hesabın var mı? giriş yap

  • televizyonda moda giyimle falan ilgili bir yarışmada jüri olan hanım. bir kızcağız katıldı ingilizce öğretmeniyim dedi aralarındaki dialog aşağıda;
    - what is your style?
    - ingilizce mi türkçe mi cevap vereyim?
    - ingilizce tabii. [yanındakilere 'bakalim konuşabiliyormu durun']
    - actually i dont have a style..(vs)
    - evat konuşabiliyormuş tamam

    sen kimsin ingilizce öğretmeniyim diyen kızı konuşma sınavına alıyorsun. meydan kimlere kaldı? bu eğitimli denebilecek insanlar kimlerin ağzına maskara önüne meze oldu allahım. bu televizyondaki insanlar kim, eğitimleri sıfatları ne? çıldıracağım az kaldı

  • elektrikli araclar icinde iyi bir tercihtir. ama elektrikli arac alma sansina sahip oldugum halde almadim henuz. zira:

    1. istediginiz kadar kendinize yalan soyleyin, range dusuk, ve cogu zaman range'i arttirmak icin komforunuzdan dahi odun vermek zorunda kaliyorsunuz bazen (dusuk hizda seyretmek, klimayi kapatmak gibi)
    2. tesla ozelinde, suspansiyon sistemi gercekten bok gibi. hani bu fiyat bandinda bu kadar kotu suspansiyon sistemi sadece bu aracta muhtemelen. ve yuksek hizda gene bu fiyat bandinda kabul edilemeyecek ruzgar sesi aliyor.
    3. elektrikli araclar hayvan gibi agir.
    4. pil 10 sene sonra yuzde 70 verim bandina dusecek ve arac obsolete olacak. pil degisimi o noktada hayvani pahali (tabii o zamana kadar araci satacak veya araci kiralayanlarin umrunda degil)
    5. bu elektrikli arac isini kotaricak pil teknolojisine henuz ulasilmadi, ve cogu arac "peak design", yani moduler ve gelecekte rahatlikla degistirilebilecek, veya degistirildiginde en randimanli pil teknolojine olanak verecek alt yapida degil. hatta bazi arac modellerine uygun piller bir kac sene sonra bu sebepten bulunmayabilebilir. (toyota bu dedigim seyleri vadeden karbon bazli solid state pilleri 2027 gibi cikaracagini soyluyor, gormeden inanmam ama bu iddianin toyotadan gelmesi ve adamlarin buna bir kac sene once hayvan gibi yatirim yapmis olmasi umitlendiriyor beni bu konuda).
    6. pil uretiminin ve yeniden donusumunun hayvan gibi maliyeti var, bu ugurda kiymetli dunya materyelleri kullaniliyor, ve bunlarin madenciligi cocuk iscilerin oldugu ortamlarda da yapilmakta.
    7. cok ciddi bir yangin riski var ve lithium piller yanarsa yanginin sondurulmesi mumkun degil. getiriyorlar ozel bir container, sonene kadar yaniyor icinde.
    8. bugun pek cok ulkede kullanilan elektrik de cok yesil degil henuz.
    9. gene tesla ozelinde, uretim kalitesi gelisse de hala daha bu fiyat bandina gore oldukca kabul edilemez bir noktada.
    10. araclar hayvan gibi pahali
    11. arac agir oldugu ve cok hizli ivmelendigi icin diger araclara gore cok daha sik lastik degisimi gerekiyor.
    12. tesla'nin avrupa ve abd'de bir kac tik daha iyi ama genel olarak hizli sarj noktasi problem. hele hele uzun yolda bir kuyruk oluyor gorseniz bazi noktalarda.
    13. evinize vs sarj noktasi kurmaniz gerekmesi. misal bizim ortak kapali park yeri var, sigorta hayvan gibi masraf cikardigi icin yatirimi yapmadik (yangin riski).
    14. aracin yolda kaldigi durumda (ki elektrikli bir arac icin bu risk daha fazla) araci kolaylikla cekilememesi (konvansiyonel veya hibrit araclar gibi vitesi bosa al ve cek olayi yok).
    15. gene tesla ozelinde, sesli komutlar olsa bile, tum herseyin bir ekrana itelenmesi cok kotu, kesinlikle bir mimimalistlik kisvesi altinda cost cutting. hani, mantikli olsa tum firmalar coktan yapardi zira maliyet oldukca duserdi. gerci gittikce ekran sayisi artiyor dugme sayisi dusuyor pek cok aracta ama pek cok durust kullanici bundan memnun olmadigini dile getiriyor.

