hesabın var mı? giriş yap

  • duyduğu zaman insanı üzen bir söylem... kardeş biraz daha sabret. daha dün ekonomi bakanımız söyledi. 2,5 milyon kişiyi işe alacaklarmış. ayrıca şubat ocaktan iyi. mart da şubattan iyi olacak. nisan üçünden iyi mayıs alayına haziran hepsine... sonra hepsi bize...

  • -sonra eve gittik, dönüş yok mu ne, öyle bi filmi vardı, onu seyrettik.
    +ha irreversible'ı diyorsunuz, gaspar noe'nin filmi. filmekimindeki geceyarısı gösteriminde bütün istanbul entellektüel sosyetesi ile birlikte izlemiştim onu çok farkli bir sinema teknigi ve carpici sahneleri vardır.
    -ha işte o, köprü altında kayıyorlar hatuna. şu rakıyı uzatsana.
    +al rakıyı, allah belanızı versin :/

  • oğuz atay bunun hakkında mükemmel bir tespit yapmıştır tutunamayanlarda:

    '' ilk çekingenlikler ne kadar tatlıdır. oysa insan, bu beceriksizlikleri bir an önce yenmeye çalışır. bütün gücüyle büyüyü bozmak, buzları kırmak için uğraşır.
    ...''

  • babamla birlikte ne zaman misafirlikten dönmek üzere arabaya binsek beni strese sokan kornadır. en az 50 kere "korna çal" der babam. bir defa inat ettim çalmadım, neredeyse geri dönüp özür dileyecekti adamdan. babacığım az önce vedalaştın, sarıldınız öpüştünüz, bin tane iyi dilekte bulundunuz birbirinize bu korna olmasa ne olur dedim ama anlatamadım arkadaş. o korna çalınacak, yoksa orada seni ayakta bekleyen adama edepsizlik olur diyor. örf adet desen, gelenek desen şunun şurasında kaç senedir arabaya biniyoruz ki yahu. yoksa eski türkler ayrılırken at kişnetiyorlardı da ordan mı kaldı acaba.

  • doğu anadoluda bir il...ceza mahkemesinde bir davanın ilk duruşması. iki sanık hazır.kimlik tespiti yapılmakta...birinci sanığın künyesi tutanağa yazıldı.sıra ikinci sanıkta :
    -adın,soyadın ?
    - (cevap yok)
    -oğlum adın soyadın ne ?
    -(cevap yok üstelik zorlandığı belli,terlemekte)
    -oğlum türkçe bilmiyor musun ?
    -bilirem
    - o halde...adın ne ?
    - (yine cevap yok)
    bu arada sanık yanındakine döndü,hafif ama duyulabilecek bir sesle hızlı hızlı:
    - ula benim adım neydi ?
    yanındaki:
    -ula adın ........... idi dedi.

    insanımız böyledir işte...
    ya ilk defa mahkemeye çıkması nedeniyle heyecandan ismini unutmuştur,
    ya da ailesi bir ad koyar onunla çağrılır herkes öyle tanır ama nüfusta ismi başka yazılıdır.hatırlıyamaz o ismi..

  • poşetten para alma durumunu ben de pazarlama hatası olarak görüyorum. ancak pazarlama hatası olarak görenler bir çözüm önerisinde bulunmamış. bazı kişiler de poşetten para alınarak poşet israfının engellenebilir olabileceğini savunmuş.
    benim önerim : her bir ürün için ürüne belli miktarda poşet parasını eklersin. kasada da bunu hesaplarsın. örneğin bir ürünün satılması istenen tutarı 9,75 tl ise 0,25 tl poşet parası eklersin ve 10 liradan satarsın. satınalma kararına etkileyecek bir tutar değil sonuçta. kasada da müşteri örneğin bu üründen 4 adet aldıysa, poşet almazsanız 1 tl iadeniz oluşacaktır dersin. müşteri kendi karar verir o 1 lirayı alıp almamaya. poşet kullanması gerekiyorsa bunu reddeder ve poşeti kullanır. 1 lirayı almak istiyorsa da alır ve poşeti israf etmemiş olur. müşteri taciz edilmemiş olur, ekstra indirim algısı da yaratılabilir.

  • 1942 yılında, mississippi'nin jackson şehrinin bir kasabası olan pascagoula'da gerçekleşen bir dizi garip ve ürkütücü suçun kahramanıdır. "pascagoula'nın hayalet berberi" hiçbir kurbanını soymadı, öldürmedi ya da onlara saldırmadı... onların sadece saçlarını kesti... görsel

    hayalet berber'in ilk saldırısı, mary evelyn briggs ve edna marie hydel adlı iki genç kızın, yatak odasının penceresinden sürünen bir adamın sesiyle uyandığı 'our lady of victory' manastırında gerçekleşti. saldırıda iki kız da yaralanmadı, ancak sadece birkaç gün sonra altı yaşındaki carol peattie uyandığında saçının çoğunun eksik olduğunu fark etti. ailesi ve polis soruşturma yaptığında, carol'ın yatak odası penceresinin çerçevesinin kesilmiş olduğunu gördüler. görsel - görsel

    bir sonraki saldırı daha da tuhaftı. terrell heidelberg ve karısı, davetsiz bir misafir tarafından uyandırıldı. terrell heidelberg, saldırgan ile boğuşmaya başladı ancak saldırgan çifte demir boru ile vurarak onları etkisiz hale getirdi ve kaçtı. saldırı, hayalet berberin saldırıları ile uyumlu olmasa da onunla ilişkilendirdi. hayalet berberin bir diğer kurbanı r.e taylor, saldırganın kurbanlarının uyanmasını önlemek için kloroform kullandığını iddia etti. görsel

    haftalarca süren saşdırıların ardından polis, almanya doğumlu bir kimyager olan william dolan'ı incelemeye karar verdi. raporlara göre dolan, heidelberg'lerle yakın zamanda bir tartışma yaşamıştı. bu tartışma onlara saldırmasının nedeni olabilirdi.

    polis ayrıca dolan'ın evinin yakınlarında insan saçları buldu ancak 1940'larda bu saçları kişilerle eşleştirecek dna teknolojisi mevcut değildi. yine de bu saçlar, ondan şüphelenmek ve tutuklamak için yeterli görüldü. saldırı ve cinayete reşebbüs ile suçlansa da suçlu bulunmadı. bir almanya sempatizanı olduğu ve siyasi görüşleri nedeniyle hedef alındığını iddia etti. görsel - görsel

    pascagoula'daki birçok kişinin onun nazi ajanı olduğundan şüphelendiği doğruydu ancak küçük kızların saçlarını kesmenin savaşa herhangi bir etkisi olmayacağı da ortadaydı. dolan sadece heidelberg olayıyla bağlantılıydı ve tutuklandığında saldırılar son buldu. ancak gerçek hayalet berber'in onun tutuklanması sonrasında korkup saldırılarını sonlandırmış olma ihtimali de bulunuyor.

    kaynak: 1, 2

  • geçen sene yeni yıl projeleri ile uğraşırken şirketin 450,000 satırdan ibaret bir yıllık muhasebe kayıtlarını tek bir hamlede sildim.
    ne yapalım ne edelim derken günlük yedekten bilgileri geri almaya karar verdim; bu sefer de bilgileri 2000 yılı kayıtlarının üzerine alıp onları da temizledim. birileri durdurmasaydı 1995'e kadar tüm kayıtları silip şirketi de ateşe verecektim; olmadı.