ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
jandarma için tasarlanan yeni üniforma
-
- abdülhamit zaptiyesi lan bu.
türk insanının temel sorunu
-
herbokolog olmak. katılmayan varsa beri gelsin.
yaran diyaloglar
-
aziz nesin dost ağırlamada, yedirme içirmede, ikramda bonkör bir adamdır.
fakat, çöpe giden bir pirinç tanesine bile üzülür.
nesin aynı zamanda çok cimri bir adamdır. cimriliğini kendisi ilan etmiştir:
"ben çok cimriyimdir. bu cimrilik emeğe saygımdandır" diyerek cimriliğinin nedenini açıklar. emek aziz nesin için "kutsaldır".
tan gazetesinde köşe yazarı ve muhabir olarak çalıştığı yıllarda 50 lira maaş almaktadır.
geçim sıkıntısından "al takke ver külah" yaparken bir tanıdığına 50 lira borçlanır.
bu ay olmadı gelecek ay derken... alacaklı bir gün iyice sıkıştırır.
aziz nesin adama; " yarın saat 11:00'de gel paranı al" demiş bulunur.
borcunu ödemesinin tek yolu; çalıştığı tan gazetesinin patronu halil lütfi'den avans almaktır.
patron, aziz nesin'den daha cimri, aynı zamanda huysuz bir adamdır.
fakat, cimriliğinden dolayı aziz nesin'i çok sever. nesin, gazetedeki mürekkep hokkasına özel kalemini batırmış adam değildir.
mürekkep uçar diye, hokkanın ağzını açık bıraktığı hiç görülmemiştir.
herhangi bir nedenle, gazetenin tek yaprak kağıdını özel işi için kullanmamış, gazetede kullandığı her eşyayı gözü gibi korumuştur.
aziz nesin aynı zamanda çalışkan, okunan ve sevilen bir yazardır. bir gazete patronu böyle bir adamı sevmesin de kimi sevsin?
***
aziz nesin, alacaklısı geleceği gün saat 10:00'da, patronu halil lütfi'nin odasına gider:
- efendim, birisine 50 lira borcum var. buraya gelecek. bu ay ki maaşımı avans olarak verin de adama borcumu ödeyeyim.
- ne zaman gelecek adam?
- saat 11:00'de.
- 11:00'de gel al parayı.
- saat 10:00 zaten. adam az sonra gelir. parayı şimdi verin de adam gelince mahçup olmayayım.
- 11:00'de gel 11:00'de.
- neden illa ki 11:00?
- yav aziz; saat 11:00'e kadar bakarsın adam ölür, ben sana parayı vermekten kurtulurum. bakarsın sen ölürsün, ben yine parayı vermekten kurtulurum.
- efendim; bende bu şans varken ne adam ölür, ne ben ölürüm. siz ölürsünüz ben parayı alamam. şimdi verin şu parayı.
kaygısızlar
-
baslik icinde helva diye aradim mâmafih bulamadim.. bu diziye dair boyle diyalogun es gecilmesi ve deneysiz bir kimya dusunulemez.
d: doktor
m : memnun
d : bunu size alistira alistira soylemem lazim ama.. 2 hafta omrunuz kaldi memnun bey..
m : yok mudur bir caresi doktor bey??
d : maalesef, tibbin bu konuda yapabilecegi birsey kalmadi.. kader iste..
m : o elinizdeki nedir doktor.. recete mi yoksa??
d : hayir. helva tarifi..
fazla düşünme sorunu olan insanların ortak yanları
-
dram içerir.
gönül isterdi '' sadece fazla düşünme sorunu yaşayan insanların anlayabileceği şeyler'' diye bola döke başlık açabileyim. hepinizin malumu yine karakter sınırına takıldım.
ben de fazla düşünme sorunundan muzdarip olduğumdan acımı paylaşmak, benim gibileri görüp daha normal hissetmek için gündemde bu konuya da yer vereyim dedim.