    pil kilo/boyutu ve pil maliyeti yaklasik yariya dusmedikce, yangin riski ortadan kaldirilmadikca, uretim karbon izdusumu dusmedikce, range 1000+ km'ye cikmadikca, ve bu ozelliklerdeki piller endustriyel bir standarta gelip moduler hale gelmedikce, elektrikli arac "obvious choice" olmayacak.

    istediginiz kadar kendinizi kandirabilirsiniz.

    ha, alana neden aldiniz demiyoruz, artilar eksiler dusunulur, uyuyorsa alinir. yani kimisi diyor ki, abi 4 saniyede yuze cikiyorum, bu benim icin yeter. bence sacma, ama o kisi acisindan mantiklidir o zaman. gerci arabanin sportif olmasi icin ivmelenme tek basina kriter degildir ama o kisi icin yeterlidir belki.

    ama kiskaniyorsunuz, cemkiriyorsunuz, bu en iyisi tarzi yorumlar da komik gercekten.

    benim gorusum, 2. bir araba olacak ise, ve cok buyuk oranda sehir icinde kullanilacak ise, mantikli olabilir. ama uzun sureli kullanim dusunulmemeli ve max 5-6 sene sonra eldecen cikarilmasi gerektigi ongorulmeli (eger lease degil ise).

    debe sonrasi edit: bir arkadas, avrupada bu aracin kafa kafaya oldugu fiyatta arabalara kiyasla, tesla'nin turkiye'de elektrikli araclarda otv alinmamasi sebebiyle bariz daha uygun oldugunu yazmis. bu kuvvetle muhtemelen togg icin yapilmis bir tesvik ama tesla da firsati tepmemis. bu acidan, eger saydigim dezavantajlar sizin icin "show stopper" degil ise, esasen cok mantikli bir secim de olabilir. bunu da belirtmek istedim. yerli uretimin tesvigini isterim ama kisisel olarak ben tesla y verken togg almazdim acikcasi, togg'un kendini kanitlamasi icin gidecegi cok yol var.

    bir de bendeki intiba:(arastirmadim, yaniliyor olabilirim), ozellikle suspansiyon, ruzgar sesi ve bir takim kalite sorunlarina dair ve hatta galiba pil anlaminda da model 3 ve model y'ler ciddi bir gelistirme gordu ya da gormek uzere (almanya fabrikasinda). sanirim turkiye'ye gelen modeller eski nesil olanlar olabilir, en azindan ilk raddede. ona da bakin derim, aceleniz yoksa ve ekonomik olarak esnekseniz olasi zamlara karsi, gelistirilmis versiyonlari beklemek mantikli olabilir, eger durum benim suphelenedigim gibi ise.

    edit 2: bir iki ufak ilave bilgi, yazim yanlisi duzeltimi.

  • oyle kullanmaya calistim su cikti:

    "oljkdkvsdkvj ikvsjhvpùkls vùlskvh sfùv hsffùlkvhsfvohefùvlk nfscvôiif hvsfivh zdùoivjhsdùlv zdivpjdkùlv jdivpj dkùvjzpivjhz ùlkvjzùipjùflkj zrfzjzekrpjfzipgzrpgzrpilmk jzdgzrfzùfpkhzr$pf zrefihzr"

    yukardakilerden biri pentagon'a giris sifresi ama hangisi bilemiyorum, deneyin bulun.

  • sinemada biletler yer göstericiye verilir, yer gösterici el feneriyle oturulacak yeri gösterir, o sirada bir elle biletleri geri almak diğer elle cepte bahşiş aramak yerine, bir elle el fenerini almaya çalışmak (hatta ısrar edip çekiştirmek) diğer elle bahşiş aramak.

    yer gösterici al istiyosan ama bahşişi ver yine de dedi.

  • belli ki kendi kendine çekmiş çocuk gerizekalının teki de bulup yaymış. ulan hanginiz ayna karşısında saçma sapan hareketler yapmadı ben 25 yaşındayım ben bile yapıyorum halen. çoğu kişi de öyle. gece 2 gibi gelen yakışıklılık hissi gibi bir şey olsa gerek.

  • eski formunu yakalamış olan yazar/çizer.

    *

    okul, muhtemelen 3., 4. sınıf, öğretmen, öğrenciler:

    öğrt: birinci dünya savaşı kaç yılında başladı?

    öğrencinin biri cevap vermek için kendini yırtar... ama öğretmen görmek istemez...

