. .
ramiz'in teknik olarak kıyaslanacağı kişi duran emmidir.
edit: konseyin ırak savaşı ve suriye'nin geleceğini değerlendirdiği sahneden bir kesit yüce baron mehmet karahanlı'yı da yad edelim buradan:)
8 nisan 2015 tarihli leman kapağı
-
hakkını arayan bir camiaya değil; silah ile 50 kişinin canına kast eden denyolara verilen ayardır.
(bkz: sakin ol şampiyon)
instagram'ın zengin türk çocukları
sigarayı bırakmak için kafaya kafes takmak
-
ben bile başlığı yazdıktan sonra yazdığım yazıya bakıp yok artık lan dedim ama evet gerçek bir olay söz konusu.
havasından suyundan mıdır bilmiyorum ama hakikaten ülkede herkesin kayışı kopardığını hissediyorum son zamanlarda.
https://fbcdn-sphotos-d-a.akamaihd.net/…a883d280ca9
https://scontent-fra3-1.xx.fbcdn.net/…5&oe=55ec9faa
*dayı günde 40 sigara içtiği için kafasını kafeslettirip anahtarını da daha sonra karısına vermiş.
(bkz: türkiye'de yaşanan olaylara artık şaşırmamak)
aşk-ı memnu
-
şöyle bir karşılaştırmaya malzeme olmuştur...
çocuklarim için seve seve diyorsan, binbir geceyi
çocuklarım küçük yaşta versin diyorsan, küçük kadınları..
çocuklarımın hepsi bir kişiye versin diyorsan, yaprak dökümü'nü..
çocuklarım kankalarına versin diyorsan, kavak yellerini..
bütün sülale birbirine versin diyorsan, aşk ı memnu'yu izle !!
(:
fazla mesai ücreti
-
ilk çalismaya basladigim hukuk burosunda bunu talep ettigim zaman office manager denilen dallama yuzume karsi gulmustu, iste o ucrettir bu. ben de kendisine halihazirda elalemin hakkini savunan biri olarak (bkz: avukat) hakkimi yedirmeyecegimi, nasilsa bir sekilde alacagimi, o sebeple guzellikle bordroya yansitilmasinin daha dogru olacagini soyledim. tebessum etti. ben de tebessum ettim.
baktim ay sonunda parayi alamadik, sonra hangi gun fazla mesaiye kalsam, ki 20 ay calistiysam, bugun yuzde 80'inde kaldim ben o mesaiye, o gun icin bir kitap (kaldigim saate bagli olarak bazen iki, kitabina bagli olarak bazen uc gunluk mesaiye 1 kitap) aldim ofisten. 20 ayin sonunda ayrildigimda 200'den fazla kitabi barindiran hayvani bir hukuk kutuphanesine sahiptim. hatta ofiste ilgimi ceken fazla kitap kalmayinca siparis ettirip, gelen kitaplari eve goturuyordum.
isin ilginci ben bunu yaparken bir kisi de "aga sen napiyon? nerde lan bu kitaplar?" demedi. kutuphaneye bakan bir tek ben vardim sanirim.
neyse, velhasil bu calisanin hakki olan bir ucrettir. ya efendi gibi verilir, ya da zorla alinir. zorla alinmasi kanunlara aykiri, adalete uygundur. boyledir.
berat albayrak ve karısının yüzüklerini atması
-
benim bildiğim berat,yüzüğü parmağa takmaz zaten.
o yüzden katılmadığım dedikodudur.
yaran tatlı hayat diyalogları
-
feraye (yorgo'nun üstündekileri tek tek tanıtarak): pantalon... romadan! ayakkabılar... milanodan! gömlek... floransadan!
ihsan: göbek... lahmacundan!