hesabın var mı? giriş yap

  • ankara'nın ortasında, bozkırdaki başka bir yeşil yuvadır.
    genç türkiye cumhuriyeti'nin ilk toplu konut tasarısı olan saraçoğlu mahallesinin temelini 1944 yılında dönemin başbakanı şükrü saraçoğlu atmıştır. 434 konutluk yerleşim biriminin yapımı 1946 yılında bitmiştir, mimarı alman paul bonatz'dır. o sıralar kalbur üstü kişilerin yaşadığı mahalle zamanla eski değerini yitirmiştir. oysa geniş bahçeli evleri, gezileri, tiyatrosu, kütüphanesi, okulu ile çağcıl kent anlayışının önemli bir örneğidir.
    saraçoğlu mahallesi, kızılay'ın kalabalığının, gürültüsünün içinde gerçek bir cennettir. simgesel değeri de ayrıdır kuşkusuz.

  • sabah 7-9 ve akşam 17-20 saatleri arasında katıldığım öneri. tabi ki yaşlılarımıza saygı falan önemli ama sabahın kör karanlığında kalkıp işe gitmeye çalışan, akşama kadar çalışıp iş çıkışı da sürünen adamın halini de anlamak gerek.

  • aradan geçen üç hafta sonunda, protestolar bitmeyince ve devlet mekanizmaları da desteğini çekince başkan evo morales başkanlıktan istifa ettiğini açıkladı bugün. daha önce de (bkz: #97125691) numaralı girdimde izah ettiğim üzere bu morales'in katıldığı ve seçildiği üstüste dördüncü seçim. kendisi 2009 yılında iki dönem kuralı getirmişti ama 2016 yılında bir referandum yaparak kendi getirdiği süre kısıtlamasını kaldırmak istedi. ancak halk, küçük bir farkla da olsa (yüzde 51,5) bu hamleye karşı geldi ve referandumda yenildi. bunun üzerine yüksek mahkemeden kendi lehine karar çıkartıp bu seneki seçimlere katıldı.

    muhalefetin hakkını yememek gerek. sonuna kadar direnç gösterdiler ve seçim sonuçlarını tanımadılar. hükümet tarafı ne kadar kışkırtırsa kışkırtsın kitlesel şiddet olayları yaşanmadı (evet 3 kişi hayatını kaybetti ama hem tekil olaylardı hem de hükümetin ortamı kızıştırıp kendini haklı çıkarma çabalarının bir ürünüydü). bu olaylar sırasında iyice köşeye sıkışan evo morales, kendi kalesi olan cochabamba kantonuna çekilmişti ve başkanlıktan vazgeçmeyeceğini söyleyerek muhalif protestoları yasadışı ilan etmişti.

    ancak zaman içerisinde önce polis teşkilatı kendisine olan desteğini çekti. hatta öyle ki görev yerlerini (başkentteki başkanlık saray muhafızlığı dahil) terkettiler. daha sonra ordu bir açıklama yaparak, görevlerini terk eden polislere karşı bir eylem planlarının olmadığını ama siyasi krize bir çözüm bulunmasını yoksa işlerin daha da karışacağı uyarısında bulundu. ordudan gelen bu uyarı, 'darbe mi geliyor?' endişelerine yol açsa da muhalefet bir darbe istemediğini, mücadelenin demokrasi için yürütüldüğünü deklare etti. başta amerika devletler topluluğu (adt - ya da ispanyolcası ile organizacion de los estados americanos) olmak üzere uluslararası toplum da seçimlerin yenilenmesi ve bir askeri girişim olmaması için uyarılarda bulundu.

    evo morales, bu baskılar gelince önce seçimlerin yenileneceğini söylese de muhalefet ikna olmadı ve istifa edip çekilmesi yönündeki baskılara devam etti. devlet içerisinde de destekçisi kalmayan morales, direnmenin mantıksızlığını kavramış olacak ki bugün itibariyle istifa ettiğini ve seçimlerin yenileneceğini deklare etti. ancak yenilenecek olan seçimlere katılıp katılmayacağı henüz net değil (muhalefetin morales'in tekrar edilecek seçimlere katılmasını kabul edeceğini zannetmiyorum). şimdi asıl merak edilen husus morales'in geleceğinin ne olacağı. ülkeyi terk edecek mi yoksa yargı önüne mi çıkarılacak, bekleyip göreceğiz.

    şimdilik bu kadar, gelişmeler oldukça aktarmaya, eklemeler çıkarmalar hatta gerekirse yeni girdiler yazmaya devam edeceğim.

    tema: latin amerika tarihi

  • ashton kutcher'a twitter'dan bir kaç kere mention atmışlığım var, henüz cevap yazmadı belki ama kendini zor tuttuğuna eminim. şimdilik kendisini ağırdan satarak beni etkilemeye çalıştığı ortada ki bunu da uzun soluklu bir ilişkinin başlamadan önceki karşılıklı etkilenme döneminden alınan hazın ertelenerek uzatılması olarak algılayabilirsiniz. dolayısıyla kendimi söz konusu gruba gururla dahil ediyorum.

  • hangi stadı erdoğan yapmış. o daha milletvekilliği için jet fadılla pazarlık yaparken fenerbahçe kendi stadını yapıyordu.

  • bu yüzden haklı konuları sahiplenip çok bağıran, örgüt desteği belli olan oluşumlara her zaman mesafeliyim.
    heriflerin bir tane amacı var. bu ezik amaç uğruna bizim solcuları güttükçe güdüyorlar.
    t: şaşırtmayan tweet.

  • açılın ben söyleyim nedenini;
    adamın imkanı var, evde oturmak istemiyor, kendisine masrafı fazla olmayan meşgale olarak bir iş yeri açıyor. bu vesileyle tabiri caiz ise karı dırdırından ve işsizlik psikolojisinden sıyrılmış oluyor. bu tip yerler genelde ay sonunda kafa kafaya çıkarlar.

  • şaka maka gözlerimin dolmasına sebep olan açıklama. 25 sene önce okumaya başladım. disiplinli bir okuldu. hayata karışamadım. sokakta fazla vakit geçirebilen bir çocuk değildim. bana kalırsa pek de çocukluğumu yaşayamadım. burjuva tipi sosyal aktivitelerle geçti ömrüm. okula gittim. kursa gittim. yabancı dil öğrendim. sınavlara girdim. iyi derecede ofis programlarına hakimim. presentabl denen bir sıfat var ya hani, onun kelime karşılığı olacak şekilde yetiştirildim. sebebi iyi bir işe girmekti, iyi para kazanmaktı, hayatım, ailemden gördüğüm gibi devam etsin diyeydi hepsi. artık ne için uğraştığımı, neden bir çocukluğum olmadığını, neden hayatımın hiçbir noktasının tadını tasasız biçimde geçiremediğimi bilmiyorum. bana harcanan para bankaya koyulmuş olsaydı, şu anki gelirimin onlarca katını alıyor olurduk. milyarlar... hepsi çöp. bu ülkede bi boka yaramıyor eğitimli ve kültürlü bir insan olmak. kimse, aa maaşallah yavrumuz da ne kadar insaflı ve merhametli demiyor. herkes paranın ve gücün önünde ceket ilikliyor.

    niye okuduk, niye senelerimi çaldınız el birliğiyle? sağıma bakıyorum cahil, soluma bakıyorum cahil. kimse de aa ne cahil adam demiyor.

    deliler, cahiller ve ölüler... öylesine mutlular ki! yalnızca çevrelerindekiler acı çekiyor.