    öğrn: öğretmenim!! öğretmenim!!
    öğrt : kimse bilmiyo mu?..
    öğrn : öğretmenim! ben ben!!
    öğrt : başka?
    öğrn : öğretmenim!!!
    öğrt : hiç biriniz çalışmadı mı evladım?
    öğrn : öğretmenim öğretmenim!!
    öğrt : nolur lan biri daha kaldırsın parmak!..
    öğrn : ben ben!! öğretmenim!!!
    öğrt : yanlış da olsa kabul edicem... hadi..
    öğrn : öğretmenim!!!
    öğrt : alacağınız olsunlan... peki korhan tamam... sen söyle...
    öğrn : at y.rrağı!!!
    öğrt : memnun musunuz şimdi?

  • marmaray'ın aslında tam olarak marmaray olmamasından kaynaklanan hadise.

    marmaray niye aslında tam olarak marmaray değil? çünkü marmaray'ı seçim öncesi açabilmek için projenin geri kalanının(marmaray cr3) ismini (istanbul banliyö hattı) değiştirerek, sanki şu 4 duraklı sisteme marmaraymış gibi açılış yaptılar.
    filmlerde görürsünüz, her raylı sistemler projesinde ana kontrol merkezi vardır, uzay istasyonu gibi donatılmıştır, otomasyon işlemleri buradan gerçekleşir. işte bu sistem marmaray cr3'i ile beraber yapılacaktı.
    işte 4 istasyonlu haliyle açabilmek için geçici bir çözüm yaptı dhl, gecici kontrol merkezi kurdu. her gecici iş gibi, bu kontrol merkezi de 6 ay-2 sene için kurulmuştu. fakat anlaşılan kullanımı kalıcı oldu.
    benim şahsi kanaatim, bu kontrol merkezinde problem var. fakat haber alma hürriyetimizin kısıtlandığı ülkemizde kimsenin bunu araştıracağını zannetmiyorum.
    zaten 2-3 saate yayın yasağı getirirler.

  • bir kediyle yaşamak, evde küçük bir çocuk varmışcasına önlem alarak yaşamaktır.

    - içi kızgın yağ dolu tavanın sapını ocağın iç tarafına doğru çevirmek (pati atarak tavayı üstüne devirmesin)

    - yanan mumu yanına yaklaştırmamak (bıyığı kuyruğu yanmasın)

    - çamaşır ve kurutma makinesini doldurmadan evvel içini kontrol etmek (içine girip yatıyor)

    - bıçağı tezgahın kenarında bırakmamak (sapına pati atıyor, kafasına saplanabilir)

    - kapıları, pencereleri hızlıca kapatmamak, rüzgarın çarpmaması için önlerine ağırlık koymak (sıkışabilir, bir keresinde az daha kafası kopuyordu)

    - ortalıkta permatik bırakmamak (oyuncak zannediyor, elini ayağını kesiyor)

    - ortada deterjanlı su bırakmamak (içiyor, manyak mıdır nedir)

    - klozete blok takınca kapağını hep kapalı tutmak (mavi suyu da içiyor)

    - zeytinyağı, sıvı yağ tenekesinin tıpasını sıkıca kapatmak ( devirip yağla oynuyor)

    - balkon kapasını kapatırken her zaman içeride olduğundan emin olmak (bir gece balkonda kalmış, sabah çok dinlenmiş bir şekilde uyandığımda anlamıştım bunun ortalarda olmadığını, yazık kulakları filan hep buz kesmiş)

    - eğer ortalarda görünmüyorsa ve dışarı çıkmak gerekiyorsa gardrop kapağını açık bırakıp evden öyle çıkmak (bir gün eve geldim, dolaptan miyav sesleri geliyordu, tüm gün dolapta kapalı kalmış)

    - pencere açıkken dikkatli olmak (i believe i can fly)

    ve daha bir sürü şey, anksiyete bozukluğu yaşıyorum bunun sayesinde.

  • dik gitmiyor aslinda, hava inceldikten ve belli bir hiza olastiktan sonra once capraz sonra baya yatay gitmeye basliyor. taa ki yatay hizi yercekimini asacak noktaya gelsin. roketler ucaklar gibi suzulerek gitmez, havadaki oksijeni de kullanmaz, bu yuzden yercekimine (edit: ve hava surtunmesine) karsi gereksiz yakit harcamaktansa bir an once uzaya cikip yatay hiza ulasmaya calismasi en efektif yoldur.

    edit: baslik sahibinin sorusu cok yerinde. buna benzer bir sekilde, yillar once uydulari roket yerine neredeyse yere paralel toplara yerlestirip patlama ile gondermek dusunulmustu. ama uydunun yorungeye oturmasi icin en az saatte 25 bin km hiza ulasmasi gerek. bu hizlara yere yakin ulasirsa, hava surtunmesinden dolayi eriyip parcalanacagi icin cok uzerinde durulmadi.