hesabın var mı? giriş yap

  • iş bilmeyen firmanın israfı.

    arkadaş verirsin ürettirdiğin fabrikalara burberry logosunu söktürürsün yerine güzelce yine sana bağlı fason bir marka oluşturarak onun logosunu taktırırsın daha düşük fiyattan yine pazara sürersin. şu adamlara kayserili bir planlama mühendisi göndersin allah rızası için birileri.

  • alburnoides eminea: ismi, prof. dr. davut turan’ın annesi emine turan’a atfedilmiş.

    alburnoides velioglui: ismi,rize devlet hastanesi hastane yöneticisi opr.dr. hasan basri velioğlu’na atfedilmiş.

    alburnoides recepi: ismi, arazi çalışmalarına önemli katkıda bulunan recep buyurucu’ya atfedilmiş.

    - peki biz bunu yedik mi?

    sanmıyorum.

    allah bilir veli de padişahımızın dedesinin filan adıdır.

    neyse ki hayvanlar balık lan. düşünsene yıllarca dış dünyadan bir şekilde saklanmışsın, kimse sana bulaşmamış. bir gün çıkıp geliyorlar karına emine sana recep diyorlar. kabus gibi.

    allahtan balık hafızası diye bir şey var. ara sıra da olsa unuturlar. biz her gün aynı kabusa uyanıyoruz.

  • 36 kişinin öldüğü tren kazasının ardından yunan ulaştırma bakanı istifa etmiştir.

    https://www.25newsnow.com/…kills-16-hurts-least-85/

    45 bin kişinin öldüğü türkiye'deki depremden sonra istifa eden olmamıştır.

    edit: bir tane uyarı geldi. bahçeli beşiktaş üyeliğinden istifa etmiş :))))
    edit 2: vay arkadaş, halbuki ne de sevinmiştim... bahçeli'nin üyeliği aidat ödemediği için düşmüş :((( istifa yok yani...
    edit 3: "bahcelinin üyeliği düşmemiş. üyelik iptal dilekçesi göndermediği için üyeliği devam ediyor. borcu da yokmuş." gelen mesajlardan biri bu. hadi görevinden istifa eden yok, bari en azından spor kulübü üyeliğinden istifa eden bi tane siyasimiz olsaydı :(((

  • ev kadını camiasında gizli bir parola.

    17 yaşımdan gün almamla başlayan ve aralıksız devam eden çalışma hayatıma 2 ay önce bir ara verdim. hem mutfakta oynamayı, hem beslemeyi seven biri olarak, zamansızlıktan şimdiye dek amatör lig sayılabilecek, en şaşaalı eseri karnıyarık olan mutfak repertuarımda bir üst lige çıkmaya niyetlendim ben de ve pasta-kurabiye-börek kulvarında takımdan ayrı düz koşuya başladım. çabam kısa zamanda meyvelerini verdi tabii. öyle ki, evime gelen 60 yaşında aile dostu misafirlere bile yemek sepeti açıp "size pizza mı söyleyeyim, hamburger mi, kebap mı?" diyerek menü sunan ben, "size avokadolu boşnak soslu arjantin böreği yaptım" diyerek kapıları açar oldum. bu süreçte de doğal olarak zamanını evde geçiren ve hamur işlerindeki başarı ve başarısızlığa çok ehemmiyet veren kadınlarla daha fazla zaman geçirmeye başladım. ve mirim gördüm ki bir yufka sadece bir yufka değilmiş, ince ekmek parçası, börek ara ürünü falan değilmiş, başlı başına bir illuminati şifresiymiş bu camiada...

    - size kıymalı börek yaptım:)
    - yufka böreği mi?

    misal bu, şifreli olarak "300'ler komitesinden misin demek". buna "yok el açması" diyorsan evet demiş oluyorsun, ki bunlar piramidin en üstü, bizim buralarda yok bu kademeden... "evet yufka böreği" diyorsan, "değilim, sadece teklif ederseniz cemiyetinize girmek istiyorum" demiş oluyorsun. iyice konudan habersiz olup saf saf "yufka böreği ne yahu, börek tabii ki de yufkadan olmaz mı eheheh" diyerek bön bön bakıyorsan "bu bizim aramıza giremez, börekleri yiyip derhal kalkalım" anlamında alttan alttan bakışıyorlar.

    tarikata girmenin kuralı yufkaya bok atmak. muhabbet nereden, nasıl getirilirse getirilsin, bir noktasında "eline sağlık çok güzel olmuş" diyerek susup, kaş altından manalı manalı sana bakarak vereceğin cevabı bekliyorlar. sınav anı bu işte. bu noktada muhakkak yufkaya bok atacaksın. söylemen gereken parola "ya yufkası güzel değildi, yoksa daha güzel oluyodu" olmalı.

