hesabın var mı? giriş yap

  • erişilebilirlikte (yaygınlık ve ucuzluk) -> elma
    sağlıkta -> elma
    bal gibi meyve yemek için -> incir
    tat standardı (lezzetin tekrarlanabilirliği) -> muz
    mutluluğa etkisi & coşku faktörü -> yeşil erik
    ağızda bıraktığı his (patlaması, suyu, lezzeti) -> nar
    serinlemek için -> karpuz
    lezzetinin zirvesindeyken en güzel olan meyve -> kavun
    jüri özel ödülü -> şeftali

  • aa, "abi bi beş dakikanız var mı? ben gümrükte çalışıyorum da.."nın sitesi çıkmış...

  • niye ingilizler federeri tutuyor ya da çoğunluk federeri niye tutuyor diye isyan edenler bir alıcı gözüyle baksınlar adama, bu kadar mı estetik olunur, adam rönesans döneminden çıkmış gelmiş sanatını icra ediyor gibi.

  • emine s. beder'den ekşi sözlük ipuçları: entry yazarken sol frame'deki bir başlığı entry'nize kopyalayıp yapıştıramıyor musunuz? başlığı entry kutusuna sürükleyip bırakın.

  • çok güzel bir şey...

    uzun zamandır kendi tercihimle asosyal bir yaşam sürüyorum. dünyanın düzenine karşı umudumu kaybeder gibi olmuştum, insan içine karışmayı bıraktım. baktım ki ben dışarı çıkıp dünyaya karışmak istemiyorum, o zaman dünya benim evime gelsin diye düşünerek gezginleri ağırlamak üzere bu siteye kaydoldum.

    ilk misafirimi ağırlıyorum. iskoç bir gezgin. geçtiğimiz yıllarda bir süre iskoçya'da yaşadığım için konuşacak pek çok ortak nokta bulduk. dün sultanahmet'i falan gezdirdim, bugün de haritayı eline tutuşturup tek başına yolladım, yarın da gidiyor zaten...

    bir sürü şey öğrendim, inanılmaz seyahat anıları dinledim. her insan yeni bir dünya derler ya, misafirimin bana kattığı şey de "later is now" mottosu oldu. bir de çekilişten kazandığım kahve makinasını nasıl çalıştıracağımı öğretti. hediye olarak getirdiği glenfiddich whisky ise bonus.

    tabii bir de couchsurfing'i sarmış olan -şahsi fikrimce- hıyarlar var. çiftleşmek için dating site gibi kullanmaya çalışıyorlar. geçenlerde biri şöyle yazmış:

    "avrupa yakasında oturuyorum, cumartesi anadolu yakasına geçeceğim, önce bir yemek yeriz, sonra bir kulübe gideriz, saat geç olacağı için gece sende kalırım ;) ertesi gün öğleden sonra kahvaltının ardından eve dönerim. telefon numaram: ..."

    bu özgüven nereden geliyor cidden bilmiyorum. bildiğim tek şey misafirimin de dediği gibi insanların çoğu aslında iyi, dünya düşündüğümüzden daha yaşanılası bir yer ve seyyahlar da çoğunlukla pozitif insanlar. masaya koyacağınız bir sıcak kap çorba ve vereceğiniz bir oda ile dünyanın öbür ucundan gelen bir insanı hayatınızda misafir ediyorsunuz ve onun da hayatına misafir oluyorsunuz.

    dünya büyük ve görülecek çok şeyin olduğu bir sahne... bölüm sonu canavarlarına rağmen bu oyunun sonunda iyiler kazanacak.

  • genelde yaşlıdırlar, konu komşusu dışında pek kimseleri yoktur.
    yaşları gereği teknolojiyle araları iyi değildir.
    hayatın sillesini yemiş, yoklukla büyümüş, umutları, hayalleri milyarlarca kez örselenmiş kişilerdir.
    3 kuruş parayla hayatını idame etmeye çalışırlar.
    sen ne anlatırsan anlat eline ödediğine dair makbuz alamayınca borcunu ödememiş hisseder.
    plazada oturup, maybach'a binen kişi trilyonlarca vergi affından rahatsız olmaz da bu amcalar/teyzeler 100 liralık faturayı zamanında ödemek için ar eder...

    geçenlerde bankada denk geldim. yaşlı bi teyze, banka personeline otomatik ödeme vermiş.
    ''size zor oluyo mu oğlum bu faturaları yatırmak'' diye sordu...
    kadın, bankacının belediyeye gidip su faturası sırasında bekleyip yatırdığını sanıyor...
    çok görmeyin, kınamayın. iyi, temiz, masum insanlar bunlar.

  • bu adamın asistleri istatislikler hesaplanırken 2 ya da 3 asist yerine geçmeli kesinlikle. basketbolda seyir zevki diye bir şey varsa jason williams gibi adamlar yüzünden var ve kıytırık bir bounce pass ya da break passa verilen değerden daha fazlasını haketmeli diye düşünüyor insan.