1) her zaman, her yerde kafasının içinde konu ve konumla alakasız bir sürü şey vardır;
en yakın arkadaşın nasıl aldatıldığını göz yaşları içinde anlatırken, sen bir yandan onu dinliyor gibi yapıp bir yandan arkadaki masanın ceviz ağacından mı olduğunu, kahve içmeyi, saatin kaç olduğunu ve aynı anda bir sürü şeyi daha aklından geçirirsin.
2)pratiktirler;
hemen her konuda baştan savma bir çözümleri vardır. bira kapağını kilit karşılığı ile açmak gibi harika yöntemlerle hızlı ve bir o kadar da kirli sonuçlar elde ederler.
3)çok yönlüdürler;
fotoğrafçı olmaya karar verip bunun için yanıp tutuşurken, bir anda aslında kısa film çekmenin de ne harika bir fikir olduğunu düşünüp bununla alakalı derin araştırmalara girebilirler. odaklanma sorunları hayatları boyunca yakalarını bırakmaz. çevrelerindeki herkes potansiyellerinin farkındadır fakat maymun iştahları yüzünden hemen her şey proje evresinde kalır.
4)bir dönem gece kuşu, bi dönemse yalnız kurt pozlarına girerler;
çevrelerindeki kimse buna bir anlam veremez. gecelerin aranan isminden kıvrak bir hamleyle ev kuşuna evriliverirler.
5)geçmişlerindeki herhangi saçma ve küçük bir hata ansızın akıllarına gelebilir;
obsesiftirler, gece uyumakta güçlük çekerler ve yaratıcı olmalarına rağmen odaklanma problemi yaşadıklarından bunu üretime dökemezler.
edit: ''dün gece çok uzun zamandan sonra ilk kez yalnız hissetmedim. teşekkürler herkese...''
şöyle bir yazarların bulunduğu destek grubumuz var
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"ulan peyami safanın yazdığı 100 sayfalık romanı 5tl ye aldım bizim muhtarın yazdığı tek sayfalık ikamet kağıdını 3 tl ye. demek kitap yazsa milyarlar istiyecek pezevenk"
kitap
-
naçizane bir okur, koleksiyoner ve sahaf olarak yıllardır "kitap", "kitapçılık" , "kütüphane", "yazı" ve "okuma" hakkında kitaplar topluyorum. elimde olanların bir kısmını aşağıya liste olarak atayım da belki bu konularda merakı olanlar ilgilenebilir:
1-"okumanın tarihi", alberto manguel, yapı kredi yayınları
2-"okuma günlüğü", alberto manguel, yapı kredi yayınları
3-"gezgin, kule ve kitapkurdu", alberto manguel, yapı kredi yayınları
4-"kitaplardan kurtulabileceğinizi sanmayın", umberto eco - j.c. carriere
5- "yazar ve cenneti - kütüphaneci 30 büyük yazar", angel esteban, alakarga yayınları
6- "`kitaplığımı yerleştirirken kitap koleksiyonculuğuna dair bir konuşma`", walter benjamin, sub yayınları
7 - "entelektüelin kütüphanesi", hermann hesse, era yayınevi
8- "okuma uğraşı", akşit göktürk, inkilap kitabevi
9- "kitap", necip asım yazıksız, iletişim yayınları
10- "yasak kitaplar", bülent habora, habora yayınları
11- "yazının hikayesi", hasan ali ediz, doğan kardeş yayınları
12- "yazı kitabı", carl farulmann, iş bankası yayınları
13- "eskiçağda yazı malzemeleri ve kitabın oluşumu", prof. dr. nuray yıldız, türk tarih kurumu
14 -"medeniyet tarihinde kütüphaneler", tahir harimi balcığlu, büyüyen ay yayınları
15- "bir nadir kitap destanı", hans peter kraus, müteferrika yayınları
16 - "türkiye'de yayın hayatı", istanbul ticaret odası