    börek çiğ de kalmış olsa, kağıt gibi kupkuru, vıcık vıcık yağlı da olsa, ıspanağı az, tuzu fazla da kaçmış olsa, hatta komple simsiyah yanmış bile olsa, "yufkası güzel değildi bu sefer, yoksa daha güzel oluyodu benim böreğim" demelisin. bu camianın kabul ön şartı bu. parola bu. "first rule of fight club"ı bu. şaşırıp başka bir şeye bok atmayın sakın. ben ilk denemelerde öyle yaptım ama sessizce böreklerini bitirip gittiler hemen. peynire, maydanoza, ıspanağa, fırına, kesilen elektriğe suç attığım sayısız davetten sonra nihayet kalan son etken olan yufkaya bok atmayı denediğimde ise her zaman "hmm..." diyerek gözlerini halıya diken, ve rujlu dudaklarına değdirmeden minik minik yedikleri böreği bitirir bitirmez de okuldan gelecek çocuklarını bahane ederek kalkıp giden bu kadınların ossaniye gözlerinde parlayıp sönen şimşeği gördüm. bir anda ortamın elektriği değişti resmen, resmiyeti bırakıp candan bir tonlamayla beni 3 gün sonra yapacakları çok gizli bir toplantıya davet ettiler derhal ve artık aralarına katılabileceğimi söylediler. tabii bunlar olalı çok oldu, artık ben de bu cemiyetin bir üyesiyim, ben de yeni adayların çay davetlerine gidip, "ya bu sefer yağını fazla kaçırmışım, yoksa daha güzel oluyodu benim böreğim"i duyanda, sessizce gözlerini halıya indirip tek kelime etmeden böreğini bitirdikten sonra kalkanlardan oldum.

    diyeceğim o ki, sizin hiçbir şeyden haberiniz yok. dünyayı hamur işi ustası 13 kadın yönetiyor. yılda bir kez bir araya gelen bu "una bulanmışlar" tarikatının üyeleri, dünyanın hakimi olmak için planlar yapıyorlar. hedefleri bütün sınırları kaldırıp sadece hamur işi içeren tek dünya mutfağı kurmak. kimlerin bu cemiyette olduğunu bilseniz şaşar kalırsınız. seyrettiğiniz dizilerde, filmlerde yığınla subliminalle beyninizi yıkıyor, görmeyi bilenler için her yerde "biz buradayız, varız" mesajını bırakıyorlar. misal yufka açan kadınların her zaman üçgen olan oturma düzenine hiç dikkat ettiniz mi? veya bernini'nin 'yufka açan kadın' heykelini* kaçınız biliyor, ya da demirtaş burada aslında ne demek istedi hiç düşündünüz mü?

    komplo teorisi bunlar amaan dediğinizi biliyorum, ama belki bir daha yufka alırken ambalaja daha dikkatli bakarsınız artık, kim bilir...

  • devletin saçma sapan işidir. allah aşkına kendinizi bu kızın ailesinin yerine koyun. 23 sene boyunca emek veriyorsun, canından can katıyorsun, ona iş güç kazandırıyorsun ama ceberrut devlet kızcağızın diplomasına el koyuyor ve diyor ki; "benim için 1-2 yıl çalışmazsan o diplomayı alamazsın."

    ulan cizre dediğin yerde kimsenin güvenliği yok, şehrin ortası bir anda çatışma yeri oluveriyor ama devlet buna rağmen oraya seni atıyor. orada bir savaş var ve devlet seni sivil halinle, diploma almamakla tehdit edip oraya git çalış diyor.

    siz kendi kızınızı cizre'ye gönderir misiniz? bu nasıl iştir? bu nasıl adalettir? bu nasıl devlettir?

    8 yıl sonra gelen edit: çok yanlış ve çok duygusal düşünmüşüm, kabul ediyorum hatalıyım.

  • talimat olmadan kıçını kaldırmayanlar olduğu sürece daha çok ekşiciyi yaftalarsınız.

    t: yoktur, tepki göstereni vardır.

  • zorunlu edit: ustayı ayağına çağırdın diyenler olmuş. yok efendim eve gelmedi, vatsaptan foto ve video yolladık. eve gelemezmiş önce işi görmeliymiş. ayrıca işin uzunluğundan ve emeğinden bahsedilmiş. parçayı eve getirip takmamız 30 sn sürdü. (sıcak-soğuk ayarı yapılan kolun içinde bir parça idi) indirim yapabilir miyiz diye konuştuğumuzda akşam saatinde - ki saat 6 civarıydı- bu fiyatın normal olduğu, yarın ölü bir saatte çağırırsak ücreti 170 liraya düşüreceğini söyledi. 30 liralık farkı saate göre belirledi.

    az önce tecrübe ettiğim durum. duşa kabin su akıtınca tesisatçıyı aradım. baktı, 200 liraya olur anca dedi. biz de hırdavatçıdan 10 liraya parçayı aldık. kendimiz uğraşıp yaptık.

    el işçiliğine 190 lira alınır mı?!

    evinizde bozulan bir şey olduğunda siz yapın, uğraşın en azından. bu hırsızlara para kaptırmayın.