17- "sahafname", emin nedret işli, kırmızı kedi yayınları
18- "türklerde kütüphanecilik", mustafa yazıcı, milli eğitim bakanlığı yayınları
19 - "kitaplar, kütüphaneler", muharrem mercanlıgil, doğuş matbaacılık,
20- "kitapla ilgili fıkralar", şefika mercanlıgil, doğuş matbaacılık
21- "kitapla ilgili özlü sözler", çiğdem mercanlıgil, doğuş matbaacılık
22- "türkiye'de kitap koleksiyonerleri ve sahaflar ", rifat bali, libra kitap
23- "yayıncının el kitabı", datus c. smith, türkiye yayıncılar birliği
24 - "book finds - how to find, buy and sell used and rare books", ian c. ellis, berkley publishing
25 - "türk kitap tarihi", alpay kabacalı, cem yayınevi
26 - "kitaplık" , lydia pyne, ithaki yayınları
27 - "yazı - insanlığın belleği", georges jean, yapı kredi yayınları
28 - "kitap kıyımının evrensel tarihi", fernando baez, can yayınları
29 - "kitabın evrimi", orhan öcal, iş bankası yayınları
30 - "kitap yayıncılığının evrensel tarihi", ışıl çobanlı - erdönmez doğu kitabevi
6 temmuz 2020 arçelik buzdolabı yangını
-
burada konu gündem olduktan sonra arçelik bu ailenin zararını karşılayacaktır. illa yapmanız gerekeni yapmanız için toplumsal utanç mı devreye girmeli. illa kavga mı etmeli. kırk yıllık marka imajınızı tek bir hareketinizle yerle bir etmeniz an meselesi sayın arçelik.
yoğun bakımda yatan hastalarla dalga geçen hemşire
-
olay istanbul haseki hastanesinde geciyor eren gencer isimli hemşire yogun bakımda yatan hastaların fotoğraflarını cekip sosyal medyada yayınlıyor bu ve bu tip insanlara dur denmeli artık
hastalarla dalga geçen hemşire
http://i.hizliresim.com/oervrq.png
sikayet icin http://hasekieah.saglik.gov.tr/…ntviewer.php?id=288
alo 184 saglik bakanligi
sabim@saglik.gov.tr
edit :dünkü bu kötü olayin bu hemsirenin tek olmadigını biliyordum ama hemen yeni bir fotoğraf beklemiyordum bugün bir arkadaşım başka bir hemşirenin fotoğrafını gönderdi bunu da ifşa edin lütfen diye hangi birini ifşa edicen bir iki değil bunlar etik iş ahlakı sıfır ayrıca bir iki kişinin cezanlandırılmasıyla olacak is değil bu deştikçe başkaları da çıkıyor başka fotoğraflar kişiler çok üzgünüm gençlik nereye gidiyor böyle
ebola o kadar da kötü değil bulaşınca öldürüyor
-
(bkz: ebola iyi de virüsü kötü)
bu lavaboyu sadece el yıkamak için kullanınız
-
abdest alınmaması için yazıldığını düşündüğüm uyarı.
benim okuduğum üniversitede de lavaboların arka kısmına şadırvanımsı bir şey yapıldı ama gençler anlamsız bir şekilde inatla lavaboda ayak yıkıyor.
kılıçdaroğlu adaysa anam avradım olsun oy vermem
-
“siyasetten silinsin aga. istemiyorum bu kalıpsızı ya. nefret ediyorum. bütün başımıza gelenler bu adamın yüzünden.”
diyen bir zihin 20 yıldır bu ülkeyi yönetenleri sorumlu tutmuyorsa s.kerim onun oy verme hakkını…
bahariye kuruyemiş
-
ufacık esnaflık hayatında yapabileceği en büyük salaklığı yapmış kuruyemişçi. haydi yavrum soldan soldan.
edit: şahsın kuruyemişçiyle bir bağlantısının olmadığı iddia ediliyor.
yeni edit: şahsın kuruyemişçide dönüşümlü çalışan insanlardan biri olduğu da iddia ediliyor.